Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunduğunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğüm olacaktır… İpi koparırsanız, ayağınıza dolanabilir!
Türk Milletine, “YÖNETİCİ” olarak hizmet etmek isteyen herkesin konuşurken dikkat etmek zorunda olduğu ilkeler vardır. Neler mi?
Hiçbir faaliyetin Türk Milli menfaatlerinin, Türk Varlığının, Devleti ve Ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk Milliyetçiliği, ilke ve Devrimleri ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma görmeyeceği ve Laiklik İlkesi gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağının bilinmesidir…
Sizlere ÜÇ Yöneticimizin beyanlarını aynen aktaracağım!
-“Birilerinin kalkıp ülkemize HİCRET eden, ama Suriye, ama Afganistan, ama Irak, İran fark etmiyor, biz Muhacirlik, Ensar olma kabiliyetinin ne olduğunu en iyi bilen bir kültürün mensuplarıyız. Biz Sığınmacıları asla bu topraklardan kovmadık, kovmayacağız.” (CB Erdoğan)
-“Suriyeli kardeşlerimiz bu toprakların ESAS BİLEŞENİDİR. Ülkemizin mozaiğinin önemli bir parçasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz, Gaziantepli kardeşlerimiz birlikte spor, eğitim yapsın, üretim yapsın.”(M. Şimşek)
-“Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği ile imzalayacağımız MUTABAKAT ZAPTI, ilerleyen günlerde Göçmen ve Mültecilerin, YEREL HALKLA bir arada, huzur içinde yaşaması amacıyla gerçekleştireceğimiz tüm çalışmalar için önemli destek sağlayacaktır.” (Ekrem İmamoğlu)
AKP Hükümetinin, Dünya Bankası ile imzaladığı 35 Milyar Dolarlık kredinin,
Kamu Yatırımlarında kullanılması için konulan şart şu;
“Bu yatırımlarda çalıştırılacak işçilerin YARISI Sığınmacılardan olacak!”
Aziz Türk Milleti;
Sana, AKP’nin kabulü ve yol açmasıyla, Emperyal Devletler tarafından tam bir “SESSİZ İSTİLA” uygulanıyor. Türk Milletinin geleceği çocuklarımızın hakkı olan MİLYARLARCA DOLARIMIZ, Ortadoğu’nun vatanını savunmaktan aciz itine, uğursuzuna, teröristine harcanıyor. Suriye’de savaş büyük ölçüde bittiği halde ülkede tutulup, Türk Milletinin kanını emen bu asalaklar neden hala ülkelerine gönderilmeyip, Türk Milletinden esirgenen menfaatlerle beslenmeye devam ediliyor?
Türk Milletini FAKİRLEŞTİRME çalışması demek olan bu “Demografik Bombayı” Türk Devletinin kalbine koymaya kimsenin hakkı yoktur, haddi de değildir. Ne Cumhurbaşkanı, ne İngiliz tabiiyetindeki Bakan bu ihanete geçit veremez. Bugünkü gibi vermeye devam ederlerse, önce YÜCE DİVAN’A eğer bu ihanet sonucu Türk Milletinin kanı akarsa, DİVAN-I HARP e kadar gider.
Bizim sınırlarımız, Arap ve Ortadoğu Ülkeleri gibi cetvelle değil, her karış vatan toprağına gönüllü olarak akıttığımız kanlarımızla çizilmiştir.
Bizim sınırlarımız değişecekse, ancak kanla değişir. Ta ki bu vatanda son
Türk kalmayıncaya kadar bu kan akar ve ihanet edenleri boğar…
Gelelim İstanbul Belediye Başkanı E. İmamoğlu’nun 100 adet yabancı basın mensubu önündeki konuşmasına;
Ekrem Bey konuşmasında, “Göçmen Mülteci ve YEREL HALKIN huzur içinde yaşaması için çalışmalara devam edeceğini” söyledi!
Sanki, 16 Milyon İstanbullunun tüm problemlerini çözmüş de, sıra sığınmacılara gelmiş gibi!
Siz Afyonkarahisar Büyükşehir Belediye Başkanına söylediğiniz;
“Ya kendinize başka bir iş bulun veya kendinize başka parti bulun” anlamındaki saygısız sözleriniz için öncelikle Türk Milletinden ve Afyonkarahisarlılardan özür dilemelisiniz.
Afyonlular sizin gibi düşünmediklerini Burcu Köksal’ı seçerek tüm ülkeye ilan ettiler. Yani sizin “Atın bunu partiden dediğiniz Kadını “BAŞKAN” yaptılar.
Sizden 42 sene önce Belediye Başkanlığı yapmış bir büyüğünüz olarak rica ediyorum. Cin olmadan, adam çarpmaya kalkmayın.
Bu sizin ikinci yanlışınız, üç olmasın lütfen…
Yazıyı bir fıkra ile bağlayalım da ağzımızın tadı kaçmasın;
Sarışın Kadın iki kulağı da yanmış bir şekilde doktora gider!
Dr. -Kulaklarınıza ne oldu?
-Ütü yapıyordum telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü kulağıma koydum,
Dr. -Peki ya diğer kulağınıza ne oldu?
-Lanet olası telefon yine çaldı!!!
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Nisan 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
MALZEME MAALESEF BU
İnsan, ineğe seslenmiş; Ey İnek!
Ne yapmaya geldin dünyaya? Maça gitmezsin, dans etmezsin, çay içmezsin, kahveye gidip oyun oynamazsın. Gündüz çayıra, gece ahıra.
Tek düze bir hayatın var! Yiyip, içip, dışkılıyorsun. Bunun için mi geldin dünyaya?
İnek dile gelip cevap vermiş; Ey İnsan!
Bu sözü sen bana nasıl söylersin? Şu buzdolabını aç bir bak.
Süt benden, yoğurt benden, tereyağı benden, kaymak benden, köfte benden, sucuk benden, pastırma benden. Ayağındaki ayakkabı, belindeki kemer benden. Kışın yaktığın tezek benden, kemiklerim bile işe yarar.
Peki, sen ne yapmaya geldin dünyaya? (Alıntı)
Yukarıdaki hikayeyi, tavuk-balık hikayesine ve siyaset yolu ile hizmete benzetebiliriz. Tavuk bir yumurta yapar, tüm mahalle duyar, ortalığı velveleye verir. Balık bir defada binlerce yumurta verir, tık diye bir ses bile çıkarmaz.
Siyasette, şehrine bölgesine ve ülkesine hizmet eden, eserler bırakan ama siyaset yolu ile zenginleşmeyen, aksine servetleri azalan insanlar da vardır!
Bunlar, reklamı sevmezler çünkü yaptıkları işi, Türk Milletinin ve Allah’ın rızasını kazanmak için “Görev” olarak yaparlar.
Size kendimden örnek vereyim;
Belediye Başkanı, İl Başkanı, Milletvekili, Genel Başkan Yardımcılıkları, Bakanlıklar, Genel Başkanlık olarak çeşitli görevlerde bulundum.
Ne korumam oldu, ne devletin bir aracını kullandım, ne de bir gün bile devletin misafirhane veya dinlenme tesislerinde kaldım.
Sürekli, insanlara faydalı olmaya çalıştım. Bergamalıyım.
Dünyanın en uzun elyaflı pamuğu “Bakırçay Havzasında” yetişir.
Bu ovanın 50 yıllık sulama ihtiyacını giderecek Çaltıkoru, Yortanlı Barajları ve Aşağı Kınık Ovası sulama kanallarının nasıl yatırım programına alınıp yapıldığını, bu eserlerde Rahmetli Erdal İnönü ve benim en büyük emeğimiz olduğunu kimse bilmez. Çünkü ne Erdal Bey ne de ben, reklamı seven kişiler değiliz.
Bergama Bölge Hastanesi, İngilizce konuşan Sağlık Çalışanı yetiştirecek “Anadolu Sağlık Meslek Yüksek Okulu, Rahmetli Rektör Refet Saygılı’nın katkısıyla, 7 Yüksek Okulunun açılması hep katkımız ve desteğimizle olmuştur.
Tüm hizmetler bir yana, her zaman gurur duyduğum en büyük hizmetim, Türkiye’nin onur duyacağı bilim insanları yetiştiren “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsüdür.”
Rahmetli Süleyman Demirel’i minnetle anıyorum.
İYTE’nin sitesinde bunlar görülebilir…
Bu eserlerin ve hizmetlerin yapılmasında hiçbir zaman kibre düşmedik. İnsanlarımızın siyasi düşüncelerine bakmadan, herkese yardımcı olmaya gayret ettik.
Hangi makamda olursak olalım, Türk Devletine, Türk Milletine, Türk Vatanına, Türk Diline, Ulus Devlete, Üniter Yapıya, Cumhuriyete ve ülkemizin kuruluş değerlerine, Atatürk’ümüzün ilke ve devrimlerine, her türlü zulme (İşkence dahil) rağmen sahip çıktık, milim sapmadık…
Bizden ve yönettiğimiz makamlardan şu sözler hiç duyulmadı, duyulmaz;
-Türkiye’nin, TALİBAN inancıyla alakalı ters bir yanı yok! (Erdoğan)
-Türkiye’deki Kuvayı Milliye ne ise Hamas da odur! (Erdoğan)
-İki tane AYYAŞIN yaptığı yasa sizi rahatsız etmiyor mu? (Erdoğan)
-Bize LOZAN’I “ZAFER” diye yutturmaya çalıştılar! (Erdoğan)
Dile gelip insana seslenen İnek Yine konuşmuş;
“Behey Fani! Sen nasıl bir yaratıksın?
Etin yenmez, derinden bir halt olmaz. Yalan söylersin. İnsanların inancını istismar edersin. Ahlakı ve DOĞRU’YU unuttun, devamlı kul hakkı yersin! Sen insanların başına bela olmak için mi geldin dünyaya?
Aziz Türk Milleti, maalesef malzeme bu. Fakat bu kötü malzemeyi yıllardır iktidarda tutan da sensin! Maalesef…
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Nisan 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı