Badem iktidarı kısa zaman önce “Almanya Bizi Kıskanıyor” diye dünyanın en kısa komedi oyununu yazmıştı. AKP Genel Başkanı Japonya’ya gitse orada 3 gün kalsa, Japonya’dan dönünce büyük olasılıkla gerçekleri bizlerle paylaşacak ve “Japonya da Bizi Kıskanıyor” diyecekti!
Nasıl kıskanmasınlar ki;
ABD Başkanı bile, Türk Heyetini göstererek “Şu ekibe bakın! Bunlarla anlaşmak çok kolay! Hiçbir Hollywood setinde böyle bir ekip kuramazsınız” diye bizimkileri tiye aldı. Türk Heyetinde böyle bir küçümsemeye anında yanıt verecek bir zeka olmadığından, bu hakareti gülerek kabul ettiler.
Eğer heyette Cem Yılmaz zekasında biri olsaydı;
“İltifat ediyorsunuz Sayın Başkan! Biz kim artistlik kim? Bizler, ABD’nin First Lady’sinin porno filmlerine hayranız. Bu durum size daha çok yakışır” der ve lafı kovboyun ağzına tıkardı…
Japonlar bizi nasıl kıskanmasınlar ki;
Devlet İstatistik Enstitüsünün “Hane Halkı Bütçe” anketine göre nüfusumuzun en yoksul %20’lik kesiminin, kişi başına günlük tüketim harcaması 1 (BİR) dolardır. TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun %40’ından fazlası, AÇLIK SINIRININ altında! (Yaklaşık 35-40 milyon kişi)
TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun
%60’ı YOKSULLUK SINIRININ altındadır. (Yaklaşık 48 milyon kişi)
Japonya’da devlet, çocukların beslenme programı için bazı şartlar koşar.
Japonya’da çocuklara 7 yaşından sonra kahvaltıda en az 6 yumurta yedirirler.
Her akşam sofrada deniz ürünü yani balık mutlaka vardır.
Günlük iki öğün yerler, ekmek kullanımı yok denecek kadar azdır.
Ceviz en önemli ithal malıdır. Çocuklara bolca ceviz yedirirler.
Tamamen protein odaklı bir beslenme uygulanır. aileler mutlaka desteklenir…
Şimdi kendimize soralım;
Türkiye’de, milli bir gıda politikası ve özellikle çocuklar için düzenlenmiş beslenme programı var mı?
Gerçi insanlarımızın yaklaşık %80’inin temel gereksinimlerini karşılamakta ve karnını doyurmakta zorlandığı bir durumda bu plan nasıl yapılır?
Bu duruma inanın çok üzülüyorum ama bir yerden başlamak gerekmez mi?
En azından bazı soruları sorarak aileleri bilgilendirerek, yerel yönetimler tarafından desteklenerek ve okullardaki kantinleri kontrol ederek
başlayamaz mıyız?
2002’den bu yana Türkiye’de Hayvancılık neden bitirildi?
Hayvancılık teşvik edileceğine neden sürekli olarak et ithaline izin verildi?
Neden 139 ülkeden tarım ürünü ithal edip yabancı çiftçileri destekledik de, kendi çiftçimizi desteklemedik? 2002’den bu yana, neden çiftçi-köylü sürekli fakirleşirken, ülkenin tarım politikalarını düzenleyen Bakanlar, siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar zenginleşti?
İktidardan ümidimizi kestik zaten! Muhalefet Partileri neden çiftçi-köylü-ziraatçı örgütlerine güç verip birlikte toplumsal eylemlere geçmiyor?
Aldıkları milyonlarca liralık hazine yardımı, ne için verilir ki? Ya Üniversiteler?
Toplum bilerek ve planlanarak obezite’ye itiliyor.
Bu şekilde yanlış beslenmeye devam edilirse, gelecek nesillerimizin Hollywood setlerindekiler gibi, geri zekalı olması kaçınılmazdır.
Önümüzdeki on yıllarda matematik ve fen bilimleri kafası olmayan, dijital dünyadan kopuk, kod yazmasını bilmeyen gençler, diğerlerinin kölesi olacaktır.
Birleşmiş Milletlerin son raporuna göre, 2030 yılında iklim krizinden ötürü 120 milyon kişi daha yoksullaşacak.
Bunları, zeka özürlü AKP Yöneticilerine sorduğumuzda alacağımız yanıt şudur;
-Allah, herkesin rızkını verir. 3 çocuk şart, 5’e kadar yolu var!
-Biz her şeyi düşünürüz. Her şerde bir hayır vardır!
-Bize bir şey olmaz. Bizi dualarımız korur!
-El tekraru ahsen, velevkane yüz seksen!
-Bizim oğlan bina okur, döner tekrar okur!
-Yemişim Birleşmiş Milletleri. Biz ekmeğimizi taştan çıkarırız. Bize bir şey olmaz!
Ah ulan Japonya! Gördün bizim gelişmemizi, hele de yerli ve milli TOGG’umuzu yerli uçaklarımızı, Mars’a dört gidiş-dört geliş asfalt yolumuzu, uzay çağına dolmuş füze ile arabesk müzikle başlamamızı, sen de kıskanmaya başladın ha!
Kıskanma çalış, çalış senin de olur a benim çekik gözlü Japonlarım.
Her şeyden önce kendinize bir dünya lideri, bir de damat bulun, gerisi kolay!
Bizden beter olmazsanız, kökünüze kibrit suyu atılmazsa sizin gibi çekik gözlü olalım…
Not; Şubat 3-4 günlerinde Bursa’dayız. 3’ü Cumartesi günü çeşitli ziyaretlerimiz ve basın görüşmelerimiz var. 4’ü Pazar günü DOĞRU Parti Bursa İl Kongremiz var. Kongre nasıl yapılırmış, ülkemizin gerçek gündemi ne imiş, kaliteli siyaset nasıl yapılırmış, görmek isterseniz, bekleriz!
Yer; BUTTİM Kongre Merkezi Saat;13.00
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Ocak 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.