Bu dünyada son Kasım yaşanıncaya kadar seninleyiz Büyük Atatürk!
Senin çağdaşlık, gelişmişlik, dürüstlük, vatanseverlik, akıl ve bilim yolundan hiç ayrılmayacağız.
Ne zorluklarla Bağımsız Türk Devletini kurduğunu en iyi bilenlerdeniz.
1919’da yola çıktığında, en yakınında bulunanlardan birinin “Tek Kurtuluş çaremiz ABD Mandasını kabullenmektir” diye Karabekir Paşaya mektup yazdığını, diğerinin ise “İngiliz Muhipleri” yani İngiliz Dostları Derneğini kurduklarını ve İngiliz Mandası istediklerini net olarak biliyoruz.
Aradan geçen 106 yılda Kemalistler olarak bizler sayı olarak azaldık, onlar çoğaldı. Helal ve vergilendirilmiş kazanca inanan bizler fakirleştik, harama ve yalana tutunan yobazlar çok zenginleştiler. Kendileri zenginleşirken, devletin kasalarını boşalttılar.
Senin dibindeki ABD Mandacılardan bile daha arsız olanlar, iktidar oldu.
2024 yıl sonu itibariyle “Dış Borç Stokumuz” 550 Milyar Doları aştı. Yani senin sırtına bırakılan ve ancak 1954 yılında bitirebildiğimiz Osmanlı borcu kadar oldu. Buna, Yurtiçi döviz borçlanması ve Kur Koruma da dahil edildiğinde, toplam döviz borcumuz 727 Milyar Dolara ulaştı.
Derdimiz sadece para değil. Borcumuzu bizler ve gençlerimiz çalışır öderiz, hiçbir devletin karşısında boynu bükük kalmayız. Ama şimdi çok daha büyük bir sıkıntımız var. Senin kurduğun Cumhuriyetin kurumlarını yıpratan, damarlarını kesmeye çalışan yobazlar, son ve ölümcül darbe için anlaştılar. Kimlerle mi?
Senin kovduğun emperyalist devletlerle!
Bu kez vitrine AKP, “Harun olmaya geldiler, ama Karun oldular” diyen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u çıkardı.
Senin 1924 Anayasası ile yırtıp attığın, 10 Nisan 1928’de, 7 Aralık 1934 ve
5 Şubat 1937’de yaptığın devrimlere inat, 1921 Anayasasını esas alan bir
“Yeni Sivil Anayasa” yutturmacasını Türk Milletine dayatmaya çalışacaklar…
Burada merak ettiğimiz şudur;
Kendisini “Atatürk’ün Partisi” olarak tanıtan CHP, nasıl bir tutum alacak?
14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri öncesi, 6’lı ittifak kuruluşunda yaptıkları ve “Manifesto” olarak açıkladıkları gibi “1921 ANAYASASINI MI” esas alacaklar, yoksa, 1937 yılında tamamlanan 1924 Anayasasını mı?
Aziz Türk Milleti;
Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Atatürk’ün mekanı ve Türklerin en önemli kahramanın yeridir. Atatürk; Ayasofya’yı, Süleymaniye’yi, Sultanahmet’i biçimlendiren sanat geleneğinin, eskiçağ Anadolu’suna değin gittiğini bilir.
Bergama’dan, Gordion’dan Hattuşaş’a, Arinna’ya, Metilene’ye (Malatya) varan bu sanat geleneği, Süleymaniye Camii’nin giriş kapısını süsleyen işlemeli taşları yapan ellerin, Boğazköy’deki Kral Kapısını yapan ellerle birleştiğini bilir.
Atatürk, Hititlerden Bizans’a, Bizans’tan Selçukluya, Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan da Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar uzanan “Anadolu Birikiminin” son Komutanıdır. Truvalı Turkus, Oğuz Han, Attila, Cengiz Han, Alp Arslan, Ertuğrul Bey, Osman Bey, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleymanların şanını, son Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde dünyanın tüm emperyalist devletlerine haykıran önderimizdir Atatürk…
Şimdi varsa çocuğunuzun elinden tutun ve Aslanlı yoldan Anıtkabir’e girin!
Orada, kendi olanaklarıyla Atatürk’ü ziyarete gelen on binlerce aydınlık yüzlü insanlar göreceksiniz. Onlarla selamlaşın, tanışın!
Çocuğunuza lütfen şunları anlatın;
-Bak yavrum, burada bizi tebaa-köle olmaktan kurtarıp “Özgür Bireyler” olmamızı sağlayan Atatürk yatmaktadır!
-Burada son Türk Devletini kurmak için dünyanın en güçlü devletlerini yenen ve “Türk Milleti” kavramını herkese kabul ettiren Atatürk yatmaktadır.
-Burada, herkesin inancını-etnik kökenini-kültürünü rahatça yaşayabileceği, istediği yerde oturabileceği, istediği işi yapabileceği, insan haklarına saygılı, Demokratik Lâik ve Sosyal Hukuk Devletimizi kuran önderimiz yatmaktadır.
-Burada, Türk Kadınına seçme-seçilme hakkını ilk veren ve kadın-erkek eşitliğine inanan Atatürk yatmaktadır…
Büyük Atatürk, DOĞRU Parti olarak “Son Kasım’a Kadar Seninleyiz…”
Sağlık ve başarı dileklerimle
10 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
EGESEL / ÖZ / GÜRLEK
Ömer Altay Egesel;
Yassıada Mahkemesinin Başsavcısı.
“Sizi buraya atan kuvvet böyle istiyor” diyen bir mahkemenin Savcısı.
Meslek onurunu, haysiyetini, şerefini darbecilerin emrine veren, hukukun yüzkarası bir Başsavcı. Yalan ve düzmece delillerle insanların hayatını karartan biri!
Zekeriya Öz;
FETÖ’CU Başsavcı. Başbakan Erdoğan’ın çok itibar ettiği, altına zırhlı Mercedes verdiği, yurtdışına 10 Milyon Dolar ile kaçtığı iddia edilen biri.
Meslek onurunu, haysiyetini, şerefini hem FETÖ-CIA’IN hem de Başbakan Erdoğan’ın emrine vermiş vatan haini bir kaçak!
Akın Gürlek;
Henüz 43 yaşında. Hukuk Fakültesinden 2005 yılında mezun olmuş. Gerek görev yaptığı yerler, gerek AKP tarafından Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atanması, gerekse İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı yapılması,
kendisinin CB Erdoğan’a yakın olduğu izlenimi vermektedir.
Aziz Türk Milleti;
Ben Hukuk eğitimi almadım. Ama 50 yıldır siyasetin hemen her kademesinde, seçimle gelinebilecek yerlerde bulundum. AKP-FETÖ-CIA iktidarının ilk yıllarında “FETÖ’DEN ÖNCE ve FETÖ’DAN SONRA” adlı iki kitap yazdım. Hem FETÖ’nun tetikçi Savcı ve Yargıçlarıyla hem de cübbesini AKP’ye kiraya veren Yargı mensuplarıyla mücadele ettim.
Sonra da, AKP İl-İlçe Yönetim Kurullarında çalışmakta olan ve MÜLAKAT denen rezillikle Adalet camiasına sokulan tetikçilerle boğuştum, hala boğuşmaktayım.
Amacım kimseye öğüt vermek, nasihat etmek değildir, haddim de değildir. Fakat, deneyimlerim sonucu gördüğüm, okuduğum bilgileri herkese aktarırım. İsteyen alır, istemeyen almaz. Herkes, ilerice nasıl anılmak istiyorsa öyle anılır.
Örneğin; ZALİM-ADALETSİZ olarak anılan, Andrey Vyshinsky (Stalin muhaliflerini yargılayıp, işkencelerle itiraf alan tarihin en büyük Hukuk facialarından birini yaratan Sovyet Savcı)
Ronald Freisler
(Nazi Almanya’sı Yargıcı) ve Engizisyon Mahkemeleri üyeleri!
Ölümlerinin üzerinden yüz yıllar geçmesine rağmen unutulmayan ve saygıyla anılanlar Hukukçular da var!
Cicero gibi, Hızır Çelebi gibi “Hukuku Üstün Tutan” gerekirse bu uğurda can veren İYİ İnsanlar da var. Yapacağınız tercihler, yolumuzu belirleyecektir.
Akın Gürlek, bir Hukuk Adamından çok, Siyasi İktidarın bir kanadının temsilcisi gibi görüntü vermektedir. Bu görünüm İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gibi çok önemli bir makama yakışmamaktadır.
Kimse unutmamalıdır ki, Savcı ve Yargıçlar, İLAHİ ADALETİN yeryüzündeki temsilcileridir, Siyasi Partilerin değil…
Aşık Veysel’le yazıyı bağlayalım. Ne demiş Koca Usta?
Beyhude gamlanma divane gönül/Cümle alemlerin rızkın veren var,
Yaptığın hatadan habersiz sanma/Kara Karıncayı gece gören var…
Sağlık ve başarı dileklerimle
09 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
ADALETİ ÖLDÜRÜRSEN!
Şaşkınlıkla izliyoruz! Adalet Bakan Yardımcısı iken, hem devletten maaş alan, hem de (EtiMine-Lüksemburg’dan) maaş alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı,
iddiasını belgeleyen Özgür Özel’e 500 Milyon Dolarlık tazminat davası açtı.
Başsavcı, iddialar karşısında konuşmadı!
İki olasılık var;
1) Başsavcının o kadar çok birikimi var ki, aylık 26.000 Tl çok ufak gelmiştir.
2) Başsavcı, Saraydaki Abisine o kadar güvenmektedir ki, iddiaları iplemez.
“Put yüklü bir eşek,
İnsanlar geçince önünden eğilerek,
‘Bana bayılıyorlar” demiş.
Tütsüleri, duaları hep kendine sanmış,
Durumundan çalım atmış!
Yanlışı gören biri, ona demiş ki,
‘Eşek Hazretleri’, kafandan sil bu aptalca düşünceyi,
Sana değil bu saygılı davranışlar,
Taşıdığın put önünde eğiliyor insanlar!
Bilgisiz bir mevki sahibinin de,
Selam verilir yalnız giysisine…” (La Fontaine)
Adaleti öldürürsen, Devleti de öldürmüş olursun.
Aklı öldürürsen, Ahlakı da öldürmüş olursun.
Adaleti-Aklı ve Ahlakı öldürdüysen, sen insan değil, cehennem zebanisisin!
Kamuda görev yapan tüm devlet memurları bu kurallara çok dikkat etmelidir.
Özellikle Yargıda, Güvenlikte, İdarede görev yapanlar dikkat etmeli ve şunu asla unutmamalıdır;
Evet, bizde devlet çarkı biraz ağır döner ama mutlaka döner.
Millet olarak binlerce yıldır devlet yönetmemizden gelen deneyim, asırların imbiğinden süzüle-süzüle biz Türklerin genlerine işlemiştir.
Bizler şahıslarımıza karşı yapılan ihanetleri affedebiliriz amma devletimize karşı yapılanları asla affedemeyiz. Çünkü bu davranış, geçmişimize ihanet olur.
İkinci evliliğini yapan, oteldeki nişan törenine helikopterle giden, Erdoğan’la hapis yattığı Pınarhisar Cezaevi Savcısıyken tanışan, evlendikten sonra eşi ile Saray’a el öpme ziyareti yapan ve bu ziyareti kendi sayfasından tüm ülkeye duyuran Ankara Cumhuriyet Başsavcısı (birkaç günlük Yargıtay Üyesi ve ertesi gün Anayasa Mahkemesi Üyesi) CHP’nin “21 Soruda FETÖ’nun Siyasi Ayağı” adlı kitabının toplattırılmasını istemişti.
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi de, Savcının bu talebi üzerine, kitabın basım-dağıtım-satış yasağı getirirken, toplattırılması kararını verdi. İsterse vermesin!
Eski Savcı, Cumhurbaşkanının en yakını!
Böyle bir talebi, Erdoğan ile tanışlığı taa Pınarhisar Savcısı iken, hapishanede mangal partilerine dayanan bir Cumhuriyet Savcısının vermesi, doğru değildir.
İlahi adaletin yeryüzündeki temsilcileri olan Yargıç ve Savcılar, davranışlarına çok dikkat etmek zorundadırlar.
Özellikle herbiri Yüksek Yargıç olan “Yargı Etiği Danışma Kurulu” bilsin istedik!
15 Temmuz’un “Siyasi Ayağını arayıp bulamayan Savcılarımıza önerimiz şudur;
AKP’de Genel Başkanlık, Genel Başkan Yardımcılığı, Bakanlık yapmış kim varsa, içinden herhangi birini yakalayın, inanın ki yanılmazsınız. O kişi siyasi ayaklardan biridir. Dile kolay, 11 sene aynı yatakta birlikte büyük bir aşk yaşadılar.
11 senede FETÖ’nun elinin değmediği AKP’li kalmadı ki!
Devlet görevlileri sadece devlet tarafından verilen makama ve kendine güvenmelidir. Siyasi makamlardakiler ile usulsüz birlikteliğe girenler, bir müddet sonra yanıldıklarını anlarlar. İnanmayan, yurtdışında kaçak olarak sürünen Savcı ve Yargıçlara sorsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle
08 Kasım 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

















