“Gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek iki de ırgat gerek.
Hadi gel yapalım geri şunu desen, bir Sinan gerek bir de Süleyman!
(Mehmet Akif Ersoy)
DOĞRU Parti kongreleri için ülkemizin her yöresine gidiyoruz.
Şikayetin, sıkıntının bini bir para olmuş. Vatandaşın ağzından ateş çıkıyor, ateş!
Bu ateş, AKP’yi de MHP’yi de yakıp kavurup yok edecek. Göreceksiniz!
Anadolu’daki her şehirde AKP tarafından gösteriş olsun diye açılan üniversitelerde okumaya zorlanan gençlerimizden çok sayıda şikayet var.
Birer tarikat üniversitesi olarak açılan bazı Vakıf Üniversiteleri açıkça Anayasamızın laiklik ilkesine aykırı olarak çalışıyor. Diğerleri ise adeta süs olarak kurulmuş. Gösterişli giriş kapıları ve binalar! Fakat öğretim görevlisi açığı had safhada, olanlar ise yetersiz.
Adeta lise gibi üniversiteler! Yandaşlardan oluşan sözde Rektörler!
Halbuki, akademisyenlerde olması gereken özellikler akademik namus, zeka, yaratıcılık ve sabırdır. Rektörlerde bunların hepsinden bulunmalıdır. Üniversitelerde terfi sistemi, öğretim üyelerinin mükemmelliğini garantiye almak için, onları imtihan üstüne imtihana tabi tutar, önlerine yüksek engeller koyar ve aşmalarını ister. Bu mekanizmaların nesiller boyu layıkıyla çalıştığı üniversitelerde artık hocalar bu yolun dışında bir yol düşünemez.
Yükselmenin, Akademisyenliğin başka türlü yapılamayacağına iman ederler.
Bu iman, bu sihir zedelenirse onu geri koymak için tekrar nesiller boyu hata yapmadan çalışmak gerekir. (İskender Öksüz)
Ege Üniversitesi 1956 yılında kuruldu. Gerçek Rektörler ve Öğretim Üyelerinin gayretleriyle, Türkiye’nin 4 üniversitesinden biri oldu. Fabrika yapan fabrika gibi, çok sayıda üniversite doğurdu.
Önce 9 Eylül sonra, Celal Bayar, Adnan Menderes, Pamukkale, Muğla Koçman Üniversitesi ve diğerleri! Hepsi bu bünyeden çıktılar.
Bu nasıl başarıldı? Profesörler Sermet Akgün, Refet Saygılı, Ülkü Bayındır, Namık Çevik, Ömer Yiğitbaşı, Fethi İdiman gibi, üniversitelerine ve bilime aşık Rektörlerin durmadan, bıkmadan, arkadaşları ile birlikte insanüstü gayretleri sayesinde başarıldı?
Fakat AKP ile birlikte atanan rektörlerde, liyakat değil tarikat ve yandaşlık aranmaya başlanınca kalite düştü. Rektörlük, AKP’nin milletvekili yapamadıklarına iş verdiği bir yer haline geldi!
Şimdi Ege Üniversitesinin başında önce DSP’den sonra AKP’den milletvekili yapılmış biri var!
9 Eylül Üniversitesinin başında ise yıllarca AKP Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği yapmış, adı “FETÖ Borsası-Cinayet” olaylarına karışmış biri var.
İki Rektör de yakında yargılanacaklar!
Tabii ki eğitim kalitesi, diğerlerinde olduğu gibi bunlarda da düştü…
DOĞRU Parti iktidar sorumluluğu aldığında, önce Vakıf Üniversiteleri sonra da
lise seviyesinde eğitim veren üniversiteler; Öğretim üyesi kalitesi ve sayısı, yapılaşma, teknik, bilimsel yayın gibi konularda değerlendirilecek
yeterli seviyeyi tutturamayan Vakıf Üniversiteleri devletleştirilecek, diğerleri ya birleştirilecek ya da kapatılacaktır…
Eğitim parasız olacak, Rektör seçimleri üniversitelere bırakılacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 1 Aralık 2021
Yorumlar kapalı.