Erzincan-İliç’te yaşanan maden faciasının ardından, gözler Anagold maden firmasına çevrildi.
Veryansın TV’ye bağlanan Emekli Cumhuriyet Savcısı ve eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan İliç’teki maden faciasını yorumladı. Altın şirketlerinin “İç savaşlar çıkaracak kadar güçlü yapılar” olduğunu belirten Cihaner, Sedat Cezayirlioğlu’na verilen cezayla ilgili, bir hukukçu olarak ilk defa böyle bir örnekle karşılaştığını söyledi.
Emekli Cumhuriyet Savcısı ve eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner, Erzincan İliç’te 9 işçinin siyanürlü toprak altında kaldığı maden felaketinin tartışıldığı Veryansın Tv canlı yayınına telefonla bağlandı.
Erdem Atay ve Serkan Öz’ün sorularını yanıtlayan Cihaner, 2003 yılında eşiyle birlikte geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden İliç Kaymakamı Yüksel Borazanoğlu’nun ölümüyle ilgili iddialar hakkında da konuştu.
Veryansın Tv’ye yapılan tehdit, baskı ve takipleri de yorumlayan Cihaner, şu ifadeleri kullandı:
“Ortadaki rantı elinde tutan yapılar… Bırakın birkaç gazeteciyi öldürülmesini, ya da birkaç insanın bertaraf edilmesini… Tırnak içerisine alarak söylüyorum. Hükümetler devirecek, ne bileyim iç savaş çıkaracak kadar güçlü yapılar. Uluslararası sermaye… Afrika’da bunun örnekleri de vardır. O vahşi madencilik dolayısıyla sömürge madenciliği dediğimiz uygulamanın en büyük pratiği Afrika’da, Güney Amerika’da yaşanmıştır. Ve o darbelerin hemen hepsinde iç savaşların hepsinde bu tarz ilişkiler… Bu tarz uluslararası sermayenin pay sahibi olduğu ya da belirleyici olduğu ilişkiler görürüz. Buna dikkat çekmek isteyen işte meslek odaları, gazeteciler kadar… Ya da işte aktivistler kadar… Örneğin İbrahim Bey’in yazdığı kitaplar var.
Örneğin İbrahim Bey’in araştırmalarında son 3 yıl hatta 4 yıl dışarıda bırakıldığında bu Türkiye’deki uluslararası sermayeye ait altın firmalarının elde ettiği gelirin yaklaşık 10 milyar dolar olduğu, ama devlet payının işte 500 milyon dolar olduğu… 10 milyar dolarlık bir gelirden bahsediyoruz. Baktığınız zaman bunlar bu sermayenin bulunduğu ülkelerin dünya siyasetine dünya politikasını yönlendirme kabiliyetini, hatta istihbarat örgütlerini yönlendirme kabiliyetlerini gördüğümüz, göz önünde bulundurduğumuz zaman, bunlar çok kolaylıkla yapılacak bir şey. Bunlar söylendiği zaman hep soyut komplo teorisi gibi ele alınabilir ama… Bunun pratiği var. Biliyoruz bunları, bunları görüyoruz. Dolayısıyla bu da soyut olarak bu ihtimali çok dışlayamıyorum.
Ama örneğin kaymakamın (Yüksel Borazanoğlu) o aracının sanırım Karasu’ya uçmuştu. Yanlış hatırlamıyorsam… Artı Bekir Burhan’ın ölümünü söylediniz. Yediği yemekten zehirlendiği iddiasıyla ilgili… Hukukçu temkinliliği içerisinde konuşmak istiyorum. Daha detay bilgiye ihtiyaç var. Çünkü birinin bir olay nedeniyle öldürüldüğünü söylemek çok iddialı bir laf. Buna dair yeterli bir şey, veri, bilgi, örneğin bir otopsi tutanağı…
Sanırım Bekir Burhan’ın öldürülmesi, ölmesiyle ilgili olarak, klasik otopsi yapılmamış. Klasik otopsi yapılmadığından dolayı böyle bir şeyi o pratiği bildiğimden dolayı söyleyebilir miyiz? Çok iddialı olur. Şöyle çok iddialı olur. Adli Tıp’ın çok yaygın olmadığı yerlerde… Ben onun için biraz temkinli konuşmak istiyorum ama soyutladığımız zaman bu firmalar, hükümetler devirir hükümetler kurar. Savaşlar çıkaran, darbeler yapan… Yani sadece altın madenleriyle ilgili değil… İşte uyuşturucu kartelleri böyledir, silah kartelleri böyledir. Bu bilinen şeyler. Yeni bir şey de söylemiyorum aslında. Onun için bununla ilgili olarak biraz daha temkinli konuşuyorum ben. Tabii ki benim kafamda da bir sürü bir şey uçuşuyor.”
Cezayirlioğlu hakkında günde iki defa olmak üzere adli kontrol ve maden sahasına 3 km’den fazla yaklaşmama kararına ilişkin olarak da konuşan Cihaner, verilen kararın ‘hukuksuz’ olduğunu belirtti.
İlhan Cihaner, “Günde 2 kez imzayı hiç duymadım. ‘Hayatı zindan edelim der’ gibi. Hem öğleden önce hem sonra. İnsanın hayat özgürlüğünü müdahale edecek karar mümkün değil. Olacak şey değil. Bu şu anlama geliyor. Biz seni tutuklayacağız. Bir müddet tutuklanma korkusuyla hayatı sana zindan edeceğiz. Absürt değişiklik ve uygulamalar yaptılar. Tutuklamadan çok daha ağır bir yaptırım. Hayatımda hiç böyle bir şey görmedim. Gören hukukçular çıkıp söylesinler. Hafta 3 kez imza bile çok istisnaidir. Günde 2 kez zannetmiyorum ki Türkiye’de verilmiş olsun. Ceza konutunu kapsıyor. İşsiz bırakıyorsunuz, konutsuz bırakıyorsunuz. Cezayirlioğlu haklı çıkmış. Sizin yapmanız gereken Cezayirlioğlu’nu tanık olarak dinlemek. Neresinden bakarsanız bakın hukuk dışı bir karar” ifadelerini kullandı.
Cihaner, canlı yayındaki Sedat Cezayirlioğlu’na geçmiş olsun dileklerini iletti. Birçok insanın bu mücadeleye cesaret edemediğini belirten Cihaner, Cezayirlioğlu’nun çok önemli bir iş yaptığını belirterek, “Umuyorum o absürt, hukuk dışı, vicdan dışı adli kontrol kararı da bir an önce ortadan kaldırılır” dedi.
Kaynak: Veryansın TV
