HALKIMIZA DUYURULUR!
Türk Kadın Hareketi, hiçbir siyasi görüş ve bağlantı olmaksızın, tümüyle bağımsız bir kadın hareketi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, Cumhuriyet devrimlerine ve ulus varlığımızın temeli olan Atatürk ilkelerine bağlıdır; bilimselliği esas alır, hür akıl ve hür vicdanla hareket eder.
Bu nedenledir ki, vazgeçilmezimiz olanlara karşı hassasiyetini ifade etmeyi görev bilir.
Atatürk ilkeleri, tümüyle akılcı ve gerçekçi bir temele oturmuş; Millî Mücadele’nin başından itibaren Türk Devrimi’nin temelini oluşturmuş ve devrimin uygulamalarına yön vermiştir. Bağımsızlık, millî egemenlik, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve inkılapçılık, Atatürkçü düşünce sisteminin temel ilkeleridir. Bu ilkeler, anlam ve amaçları bakımından birbirleriyle çok yakından ilişkili, birbirini tamamlayan ilkelerdir. Tümünün amacı, Türk milletini en kısa zamanda çağdaş uygarlık düzeyine eriştirmek olup, tüm ilkeler arasında hassas bir denge bulunmaktadır.
Bu ilkeler, ulus olarak varlığımızın mihenk taşıdır.
Mustafa Kemal öncülüğünde, emperyalistlere karşı gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı, bir başkaldırı olduğundan, ilk adımda milliyetçilik ve halkçılık temeline oturtulmuştur. Amasya’da ortaya konan ‘millî hâkimiyet’ ilkesiyle cumhuriyet benimsenmiş; egemen olan ulus, ‘Kuvâ-yi Milliye’yle eylemsel gücünü, ‘Misak-ı Millî’yle siyasal ilkelerini, ‘Büyük Millet Meclisi’yle de otoritesini ortaya koymuştur. Büyük Zafer’in ardından, cumhuriyetin ilanı ve devrimlerle tam bağımsız, demokratik, laik ve çağdaş bir devlet kurulmuştur.
Bu süreç, aynı zamanda altı temel ilkenin de oluşum sürecidir. Mustafa Kemal ve mücadele arkadaşları, geleceğin Türkiye’sini hazırlamak için bu altı ilkeyi bir nakış gibi dokumuşlardır. Atatürk’ün ortaya koyduğu bu altı ilke, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın programının da temelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, birlik ve bütünlüğüne karşı içeriden ve dışarıdan gelebilecek her türlü tehdit ve tehlikeye bu altı ilke karşı durabilecektir. 5 Şubat 1937’de, 321 milletvekilinin oy birliğiyle Anayasa’ya girmiştir. Bu günlerde ise, kendini yenileme sürecindeki Atatürk’ün kurucusu olduğu parti, kafasını oklara takmış. Kadın-erkek eşitliği ve çevrecilikle devletçiliği örtüştürmüş; okun rengiyle de oynayarak niyetine kılıf uydurmuş. Bırakın efendiler! Biz kadınları rahat bırakın da asıl niyetinizi ortaya koyun. Sahi, kim bilir, belki de Altı Ok sizden rahatsızdır! Ya siz ondan kurtulun ya da o sizden kurtulsun. Yalnız şu da iyi bilinsin ki bu millet ne Atatürk’ten ne de Altı Ok’tan vazgeçer.
PINAR GÜL
Türk Kadın Hareketi Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.