Sizleri 16 Nisan 2017 Referandumu öncesine yani yaklaşık 8 yıl öncesine götüreceğim. Ama söz, sizleri orada bıkmayacağım. Tekrar bu güne döndüreceğim ki, içinizde “Yetmez ama Evet” deyip, ülkemizin “Tek Adam Faşizmine” geçmesi için EVET oyu veren şapşikler, bugün bizlerin çektiği gibi sıkıntı çeksinler diye…
Erdoğan, Muhtarları Saraya davet etmişti! Toplantı sonunda avanta yemek ve özel hediyeler olmasına rağmen salonun yarısı boş! Hemen Saray çalışanı olan İmam Hatipli Bankamatik memurlarıyla salon dolduruldu ve Erdoğan, salona davet edildi.
Erdoğan; “Beni sizler seversiniz ama, Batılı Devlet Adamları, Sarıkafa Trump, PKK-FETÖ-IŞİD-El Kaide-El Nusra-HTŞ sevmez” dedi!
Halbuki; (Trump, Büyük İsrail olacak Kürdistan’ın iki parçasının kurulmasına destek olduğu için, Erdoğan’ı çok sevdiğini söyledi! Avrupalılar, Türkiye’yi sığınmacı deposu yaptığı için Erdoğan’a hayran! Eh HTŞ’ye Suriye’yi armağan etti. Kalın da, Fidan da Beyefendi Colani ’nin kankaları!)
Erdoğan bu konuşmayı yaptığı saatlerde, YRP Lideri Fatih Erbakan’ın, Hocası Adnan Hoca açıklama yapıyordu.
Karşısında en önde süper mini etekleri açık göğüs dekolteleri ile kedicikleri, arkalarında ise her biri Yeşilçam Aktörleri gibi yakışıklı oğlanları oturuyordu!
Adnan Hoca; “Canlarım; Akşam istiareye yattım. Yüce Rabbim bana göründü ve “EVET” için çalışmamızı emretti! Ben referandumda evet vereceğim, sizler de hepiniz verecek misiniz?
Kedicikler aniden fırlayıp göbek atmaya ve “Vereceğiz, evet vereceğiz. Verişimiz feda olsun” diye bağırdılar…
Sadece Kedicikler mi?
Jet Ski’ci, narin ve incecik sesiyle Cübbeli Hoca; Hepimiz evet vermeliyiz. Böylesi Şeriata daha uygundur. Yalnız, Kadınlar evet vermeye çarşaf giyip gitsinler. Abdestimizi bozmasınlar…
Benim affedemeyeceğim iki kişi var! Biri, Yenikapı Mitingine katıldığımda, yanıma gelip elimi sıkan Hulusi Akar, diğeri de bana ağır hakarette bulunan Bülent Arınç!
Sizleri tekrar 16 Ocak 2025 gününe getirelim!
Adnan Hoca nerede? Kumbara’da yani Hapiste! Orada saç boyası olmadığı için, saçlar ninemin ki gibi olmuş!
AKP Yetkileri ve Bakanları ne zaman TV’lere çıksa, Adnan Hocanın hücresi yönünden “Allah sizi kahretsin, benim gibi olasınız. Hepinizin kediciklerimle kasetleriniz var. Yakında hepsini “Halkın Filozofu Bergamus’a teslim ettireceğim. O sizin hakkınızdan gelir” diye bir feryat gelir…
Ya göbeğine kadar sakalıyla, bir soprano gibi sesiyle Cübbeli Hoca ne yapmaktadır?
O da sürekli olarak AKP’yi desteklemeye devam etti!
Ta ki, özgül ağırlığı sıfır olan, ağlak kaşar Bülent Arınç’ın konuşmasına kadar!
Parsel- parsel Bülent Beyefendi dedi ki;
“O mu? Onun özgül ağırlığı benden aşağıda! Tam bir PALYAÇO!”
Şimdi gelelim zurnanın zart dediği yere!
Sözüm, bu güne kadar SARAY’A yalakalık yapmak uğruna, yasaları, anayasayı çiğneyen, yolsuzluk yapan, kamu zararı yaratan AKP ve özellikle MHP çakallarını belirlemek için Saray’da iki grup oluşturuldu!
Yarın iktidar elden gittiğinde, tüm bu belgeli dosyalar Savcılara gönderilecek.
Kimse tek başına yanmak istemez. O, yanarsa hepiniz yanacaksınız.
Hem de cayır-cayır…
Ama O hemen yanmaz! Neden mi?
“Çok büyük hırsızlık yaparsanız, çaldığınız paralarla ülkenin en büyük Camisini yaptırırsanız, sizi AZİZ-ERMİŞ ilan edecek sürüyle Tarikat-Cemaat
satın alabilirsiniz!”
O’na ancak dürüst-namuslu-DOĞRU kişiler hesap sorar. Çaldıklarını kusturur, devletin hazinesine geri verir…
Sağlık ve başarı dileklerimle
18 Ocak2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
SON TÜRK DEVLETİNİ PARÇALIYORSUNUZ!
Erdoğan ve Bahçeli;
Ne Anayasa, ne Yasa, ne Töre, ne Türk Milleti, hiçbirini tanımıyorsunuz!
Sanki aklınız alınmış, kör olmuşsunuz gittiğiniz yerin Türk Devleti ve Türk Milleti için felaket olduğunun farkında değilsiniz gibi davranıyorsunuz?
Yaptıklarınız cahillik ve beceriksizlik sınırını çoktan aştı ve maalesef ihanet sınırına dayandı! Kendi seçmen kitlelerinizi de aldattınız!
Yapmayın, kendinize gelin, eğer aklınız kaldıysa onu lütfen başınıza alın!
Sizleri uyarmak, doğruyu bulmanız, Anayasal çerçeveye dönmeniz için bir kez daha yazıyorum ve tarih önünde sizlere sesleniyorum.
Türk Milletine öyle kırılma noktaları, öyle hüsranlar, üzüntüler yaşattınız ki,
kendi partilileriniz dahil Türk Milletini tam da bir ayrım noktasına getirdiniz.
Eğer, tutumunuzda ısrar ederseniz, Türk Milleti şu kararı verecek;
Sizi ve Küresel Çete dediğimiz patronlarınızı, sizinle birlikte yok edecek. Aynen Sevr’de olduğu gibi!
Kısaca bazı önemli sapmalarınızı hatırlatıyoruz;
-ABD-İsrail’e sadakat, Türk Devletine ihanet demek olan Genişletilmiş BOP Eşbaşkanlığını, Türk Devletine ve Türk Milletine tercih ettiniz.
-ABD-CIA elemanı FETÖ alçağını Türk Devletinin başına bela yaptınız!
Türk Devletinin binlerce yıllık sırlarını, terör örgütlerine satılmasını sağladınız.
-Türk Ordusunun Komuta Heyetini yok ettiniz. Nerede çapsız, zavallı, yumuşak, Atatürk’ü satacak yapıda General varsa, baştacı yaptınız.
-Tarımı bilerek bitirdiniz, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi küresel patronlarınıza peşkeş çektiniz. İthal samanla ithal hayvan beslettiniz.
-Hazine garantili ihalelerle, hep beraber çok zengin oldunuz. Devlet-Millet soyuldu, aç kaldı, aldırmadınız.
-Hepsini bir kenara koyalım ama, siz ikinizde “Terör Örgütüyle müzakere yapılmayacağını, mücadele edilmesi gerektiğini, binlerce Vatan Evladını kara toprağa gömerek öğrenemediniz mi? Hendek-Habur-Oslo rezaletlerinizi unuttunuz mu?
-PKK silah bırakacakmış? Hangi PKK? Kaç tane PKK olduğunu bilmiyor musunuz? Eline silahı alıp 54 Bin insanımızın hayatını çalan vahşi bir örgüt, neden silah bıraksın ki? Daha önce denemediniz mi?
PKK’lılar Kürt çocuklarını kullanıp uyuşturucu-kadın-çocuk ticareti ile dolar milyarderi oldular. Bu avantayı neden bıraksınlar ki?
Bizim Kürt kökenli kardeşlerimizle aramızda çözemeyeceğimiz ne problemimiz olabilir ki?
Şu hiç mi aklınıza gelmedi? İstanbul’da Ankara’da İzmir’de, Güney Anadolu’da, Karadeniz’de, Akdeniz Bölgesinde, Orta Anadolu’da yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımızın herhangi bir problem yok da, Güneydoğudaki vatandaşlarımızın ne problemi var? Bizim kardeşçe baş başa oturup çözemeyeceğimiz ne problemimiz olabilir ki? Bizler beraberce bu vatanın sahibi değil miyiz?
– Neden, İsrail ve ABD’nin bizi bölecek politikalarına gönüllü taşıyıcı oluyorsunuz?
-Türk Devletine “EN BÜYÜK TUZAK” olarak yutturulmaya çalışılan HAVUÇ’U, Büyüyerek Küçülmek demek olan “Konfederasyon” ADLI bölünme tuzağını Türk Milletinin görmediğini mi zannediyorsunuz?
-Ağzınızdan düşürmediğiniz ve önder kabul ettiğiniz (!) Özal’ın da, aynı tuzağa düştüğünü ve ancak Atatürkçü Devlet Adamlarımız ve Atatürkçü Subaylarımızın direnmesiyle o emperyal tuzağın bozulduğunu bilmiyor musunuz?
Lütfen bir daha düşünün. Ne kendinize, ne ailelerinize, ne vatanınıza, sizi yetiştiren Türk Milletine ihanet etmeyin…
Şunu hiç unutmayın! Emperyal Devletler yani Küresel Çeteler sizleri sever ve korur diye düşünebilirsiniz. Ama kullanılıp çöpe atılanları unutmayın! Aklınıza Kaddafi’yi, Saddam’ı, Esat’ı getirin ve sonunuzu görün…
Sağlık ve başarı dileklerimle
17 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
DEVLETİ BİLİR MİSİNİZ ERDOĞAN VE BAHÇELİ?
“Devlet, hukuki bakımdan, emretme hak ve yetkisine sahip ve o emri icra kudreti de olan bir yüksek sosyal nizamdır.” (Bilge Kağan)
Devletin emretme hakkının, emre itaat eden vatandaşlar tarafından kabul edilmesi için tek şart vardır. O da verilen emrin MEŞRU (Doğru-haklı) olmasıdır. Bu meşruiyet çizgisi, “Devlet ile Çete arasındaki farktır.
Verilen emir meşru değilse, devlet yoktur, ZORBALIK vardır.
Devletin zorbalığa dönüştüğü yerde, ne hak, hukuk ne birlik ne nizam kalır.
Bilge Kağan, Türk Devlet ve İstiklalinin devamlılığına inancını şu sözlerle ifade etmiştir; Ey Türk Milleti, üstte Gök yıkılmaz, altta yer delinmezse, İlini (Devletini) Töreni kim bozabilir? (Töreye uy, sakın bozma) diyor.
Modern devlet yönetiminde TÖRE, halkın kabul ettiği ANAYASA’DIR!
Töre, bir toplumda yazılı olmayan kurallar bütünü, Anayasa ise yazılı ve halkın onayından geçen yazılı kurallar bütünüdür. Yani Halk İradesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli;
Siz devletin emretme yetkisini, defalarca Anayasa İhlal suçu işleyerek, Anayasamızın 6. Maddesindeki “HİÇBİR KİMSE VEYA ORGAN KAYNAĞINI ANAYASADAN ALMAYAN BİR DEVLET YETKİSİ KULLANAMAZ” emrini gayrimeşru yetki kullanarak yok ettiniz.
Anayasamızın 138. Maddesindeki “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi YARGI YETKİSİNİN KULLANILMASINDA mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez” emrini defalarca çiğnediniz.
Karakter zafiyeti olan, AKP kölesi olan hukukçuları kullanıp, insanların özgürlüklerini kısıtladınız ve onurlarıyla oynanmasına sebep oldunuz.
Suç işledikleri, belgelerle-delillerle belirlenmiş dosyaların yargıya iletilmesi engelleniyor. Yargıya intikal eden dosyalar sümen altı ediliyor. (Yüzlerce Dosya hazır bekliyor!)
Şimdi sizlere soruyorum Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli?
Töre’ye-Anayasa’ya uymayarak, suç işlediğinizi, kul hakkı yediğinizi, Türk Devletinin kurallarına uymayarak, MEŞRU Devlet yetkisinin yerine, Meşru olmayan bir çete yönetimine dönüşmeye başladığınızın farkında mısınız?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ortağı Bahçeli;
Yapmayın! İkiniz de belli yaşa geldiniz. İkinizin de sağlığı bozuk, birer ayağınız çukurda. Günü geldiğinde, her canlı gibi sizler de ölümü tadacaksınız. Yapmayın, kendinize gelin. Türk Milletini ayağa kaldırır ve çıldırtırsanız, bundan herkes zarar görür, ama en çok sizler görürsünüz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
16 Ocak 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı