Anayasa Mahkemesi, AKP için 2008’de (AKP İktidar, Erdoğan Başbakan) iken “AKP, Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı olmuştur” kararını 10 KABUL oyuna karşın 1 RET oyu ile verdi ve “Hazine Yardımı” kesilmesine MAHKUM etti! Bu karar, AKP’nin alnına vurulmuş, hiç çıkmayacak bir KARA LEKEDİR!
AKP ve Genel Başkanı, AYM Kararına göre SABIKALIDIR.
Ayrıca FETÖ Silahlı Terör Örgütüne yardım ve yataklık ettiğini ve Kozmik Odayı terör örgütü militanlarına açtığını kendisi kabul ettiği ve Vatana İhanet suçunu işlediği için, ömür boyu ağırlaştırılmış hapisle yargılanacaktır.
MHP Genel Başkanı Abdullah Bahçeli ise;
Anayasanın BAŞLANGIÇ KISMINA, 2.Maddedeki “Atatürk İlkelerine” ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere ihanet ederek “Anayasa İhlal Suçu” işlemiştir. Ayrıca, 54 Bin insanımızın hayatını çalan PKK Narko Terör örgütünün başının, Türk Devleti ile muhatap alınmasında başrolü oynadığı için, eğer ömrü yeterse yargılanacaktır.
Türkiye’yi yöneten 4 Parti var; Sabıkalı AKP-Öcalan’cı MHP-Bölücü DEM-
Hizbullahçı Katiller Sürüsü HÜDA PAR!
En az bunlar kadar etkili (Sahte darbe düzenleyecek-can alacak kadar) bürokratları da var.
Bu YIKIM EKİBİ, önce TURP’la başladı. Turptan bir şey çıkmayınca, ortaya AHTAPOT benzetmesini attılar! Size Ahtapotu anlatmak isterim;
Latince ismi Octopus’tur. (Octo=Sekiz, Pous= Ayak)
Yakın zamana kadar ahtapotun sekiz kolu olduğu bilinirdi. Bilim insanları, ahtapotun ALTI kolu olduğunu, suda iken bunlarla yüzdüğünü, su dışında da iki ayağını kullandığını açıkladılar.
Erdoğan’ın, İmamoğlu üzerinden Ahtapot figürünü kullanması onun eğitiminin çok sığ olduğunu gösterir.
Gerçekte, kollarıyla tüm dünyayı sarmış ve dünyayı sömüren bir büyük Ahtapot vardır. Beyni, Emperyalist Devletlere akıl veren onlara yol gösteren güçlü bir yapıdır. Bu beyin, her ülkeye göre bir ahtapot yaratır ve gönderir.
Her ülke Ahtapotunun başına birini koyarlar. Bunlarda bazı özellikler aranır!
Adı genellikle “Eşbaşkan” olur. Kullanabilir kişiler olmalıdır. Ülkesini dolandırmış ve çok büyük miktarda “Kara Para” sahibi olmalıdır. Nasılsa bu paralar “Büyük Ahtapot” tarafından bilinmekte ve sigorta olarak tutulmaktadır.
Bunlar önce ülkelerindeki “Milliyetçi Duyguları” törpülerler. Denetim mekanizmalarını yok ederler. (Hesap Uzmanları Kurulu vs.) Dini yapıların elemanlarıyla yargı ve sivil-asker bürokrasiyi ele geçirirler. Artık dokunulmaz olduklarına inanırlar ve kendi topluluklarının kanını emmeye devam ederler.
Direnme noktaları birer-birer çökertilen toplum, beyin felcine uğramış gibi donar kalır! Uyguladıkları Faşist Dikta yöntemleriyle, toplumu korkutup sindirirler. Sadece iktidarı değil, muhalefeti de dizayn ederler.
Büyük Ahtapotun eski yöneticilerinden Henry Kissinger der ki; “Biz sadece iktidarları değil, muhalefeti de düzenler, emrimiz altına alırız.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, bu sistemi iyi bilir. Sistemden atılmamak için her türlü vericiliği tereddüt etmeden yapar…
Bu ahtapottan kurtulmak mümkün müdür? Elbette! Bunun için İKİ YOL var!
Ya Ahtapotun bir koluyla kafanıza dayadığı silahı, onun elinden alıp, kollarını tek tek keseceksiniz, ya da ölüme razı olacaksınız. İran’da olduğu gibi!
Ahtapottan kurtulmak için mutlaka ama mutlaka yapmanız gereken şey,
kökünü, karakterini, geçmişini, cesaretini bildiğiniz ve emin olduğunuz vatan evlatlarına görev vereceksiniz!
Ülkemizdeki ahtapot kollarından bir örnek verip, yazıyı bağlayalım!
TÜRGEV denen oluşum tam bir ahtapot üretme merkezi gibidir. İş Dünyası, Belediyeler, Haram Medyası, Tarikat-Cemaat-Dernek-Vakıflar, yurtdışı kuruluşları ile milletin kanını emmekteler ve gittikçe kökleşmekteler…
Bilgisi, Stratejik Eğitimi, Deneyimi, Tarih şuuru, Yüreği olan bir Türk Evladı,
bir dönem için yönetime gelecektir. Tüm ayrık otlarını hukuk devleti ilkesi içinde temizleyecektir. Sonra da yönetimi Türk Gençliğine emanet edecektir.
Sağlık ve başarı dileklerimle
28 Mayıs 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
TUTARLI OLMAK ZORUNDASINIZ
Tutarlılık, bir Siyasi Yapının veya Toplumun mantıklı bir bütünün parçaları arasında karşılıklı bağlantı ve UYUM bulunması anlamına gelir.
Daha sade bir anlatımla, söylediğiniz ile yaptığınız uyumlu olmalıdır.
Aksini yaparsanız, başınız bir yöne, ayaklarınız başka yöne gider görüntüsü verirsiniz ki, toplumun gözünde alay konusu olursunuz.
İktidardan “Tutarlı” olmasını beklemek, akıl hastalığı ile eşdeğerdir.
Bu yüzden onları artık muhatap bile almıyoruz!
Ama Ana Muhalefetten hem tutarlı olmasını beklemek hem de Türk Devletinin-Türk Milletinin ve Kurucu Önderimiz Atatürk’ün DOĞRULARINA
uyumlu olmalarını istemek hakkımızdır.
Aksi Türk Milletini aldatıp, el altından YIKIMA destek vermek olur ki, böyle düşünenlerin kafalarına gök kubbeyi geçirmek bize haktır…
Örnekleyelim! CHP Genel Başkanı diyor ki; “Mevcut Anayasaya uymayan bu İktidar ile, biz YENİ ANAYASA yapmayız! Fakat,
Açılım Sürecine, Silahların susmasına sonuna kadar destek veririz. Bu zaten bizim projemiz idi. TBMM’de görüşür çözeriz!”
Peki, PKK “Silahların susması” için ne istiyor?
*Bunu Öcalan defalarca açıklamadı mı?
“Eşit Vatandaşlık” aldatmacasıyla, Anayasadan Türk adının silinmesi, Resmi Dil olarak Türkçe’nin yanına, Arapça ve Kürtçenin de eklenmesi, eyaletlere bölünmemizi sağlayacak, daha önce Türkiye’nin çekince koyduğu AB Yerel Yönetimler Özgürlük Şartının desteklenmesi, Öcalan’ın yıllardır söylediği şartlar değil mi?
*Hem bu iktidarla YENİ ANAYASA yapmayız diyeceksiniz, hem Öcalan’ın şartlarını KABUL ETTİĞİNİZİ, son iki KURULTAYINIZDA, iki Genel Başkan olarak açıklayacaksınız ve Öcalan’a-PKK’ya-DEM’e el altından destek vereceksiniz ama bunu Türk Milletinden saklayacaksınız!
*“Silahlar Sussun” diyen ve silahlı ayaklanma sebebi olarak, LOZAN ve 1924 Anayasasını gösteren PKK Narko-Terör Örgütüne nasıl destek vereceksiniz?
Karşınızda, savaştığımız bir devlet mi var? “Silahlar Susmasın” diyen mi var?
Lozan’dan ve 1924 Anayasasından önce Bölücülerin hangi hakları vardı ki, bugün ne istiyorsunuz diye sormadınız?
Bölücübaşı, hem Atatürk’ün ve Türkiye’nin en büyük zaferi olan LOZAN’I aşağılayacak, hem de ULUS DEVLET-ÜNİTER Yapımızın teminatı 1924 Anayasasını yok sayacak! Atatürk’ün, Türk Devletinin temeline koyduğu Ulusal Değerlerimizi YOK EDEREK Mİ, Atatürk’ün kurduğu partiyiz, “Ben onun koltuğunda oturuyorum” diyeceksiniz? Böyle cehalet mümkün mü?
*Atatürk’ün sağlığında dönemin Patrik’i onu ziyarete gelir. Dünyanın her tarafından gelecek Ortodoks Din Adamlarının İznik’te toplanacağını bildirir ve izin ister. Atatürk şöyle yanıt verir; “Lozan’a göre siz İstanbul’da yaşayan Rumların Baş Rahibisiniz. Sizin uluslararası (Ekümenik) bir statünüz olamaz” der ve izin verilmez.
*CHP 81 ülkedeki 89 partiden oluşan Sosyalist Enternasyonalini İstanbul’da toplar ve ev sahipliği yapar. Bu 89 partiden BİR TANESİ bile PKK’NIN LOZAN’A hakaretini görmez. Aksine PKK’yı destekler.
İktidar ve Muhalefet hem Ekümenik’lik hem de PKK’nın desteklenmesi konusunda birleşirler! Hadi İktidarın hedefini biliyoruz. Ya CHP?
Bu konuda, İmamoğlu’nun desteklenmesinin yanında, keşke Yunanistan’daki Türklerin kendi Müftülerini seçme özgürlüğünü desteklediklerini de Sosyalist Enternasyonal sonuç bildirisine koydurabilseydi!.
*Hem Atatürk’ün kurduğu partinin koltuğunda oturuyorum diyeceksiniz,
hem de gerek Patrik Bartholomeos’un (Ekümenik’lik) sıfatını Lozan’a aykırı olarak kullanmasını destekleyeceksiniz, hem de İngiliz-Rus Ajanları Seyit Rıza ve Şeyh Said’e saygı duyacaksınız!
Bu olmaz! Ya Cumhuriyetin kuruluş değerlerinin yanında Mustafa Kemal’in Askerleri olarak görev yapacaksınız ve hep beraber bu emperyal devletlerin kuklası olan YOBAZ takımını def edeceğiz, ya da bizler, Yobaz Hırsızlarıyla beraber sizi de aynı kefeye koyacağız…
Tutarlı olun, Dürüst olun, gerçek Atatürk’çü olun…
Sağlık ve başarı dileklerimle
27 Mayıs 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı