Bir yönetim merkezde suça bulaştıkça, suça bulaşma kademe kademe aşağıya kadar iner. Bakanlar-Milletvekilleri-Valiler-Kaymakamlar-İl-İlçe Başkanları kendi konumları ölçüsünde yolsuzluğa suça bulaşır. Yönetim, demokrasiden, kişi hak ve özgürlüklerinden uzaklaşır, despot bir yönetime dönüşür!
Hele, “Siyasal İslam” , “Despotik Yönetim” ve “Esir Alınmış Yüksek Yargı” birleşir de üzerine bir de “Cehalet ve İhanet” sosu serpilirse, dıştan da desteklenince, önünüze nur topu gibi bir “FAŞİST YÖNETİM” koyarlar.
Böyle bir Faşist Yönetimin tek önceliği vardır; İktidarını ve gücünü korumak!
İktidarını ve gücünü korumanın da tek yolu; Polis baskısı, ekonomik baskı ve özgürlüklerin yok edilmesidir. Ülke, Yarı Açık Cezaevine dönüşür. Şimdiki gibi!
Aziz Türk Milleti;
Yıllardır sizlere ve “İşlevsiz Muhalefete” anlatmaya çalıştığımız ama anlatamadığımız, geleceğimiz nokta tam da bugün ki durumumuz idi!
Muhalefet Partileri hala durumun korkunçluğunu anlayamadı!
Ülkemizin getirildiği noktayı bir daha ve tüm gerçekliğiyle aktaralım ve
“Ne Yapılmalı” sorusuna DOĞRU Parti olarak yanıtımızı verelim!
-Türkiye, ekonomik olarak batırılmıştır. Belirsizlik ve çöküş devam edecektir.
-Türkiye, dış politikada yalnız bırakıldı, itibar kaybına uğradı.
-Türkiye, 24 Eylül 1991’de üye olduğumuz FATF (Mali Eylem Gücü) tarafından “Kara Para Aklama- Terörün Finansmanı-Uyuşturucu Ticareti” konusunda riskli devletler arasına yani GRİ LİSTEYE atıldı!
Türkiye’de, devletimizi ayakta tutan tüm kurumlarımız çökertildi!
Ne Ordumuz Ordu, ne Yargımız Yargı, ne Basınımız Basın, ne Meclisimiz Meclis!
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup yanıt verir misiniz?
Bir ülkede rejim değişikliği için bundan daha uygun bir ortam olur mu?
Peki, muhalefet ne yapıyor?
Tüm yaptıkları, Türk Milletinin her gün yaşadığı ekonomik sıkıntıları, insan hakları ihlallerini tekrar etmekten ibaret! Sanki halkımız bilmiyor!
Öğretmenler için bir yasa hazırlandı. AKP’nin amacı, Türk Ordusunda yaptığı Atatürkçü-vatansever subay temizliğinin benzerini eğitim ordusunda yapmak! Öğretmenler TBMM’ye ve Milli Eğitim Bakanlığına sokulmadılar, polis müdahalesine muhatap oldular!
Muhalefet, bu öğretmen soykırımına TBMM’de engel olabilecek mi? Hayır!
AKP-MHP Ortaklığı yasayı kabul edecek ve kıyım başlayacak!
Şimdi bana söyler misiniz? Muhalefetin TBMM’de bulunmasının, Türk Milletine na faydası var?
Öğretmenler TBMM’ye gideceklerine, Muhalefet partileri öğretmenlere gitmeli!
Yapılması gereken şudur;
Tüm muhalefet biraraya gelecek ve öncelikler sıralaması yapacak.
DOĞRU Parti olarak öncelik AKP iktidarından kurtulmaktır, diyoruz.
Ortak Cumhurbaşkanı Adayı belirlenecek, TBMM terkedilecek ve demokratik direnme hakkı kullanılarak, AKP seçime mecbur edilecek. İlk yapılacak budur!
Ortak Cumhurbaşkanı Adayı, Anayasamızın ilk ALTI maddesine bağlı kalacağına ve seçilince, Parlamenter Sistem varmış gibi yetkilerini, bir gecede TBMM’ye devredeceği üzerine yemin edecek.
CB seçiminden sonra, bir taraftan “Devr-i Sabık” yaratılıp hesap sorulurken, diğer taraftan Hukukçulardan- Siyaset ve Bilim İnsanlarından oluşacak bir “Kurucu Meclis”, Türk Milleti tarafından seçilmelidir. Kurucu Meclis, yeni Anayasa-Seçim Kanunu-Siyasi Partiler Kanununu ve TBMM İçtüzüğünü yapacak ve Türk Milletinin onayına sunacak. Türk Milletinin kabulünden sonra iki yıllık bir sürede uyum yasalarının kabulü ile yeni bir Genel Seçime gidilmelidir!
Aziz Türk Milleti;
Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyeti yok edip, yerine İhvancı bir Siyasal İslam Devleti kurmakta kararlı olan ve bunu açık-açık söyleyen AKP ve
iç-dış ortaklarına karşı aynen “Kurtuluş Savaşımızda dedelerimizin verdiği mücadeleyi, Kuvayı Milliye anlayışı ile ama bu kez silahsız olarak vermemiz zafere ulaşmanın tek yoludur.
DOĞRU Parti olarak, bizim gördüğümüz bu kaostan çıkmak için gördüğümüz yöntem budur. Varsa her türlü başka öneriye açığız.
Bu mücadele, vatan sevgisi ile-akılla- sabırla-siyaset bilgisi ve vatanseverce duygularla yapılırsa sonuç inanın mükemmel olacaktır…
Atatürk’ün bize emaneti bu Cumhuriyeti, üç-beş tane ahlakı bozuk,
Türk Milletinin dostu olmayan tarikat-cemaat artıklarına bırakmayacağız.
Bu mücadelede en ön saflarda sayıları 20 milyon civarında olan (+50) yaşındaki vatanseverlerle verilmelidir.
Atatürk ilke ve devrimleri Türk Devletine yeniden egemen olduğunda, yönetim gençlerimize ve kadınlarımıza devredilecektir.
Onlar, bizlerden çok daha iyisini, güzelini yapacaklar ve tüm Türk Milletini sevgiyle, saygıyla kucaklayacaktır…
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 02 Şubat 2022