Bir ülkede “ADALET”, yönetenler tarafından işletilmiyor, yönetenlerin ve yasa dışı bazı grupların pisliklerini temizleyen deterjan gibi kullanılıyorsa!
Bir ülkede, iktidarın çılgınlık derecesine varan demokrasi ve hukuk dışı uygulamalarını, muhalefet partileri engelleyemiyorsa!
Bir ülkede, o ülkenin rejimi bizzat iktidar tarafından tahrip ediliyorsa ve başta STK’lar, Akademisyenler ve tüm millet sesini çıkarmaktan korkuyorsa!
Bir ülkede, iktidarın desteklediği sapık bir tarikat lideri televizyonda, “Birinci Türkiye Cumhuriyeti son bulmuştur. Şimdi Birinci Osmanlı Cumhuriyeti kurulması zamanıdır. Erdoğan ilk Padişah olacaktır” diyor ve Cumhuriyet Savcıları o meczubu kulağından tuttuğu gibi hapse atmıyorsa!
Bir ülkede, Cumhurbaşkanı-Başbakan-Bakan çocukları aniden süper zengin birer velet haline geliyor ve Yargı parmağını bile kıpırdatmıyorsa!
Bir ülkede medya, ya satılmış ya da sindirilmiş olarak gerçekleri kamuoyuna aktarmıyorsa!
O ülkede siyaset ve demokratik mücadele yolları tükenmiş demektir.
Adım-adım, göz göre göre büyük bir planın parçası olarak zeka özürlü bir toplum gibi kargaşaya ve parçalanmaya doğru sürükleniyoruz.
Öngörüsü olmayan, kendisine kurulan tuzakları görmekten aciz, bilgi seviyeleri çok sığ olan iktidar ve muhalefet partileri bu gidişin sorumlularıdır.
Önümüzdeki günler o kadar karanlık ve o kadar korkunç olacak ki, siyasi ve ekonomik çöküntü, günü gününe yaşayan, namusuyla geçinen milyonlarca insanı perişan edecek. Milyonlar işini kaybedecek.
Siyasi mücadele- Demokratik rekabet- Hukuk Devleti ortadan kalkacağına göre, önümüzdeki günlerde bir güç savaşı yaşanabilir.
Ülkede PKK’yı, IŞİD’i, FETÖ’yu destekleyen ve ülkenin bölünmesini hedefleyen örgütleri benimseyen tarikat ve cemaatlerin çoğunluğu öldürücü silah sahibidir. Her birinde birer tane pompalı tüfek olduğunu inkâr edecek biri var mı?
Ya bizler? Devletine güvenen insanlar ne yapacağız? Kurbanlık koyun gibi beklemekten başka ne yapabiliriz?
Ülkede çıkması olası bir kaosu bastıracak bir Milli Ordumuz kaldı mı?
Baro Başkanlarına “terörist” muamelesi yapacak kadar kendini iktidara satmış, devletini unutmuş Polis teşkilatı mı Türk Milletini koruyacak?
Değerli Okurlar;
Yıllardır bu günlerin gelebileceğini, Anayasa çerçevesinde ve demokratik rejim içinde alınması gereken tedbirleri anlatmaya çalıştım. Başarılı olamadım, anlatamadım!
Şimdi, başta AKP-MHP-Hizbullahçı Hüda Par ve Kılıçdaroğlu’nun TBMM’ye soktuğu 38 milletvekilinin desteğiyle, Numan Kurtulmuş’un moderatörlüğünde 1921 Anayasasında olan “Etnik Kökene ve Mezheplere göre” parti kurulmasına izin veren bir Anayasa’yı Türk Milletine yutturmaya çalışacaklar!
Bu önemli konuda CHP’nin tavrı ne olacak, merakla bekliyoruz.
Eğer, ülkeyi felakete götürecek yeni anayasa Türk Milleti tarafından kabul edilirse, işte o zaman “ört ki ölem” zamanıdır.
Uyarı görevimize devam ederken, siyasi ve demokratik birliktelik için çalışmaya devam edeceğiz.
Tarihe not düşmek amacıyla 3 kişiye birer sorum var!
Yanıt vermezlerse, Yüce Divanda mutlak konuşacaklardır…
Erdoğan;
-FETÖ ile menzilinizin aynı olduğunu, kendiniz itiraf ettiniz!
Sizin FETÖ ile aynı olan menziliniz nedir?
Tane-tane Türk Milletine anlatır mısınız?
Bahçeli;
-Erdoğan için, (şerefsiz-ahlak yoksunu- Kandil yolcusu-yalancı-hırsız-soyguncu) gibi sözleri yakın zamana kadar televizyonlardan siz söylediniz! Sizi nerenizden yakaladılar ki, şimdi bu sözlerinizi yalayıp, yuttunuz? Tane-tane Türk Milletine anlatır mısınız?
Kılıçdaroğlu;
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu partinizin Cumhurbaşkanı adayı olarak
Türk Milletine siz sundunuz. 6’lı İttifakın kaptanı olarak yayınladığınız manifestoda 1921 Anayasasını örnek alacağınızı söylediniz.
Sizi buna kim ne karşılığında mecbur etti? Tane-tane Türk Milletine anlatır mısınız?
Gördünüz mü, ne kadar basit sorular! Anlatıverin gari…
Sağlık ve başarı dileklerimle
13 Nisan 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
BAYRAM TELEFONU
Bayram Ziyareti, Bayram Tebriği, Bayram Şekeri gibi geleneksel adetlerimize
son zamanlarda bir de “Bayram Telefonu” eklendi.
Yılın 364 günü birbirine hakaret eden, kavgada bile söylenmeyecek sözleri
TV canlı yayınlarında birbirine söyleyen, birbirlerinin onurlarını şereflerini yerden yere vuran, Türk Devletinin Kurucularına en ağır hakaretleri etmekten utanmayan bazı parti Genel Başkanları telefonla görüşürler!
Dünkü gazetelerde CHP Genel Başkanı Özel’in hangi Genel Başkanları aradığını okuduk. Sayın Özel, önce CB Erdoğan’ı, 1921 Anayasasını Türk Milletine dayatacak olan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u,
YRP’Lİ Fatih Erbakan’ı (Adnan Oktar’ın cengaveri), DEM’İN 2 Eş Genel Başkanını, MHP Bahçeli’yi, İYİ M. Akşener’i, Sinan Oğan’ı CB Adayı yapan CHP’nin İçişleri Bakanı Adayı Özdağ’ı, SP’Lİ Karamollaoğlu’nu (Sivas Katliamındaki Belediye Başkanı), BBP’Lİ Destici’yi, DEVA’LI Babacan’ı, GP’Lİ Davutoğlu’nu, TİP’Lİ Baş’ı, DP’Lİ Uysal’ı, MP’Lİ İnce’yi, BTP’Lİ Baş’ı, DSP’Lİ Aksakal’ı, EMEK’Lİ Seyit Aslan’ı aramış ve karşılıklı bayramlaşmışlar…
Sen ne yaptın Serdaroğlu derseniz, ben iki Sayın Genel Başkanla bayramlaştım. AP Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz ve Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır! Bu iki Genel Başkan da, Ankara’da Mansur Yavaş’ı,
İstanbul’da İmamoğlu’nu desteklediler ve yüzbinlerce oyu buraya yönlendirdiler! Bunlar arandı mı? Aranmadı!
Çünkü bu iki Genel Başkan da ATATÜRK’ü sever ve sayarlar. Atatürk’e, onun muhterem annesine küfretmezler, edenle de selamı keserler.
Niye aransınlar ki?
Aziz Türk Milleti;
Bayramda küsler barışır, ıslak mendil güneşte kuruyana kadar küs kalabilirsiniz, sonra hemen barışın, kuralını biliyoruz. Kişisel olaylarda bu kural elbette ki geçerlidir. Kimse kimseyle küs kalmasın, herkes barışsın.
Bu konu da hiç sıkıntı yok!
Fakat ülke yönetimi demek olan siyaset, ilkeli “DOĞRU DURUŞ” ister.
Anadolu’da bir deyiş vardır; “Tüküreyim o baş’a ki, o baş yüzünden bin baş ağrımıyorsa!”
Atatürk, silah arkadaşları, Kurtuluş Savaşımızı nasıl kazandı sanıyorsunuz?
Cumhuriyet’e, Türk Devletine, Bağımsızlığımıza karşı çıkan herkesle barışarak mı?
Bu ülkede yani son TÜRK DEVLETİNDE, kuruluş değerlerimize, Cumhuriyetin temellerine, Atatürk İlke ve Devrimlerine, Bağımsızlığımıza, Laik Sosyal Hukuk Devletine karşı çıkan ve bunları yıkmak için yapılan her ihanete çanak tutan hainlerle barışılmaz! Resmi görev dışında görüşülmez!
Kişi, Büyük Önder Atatürk’e “AYYAŞ” diyecek, Atamızın anasına “Kahpe, Genelevde çalışmıştır” diye en ağır hakaret ve iftiraları atacak, bunları yapanlar devletin sofrasında benim vergilerimden kesilen para ile misafir edilecek, zıkkımlanacaklar, sen de sözde(!) Atatürkçü olarak, onları telefonda arayarak bayramlaşacaksın ha!
Kişi ağır hakaret içeren sözleri yüzünden Türk Milletinden özür dilemiş mi? Doğruyu görmüş mü? Hala aynı fikirde mi? Niye bunlarla bayramlaşılsın ki?
Kişi, Anayasamızın değiştirilemez maddelerine kökten karşı ise, Türkiye’de bir “Din Devleti” kurulması için çalışıyor, insanları “Domuz Bağı” ile öldürüp;
evini bahçesine gömüyor ve üzerine beton atıp, bir de öldürdükleri kişilerin üzerinde namaz kılıyorsa, üstelik cezaevlerinde bir tane bile katilleri kalmamışsa, Türk Ordusunun Kahraman Komutanları, ancak tabutla cezaevinden çıkabiliyorsa, bu yezitler ile neden bayramlaşılsın ki?
Kişi, cahil insanların kışkırtılmasını planlıyor, çıkan ayaklanmada 35 canın yanarak ölmesine sebep oluyor ve Yargıda katilleri savunuyorsa, bu yobazlarla niçin bayramlaşılsın ki?
Bu ülkenin mülkü olan Ege Adalarını göz göre göre Yunan’a peşkeş çekiyor,
hırsızlık yapıyor, kirli parasını yurtdışına kaçırıyor ve Türk Milletinin hakkı olan milyarlarca doları Ortadoğu’nun itine, uğursuzuna, teröristine harcıyor ve “Daha 15 Milyon Sığınmacı Getireceğim” diyorsa, Allah Rızası için söyleyin; Bu vatan hainleri Türk Düşmanlarıyla neden bayramlaşılsın ki?
Bu dönemde Vatanımızda, örtülü bir savaş veriyoruz. Bu savaşı Atatürkçüler
Cumhuriyetçiler, Demokratlar ve Ulus Devlet-Üniter Yapı taraftarları kazanmak istiyorlarsa, ATATÜRK gibi davranmak zorundadırlar.
Başı ayrı, kıçı ayrı yerde oynayan fikirsizlerle değil.
DOĞRU Parti bu savaşın gönüllü Kuvvacılarının toplandığı yerdir. Bilesiniz!
Sağlık ve başarı dileklerimle
12 Nisan 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.