Efendim takdir edersiniz ki halk ozanı halkın gözü, kulağı, dili olup halkının dertleriyle dertlenen haksızlığa karşı sinesini kalkan ederek mücadele eden ve her zaman hak ve hakikatten, adaletten yana olan bir halk ve mücadele adamıdır. Tarihe iz bırakmış yedi ulu ozanlarımız vardır. Aslında halk ozanı yüzlercesi vardır lakin bu yedi ulu ozanlar ozanlığın temsilcileri durumunda olup bedel ödemişlerdir. Bunlar Fuzuli, Nesimi, Virani, Yemini, Pir Sultan Abdal, Şah Hatai, Kul Himmet olarak bildiğimiz ulu ozanlardır. Alevi ve Bektaşi kültürünü günümüze bayrak gibi taşıyan daha bir çok güçlü ozanlarımız vardır. Örneğin Bolu Gerede’de Meftun Aşık Dertli baba bir nefesinde şöyle hitap ediyor;

Bildiniz mi siz Yezidin bağrının taş olduğun
Zahiren İslamlığın batında kallaş olduğun
Tan kılman dertleriyle çeşmimin yaş olduğun
Ayıp görmen Dertli’nin sizler kızılbaş olduğun
Ya nice methetmeyim dünya ve ukba namı var
La feta illa ali la seyfe illa Zülfikar

İşte görüldüğü gibi Dertli baba burada bir zulmü işaret etmektedir. Yine Dertli Ehlibeyt sevgisiyle dolu olan bir eserinde şöyle sesleniyor;

Bir araya gelse üç beş aşıklar
Onlar birbiriyle meydan ederler
On iki koyunum on dört kuzum var
Gönül yaylasında cevlan ederler

Dertli bu dertlere düşelden beri
Gahi geri gider gahi ileri
Çağırsan münkiri gelmez içeri
Hakikat sırrını pünhan ederler

On iki koyunum on dört kuzum derken on iki imamları ve on dört masumu pakları işaret etmektedir. Ozanlarımız haksızlığa ve zulme karşı çıkarken bazen yoksulluğu ve ezilmişliği de konu alırlar rahmetli ozanımız merhum Ali Kızıltuğ gibi.

Rahmetli Kızıltup”Kkirli Yorgan” başlıklı bir eserinde adeta yoksulluğun fotoğrafını çekmektedir. İşte ozanımızın yoksul halkımızın dramını konu alan eseri:

KİRLİ YORGAN

Kirli yorganımı da attım sırtıma
Gurbet gariplerin yurdu dediler
Zenginler balkondan bakıp gülüştü
Yine bir kapıcı geldi dediler, oy geldi dediler

Dolmuşçuya verdim en son parayı
Adres almıştım Aydın sarayı
En son buldum emmimgilin orayı
Kapıya vurunca kimsin dediler, oy kimsin dediler

Dedim ben Ali’yim ta köyden geldim
Hava da soğuktu üşüdüm dondum
Yengem dışarı çıktı emmimi sordum
Emmin geçen sene öldü dediler, oy öldü dediler

Tahammül yok ciğer gardaş ağladım
Çıkıp sokaklarda sabaha kadar dolandım
Rast gelene bir iş diye yalvardım
İşin bekçiliğe oldu dediler, oy oldu dediler

Giyindim kuşandım çok oldu para
Yine gittim emmimgilin oraya
Bu seferde emmim çıktı karşıma
Ooo buyur beyefendi buyur dediler

Anladım ki emmim dayı paraymış
Naçarlık fakirlik dile kolaymış
Felek Kızıltuğ’u böyle denemiş
Şimdiki kazancıma çaldı dediler, oy çaldı dediler

Kızıltuğ’un bu güzel eserimi yazmamda bana yardımcı olan Maltepe’de Divriği Kırkgöz köyü derneği yönetiminde değerli dostum sayın Mehmet Karslı’ya da çok teşekkür ederim.

Ahmet AKAR