Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, zirvenin yapılacağı alana gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı. Zirve kapsamında aile fotoğrafı çektirildi.
Erdoğan’ın BAE’ye gerçekleştireceği ziyarete ilişkin yapılan basın açıklamasında şunlar kaydedilmişti:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de icra edilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenecek Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katılmak üzere, 30 Kasım-1 Aralık 2023 tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret edeceklerdir.
Zirve’de, iklim değişikliğiyle mücadele politikaları başta olmak üzere, çevre sorunları, enerji, gıda, sağlık gibi muhtelif konularda liderler düzeyinde görüş alışverişinde bulunulması planlanmaktadır.
Zirve’nin ilk günü, 1 Aralık’ta hitaplarını gerçekleştirecek olan Sayın Cumhurbaşkanımızın, toplantı marjında, katılımcı bazı ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanlarıyla ikili görüşmeler yapmaları da öngörülmektedir.”
COP28 Zirvesi’nde ülkeler, yoksul ülkelerin iklim değişikliğinin başa çıkmalarına yardımcı olacak kayıp ve zarar fonunun faaliyete geçirilmesi konusunda dün anlaşmaya varmıştı.
Fonun oluşturulması uzun zamandır iklim görüşmelerinde bir engel teşkil ediyordu.
Kayıp ve zararların finansmanına ilişkin düzenlemelerin kabul edildiğinin açıklanmasının hemen ardından, görüşmelere ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri fona 100 milyon dolar taahhüt etti.
ABD, kayıp ve zarar fonu için 17.5 milyon dolar, bu okyanustaki ada ülkelerine odaklanan Pasifik Dirençlilik Tesisi için 4.5 milyon dolar ve iklim bozulmasından etkilenen ülkelere teknik destek sağlayan Santiago Ağı için 2.5 milyon dolar ayırdığını açıkladı.
Halihazırda 300 milyon dolar civarında olan bu önemli taahhütlerin, fona katkıda bulunmaları için diğer zengin ülkeler üzerindeki baskıyı arttırması bekleniyor.
