Biz haklı çıkmaktan bıktık, siz yanılmaktan usanmadınız.Konu, bir ticari iş veya basit bir iddialaşma olsa güler geçeriz ama konuştuğumuz konu, vatanımız, cumhuriyetimiz, demokrasimiz, çocuklarımızın geleceği olunca, kahroluyoruz!
Sözüm, Türk Milletinin aydını olarak geçinen siyasetçilerin-gazetecilerin-bürokratların-iş dünyasının büyük çoğunluğuna!
Kendi menfaatiniz, kendi işiniz olunca maşallah kılı kırk yararsınız, incelersiniz, danışırsınız sonunda sizin için doğrusunu yaparsınız. Peki, bu vatan bu cumhuriyet sizin değil mi? Neden yanlışa ortak oluyorsunuz? Yanlışın ucu eninde sonunda size dönmeyecek mi? Bir defa söz dinleseniz olmaz mı?
AKP’yi desteklemeyin, Bademler demokrat değildir. Bunlar biat kültürü ile yetiştirildiler, şartsız itaat isterler, tartışma kültürleri yoktur. Yapmayı değil, yıkmayı bilirler dedik, inanmadınız desteklediniz!
Bademler tarafından azarlandınız, hakarete uğradınız, soyuldunuz yine, “İstikrar var, aman bozulmasın” dediniz ve desteğe devam ettiniz.
Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” sözünden ayrılmayın, ordunuzla oynanmasına izin vermeyin karşı çıkın dedik, tarikat-cemaatlerle beraber olup, ordumuzu çökerten Bademlere yine destek oldunuz.
Yargıyı, önce FETÖ’ye sonra AKP’ye köle yapacaklar dedik, inanmadınız, desteğe devam ettiniz.
Ülkeyi “Tek Adam” sistemine, arkasından da “Federe İslam Devletine dönüştürecekler”, referanduma açıkça karşı çıkın dedik, inanmadınız. Yaşları 4-6 arasında olan ve Taliban militanı gibi yetiştirilen milyonlarca çocuğumuz oldu, “Oy verecek parti mi var” dediniz ve desteğe devam ettiniz.
Suriyelileri başımıza bunlar bela etti, on yıllarca bu dertle boğuşulacak. Kaynaklarımız heba oluyor dedik, Davutoğlu-Babacan ikilisini TV’lere çıkardınız, alkışladınız!
Ekonomi çökünce, elektriksiz kalınca kazığın ucu ve faturaların tamamı batmaya başlayınca “Yandım Allah, bir daha oy vermem” demeğe başladınız!
AKP’nin gideceğine ancak şimdi inanmaya başladınız!
Türk Milletine güvenmeyen, tek başlarına seçime girmeğe yürekleri yetmeyen, altı benzemez parti biraraya geldi. Bu işin arkasını araştırmadan anında “Demokrasi Şöleni” ilan edip, “tamam seçimi kazandık” diyerek alkışlamaya başladınız…
Sizlere defalarca yazdık;
Bu ittifaktan Türkiye’ye hayır gelmez! Bu birliktelik, İngiltere’nin adamı olan Abdullah Gül organizasyonunda, HDP destekli “İkinci FETÖ Operasyonudur” dedik! Tabii ki yine kolaya kaçıp, araştırmadan alkışlamaya başladınız!
Deklarasyonu, okumadan incelemeden kabul ettiniz.
DOĞRU Parti olarak, uyardık; Bu deklarasyonda Türk Milleti YOK, Atatürk İlke ve Devrimleri YOK, Anayasamızın ilk 6 maddesi YOK! Tarikat ve Cemaatlerin düzenlenmesi YOK! AKP’den hesap sormak YOK, PKK’nın özlemi olan
1921 Anayasası VAR!
Deklarasyonu savunmak “Fethullah Hoca Türkiye’ye döndüğünde, Havaalanına karşılamaya giden araba kuyrukları İzmit’ten Edirne’den başlar. Humeyni’nin İran’a dönüşü, hiç kalır” diye tivit atan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’den geldi; “Efendim, Anayasanın ilk 4 maddesi tartışılmaz olduğu için yer vermedik! Montrö tartışmaya açılamaz” diye Sözcü’ye konuştu.
A, uyanık FETÖ’cu;
Anayasanın ilk 4 maddesi tartışılmaz ise, bu dört maddeyi berhava edecek “HERKESİN KENDİ SİYASAL KİMLİĞİYLE SİYASET YAPMASINI neden koydunuz? (Yarın bu konuyu yazacağız)
“Montrö tartışmaya açılmaz” diyorsunuz! Emekli 104 Amiralimizin yaptığı duyuruya ZEVZEKLİK diyen Akşener değil mi?
Aziz Türk Milleti;
DOĞRU Parti olarak bizler sana sürekli olarak DOĞRULARI söylemeye ve senin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Eğer sen de, senin düşmanlarınla işbirliği yapanlara değil de, kendi evlatlarına görev vermeyi düşünürsen, bizler buradayız. Karar da takdir de senin…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 03 Mart 2022
