1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. AYVAN DEMEYİN ONA BE YA!

AYVAN DEMEYİN ONA BE YA!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Yazıyı okumadan önce sizlerden bir söz istiyorum;
Anlatacağım olayları düzenleyen veya uyduran kişiler için “Hayvan” kelimesini kullanmayacaksınız!
Söz mü? Peki, hadi başlayalım…

Profesör Karun Numan; “Türkiye Cumhuriyetinde, Yargı Kurum ve Kuruluşları da Cumhurbaşkanına bağlıdır” demişti. Profesör Dr. Mustafa Aşkar adlı ilahiyatçı ise, TRT de “Namaz kılmayan hayvandır” demişti!
Evimin balkonunda gazete okurken bu haberi görünce istemeden “Yuh Hayvan” diye bağırmışım.
Balkondaki çiçeklerle uğraşan site bahçıvanı, (ona söylediğimi sanarak) “Hayrola Bey, bir hata mı yaptık” diye dikleniverdi!
“Gel Bayram gel” diyerek, haberi gösterip durumu açıkladım.
Bahçıvan Bayram ne dedi biliyor musunuz? “Ayvan demeyesin ona be ya, benim damdaki Öküz çok kızar, onunla bunu aynı tutarsın diye…

Semra Özal’ın en forslu günleriydi! Gazetecileri toplar, onlara akıl verirdi!
Bir sohbetinde gazetecilere; “Bizim soyumuz, Saray’dan gelir” demişti!
Ertesi gün hazırcevaplığıyla ünlü Sayın Cindoruk hemen lafı yapıştırıvermişti;
“Semra Hanım doğru söylüyor. Onun soyu Saray’dandır ama Galatasaray Hamamından!”

Soyu gerçekten Kasımpaşa Sarayından gelen Emine Sultan, iftar için kullarından birinin evine tebdili kıyafetle gider. İftar sofrası, evin yemek masasında hazır beklemektedir. Haseki Sultan derhal emir verir ve iftar yemeği geleneksel
“yer sofrasında” yenir.
Saray fotoğrafçısı bol, bol resim çeker ve hepsi gazetelere servis edilir.
Fakat orucu başına vuran Saray Foto, yemekler henüz masa üstünde iken çektiği resimleri de basına verince, Haseki Sultan’ın ziyaretinin tamamen düzmece ve reklam amaçlı olduğu ortaya çıkıverir!
Reklam amacıyla mübarek Ramazan’ı kullanmaktan utanmayanlara ne diyelim?
(Sakın söylemeyin, hem suç olur hem de söz vermiştiniz…)

Patlak Ampulün Savunma Bakanı Hulusivil; Biz, operasyon emri olduğu halde “Şehit veririm” endişesiyle, operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz, dedi.
Türk Ordusunu “Ölümden korktuğu için, terör operasyonlarına çıkmıyor” diye en ağır şekilde suçlayan kim? Milli Savunma Bakanı!
O zaman adama sormazlar mı; Peki sen ne yaptın? Operasyon emri dinlemeyen Ordu Mensuplarını Yargıya havale ettin mi? Ettiysen belgeleri açıkla! Etmediysen niçin etmedin? Bakanlık koltuğunda oturmak sana sorumlu olduğun kuruma iftira atmak hakkını verir mi?
(Demeyin be ya, söz vermiştiniz unuttunuz mu? Kızdırmayın Bayram’ı!)

Patlak Ampul Bademlerinin, temiz kalpli gariban Müslümanları kandırmak için uydurdukları iki tane kuyruklu yalanı anlatacağım. Bunları okuduktan sonra kendinizi tutmanız gerektiğini bir kez daha hatırlatırım;

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra şehri gezerken, bir de ne görsün? Ayasofya’nın kapısı Kıble ’ye bakmıyor!
Olmaz böyle şey diye bir kızan Padişah, beyaz atından atladığı gibi Ayasofya’nın içine girer ve orta kolona sarılarak, Ayasofya’nın kapısını Kıble’ye doğru döndürür…”

Yavuz Sultan Selim bir gün Sahra çölünü aşmak için ordusuyla sıcak kumlarda ilerlerken uzun boylu bir adamın aniden ordunun başına geçtiğini gördü!
Gitti yanına kimsin sen dedi ve konuştuktan sonra uzun adam kayboldu!
Yavuz ağlamaya başlamıştı!
Sordular; Haşmetli Padişahımız sizi ağlatan o mübarek zat kim idi?
Yavuz yanıt verir; Yıllar sonra Anadolu gâvurlaşacak ve o adam gelip İslam’ı yeniden yayacaktır. O Zat’ın adı Tayyip Hazretleridir…

Arkadaş tam bunu yazdım, tepemde dikilip yazıyı okuyan Bahçıvan Bayram bağırmaya başladı;
Bu palavraları anlatan Ayvandır be, hemi de ayvan oğlu ayvandır be ya…
Bayram’ı sakinleştirmek için yazıyı bırakmak zorunda kaldım! Kusura bakmayın!
İnanın dünya üzerinde bu Bademler kadar yalancı mahlukat yoktur.
Bunların hayatları yalan be ya! Bıktırdınız, illallah dedirttiniz yahu!

Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Mart 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı

BAYRAM MEKTUBU

Fadime Nine her Bayram öncesi Erdoğan’a mektup yazar ve onu çok sever.
Bu bayram, 20 gün önce yazmış. Bana “Serdar Bey oğlum; Ben bundan da kendimden de umudu kestim. Galiba ikimizin göreceği son bayram olacak bu.
Mektubu sana gönderiyorum. Sen iletiver gari. Hadi gözlerinden öperim.
Kaderde bu günleri görmek de varmış. Derdim şu; Ben ötede Kemal Paşamın yüzüne nasıl bakacağım be evlat? Bir akıl versen!

Tayyip yavrıım benim ben, Denizli’den Fadime Deyzen!
Torunuma yazdırdığım ilk namenin üzerinden yıllar geçti be bizim oğlan!
Ne aradın ne sordun! İyicene hayırsızmışsın len. İnsan deyzesini hiç arayıp sorma mı? Gerçi senin başın bu aralar iyice belada amma, bi tilifon da mı edemedin a hayırsız oğlum!

Abooovv, len sen ne olmuşsun öyle! İlk Başbakan olduğunda bana verdiğin resme bakıyon, bir de şimdiki haline bakıyon, sen iyice göçmüşsün yavrıım! Yazık sana. Saçlar kalmamış, yüzün gözün yamulmuş, suratın hepten sirke satan adamlara benzemiş be!

Tayyip yavrım, biliisin seni severim. Emme işler iyi değel! Bizim buralarda ahali senden iyicene soğumuş! Nele neler diyola, bi duysan sen de şaşarsın!
Yok, sen çok ama iyicene çok zengin olmuşsun, senin çocuklarda köşe olmuşla! Cavır paralarını pek sever olmuşsunuz. Hepiniz saraylarda oturur olmuşsunuz, villaların hesabını sen bile bilmezmişin…

Ben onlara; Yalan deyonuz! Benim Tayyibim demişti ki, “aha bu yüzük benim tüm servetimdir, duyarsanız ki ben çok zengin olmuşum bilin ki hırsız olmuşum” dediydi dedim!
Bana bi güldüler, bi güldüler sorma gari, çok utandım yavrım çok…
Ben bunlara cüvap veremiyon, ya sen gel ya da bi adamını gönder de, o deyiversin! Ama sakın 1000 Ali’yi gönderme. Kafayı yemiş o!

Bak Tayyip, bu diyecekelerim aramızda kalsın. Ben etrafımda gördüklerimi sana diyeyim;
Yavrım sen işbaşına geldin geleli, ahalinin kıçındaki dondaki yamalar arttı! Köyde herkes borçlu! Köyün erkeklerinin yarısı sayende icralık olup, yirmişer gün hapis yattıla!
Köyü bi görcen, aynen filim gibi! Sarı taksi harman yerinden göründü mü, kaçan kaçana! Tilki görmüş tavukla gibi adamların her biri bi yana dağılıyo! İcra memurları geliyomuş! Gülmekten ölüyom gari…

Sen geldiğinde yani 22 sene evveli, ekmeğin kilosu 1 kayme (lira) idi. Şimdi tam tamına 40 kayme oldu!
13 sene evvel köylü mazota 1 kayme 10 kuruş verir idi, şimdi mazot 42 kaymeye
çıkıverdi.
Etin yüzünü de tadını da unuttuk gari. Taa kurbandan kurbana et yiyoz.
Gübre- ilaç desen, onlarda aynı! Hepsi iyi hoş da, köylü milletinin sattığı malların fiyatları hep yerinde saydı be kızanım!
Artık kimse ekmeyo! Ekip de zarar etçeme, hiç ekmeyeyim diyola! Ahali bölük-bölük böyük şehirlere iş bakmaya gidiyo! Gelinlerin gözleri yaşlı…

Bak benim bahtı kara yavrıım. Ben senin durumunu heç beğenmiyom. Kafan hep toprağa bakıyo. Kendine mukayyit ol!
Buradaki insanlar senin için “Bi daha ona nah oy vercez” diyola. Sen buradan alsan alsan bi benimkini alabilin. Sana başka oy yok gari…

Yavrıım, bi dahaki bayramı görür müyüz, bilemeyon. Ben iyice kocadım, senin de benden farkın kalmamış. Sakın insan içine çıkma, hepsi homur homur homurdanıyola!

Boş ver gari, ettiğin keyifler, sürdüğün sefalar yanına kâr kalıvesin. Hadi bana eyvallah…

Not; Biliyon bende okuma yazma yok. Nameyi toruna yazdırıyom. Benim laflarımı düzeltip yazıyomuş, kusura kalma, iyi mi yavrıım…

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Mart 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
AYVAN DEMEYİN ONA BE YA!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin