İngiltere, Avustralya ve Kanada, Salı günü başlayacak BM Genel Kurulu Üst Düzey Toplantı Haftası’ndan birkaç gün önce tarihi bir diplomatik adımla Filistin Devleti’ni tanıdı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ABD ve İsrail’in muhalefetine rağmen Londra’nın Filistin devletini resmen tanıdığını doğruladı.
Bu açıklama, İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinin koordineli bir girişimi gibi görünen Kanada ve Avustralya’dan gelen açıklamaların ardından geldi.
Kendi iktidar partisi İşçi Partisi içinde İsrail’e karşı daha sert bir tutum benimsemesi yönünde baskılarla karşı karşıya kalan Starmer, bu adımın “Filistinliler ve İsrailliler için barış umudunu yeniden canlandırmayı” amaçladığını söyledi.
Ancak İngiliz başbakan, tanınmanın Hamas için bir ödül olmadığını vurgulayarak, Gazze merkezli örgütün Filistin halkının gelecekteki yönetiminde hiçbir rolünün olmayacağını söyledi.
Starmer, “Umutla birleşerek çabalarımızı, görmek istediğimiz barışçıl geleceğe, rehinelerin serbest bırakılmasına, şiddetin sona ermesine, acıların son bulmasına ve tüm taraflar için barış ve güvenlik için en iyi umut olan iki devletli çözüme doğru bir dönüşüme yönlendirmeliyiz” dedi.
Bu hamle büyük ölçüde sembolik olsa da, tarihi bir an çünkü İngiltere, 1917’de Filistin olarak bilinen toprakların kontrolünü ele geçirdiğinde, İsrail devletinin kurulması için temelleri atmış oldu.
Avustralya’nın hamlesi Ağustos ayında ön izleme olarak sunulmuştu ancak Pazar günü Başbakan Anthony Albanese ve Dışişleri Bakanı Penny Wong‘un ortak açıklamasıyla resmiyet kazandı. İkili, “Avustralya, Filistin halkının uzun zamandır devam eden meşru kendi devleti özlemini tanıyor. Bugünkü tanıma eylemi, Avustralya’nın İsrail ve Filistin halkları için kalıcı barış ve güvenliğin her zaman tek yolu olan iki devletli çözüme olan uzun vadeli bağlılığını yansıtmaktadır” dedi.
Başbakan Mark Carney’nin ofisinden Pazar sabahı yapılan açıklamaya göre, Kanada, İngiltere ve Avustralya’ya katılarak “iki devletli çözüm olasılığını korumayı” amaçlıyor.
“Onlarca yıldır Kanada’nın 2 devletli çözüme olan bağlılığı, bu sonucun nihayetinde müzakereli bir anlaşmanın parçası olarak elde edileceği beklentisine dayanıyordu.”
Ancak Carney, bu olasılığın, 7 Ekim 2023’te Hamas liderliğindeki Güney İsrail saldırısı, İsrail parlamentosunun işgal altındaki Batı Şeria’nın ilhakını destekleyen kararı ve aylarca kritik bölgeye gıda ve yardımların girmesini yasaklayan acımasız abluka da dahil olmak üzere çeşitli gelişmeler nedeniyle “sürekli ve ciddi şekilde aşındığını” kaydetti.
İsrail Rehineler ve Kayıp Aileler Forumu, İngiltere, Kanada ve Avustralya’yı “Hamas’ın esaretinde 48 rehinenin kalmasına göz yumarlarken Filistin devletini koşulsuz olarak tanımaları” nedeniyle kınayan bir bildiri yayınladı.
İsrailli yetkililer, tanınmayı kınarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bunun bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve militan grubu güçlendirdiğini iddia etti. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, X.’te yaptığı açıklamada, “Dünyadaki çoğu ülke geçmişte ‘Filistin devleti’ni tanıdı. Bu geçmişte de yanlıştı” dedi.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, tanımalara yanıt olarak bir sonraki kabine toplantısında Batı Şeria’nın ilhakını gündeme getireceğini duyurdu.
Ben-Gvir, “İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın, Nakba teröristlerine ödül olarak bir ‘Filistin’ devleti tanıması, acil karşı önlemler gerektiriyor” dedi.
Aşırı sağcı İsrailli bakan ayrıca “Yahudiye ve Samiriye’de (Batı Şeria olarak bilinen bölgelerin İncil’deki adı) egemenliğin derhal uygulanmasını ve Filistin Yönetimi’nin tamamen ortadan kaldırılmasını” talep etti.
BM Genel Kurulu, “Filistin devletini tanımak” gündemiyle toplanıyor
Birleşmiş Milletler (BM) bu hafta New York’ta Filistin topraklarına dair bir dizi toplantıya ev sahipliği yapacak.
80’inci BM Genel Kurulu için New York’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu toplantılara katılması bekleniyor.
Filistin topraklarının devlet olarak tanınması çabaları kapsamında bugün Fransa ve Suudi Arabistan liderliğinde “Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans” düzenlenecek. 23 Eylül’de de Gazze konulu bir bölgesel toplantı düzenlenecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iki etkinlikte de katılımcılara hitap edecek.
ABD’nin vize vermediği Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın BM Genel Kurulu’na görüntülü kayıtla hitap etmesi bekleniyor.
Reuters’ın bildirdiğine göre bu hafta 10 ülke Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor.
İngiltere, Kanada, Avustralya ve Portekiz tanıma kararını duyurdu.
Fransa‘nın da önümüzdeki saatlerde bu adımı atmasıyla BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi arasında Filistin topraklarını ülke olarak tanımayan tek üye ABD olacak.
Bugün, BM’ye üye 193 ülkenin yüzde 75’i “Filistin devletini” tanıyor
Yaklaşık 1 yıl önce İspanya, İrlanda, Norveç, Slovenya ve Ermenistan, Filistin yönetimini devlet olarak tanıyan ülkeler listesine katılmıştı.
İngiltere Dışişleri Bakanı Yvette Cooper İsrail’e Filistin’in tanınmasına misilleme olarak Batı Şeria’da ilhaka gitmemesi uyarısında bulundu. Almanya‘dan da İsrail’e benzer bir uyarı geldi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tanınmaları “terörizme verilmiş büyük bir ödül” diye tanımladı.
New York Deklarasyonu’nu onaylayan tasarı kabul edildi
İki devletli çözüme ilişkin diplomatik çabalar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman tarafından başlatıldı ve ilk toplantı 28-30 Temmuz’da gerçekleşti.
Toplantıda New York Deklarasyonu kabul edilmişti.
BM Genel Kurulu 12 Eylül Cuma günü New York Deklarasyonu’nu onaylayan tasarıyı 142 “evet” oyuyla kabul etti. Tasarıya 10 ülke ‘Hayır’ oyu verdi. 12 ülke ise çekimser kaldı.
Bu ülkeler arasında İsrail ve ABD‘nin yanı sıra Arjantin, Macaristan, Mikronezya Nauru, Palau, Papua Yeni Gine, Paraguay ve Tonga yer aldı.
New York Deklarasyonu Gazze’de acil bir ateşkesi, Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmasını ve egemen bir “Filistin devleti”nin tanınmasını hedefliyor
Oylamadan önce Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Jérôme Bonnafont New York Deklarasyonu’nu “iki devletli çözüm için yol haritası” şeklinde nitelendirmişti.
Deklarasyon Hamas’ın silahlardan arındırılması, Hamas’ın Gazze yönetiminden çekilmesi ve İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ile toplu güvenlik garantileri verilmesi çağrısı yapıyor.
İsrail, deklarasyonu reddettiğini duyurdu.
BM Genel Kurulu’na 15’inci kez hitap edecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’ye gitmeden önce X hesabından yaptığı paylaşımda konuşmasında “Gazze’deki insani felaket ve mezalimi özellikle gündeme getireceğini” söyledi.
Cumhurbaşkanlığı da Erdoğan’ın konuşmasının ana gündem maddelerinin Gazze savaşı, Filistin topraklarının devlet olarak tanınması ve uluslararası alanda İsrail’e karşı atılacak adımlar olduğunu duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada uluslararası topluma İsrail’in saldırılarına karşı durma çağrısında bulunmuş ve ülkeleri Filistin devletini tanımaya çağırmıştı.
Erdoğan, “1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması artık daha fazla ertelenemez” demişti.
Devlet olarak tanınma kararları Filistinli liderler tarafından memnuniyetle karşılanıyor.
Filistin’i bir devlet olarak tanımaya karar veren ülkeler, bu adımın İsrail ile Filistinliler arasında barış görüşmelerinin gelişmesine yardımcı olacağını söylüyor.
İsrail, Filistin’in devlet olarak tanınmasına kesin olarak karşı çıkıyor ve böyle bir devletin “İsrail’in varlığına tehdit olacağını” iddia ediyor.
Filistin topraklarını devlet olarak tanımak sembolik bir jest olarak görülse de sınırların nasıl ve başkentin nerede olacağı gibi bazı somut belirsizlikler de var.
Filistin Yönetimi şu an BM Genel kurulu oturumlarına üye olmayan gözlemci devlet statüsünde katılabiliyor.
Bu statü, Filistin Yönetimi’ne Genel Kurul’daki tartışmalara katılma hakkı tanıyor. Ancak oy hakkı bulunmuyor.
Birleşmiş Milletler bünyesindeki bir araştırma komisyonu geçen hafta, İsrail’in Gazze’de Filistinlilere karşı “soykırım” işlediği sonucuna vardı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise raporu kesin bir dille reddetti.
Euronews, BBC

















