İsrail-Filistin arasındaki savaş, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ardından yenidenpatlak verdi. İsrail Gaze, Batı Şeria ve Lübnan sınırına hava saldırıları düzenlerken, Gazze’de binlerce Filistinli topraklarından sürülüyor. İsrail’in sivilleri hedef aldığı saldırılar sürüyor.
“İsrail, toprak kopartacak!”
TÜRK DEGS platformundan açıklama yapan Yaycı’nın açıklamalarıyla ilgili başlıklar
Cihat Yaycı : “İsrail’in hastaneleri , pazar yerlerini, yardım konvoylarını, çocukları bombalayan bu acımasız davranışlarına kimse anlam veremiyor. Halkımızın çok iyi anlaması için ifade ediyorum ki; Burada dini bir savaş felsefesi ve dini bir hareket tarzı var. İsrail ordusu, Tevrat’ta belirtilen acımasız ve merhametsiz savaş tarzını uyguluyor. Tevrat Bap 15’te ; ‘Şimdi git düşmanı ve onların her şeylerini tamamen yok et ve onlara merhamet etme ve erkekten kadına çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.’ Bu Tevratik anlayışla hareket eden İsrail yönetimi ve ordusu var. İsrail Savunma Bakanı ‘Karşınızda insan yok, hiçbir kural yok, mahkeme de yok, istediğiniz gibi hareket edebilirsiniz’ dedi. Yani bu şu demek: İsrail ordusuna emir verenler, kendilerine Tevratik bir görev biçmişler. İsrail kendisinden olmayan herkese düşman olduğunu gözler önüne sermiştir.”
Sözcü TV’ye açıklama yapan emekli tümamiral Cihat YAYCI, İsrail’in planlarını değerlendirerek uyardı:
Yaycı, “İsrail, Gazze’yi Filistinlilerden arındırmak istiyor” dedi.
Cihat Yaycı
Doç. Dr. Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırılarla ilgili son süreç ve daha öncesinde yaptığı açıklamalarda, İsrail’in hedeflerini ortaya koyuyor.
“İsrail ordusu, Tevrat’taki gibi katliam yapıyor”
Cihat Yaycı, Ensonhaber’e verdiği demeçte, İsrail ordusunun Tevrat’ta belirtilen savaş tarzını uyguladığını söyledi. Yaycı, “Tevrat’ta düşmanın tüm malı, mülkü, hatta koyunları ve tavuklarıyla birlikte yok edilmesi geçer. İsrail Savunma Bakanı ‘Karşınızda insan yok, hiçbir kural yok, mahkeme de yok, istediğiniz gibi hareket edebilirsiniz’ dedi. Yani bu şu demek: İsrail ordusuna emir verenler, kendilerine Tavratik bir görev biçmişler. Bundan sonra da Suriye ve Lübnan’dan toprak kopartacaklar. Ardından Mısır ve Suudi Arabistan da tehlikede. Türkiye de bu tehlikeye dahil.
“Böyle giderse İsrail, Türkiye’ye komşu olur”
Eğer Suriye’nin güneyinde, İsrail’in kuzeyinde İran destekli misillerin elindeki bölge, İsrail’e saldırı yapıldığı gerekçesiyle ele geçirilirse, YPG/PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde işgal ettiği topraklarla birleşir, komşu olur. İsrail de Türkiye’ye komşu olur. İsrail burnumuzun dibine gelir. Çünkü PKK’yı da ABD destekliyor.
Cihat Yaycı’nın Makalesi (11/12/2021)
TÜRK DEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın “Filistin Türkiye’nin Denizden Komşusudur” başlıklı makalesi El Cezire’de Arapça olarak yayımlandı. Yaycı, Libya-Türkiye MEB anlaşmasının oyunları bozan bir strateji olduğunu hatırlatırken bu anlaşmanın bir benzerinin (simetriğinin) Türkiye ile karşılıklı kıyıları olan Filistin’le de yapılabileceğini belirtti. Türkiye’nin ‘Kazan Kazan’ stratejisini benimsediğini hatırlatan Yaycı, “Bu anlaşma Filistin’le de yapılabilir ve bunun sonucunda Türkiye 10 bin km2 deniz alanı, Filistin de yine 10 bin km2’lik bir deniz alanı kazanır.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜRK KILICI / TÜRK KALKANI
Libya-Türkiye MEB anlaşmasının küresel oyun bozucu bir strateji olduğunu vurgulayan Yaycı, anlaşma çerçevesinde aynı zamanda Libya’nın meşru hükümeti Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni güçlendirmek noktasında etkili bir hamle olduğunu ifade etti. Türkiye’nin kazan kazan stratejisini benimsediğini hatırlatan Yaycı, Türkiye ile anlaşan Libya’nın da dört Kıbrıs adası büyüklüğünde deniz alanı kazandığını ifade etti.
Libya-Türkiye MEB anlaşmasının Yunan ve Rum ikilisinin oyunlarını bozduğunu hatırlatan Yaycı, hatta bu anlaşmaya Yunanlılar’ın, Rumlar’ın ve Avrupalılar’ın “Türk kılıcı-Türk Kalkanı” dediklerini ifade etti. Keza bu anlaşma Yunanistan’ın maximalist emellerini ve uluslararası hukuka tamamen aykırı olan iddialarını adeta bir kılıç gibi kesti, haksızlığın önüne adeta bir hakkaniyet kalkanı oldu. Bu isim Türkler tarafından da sevildi ve tutuldu.
FİLİSTİN TÜRKİYE’NİN DENİZDEN KOMŞUSUDUR
Filistin’in bir devlet olmasına rağmen devletmiş gibi muamele görmediğini defaatle belirten Yaycı, bu iki arada bir derede bırakılan statüden Filistin Devleti’nin kurtulması gerektiğini belirtti. Montevideo sözleşmesi çerçevesinde incelendiğinde Filistin’in bir devlet olduğunu uluslararası hukuk çerçevesinde de ortaya koyan Yaycı, Filistin Gazze’de yaşanan insanlık dramına da değindi. Yaycı, hiçbir saldırı dahi olmasa abluka altında yaşamanın zor bir şey olduğunu belirtti.
Kaynak: https://www.elkratos.gr/search/label/natural%20gas
Denizlerin altının da toprak olduğunu ve vatanın bir parçası olduğunu belirten Yaycı, uluslararası deniz hukuku çerçevesinde Filistin’in Türkiye ile karşılıklı kıyıları olduğunu ve Türkiye’nin denizden komşusu olduğunu belirtti.
Libya Anlaşması’ndan sonra Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin görünürlüğünün ve etkisinin arttığını belirten Yaycı, bu anlaşmanın bir benzerinin (simetriğinin) Filistinle de yapılabileceğini ve hem Filistin’in hem de Türkiye’nin kazanacağını belirtti.
TÜRKİYE DE FİLİSTİN DE 10 BİN KM2 DENİZ ALANI KAZANIR
Olası bir Türkiye-Filistin MEB anlaşması kapsamında Türkiye’nin de Filistin’in de 10 bin km2’lik bir deniz alanı kazanacağını vurgulayan Yaycı, böylece Filistin’in toprakları da ikiye katlanmış olur dedi. Keza bu noktada denizlerin altının toprak olduğu ifadesini yineledi. Filistin’in Doğu Akdeniz’de kıyısı olan bir devlet olduğunu ve Montevideo Sözleşmesi çerçevesinde tartışılmaz bir devlet olduğunun altını çizen Yaycı, Doğu Akdeniz’e kıyısı olan bir devlet durumundaki Filistin ile Türkiye’nin anlaşma imzalamasına da kimsenin hukuken karşı çıkamayacağını belirtti.
BÖYLE BİR ANLAŞMAYA İSRAİL VE MISIR İTİRAZ EDER Mİ?
‘Böyle bir anlaşmaya İsrail ve Mısır itiraz eder mi?’ diye soran Yaycı, çizilen haritanın stratejik bir harita olduğunu daha önceki Libya anlaşmasından olduğu gibi nasıl Mısır’ın alanına girilmediyse böyle bir anlaşma kapsamında da ne Mısır’ın ne de İsrail’in deniz alanlarına girilmeyeceğini vurguladı. Bununla birlikte böyle bir anlaşmanın aslında her iki devlete de GKRY ile yaptıkları anlaşmadan daha fazla deniz alanı sunacağını hatırlatan Yaycı, böyle bir strateji herkesin kazandığı bir konsepte dönüşür. Kaybeden kim olur? Yunan ve Rum ikilisi. değerlendirmesinde bulundu.
