1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Emeklilik tuzakları

Emeklilik tuzakları

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Emeklinin başına hangi bela geldiyse, Amerikancı iktidarlar döneminde ve onların AB sevdası yüzünden geldi. “Türkiye Avrupa Birliğine katılacak” sanarak, Avrupa Birliği, IMF, Dünya Bankası ve OECD ne istediyse iştahla ve fazlasıyla yaptılar.

Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk cumhuriyetini değil, kolu kanadı kırılmış, tüyleri yolunmuş, stratejik işletmeleri teslim alınmış, işçisi, emperyalizmin bütün arzuları için köle olmaya hazır olacak şekilde esnek çalışmanın bütün belalarıyla terbiye edilmiş, örgütleri sindirilmiş, askeri, ülkesinin bağımsızlığı için değil, AB çıkarları için cephelerde tükenmeye hazır hale gelmiş bir devlet müsvettesi istiyordu Avrupa Birliği ve diğer emperyalist merkezler.

Amerikancı hükümetlere verdikleri talimatlarla, devlet yapısında ve toplumsal hayatta yüzlerce değişiklik yaptırdılar.

Kamu personelini eritmek de bunlardan biri idi. Her birimi ayrı ayrı takip ederek kurumun satılmasından, eritilecek personele, ihaleye verilecek işlere kadar her aşamayı takip ettiler.

Emekliler için de, çıkarılacak yasalardan, aylık bağlama oranlarının nasıl eritileceğine, hangi kamu kurumundan bu yıl kaç kişinin emekli edileceğine kadar takip ettiler, emrettiler, emrettiler.

Artık hemen herkesin öğrendiği emeklilerin başına örülen çoraplar, işte bu sürecin marifetidir.

Esas olarak kamu personelini eritmek ve emeklinin haklarını kısmak olan amaç için, çok cambazlıklar uygulandı, birbiriyle alakası yokmuş sanılan emeklilik biçimleri icat edildi.

Bunların bazıları şöyle özetlenebilir;

ZORUNLU EMEKLİLİK

Kamu kurumlarını tasfiye planının en pervasız uygulaması idi. Özal’ın ANAP iktidarı dönemlerinde başladı. Sonra Çiller Hükümetleri ve diğerlerinde devam etti. Yasal süreyi dolduranları bekletmeden emekli ettiler. Eritilen her sayıyı her kurum için ayrı ayrı Avrupa Birliği’ne, OECD, Dünya Bankası ve IMF’ye rapor ettiler; “Bu yıl şu kurumdan şu kadar kişi emekliye ayrıldı. Çalışan sayısı şuradan şuraya düşürüldü. Sonraki üç ayda hedef şudur. Sonraki aylarda da istediğiniz noktanın da ilerisine varacağız.”

Personel sayısının eritilmesi için emperyalist merkezlerle yapılan yazışmalardan bazı örnekler;

 Dünya Bankası

‘‘ – Personel giderleri 1993’te GSYİH’nın yüzde 12 sine ulaşmıştır… Bu oran 1995 yılında reel ücret ve maaşlardaki kısıntı sonucu yüzde 8,5’e indirilmiştir. Ancak, personel sayısını azaltıcı önlemler alınmaksızın reel ücret kısıntılarıyla bu durumun sürdürülebilmesi olanaksızdır.

– …memur sayısının azaltılması için orta vadeli bir program uygulanmalıdır.

–  Siyasi duyarlılık dikkate alınarak personel indirimine yönelik süratli uygulama 1997/1998 de başlayabilir.

– Asgari emeklilik yaşı 62’ye, prim ödeme süresi de 30 yıla çıkarılmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır.’’ [1]

OECD

 “-İşten çıkarmaya ilişkin kuralları esnekleştirin ve işten çıkarmayı kolaylaştırın.

-Daimi işçilerin işten çıkarma tazminatları, istihdamı teşvik için azaltılmalı.

Belirli süreli hizmet akitleriyle çalışma usullerini destekleyin.

Geçici istihdam bürolarını faaliyete sokun.

İşsizlik sigortası ile ödenen yardımları hak etmenin koşullarını zorlaştırın ve yaptırımları sıklaştırın.”[2]

IMF

‘‘Yetkili makamların… özelleştirme planlarını güçlendirmesi ve piyasa ekonomisinin işleyişini kolaylaştıracak şekilde adli sistemi reforma tabi tutması gerekiyor. Kamu teşekküllerindeki uyum, fiyatların artması, maliyetlerin düşmesi ve bu kurumlardaki istihdamı azaltıcı açık hedeflerle desteklendi.

2005 başındaki emekli maaşları ve asgari ücret artışları gibi bütçe dışındaki planlanmamış harcama girişimleri bütçe sürecine zarar verdi ve telafi edici veya düzeltici önlemler gerektirdi.

Programın, daha önce sosyal güvenlik reformuna odaklanması gerekmekte ise de yetkililer bunu daha güçlü bir politik irade ve uzlaşma gerektiren hassas bir reform alanı olarak görmüşlerdir.” ’[3]

Cümlenin anlattığı şu; SGK, BES ve emeklilik sistemi için teni hamleler planlanıyor. Ama şu sıra uygun değil. Toplumdan çok tepki olur. Toplumu hazırlamak ya da uygun zamanı beklemek gerek. Nitekim 2008 yılında yapıldı, hem emeklilik yaşı bir kez daha uzatıldı. Hem de aylık bağlama oranı % 35’e kadar düşürüldü.

Devam edelim;

“Yetkililer ücret artışlarının uluslar arası karşılaştırmalara göre yüksek olduğunu ve bunun kademeli olarak çözüleceğini belirttiler.’’[4]

 ‘‘Türkiye 2001 yılından bu yana…

harcamaları belli sınırlar içinde tutmaya yönelik kamu personel ve sosyal güvenlik reformları gibi tedbirler… gerekmektedir.[5]

AKP’NİN 2003 YILINDA VERDİĞİ SÖZLER

 ‘‘Kamu kesiminde personel alımlarını sınırlandırmaya yönelik politikalar sürdürülecektir.

İş Kanunu’ndaki katı hükümlerin uluslararası piyasada rekabete olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gereğidir. 58. Hükümetin Acil Eylem Planında, esnek çalışma biçimlerini düzenleyen mevzuat değişikliği yapılması planlanmıştı.

10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı yeni İş Kanunu; …kısmi süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, ödünç iş ilişkisi, iş paylaşımı modelleri, belirli süreli hizmet sözleşmeleri ve alt işveren uygulamasının yaygınlaşması gibi yeni çalışma biçimlerini yansıtacak şekilde düzenlenmiştir. İş piyasasındaki esnekliği artırmak suretiyle… istihdam piyasasını olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

– Devlette asli ve sürekli görevler belirlenecek ve bu görevi yürütenlerin dışındakiler İş Kanununa göre çalıştırılacak, asli ve sürekli görevlerde çalışanlar tüm kamu çalışanlarının belli bir oranını geçemeyecek…’’[6]

*

Görüldüğü gibi emperyalist merkezler, sadece özelleştirmeleri değil, kamuya yapılacak desteklerin azaltılmasını, personel sayısının azaltılmasını, personel üzerinde yoğun bir esnek çalışma uygulanmasını, emeklilik yaşının uzatılmasını istiyorlar.

AKP’nin verdiği cevap örneğinde de gördüğümüz gibi iktidarlar da, istenileni fazlasıyla yapmaya hazır olduklarını adeta emir tekrarı ile kayda geçiriyor ve uyguluyorlar.

Zorunlu emeklilik yoluyla kamudan binlerce çalışan emekli edildi, kamu personeli sayısı eritildi.

BİR KEZ DAHA ZORUNLU EMEKLİLİK

Emperyalist programları uygulayarak bütün kamu kurumları ve mahalli idareler tıka basa taşeronla doldurulunca ve neredeyse bütün işler ihaleye açılınca, bu hızın yarattığı pervasızlıkla kamu için yasanın izin vermediği ihale biçimlerini bile uyguladılar. Kamuda “personel temini ihalesi” açılamazdı, bu “işçi kiralamak” anlamına gelirdi ve “kamuda kiralık işçilik ihalesi yasaktı”.

Bu tür ihalelerde çalışan işçiler haklarını öğrenince çok sayıda dava açtılar. İhaleyi açan idare, yargıda suçlu bulundu ve tazminat ödemeye mahkum edildi. Hem bu tür yasa dışı ihale sayısı çok fazla idi, hem de ihalelerle ilgili işçi sayısı on binleri bulmaktaydı. Hal böyle olunca AKP iktidarı, “dava açmayın, açılmış davalarınızı da geri çekin, sizi kamuda veya belediyelerde kadroya geçirelim” dediler. İşçilere “muvafakatname” imzalattılar. Davalar geri çekildi.

Bu teminat üzerine 24 Aralık 2017 tarihinde 696 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” yayınlandı. Kararname,  “Sürekli işçi kadrolarına geçirilenler, birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdıkları sürece ve çalıştırıldıkları teşkilat ve birimde geçiş işlemi yapılmadan önceki ihale sözleşmesi kapsamındaki hizmetleri yürütmek üzere istihdam edilebilir. Bunların istihdam süreleri hiçbir şekilde sosyal güvenlik kurumlarından emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazandıkları tarihi geçemez” deniyordu.

Hem kadrolar emsal işi yapan gerçek kadrolu işçilerle eşit haklara sahip kadro değildi, hem de yasal süreyi dolduranlar zorunlu olarak emekli edileceklerdi.

3 Mart 2023 tarihinde EYT’lerin beklediği, “7438 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 696 Sayılı Kararname’deki zorunlu emekliliği içeren bölüm de kaldırılmış oldu.

EYT mücadelesi ve EYT yasası, onbinlerce işçinin daha, zorla emekli edilmesi sürecinin önünü kesmiş oldu.

SÜPER EMEKLİLİK

Özal’ın emperyalist merkezlerin arzularına uygun olarak çalışanları eritme niyetindeki ikinci formülü, özendirerek emekli etmekti. Zengini seven Özal, böylece hem kamu personelini eritmede biraz daha mesafe almış olacak, hem de işçi emeklileri arasında da katmanlar yaratmış olacaktı. Ortalama emekli aylıklarına göre yüksek aylıklar alabilecek bir katman arzuladı. “Süper Emekliler” dedi adına da.

31 Temmuz 1987 tarihinde, 3395 sayılı Kanunun geçici 5. Maddesi ile Özal, ek prim ödemesi yapabilen Sosyal Sigorta emeklilerine yüksek tutarda emekli aylığı alabilmenin yolunu açtı.

Örneğin 5000 gösterge üzerinden borçlanma talebinde bulunan aylıklıya tebliğ edilen borç miktarı 4.200.000 TL olacaktır. Bunun her yıla isabet eden miktarı 840.000 TL’dir.

Özal’ın bu ballı emekliliğine 62 bin 500 kişi başvurmuştu. Paralar yatırdılar.

Ancak Anayasa Mahkemesi 31 Ocak 1988 tarihinde yasayı, “Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırılığı, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi bozacağı” sebebiyle iptal etti.

Süper emeklilik başvurusu yapan 62 bin 500 kişi balon hayallerde heder oldular.

ÖZEL EMEKLİLİK

Kemal Derviş’in 15 Günde 15 Kanun paketinden biri olan, yabancı tekellerin bireysel emeklilik piyasasında faaliyet gösterebilmesi için çıkarılan yasa ile Bireysel Emeklilik Sistemi kuruldu.

Emekli olamaz, olsa da geçinemez hale getirilenlerin zorla üye yapılacakları sistemdi. “Bakın buradan ek gelir alacaksınız, tamamlayıcı emeklilik, tamamlayıcı sağlık” sunuluyor” dendi. Büyük bir propaganda yürütüldü.

Şu anda bu sistemde 15 özel emeklilik şirketi faaliyette. Ancak bunların sadece üçü Türk şirketi… Biri, üç kamu bankasının, Halkbank, Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın emeklilik ve sigorta şirketlerinin birleştirilmesiyle oluşan Türkiye Hayat ve Emeklilik AŞ. Diğeri İş Bankasının Hayat Emeklilik Şirketi… Üçüncüsü ise 2011 yılında kurulan Tarım Kredi Kooperatiflerine ait Bereket Emeklilik Şirketi.

Öte yandan 15 şirketin diğer 12 adedi ise, Alman, Fransız, Amerikalı, Katarlı, Kuveytli, Hollandalı, Avusturyalı ve Belçikalı tekellerin emeklilik şirketleridir

Kemal derviş emperyalist tekeller için Türkiye’yi tehdit ederek bunların emeklilik piyasasına girmesini sağladı. Önce DSP-MHP-ANAP Hükümeti, ardından da AKP Hükümetleri, kolladı ve beslediler bu şirketleri.

AKP, 2017 yılı başında, 40 yaşın altındaki her çalışanın zorunlu olarak bu sisteme katılmasını sağlayan yasa çıkardı. İsteyen 2 ay sonra ayrılabiliyordu. Ancak her yıl tekrarlanan zorla katma faaliyeti ile vatandaşı bıktırıp kalacaklarını umuyorlardı. Sonuç olarak 12 Ağustos 2014 tarihi itibariyle bu sistemdeki toplan katılımcı sayısı 9milyon 217 bin 929 kişidir. Bu sayının 7 milyon 486 bin 465’i ise, iktidar zoruyla katılmış olanlardır.

Öte yandan devlet desteği ile bu sistemde biriken para miktarı 974,5 milyar TL’ye ulaşmıştır.

AKP döneminde sadece çalışanların zorla üyeliği yapılmadı. 2013 yılından beri, yani dokuz yıldır milletin vergilerinden bu sistem beslenmeye de başlandı.

Devlet katkısı şöyle:

  • İlk katılan için önce biriken miktarının %25’i kadar verilen destek şimdi %30’a çıkarıldı.
  • Zorla kaydedilen 2 aylık başlangıç sonrası devam etsin diye 1.000 TL ilave katkı yapılıyor.
  • 10 yıl BES’te kalma garantisi vermesi için birikimlerinin %5’i kadar ayrıca katkı veriliyor.

Peki, sisteme girenler devlet katkısından ne zaman yararlanacak? O da şöyle;

  • Eğer 3 yıl sonra istersen, ancak  %15’ini alabilirsin.
  • 6 yıl sonra istersen %35’ini alabilirsin.
  • 10 yıl sonra istersen da %60’ını alabiliyorsun.
  • %100’ünü alabilmen için ya emekli olacaksın, ya öleceksin, ya da malul duruma düşeceksin.

MEZARDA EMEKLİLİK

Son hamle emekliliği zorlaştırarak çalışanları SGK dışındaki yarattıkları alternatiflere, emperyalist sistemin Bireysel Emeklilik Şirketlerine göndermek olacaktı.

Ancak bunun için emekli aylıkları kuşa çevrilmeli ve emekli olmaları halinde geçinemez olmalıydılar. Ayrıca emekli olmaları zorlaşmalı, bastırılmış işçi ücretlerine mahkûm edilmeliydiler.

Sonuç olarak, ek gelir aramalıydılar. İşte bu aşamada BES sistemi devreye sürülebilirdi.

Bakın Kemal Derviş’in tehditle yasalaştırdığı Bireysel Emeklilik Sistemi için DSP-MHP-ANAP hükümeti Avrupa birliği emperyalizmine hangi sözleri vermiş? 2001 Ulusal Program’ından okuyalım;

‘‘Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sistemi uzun yıllardır uygulanan popülist politikalar sonucunda sürekli bir biçimde açık veren bir yapıya dönüşmüştür.”

SGK’ya verilen destekleri populizm olarak şikâyet ediyor emperyalist AB’yeDevam edelim okumaya;

“…ilk ciddi girişim 1999 yılında çıkarılan sayılı yasa olmuştur. Yasa ile belirli bir geçiş süresi çerçevesinde emeklilik yaşı ve asgari prim ödeme dönemi yükseltilmiştir.”

8 Eylül 1999’da çıkarılan mezarda emeklilik yasasından bahsediyorlar. Bildiğiniz gibi yasa ile hem emeklilik süresi uzatılmış, hem de emeklilerin aylık bağlama oranları %60’ın altına düşürülmüştü o zaman. Devamını da okuyalım;

Reformun üçüncü aşamasını oluşturan özel emeklilik sisteminin kurulması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.’’[7]

Şimdi anladık mı emeklilik yaşının uzatılması ve emekli aylıklarının düşürülmesindeki asıl sebebi. Gerçek niyet anlatılıyor bu cümle ile.  “Sıra geldi planın üçüncü aşamasına” diyor. Neymiş asıl niyet; BES sistemini, emperyalist tekellerin cirit attığı özel emeklilik sistemini Sosyal Güvenlik Sistemimizin yerine geçirmek. Nihai amaç…

AKP HÜKÜMETİNİN İTİRAFI

DSP-MHP-ANAP Hükümetinin bıraktığı yerden AKP Hükümeti devralıyor. Önceki hükümetlerin yaptıklarını benimsiyor, sahipleniyor ve yeni hedefler belirleyerek Avrupa Birliği Emperyalizmine söz veriyor.
O da tıplı önceki hükümetin yaptığı gibi taahhüt metnini TBMM’nin ortak kararı haline getiriyor, metni milletvekillerinin oybirliği ile TBMM’den geçiriyor.

Yeni taahhüdün adı “Ulusal Program 2003”. Orada şu sözler veriliyor;

‘‘… sosyal güvenlik sistemine bütçeden yapılan transferler azaltılacaktır.”[8]

Emperyalist tekellerin şirketleri salınmıştır köye. Şimdi SGK’ya sağlanan destekleri kısacaklardır.

Zaten 2001 yılında önceki hükümet döneminde bu şirketlere emeklilik piyasasında faaliyet izni de verilmiştir. Gözünüz arkada kalmasın deniyor AB’ye.

 “…bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi amacıyla, 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu 7 Nisan 2001 tarihinde yayımlanmış olup, 7 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.’’[9]

*

Sonuç olarak emeklinin başına gelen belalar emperyalist merkezlidir, Türkiye’nin milli güvenliğine ve ulusal ekonomisine yönelen planlardan kaynaklanmaktadır.

Emekliler adına kurulan sendikalar, dernekler, sorunun esasını görmeye yanaşmıyorlar.

Ana muhalefeti, yavru muhalefeti ile piyasadaki partiler de görmeye yanaşmıyorlar.

Hükümetlerin iş bilmezliği ya da yol kazası sanıyorlar.

Keşke öyle olsa! 40 yıldır kangrene dönüşen, yeni dertlerle büyüyen sorun, çözülemez miydi?

Doğru çözümden neden kaçılıyor, düşünelim biraz.

Örneğin intibak meselesi ya da aylık bağlama oranları, birer yasa ile düzeltmek mümkün iken neden 40 yıldır yanaşılmıyor çözüme?

Çok yazmış, sayısız belge sunmuştum.

Umarım bu kez anlaşılır.


[1] 1996 Yılı Dünya Bankası Raporu / Özelleştirme Kimin İçin  -s. 44-45 / Petrol-İş Yayınları

[2] OECD Haziran 2000 İstihdam Raporu

[3] IMF Türkiye Raporu – 3 Haziran 2005

[4] IMF Türkiye Raporu – 3 Haziran 2005

[5] 9 Mart 2007 Madde IV Görüşmeleri, İMF Heyetinin Değerlendirmeleri

[6] Ulusal Program ve AB Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine İlişkin 2003/5930 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 24 Temmuz 2003 tarihli ve 25178 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete

[7] https://www.ab.gov.tr/195.html

[8] https://www.ab.gov.tr/_196.html

[9] https://www.ab.gov.tr/_196.html

Mehmet Akkaya

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Emeklilik tuzakları
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin