Çanakkale Atatürk’tür, Atatürk Çanakkale’dir.
Çanakkale Savaşı, en fazla şehit ve yaralı verdiğimiz ve son Türk Devletinin kurulmasının yolunu açan çok önemli savaşlarımızdandır.
Bu sebepten, Çanakkale Zaferi Türk Milletinin zihninde, Kurtuluş Savaşımız ve Başkomutan Atatürk ile özdeşleşmiştir. “Çanakkale Geçilmez” sözü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Atatürk ilke ve devrimleri üzerinde dünya durdukça yükseleceğinin, Türkiye Cumhuriyeti’ni içten-dıştan gelecek her saldırıya karşı korunacağının ifadesidir.
“Çanakkale Geçilmez”, Türk Milletinin Atatürk’e ve Şehitlerimize verdiği Cumhuriyeti koruma sözüdür!
Türk Milleti Atasına ve Şehitlerine verdiği bu şeref sözünü tutabildi mi?
Dedelerimizin, babalarımızın bir an bile düşünmeden uğruna canlarını seve seve verdikleri Cumhuriyeti ve Atatürk İlke ve Devrimlerini koruyabildi mi?
Yoksa parayatapar bir toplum haline dönüşüp, geçmişi unuttu mu?
Devletimizi kuran Atatürk ve arkadaşlarına “İki Ayyaş” diyenleri devletimizin tepesine mi oturttu?
Cumhuriyeti kuranlara, onların rahmetli analarına en galiz küfürler eden aşağılık yobazların, devlet sofrasında konuk edilmeleri karşısında sessiz mi kaldı?
Çanakkale Zaferini Türk Milletine armağan eden Atatürk ve Şehitlerimizin aziz ruhları için, tam da 18 Mart günü “Cuma Hutbesinde” bir Fatiha göndermeyi çok gören yobazlara tek laf söyleyemeyecek kadar korkak mı oldu?
Türk Ordusunun beyni olan “Komuta Heyetini” paramparça ettiler, astları tarafından yerlerde süründürülen çapsızları ordumuzun başına getirdiler, Atatürk’ün Ordusunu İran Ordusuna benzettiler, bu ihanetleri görmeyecek kadar kör mü oldu?
CIA’nın şimdiye kadar bölgemizdeki en büyük yatırımı olan FETÖ için çalışan, ona bağlı olan, toplantılarına sürekli giden, maddi destek alan, parti kurup geçmişini inkar edecek kadar alçalan İYİ sıhhatte olsunları, kurtarıcı olarak görecek kadar mı aklını kaybetti?
“Devleti kuran partiyiz”, “Atatürk’ün kurduğu partiyiz” diye övünen fakat, ömürleri boyunca Atatürk’e, Türk Ordusuna düşman olan tarikat-cemaat artıkları ile ittifak kuracak kadar mı ihanet içinde oldu?
Hırsızlıkları açık seçik belli olan “Siyasi Ümmetçilere” üç-beş kuruş için biat edecek kadar mı onurunu kaybetti?
Çağdaş Türkiye, Atatürk İlke ve Devrimlerini devletimizde yeniden etkin kılmak için varını yoğunu bu yolda harcamaktan çekinmeyen Kuvvacıları görmeyecek kadar mı kalplerimiz nasırlaştı?
Böyle devam edilirse, Çanakkale de geçilir, Sakarya da, Afyon da geçilir.
Uyanmanın ve Milli Emanete sahip çıkmanın zamanı gelmedi mi?
Elbet bu günler de geçecek. Yine hesap günü gelecek. Fakat bu defa, suçlar-ihanetler-hırsızlıklar-Türk Milletinin hakkını yiyenlerden mutlaka ama mutlaka, “Devr-i Sabık” yaratılıp hesap sorulacak.
Bu hesaptan ihanet içinde olan “siyasetçiler, bürokratlar, resmi-sivil bürokratlar, cübbelerini kiraya veren yargı mensupları ve uzaydan gelmişler gibi seyreden iş dünyası da” Türk Tarihi-Türk Milleti ve Hukuk önünde paylarına düşeni alacaklar! DOĞRU Parti bunun için kuruldu…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 19 Mart 2022