Değerli okurlar, Demokratik anlayışa sahip toplumlarda seçmenler, başarısız olan iktidarlara, karşı oylarıyla bir tavır sergilerler. Ülkemizde de son yerel seçimlerde millet, karşı oylarıyla net tavrını ortaya koymuştur. Ancak; iktidar yönetimi milletin verdiği mesajı almak yerine yine bildiğini okumaktadır. Çünkü, yarattığı korku ikliminde sindirdiği, çaresizlik nedeniyle sosyal yardıma muhtaç ettiği insanlar, zarar görmemek yani elindekini kaybetmemek için kendilerini sürekli sömüren ve yoksulluğa mahkum edenin, AKP iktidarı olduğunu bilmelerine rağmen maruz kaldıkları zulmü ve haksızlıkları bir yerde meşru görerek, devlet gücünü elinde tutan AKP iktidarına sığınmak zorunda kalır.
AKP iktidarı, toplumun yüzde 87 oranındaki yoksul kesimi siyasallaşmış inanç ve milli hassasiyetler ile devletin sosyal yardımı üzerinden yarattığı algı ile korkutmakta veya sindirmektedir. Bu nedenle AKP iktidarının, ülke insanını canından bezdiren adaletsizlik ve eşitsizlikleri gidermek yerine karşı görüşte direnenleri yargı yoluyla sindirmeye çalıştığına şahit oluyoruz. Tıpkı İsrail’e yapılan ticareti protesto eden 9 gencimizin tutuklanması örneğinde olduğu gibi.
Hal böyle olunca karşı görüşe sahip insanların büyük bir kısmı siner ve pes eder. Yani, devletin tüm gücüne sahip AKP safına geçerek yeni fırsat ve imkanlardan yararlanma yolunu tercih eder. Mesela, siyaseten sindirilen sözde bazı milliyetçi ve muhafazakar kökenli kişi ve partiler, kendilerini aşağılayan ve daha önce her türlü hakareti yaptıkları AKP iktidarına yanaşarak hizmet eden birer “eleman” haline gelmişlerdir (Örn: Bahçeli, Kurtulmuş, Soylu ve Ogan). Bu tutumların gerekçesinin ne olduğunu bilmemekle beraber, bunu bir sindirme hareketi olarak görmek mümkündür. Öyleyse; siyasette yaşatılan bu sindirme olgusu, kişilerin büyük bir “çıkar, korkutma ve şantaj” yoluyla ele geçirilmesi olamaz mı?
Günümüz siyaset arenasında milliyetçi oldukları iddiasındaki MHP’nin Türklük takıntısı olan siyasal İslam anlayışını hakim kılmaya çalışan AKP’ye olan desteğini başka nasıl izah etmek gerekir ki. AKP İktidarı; toplumsal sorunları dün devleti teslim ettiği FETÖ yerine bugün MHP ve diğer cemaat ve tarikatlar ile mi çözecek? Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeye ne denir? Acaba. AKP iktidarı ve koşulsuz destekçileri, toplumsal muhalefeti durdurmak ve susturmak adına yaptıkları baskı, iktidarları devam ettiği sürece durmayacaktır. Bu durumda, ülkemizin her alanda çöküşü önlenemeyecektir. Ana muhalefet CHP’mi? AKP gündemi ekseninde dolaşmaya devam ettiği için muhalefette kalmaya mahkum olacaktır.
Sonuç olarak; iktidar ve muhalefet, toplumun önemli bir kesiminde rahatsızlık yaratan eşitsizlikleri düzeltmek yerine, sahip oldukları gücü kullanarak milletimizi korku atmosferinde sindirdiler. Her şeye rağmen, DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak bizler ve bizim gibi düşünenler bu sömürü ve eşitsizlikler karşısında sinmeyecek, her türlü haksızlığa itiraz ve muhalefet etmeyi sürdürecektir. Milletimiz ise korkunun değil cesaretin sembolü ve sinen değil kendini gösteren engin sağduyusu ve sarsılmaz iradesiyle DOĞRU olanı yapacaktır. 6.Aralık.2024
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)