Önemli olan “Hukuk Devleti” olabilmektir, Hakim-Yargıç Devleti değil!
Türkiye, Pozitif Hukuka inanmayan, “Şer’i Hukuk” isteyen, Demokrasiyi Cumhuriyeti değil, İran tipi “İslam Devletini” kurmak isteyen SABIKALI bir “Ümmetçi İktidar” tarafından yönetilmektedir.
Hukuk Devletinde, kimse Anayasa ve Yasalara aykırı iş yapamaz.
Hakim- Yargıç Devletinde ise, Yargıç sadece bağlı olduğu Faşist-Diktayı dinler. Ne Anayasa ne Yasalar ne de Devlet Teamülleri onların umurunda olmaz. Dikta ne isterse, o talepleri yasalara uydurup, emri yerine getirir.
Artık, Ülkede yapılmakta olanın adı “HUKUKSUZLUKTUR!”
Yapılanlar hakkında, hukuki yorumlarda bulunmak, AKP’nin oyununa gelmektir.
Yapılması gereken, HUKUKSUZLUĞA, SAVCILARIN İKTİDAR TETİKÇİLİĞİNE doğrudan karşı çıkmaktır.
Türk Milleti şu gerçeği asla unutmamalıdır!
“Hukuksuzluğu meslek edinenler, YARGILAMA YAPAMAZ!”
“Hırsızlığı babasından öğrenip meslek edinenler, HESAP SORAMAZ!”
“Demokrasiye, Ulus Devlete, Üniter Yapıya, Cumhuriyete, Laikliğe-Sosyal Hukuk Devletine karşı çıkan AKP-MHP-HÜDA PAR-DEM Partileri ve Cübbelerini makam uğruna kiraya veren İktidar Savcıları kimseyi YARGILAYAMAZ!”
-İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Bağımsız değildir. Son görevi AKP’li Adalet Bakanının BAKAN YARDIMCISI idi. Siyasi bir kişiliktir. Taraftır, AKP’lidir.
Soruşturma-Yargılama yapamaz. Sorumlu olur…
Siz İkiniz! Türk Devletini yöneten Erdoğan ve Bahçeli Beyler!
Aşağıdaki olaylar hakkında, Türk Milletine DOĞRU bilgiler vererek aydınlatmadan, kimseyi bu operasyonlara inandıramazsınız…
-23 yıllık iktidarınızda, sizler tarafından yargıya havale edilmiş BİR TANE yolsuzluk dosyası gösterebilir misiniz?
-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, PKK Narko-Terör Örgütünün başı Bebek Katilini “Kurucu Önder” ilan etmesi, Bebek Katilini TBMM’ye davet etmesi hakkında, Savcılar herhangi bir işlem yaptılar mı?
-HÜDA PAR denen Hizbullah Terör Örgütü Siyasi Kanadının, LAİKLİK KARŞITI EYLEM ve SÖYLEMLERİ hakkında Yargıya havale edilmiş BİR TANE İHANET dosyası gösterebilir misiniz?
-Adli Tıp Kurumunca, DOĞRULUĞU ispat edilen “Ses Kasetlerinden anlaşılan, Evdeki Milyarlarca Dolarlık birikimler ne oldu? Sıfırlandı mı?
-Gümrük Memurlarınca suçüstü olarak iki bavul KAÇAK ALTINLA yakalanan
3 MHP Milletvekili için YARGI NE YAPTI? Bu kişiler neden hala serbest?
Siz İkiniz! Türk Devletini yöneten Erdoğan ve Bahçeli Beyler!
Oyun planınız;
Haksız uygulamalarla, hukuksuzluklara toplumu kışkırtıp, Sıkıyönetim ilan ederek tüm muhalifleri hapsetmek ve dikensiz gül bahçesi yaratmaksa planınız, asla başarılı olamayacaksınız. Türk Milletinin ayranı kabarmak üzere!
CHP’de Cumhurbaşkanı Adayı olabilecek olası adayları şimdiden yok etmekse planınız bu da işlemez. Çünkü önümüzdeki CB seçiminde SİZ olmayacaksınız. Türk Milleti yeni, genç bir evladını Cumhurbaşkanı seçecek. Kim mi? Yakında göreceksiniz! Boşuna aramayın, O öylesine yüksekteki, erişmeniz mümkün değil…
Sağlık ve başarı dileklerimle
06 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
GÜNÜMÜZ SAİDLERİ, RIZALARI, ATIFLARI
Tarih boyunca din, savaşların ve toplumsal çatışmaların ana nedenlerinden biri olmuştur. Farklı inançlara sahip topluluklar arasındaki sürtüşmeler, istikrarsızlığa ve büyük yıkımlara yol açmıştır.
Tarihsel deneyimler, toplumsal ihtiyaçlar ve modern devlet anlayışının evrimiyle dünyada Laiklik İlkesi şekillenmiştir.
Laiklik İlkesinin Gerekçeleri;
-Din ve Devlet İşlerinin Ayrılması,
-Dini çatışmaları önlemek ve toplumsal barışı,
-Vicdan ve İnanç Özgürlüğünün Güvence Altına Alınması,
-Akıl ve Bilimin Üstünlüğü,
-Siyasetin Dinden Arındırılması,
-Toplumsal Barış ve İstikrar
“İLKE” kelimesinin anlamını da açıklamamız şarttır! İlke;
Temel Düşünce- Temel İnanç-Her Türlü Tartışmanın Dışında Sayılan demektir.
Gerek Kurtuluş Savaşımız öncesi ve sırasında, gerekse sonrasında, Cumhuriyet Karşıtı Silahlı kalkışmalar nedeniyle oluşan kayıpların tekrarını önlemek ve toplum barışını sağlamak için, 5 Şubat 1937’de Büyük Atatürk tarafından Laiklik ilkesi Anayasamıza yerleştirilmiştir.
AKP 2002 yılında tek başına iktidara geldikten sonra, adım-adım, toplumu alıştıra-alıştıra, laiklik ilkesini zedeleyecek yasal ve idari uygulamaları yaşama geçirmiştir. Maalesef, uyarılarımız dinlenmemiştir.
Anayasamıza göre kurulması yasaklanmış Tarikat-Cemaatlere ölçüsüz devlet desteği verilmiş, devlet korumasına alınmış, adeta birer Sivil Toplum Örgütü gibi desteklenmiştir.
AKP, Milli Görüş kökenli “Siyasal Ümmetçi” bir partidir. Bu kökenden gelen
4 Parti, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. AKP de, kendisi iktidarda iken, 2008 Temmuz ayında AYM tarafından “Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı” olduğu gerekçesiyle, Hazine Yardımının kesilmesi cezası ile mahkum edilmiş, sabıkalı bir partidir.
AKP kendisini, devletin sahibi, 23 yıllık iktidarı sonunda artık nihai hedefine çok yaklaşmış, ülkedeki ULUS DEVLET-ÜNİTER YAPI-LAİK CUMHURİYET ve HUKUK DEVLETİNİ devirebilecek güçte görmekte ve sürekli, ANAYASA İHLAL suçu işlemektedir. Emperyalist ABD-İngiltere ve İsrail’in kıskacına kapılmış AKP ve MHP, yani Erdoğan ve Bahçeli, TÜRK ULUS DEVLETİNİ yıkmak için olağanüstü gayret sarfetmektedir.
İkisinin de akıl-ruh ve vücut sağlıkları çok bozuktur. Düşünme-konuşma yetenekleri zayıflamış, olayları “Devlet Adamı” gözüyle analiz etme yetileri ise tamamen tükenmiştir. İkisinin yerine, kesinlikle emperyal devletlerin istihbarat örgütlerinin adamı oldukları bilinen danışmanlar ve yetiştirilmiş elemanlar karar vermektedir.
T. C. Devletinin bu hale gelmesinde, siyasi iktidar ve ortaklarından sonra en büyük suç, Yüksek Yargınındır, Cumhuriyet Başsavcılarınındır.
Gözlerinin önünde yeniden türeyen Şeyh Said-Seyit Rıza-İskilipli Atıf benzeri hainlerin işledikleri suçları, Anayasa İhlallerini, görmezden gelenler, ülkeye ne derece kötülük ettiklerini bilmiyorlar mı?
İstanbul’un göbeğinde, Devletimizin Kurucusu Büyük Atatürk’e en ağır hakaretleri yapan, Kemalistlere Ölüm, Yaşasın Şeriat diyen Yobazları görmezden gelen Cumhuriyet Savcıları, İzmir Belediyesindeki bir kooperatif
soruşturmasında, İKİ YIL önce vefat etmiş, bir Belediye Görevlisi için gözaltı kararı çıkarabiliyor!
Şeyh Said-Seyit Rıza-İskilipli Atıf gibi Türk Milleti ve Cumhuriyet Düşmanı hainler için, AKP-HÜDA PAR-DEM gibi partiler “İade-i İtibar isteyebilmekte, Öcalan gibi 54 BİN insanımızın katili için MHP, “Gelsin TBMM’de konuşsun, umut hakkından yararlansın” diyebilmektedir!
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bunları görmüyor mu? Yoksa kendisi de, AKP-MHP-HÜDA PAR-DEM partileri gibi mi düşünmektedir?
Siyasetçisi-Yargısı-Askeri-Polisi-Jandarması şu gerçeği asla unutmamalıdır!
Türk Milletinin büyük çoğunluğu, tarihi geriye döndürecek, suyu tersine akıtacak, Türk Milletini parçalayacak “YENİ ANAYASA” adı altında yapılacak hiçbir eyleme izin vermeyecektir.
Emperyal Devletlere-Küresel Çetelere kendisini ve namusunu satmış alçaklar bilmelidir ki, eğer amaçları ülkemizi karıştırıp, kaos yaratmaksa, Türk Milletinin sillesinden herkes üzerine düşeni mutlaka alacaktır…
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Atatürk’e Verdiği Sözden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle
05 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
İKİNCİ KENAN!
CB Erdoğan’ı dikkatle izlerseniz, her geçen gün gerek davranışları, gerek konuşmaları, gerekse “Her şeyi ben bilirim” tavrıyla rahmetli Kenan Evren’e
benzediğini görürsünüz. Kenan Evren’de böyleydi! ABD istedi, seçilmiş hükümeti silahla yıktı. Yerini sağlamlaştırınca da meydanlara çıkıp, “Devlet Adamı” taşıyan siyasetçilerimize ders vermeye kalkmıştı. Şimdi öte tarafta, Demirel-Ecevit-Erbakan’la nasıl baş ediyor acaba?
Erdoğan Ailesi de, Kenan Paşa gibi, derin devlet deneyimleri, mükemmel eğitimleri, görgüleri ve bilgileriyle hizmete devam ediyor!
Asrın Liderinden sonra, Asrın Först Leydimiz de oldu. CB Erdoğan, Ana Muhalefet Partisini dizayn ederken, o da Papa ile el sıkıştı!
CB Erdoğan’ı yakında TUVAL’İN önünde resim yaparken görürseniz şaşırmayın! Ne de olsa Kenan Paşadan el almıştı! Darbe sonrası her düğünde Kenan Paşanın elini bile öpmüşlüğü vardır, Sayın Erdoğan’ın…
Bağımsız Tarafsız Yüce ve Yüksek Türk Yargısı!
Bu aralar kafanız iyice karışık! Kime selam duracağınızı bilemiyorsunuz!
AKP’ye mi, MHP’ye mi, Menzilcilere mi, Kripto FETÖ’culara mı?
Sizlere bir sorumuz var;
2014’te, yani 12 Eylül’den 34 yıl sonra, niye yargıladınız rahmetli Kenan Paşayı? 100 yaşına yaklaşmış, ölmek üzere olan ağır hasta darbeciyi niçin yargıladınız?
Darbe yaptı, yönetime el koydu, binlerce insanın yaşamını yargısız infazla, işkencelerle kararttı, “Tek Adam Diktası” uyguladı diye mi?
Şimdiki durumumuz 12 Eylül 1980’den daha mı iyi?
Gerçekten Bağımsız Tarafsız Yüksek Yargı iseniz, 2. Kenan’ı da yargılamalısınız! Darbelerden en fazla acı çeken, biri olarak, düz mantık yürüterek bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum;
1.Kenan;
-TBMM’yi kapatıp yok etti. Darbeci Generaller ile yönetime el koydu!
-Yasama-Yürütme-Yargı yetkisini kendinde toplayıp demokrasinin “Kuvvetler Ayrılığı” prensibini ortadan kaldırdı!
-5 General tarafından seçilen ve 160 kişiden oluşan “Danışma Meclisini” kurdu.
-15 kişilik “Anayasa Komisyonu” kurdu ve 1982 Anayasasını halka %91,37 oyla kabul ettirdi!
-Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetti!
-Milli Güvenlik Kurulu Üyelerinin her türlü yargılanmalarını Anayasa’ya geçici madde koyarak yasak etti!
-Darbeden 3 yıl sonra, ABD’nin talimatıyla, ülkenin köklü partilerini kapatıp, Devlet Adamlarına 10 yıl siyaset yasağı getirdi ve iktidarı Özal’a devretti!
2.Kenan;
Yaptığı iki (Hileli) referandum ve Anayasa değişiklikleri ile;
-TBMM’yi devre dışı bıraktı! Başbakanı ve Bakanlar Kurulunu kaldırdı. Yargıyı tamamen emri altına aldı. Ayak bağı olarak gördüğü “Kuvvetler Ayrılığı” ilkesini yok etti.
-Tek başına seçtiği 600 milletvekilinden oluşan bir “Danışmama Meclisi” kurdu.
-Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetti.
-Tüm iktidarı boyunca yapılmış ve yapılacak olan yolsuzlukların hesabının sorulmasını engellemek için “Devletin Denetim Kurumlarını” kaldırdı. Yargıyı tamamen kendine bağladı.
-Şimdi, eğer Yeni Sivil Anayasa yutturmacasını Türk Milletine kabul ettirebilirse, serbest seçimleri ve demokratik düzeni gömüp, tek adamlığını ilan edecek, sonra da Türkiye’yi “Federe İslam Devletine” dönüştürecek!
Birinci Kenan, darbeyle geldi, demokrasiyi askıya aldı ve 3 yılın sonunda yarım yamalak da olsa demokrasiye geçip, bırakıp gitti.
Ne kendi etti rahat ne verdi huzur, dayansın artık ehli kubur…
İkinci Kenan, dış destekle kurgulanmış bir seçimle geldi, yıllarca adım-adım ve planlı olarak parlamenter demokratik rejimi ve cumhuriyeti tahrip etti. Ülkeyi bir kargaşa ortamına soktu, ekonomiyi bitirdi, insanları ayrıştırdı. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’ne son verecek adımı atmaya hazırlanıyor.
O kazanırsa, Türklük-Türk Milleti-Türk Devleti kaybedecek!
Var mı sorusu olan?
Sağlık ve başarı dileklerimle
04 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
DEVLETİ DEĞİL, KENDİNİZİ DÜNYAYA REZİL ETTİNİZ!
Siz, sırf sizin gibi düşünmeyen, inanmayan, yaşamayan, giyinmeyen bir insanı, yere yatırıp bıçakla boğazını keserek öldürebilir misiniz?
Siz, düşman olarak gördüğünüz bir ülkenin askerlerini, boğazlarından zincire bağlayıp, üzerlerine benzin dökerek canlı-canlı yakabilir misiniz?
Siz, ülkenizin 33 aydınının otelden çıkmasına izin vermez ve hepsini yakarak öldürebilir misiniz?
Siz, aynı dini gruptan bir kardeşinizi, basit bir hata yaptı diye, ibadet ettiğiniz yerin mermerlerine kafasını vura-vura patlatıp, öldürebilir misiniz?
Siz, insanları domuz bağı ile bağlayıp, enselerinden yarıya kadar kesip öldürdükten sonra, evinizin bahçesine gömüp, üzerine beton atıp, sonra da o betonda namaz kılabilir misiniz?
Siz, yabancı ülkelerin taşeronu olan bir terör örgütü olarak, 1 yaşına bile henüz girmemiş bir bebeğin vücuduna onlarca mermi sıkabilir misiniz?
Neye inanırsanız inanın, ister Müslüman, ister Hıristiyan, ister Yahudi, ister Mecûsî olun, eğer insansanız bunları YAPAMAZSINIZ, YAPMAZSINIZ…
Sizler yapamazsınız, yapmazsınız ama, bazı dinci terör örgütlerinin beyinleri yıkanmış, ruh hastası, sapık elemanları yapar. Hem de ilahi bir emri yerine getiriyormuş gibi, inancına hizmet ediyormuş gibi yapar.
İşte DEVLET dediğimiz organizasyon, modern toplum olmanın gereği olan Anayasanın ve Yasaların (Pozitif Hukuku) uygulanmasını sağlamak için vardır. Fakat, DEVLET’İ yöneten sözde SİYASETÇİLER olarak AKP’liler, şahsi çıkarlarınız için, bu şer odaklarını destekler ve kışkırtırsanız, bu sapıkların eylemlerini SUÇ OLMAKTAN ÇIKARAN yasaları yürürlüğe koyarsanız, hakkınızda AYM’NİN 2008 yılında verdiği “LAİKLİK KARŞITI EYLEMLERİN ODAĞI” olduğunuza dair Cumhuriyete İhanet Madalyasını, Yahudi Cesaret Madalyanızın yanına takmış olursunuz…
Bir dergide olan bir karikatür için, AKP’li Bakanların Milletvekillerin beyanatlarına bakıyorum. Sanki hepsi birer “GERÇEK Müslüman” imişler gibi konuşuyor! Yazıklar olsun!
Siz değil misiniz, “Ayet Salla Bakara’dan, topla oyları Fukaradan” diye
Allah’ın Ayetleri ile alay eden Eskort Bakanı, Türk Devletine BÜYÜKELÇİ yapan?
Sizler değil misiniz, sözde Yardım Dernekleri-Gıda Bankacılığı yoluyla, devlete vergi vermeyip insanları dolandıranları koruyanlar?
Devleti rezil edemeyeceksiniz ama kendinizi KARA’YA boyadınız…
İçişleri Bakanı, Yerlikaya!
Yerli misiniz, yabancı mısınız bilemem ama, her dönemde KAYA gibi yerinizde durmayı başardınız ya, size hem bravo hem de aferin!
Gaziantep ve İstanbul Valiliklerinizi, Habur’daki SEYYAR MAHKEME rezaletinizi önümüzdeki dönem nasılsa bol-bol görüşeceğiz.
Bugün iki konumuz var;
1) Sizin elemanlarınız telefonlarımı sürekli dinler! Dinlesinler, sıkıntı yok!
Bir şeyler öğrenir, çocuklar!
İzmir Valisi, benim koruma kararımı “Çağrılı Koruma Kararına” döndürmüş! Ülkemin her yerine gidiyorum. En son Mardin’de bir Polis Evladımı koruma olarak vermişler, arabası bile yok! Bir de gelen Polisimizi koruyoruz.
DOĞRU Parti Genel Merkez Binası için, Polis görevlendirmesini Ankara Valisinden istedik. Yanıt “Biz seyyar koruma yapıyoruz” oldu, vermedi!
Yan bina Diyarbakırlı Mücahit Aslan’ın. Bina önünde, onlarca Polis, Dinleme cihazlı Polis araçları var!
Tarikat Reislerinin hepsinde çakarlı araç, koruma var. Cübbeli ’nin kızındaki araç milyonlarca liralık, o da çakarlı!
AKP İl Kadın kolları Başkanlarının bile ikişer koruması, devletin aracı var.
Sayın Bakan, Türk Devleti sizin babanızın çiftliği mi?
2)01 Temmuz 2025 Salı günü 14.50 AJET uçağıyla Ankara’dan İzmir’e geldim.
Uçakta sizin mesajınızı okudum. Dün Saraçhane’de 42 kişinin gözaltına alındığını açıklamışsınız!
Uçak indikten sonra, otobüse alındık ve beklemeye başladık.
Bir hanımefendinin, çevresinde Havaalanı görevlileri, polis korumalarıyla APRON’DA yürüyerek, Terminal Binasına girdiğini gördüm. Kendisini bekleyen Mercedes marka bir minibüse bindiler. Bir AKP MV’NİN eşine, kim olduğunu sordum. Hanımefendinin, sizin eşiniz olduğunu söyledi!
Sayın Bakan, Bilmez misiniz ki, Apron ’da hiç kimse yürüyemez.
Sivil Havacılık Kuralları ve Uluslararası Havacılık Kuralları bunu yasaklar!
42 kişiyi, Anayasal Haklarını kullanarak Saraçhanede yürüdükleri için gözaltına aldırıyorsunuz, ama Muhterem eşiniz, Havalimanı Apronunda kendi bahçesi gibi dolaşabiliyor!!!
Bakanlık uygulamalarınız ve Koruma Kararlarındaki usulsüzlükler için sizinle uğraşmaya devam edeceğim.
Eşiniz Hanımefendi için bu kez şikayetçi olmayacağım. Lütfen ikaz ediniz…
Türk Devleti Anayasal bir devlettir ve kimsenin oyuncağı değildir…
Sağlık ve başarı dileklerimle
03 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
50. Cumhuriyet Hükümeti Sağlık Bakanı
55. Cumhuriyet Hükümeti Devlet Bakanı
ŞAMAR OĞLANI
Eskiden Sarayda, Şehzadeler yaramazlık yaptığında, Sultan Babaları
“Allah’ın Yeryüzündeki Gölgesi” sayıldığı için kimse onları dövemezdi!
Şehzadelerin yerine dayak yiyen oğlanlar vardı. Şehzadenin yaptıkları densizliklerin cezasını Şamar Oğlanları dayak yiyerek çekerlerdi.
“mantıksızlık bu” demeyin, denemesi bedava!
Hadi içinizden birinin maçası sıkıyorsa, Şehzade Bilal Oğlan’a bir tokat
atsın da, göreyim onun yiğitliğini!
Asırlık Çınar CHP’nin başına Özgür Özel geçtiğinden beri, koskoca CHP
aynen Şamar Oğlanı gibi oldu.
23 senelik iktidarlarında, bir yüzükten-dünyanın en zengin siyasetçileri arasına giren, Tepedeki Bakanlardan-Belediye Başkanlarına- İl-İlçe Başkanlarına kadar yolsuzluğa gömülmüş, Hırsızları Büyükelçi yapma hünerine sahip AKP, her gün CHP’nin ensesine bir şamar patlatıyor!
Belediye Başkanlarıyla başlayan şamar seansları, artık İl Başkanlarına kadar indi. Yakında, sıra İlçe Başkanlarına ve CHP Üyelerine gelirse kimse şaşırmasın!
Sonunda nasıl bir algı yaratıldı, biliyor musunuz?
“AKP çalıyor ama, çalışıyordu! Bunlar da çalıyormuş! Baksana her gün bir yolsuzluk patlıyor!” Tüm iktidarları boyunca ilaç niyetine BİR TANE yolsuzluk dosyasını Adliye’ye sevk etmeyen AKP, halkın gözünde AKLAŞMA operasyonları yapıyor.
AKP’li siyasetçiler, Allah’tan korkmadan, kuldan utanmadan yalan-yanlış bilgilerle, CHP’lileri suçluyor. CHP de, miting yapmaktan başka hiçbir şey yapmıyor. Özür dilerim, ensesini yağlayıp, yarın yiyeceği şamara hazırlanıyor…
AKP’den ve TEK ADAM faşist diktasından kurtulma mücadelesinde, CHP’yi önemsediğim için, CHP’lilere öğütler veriyorum, ama dinletemedim?
Hala, el altından Saray’la kirli pazarlık peşindeler. Yakında kokusu çıkar.
Eğer, CHP, AKP ve MHP’nin “YENİ ANAYASA” projesine örtülü de olsa destek verirse, bilin ki taraflar karşılıklı olarak yumuşamışlardır!
Laik Cumhuriyet-Demokratik Rejim-Sosyal Hukuk Devleti yıkılmış kimin umurunda ki? CHP, Veli Ağbaba ile Sezgin Tanrıkulu’nun elinde kalsın, onlara yeter.
Gelin bir deneme yapalım. Bakalım CHP bu basit işi yapacak mı?
CHP Yönetiminden istediğimiz şudur;
CHP’nin 38. Olağan Büyük Kurultayı, YSK tarafından onaylandı mı? Evet.
Hani YSK Kararları itiraza kapalı ve kesin idi?
AKP, 38. Olağan Kurultayı, MUTLAK BUTLAN iddiasıyla Sulh Hukuk Mahkemesine götürdü mü? Evet.
Şimdi de, davanın Asliye Ceza Mahkemesinde görülmesi için 8 Eylül’e erteledi mi? Buna da evet!
Eğer bu tarihe kadar anlaşma olmazsa, 9 Eylül günü CHP’nin kuruluş gününde, CHP’ye Kayyım atandığını gazetelerden okuruz.
Ne yapılmalı?
TEK ADAM FAŞİST DİKTAYA geçmemiz, 16 Nisan 2017 Referandumu ile oldu.
Bu referandumda, oy verme günü saat 16.00 da 2,5 Milyon OY’un MÜHÜRSÜZ ZARFLARA DOLDURULDUĞUNU herkes biliyor mu?
Yine herkes, dönemin CHP Genel Başkanın bu KANUNSUZLUĞA itiraz bile etmediğini, itiraz etmeye çalışan MV. Atilla Kart’ın engellendiğini, ve YSK’nın kesin kanun emrine rağmen 2,5 Milyon OY’u GEÇERLİ saydığını biliyor
değil mi?
Medeni Kanun, Siyasi Partiler Kanununun da Dernekler Kanununun da anasıdır. Tereddüt halinde ona bakılır.
Medeni Kanun, MUTLAK BUTLAN da, süre tanımaz. Aradan ne kadar süre geçerse geçsin, eğer olayda “AÇIK KANUNSUZLUK HALİ varsa, Hakim davayı kabul eder.
Başımıza TEK ADAM belasını saran bu referandumdur ve itiraz etmeyen CHP’dir. CHP, şunu yapmalı;
Hukukçularının çok ustalıkla hazırlayacakları “Dava Dilekçeleriyle” aynı anda tüm Türkiye’deki İL ve İLÇELERDE, YÜZLERCE DAVA açılacak ve “MUTLAK BUTLAN iddiasıyla 16 Nisan 2017 Referandumunun iptali istenecek!
Binlerce namuslu-dürüst Yargıçlar içinde, Ulus Devleti-Üniter Yapıyı-
Laik Cumhuriyeti-Sosyal Hukuk Devletini-Atatürk Türkiye’sini-Bağımsızlığı
SAVUNACAK ve Emperyal Tuzağı bozacak bir vatan Evladı YARGIÇ ebette ki çıkacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
02 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı