Enflasyon, fiyatlarda genel ve kalıcı bir artışla sonuçlanan paranın satın alma gücünün düşmesi diye tarif edilir.
Halbuki yüksek enflasyon ülkede açlığa fakirliğe sebep olduğu gibi, ahlakın bozulmasına fuhuşun ve hırsızlığın artmasına, ucuz ve sendikasız işçi çalıştırmaya, araç-gereçlerin bakımlarının sağlıklı ve zamanında yapılmaması nedeniyle toplu ölümlerin yaşandığı kazalara yol açar.
Geçtiğimiz hafta sonu, Gaziantep ve Mardin’de iki feci trafik kazası ve bir tersanede de iş kazasında çok sayıda insanımızı kaybettik. Vefat eden vatandaşlarımıza DOĞRU Parti olarak Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır dileriz.
Bu can ve mal kayıplarında enflasyonun etkisi nedir?
Enflasyon, çalışma hayatının tüm paydaşlarına (işveren-çalışan-yönetici-iş güvenliği profesyonelleri, vs) baskı uygular.
İşveren, artan maliyetler ve “dükkanı döndürme çabası” ile risk alarak işin sürekliliğine ve kalitesine bütçe ayırmamaya başlar. Yeterli kalifiye işçi çalıştıramaz hale gelir veya çalıştırmamaya başlar.
Yeterli kalifiye işçi çalıştıramamasına ek olarak, çalışanların eğitilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasına daha az bütçe ayırmaya meyleder. Olası riskleri önlemek için yeterli bütçe ayırmadığı gibi, önlemek adına yaptığı çalışmalarda işin ucuzuna kaçar. (Çalışanlara yeterli veya doğru Kişisel Koruyucu Donanım sağlamaz, düşük bütçeli ve yetersiz iş güvenliği personelleri çalıştırır veya hiç çalıştırmaz. Vs)
Çalışan, evine geçindirememenin ve ailesine yeterli ekmek götürememenin verdiği baskı ve stresle, çalışma esnasında gerekli dikkati göstermemeye ve önlemleri almamaya meyleder. Yasal sınırların üzerinde mesai yapmaya veya ek işler yapmaya başlar, bu da yaptığı iş esnasında kaza ihtimalini arttırır. Buna ayrıca bir de işveren tarafından yapılan imalat/üretim baskısı eklenir.
Kendi hayatını güvenceye almanın işi yavaşlattığı algısına kapılır. (Örn. Emniyet kemerimi takmama gerek yok, 10 dakikalık kaynak işim var, hemen bitiririm)
Daha acısı, maddi getiri olarak, çalışarak kazandığı paradansa, kazalanarak ölmesinin ailesine olan getirisi daha yüksek olacağı algısına dahi kapılabilir.
İş sağlığı ve güvenliği çalışmaları olası kazaları önlemeye yönelik olmalıdır. Bir olay olduktan sonra yapılanlar önlem değil, ancak zaruri aksiyon olabilir.
Enflasyon yükseldikçe çalışma hayatındaki tüm paydaşlar, önlem almak ve kazaları önlemek yerine,
olay olduktan sonra ceza almamaya çalışır hale gelir. Düşen ve hayatını kaybeden Yasin Demirağ’ın
cesedine emniyet kemeri takılmaya çalışılması bundan ibarettir. Bir can gitmiştir ama iş güvenliği uzmanı hapse girmemek için cesede emniyet kemeri takmaya çalışır! İşveren ceza almamak için çalışanı veya iş güvenliği uzmanını suçlamaya çalışır. Çalışanlar, kendi ihmalleri olsa dahi daha çok tazminat almak için işvereni suçlamaya çalışır! Bu sarmal, toplumsal bir çöküş ve kaos demektir.
2022 yılının ilk 6 ayında iş kazalarında toplam 842 işçimizi kaybettik!
İki kazaya karışan kamyon veya tırların, bakımlarının düzenli yapılmadığı, kaçak mazot kullandıkları, kaplama lastik taktıkları, sürüş süresine uymadıkları, hep ekonomik sıkıntının, durgunluğun, zamların, enflasyonun sonucudur.
Türkiye’yi bir İslam Devletine döndürmekte kararlı olan AKP, ülkemizi ekonomik çöküntüye uğratmakla kalmamış, fakirliğin çaresizliğin babası olan yüksek enflasyon sebebi ile, çok sayıda vatandaşımızın ölümüne sebep olmuştur.
Aziz Türk Milleti;
Öyle bir bela sardılar ki başımıza, attıktan sonra da yıllarca sıkıntı çekeceğiz.
Üstelik şimdi de çözüm için, AKP’nin tüm kötülüklerinde imzası olan AKP kovalamalarını, 6’lı masa olarak Türk Milletine dayatıyorlar!
Ama, Türk Milletine bu ezayı-cefayı layık görenler, bunun hesabını mutlaka verecektir…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 23 Ağustos 2022