Tam 9 yıl 4 ay önce yazmışım altaki yazıyı!
Kılıçdaroğlu, 3 yıllık CHP Genel Başkanı idi. AKP’yi hırsızlıkla suçluyordu!
A. Babacan, Başbakan Yard. 17/25’in hırsız Bakanlarını saklıyordu!
A. Davutoğlu, Dışişleri Bakanı. Suriye belasını başımıza sarıyordu!
M. Akşener. MHP Mv idi. Bahçeli’nin elini öpüyordu!
Yıl 2022. Dört Başkan kolkola girdiler. Dördü de FETÖ’cu Savcı ve Yargıçların uydurduğu 28 Şubat davasında taraf oldular!
9 yıl 4 ay önce zindanda olan Atatürk’ün Ordusunun Kahraman Komutanların yaşları 74-90 aralığına geldi. Komutanlar yine ve hala zindandalar!
Aziz Türk Milleti, bu satırları hiç unutma! Kim dostun kim değil, ihtiyaç duyduğunda bakarsın! (DOĞRU Parti Genel Başkanı RS-12 Mayıs 2022)
Türk Ordusunu felç etmeyi hedefleyen düzmece dava silsilelerinin başladığı zamanda Başbakan Erdoğan; “Ben bu davaların Savcısıyım” demişti.
Şimdi, “Oralara gönderecek Komutan bulamıyoruz” diye şikâyet ediyor.
Sayın Erdoğan;
Ne yapacaksınız Komutanı? Bunlar darbeci değil mi? Bunlar senin “Seçsis Seçim Sistemi” ile oluşan iktidarını yıkmak isteyenler değil mi?
Camileri bombalayanlar, kendi uçağını düşürenler, avantadan maaşla yan gelip yatanlar bunlar değil mi? Mustafa Kemal’in Askerleri değil mi bunlar?
“Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesini benimseyip, kardeşin Huber Abdullah’ı sinir edenler bunlar değil mi?
Gerektiğinde bunların her biri seve-seve birer Kubilay olmaz mı?
Sakın bunlar için “iyilik” düşünme, Bülent abinin yüzüne nasıl bakarsınız sonra!
Ayrıca, oralar dediğin yer neresiyse; “Oralara gönderecek Komutan bulamıyoruz” şikâyetin de samimi değil.
Elinden gelse içeri attıklarını bin yıl orada tutacağını, kalanları da tutuklatacağını sen de, ben de adımız gibi biliyoruz.
İran İslam Devriminde Humeyni, İran ordusunda taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamıştı! Humeyni’nin yolunu niçin takip etmezsin hiç anlayamadım.
Sana kim laf edecek ki? Her dediğine “Baş üstüne” diyen Özel bir paşan var. Öcalan gibi, emrinde binlerce militanı olan “Barış Güvercinin” var.
Barzani gibi, “Onur Konuğun” ve on binlerce peşmergesi var.
Tarikatların var, Cemaatlerin var. Bu dostlarında hiç bitmeyen “Dolar”,
hiç dinmeyen “kin” var.
Astığın astık, kestiğin kestik değil mi? Ne yapacaksın Komutanı?
Senin aklın her şeye erer. Memlekette Komutan yapacak adam mı yok?
15 yıl dağda kalıp Türk Askeri ile savaşan, oğlunu danışmanın, kendisini de milletvekilin yaptığın İhsan Aslan’ın emrine, Ramazan Akyürek ile
Ali Fuat Yılmazer’i ver, gitsinler “oralara”, tertemiz yapsınlar!
Deniz Kuvvetlerine ise senin adamın olan İHH Başkanını getir. Belediyeden verdiğin Mavi Marmara gemisini İsrail’e kadar başarıyla götüren adam,
TC’nin donanmasını mı yönetemeyecek?
Kara Kuvvetleri Komutanlığına ise hısmın ve Kanal 7’nin patronu
Zekeriya Karaman’ı getir. Avrupa’nın her ülkesinden, içleri tıka basa para ile dolu bavulları kazasız belasız ülkeye getirtip, “Hırsızlar İmparatoruna” teslim eden adam, Türkiyelilerin ordusunu mu yönetemeyecek?
Geriye Jandarma Komutanlığı kaldı. Orası için cin gibi biri lâzım. Bence oraya en uygun isim; Zahit Akman’dır. Her işin üstesinden geldiği gibi bunun da gelir.
Savcı Bey, bunların hepsini yapabilirsin ama sana bir hikâye anlatayım, istersen bir daha düşün. Türk Tarihi; Zalimleri, kul hakkı yiyenleri, kendi milletine ihanet edenleri, hele İslam’ın son Ordusu olan Türk Ordusuna tuzak kuranları asla affetmez.
(Torunu, dedesine sorar; “Dedeciğim, bir insanın ömrü ne kadar olur?.”
Dede gülerek; “Ezanla namaz arası kadardır, yavrucuğum” deyince torun;
“Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?” der.
Dede; “Evet yavrum. Ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır” diye cevap verir.
Torun; “Dedeciğim, ben anlayamadım, açıklar mısın?”
Dede şefkatle; “Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu.
O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? İşte o ezanın namazı kılındı mı?
Torun; Kılınmadı.
Dede; O ezan, “Namazsız Ezan”dı.
İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur.
O da “Ezansız Namaz”dır. Aslında o namazın ezanı, insan doğunca okunmuştu kulağına.
İşte yavrum, ömür dediğin Ezanla Namaz arası kadardır.)
Ne mutlu, kul hakkı yemeyenlere ve kendi milleti-kendi ordusu ile kavgalı olmayanlara…
Aksini yapanlara, bakın Musa Eroğlu nasıl sesleniyor;
Geçtim dünya üzerinden / Ömür, bir nefes derinden.
Bak feleğin çemberinden / Yolun sonu görünüyor!
Anladın mı Savcı Vatandaş?…
Sağlık ve başarı dileklerimle 28 Ocak 2013
Rifat Serdaroğlu
Not: Ankara ve Sivas seyahatimiz başladı. Pazartesi günü görüşmek üzere…
12 Mayıs 2022 RS
Yorumlar kapalı.