1. Haberler
  2. DÜNYA
  3. Trump’ın Filistinlileri sürgün hamlesi, Netanyahu lehine UCM yetkililerine yaptırım…

Trump’ın Filistinlileri sürgün hamlesi, Netanyahu lehine UCM yetkililerine yaptırım…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Trump, Filistinlileri kalıcı olarak yerinden edecek bir hamleyle Gazze’nin ABD tarafından kontrol edilmesini öneriyor.

Başkan, açıklamalarını İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile birlikte yaptı. Günün erken saatlerinde Gazzelilerin evlerini terk etmekten başka “alternatifleri” olmadığını iddia etti.

ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında, Filistinlilerin evlerini terk etmekten başka çareleri olmadığını söyledikten sonra, ABD’nin savaştan zarar gören Gazze Şeridi’nin mülkiyetini talep edeceğini duyurdu.

Trump, Gazze için “Biz ona sahip olacağız” dedi. “O parçayı devralacağız, geliştireceğiz ve binlerce ve binlerce iş yaratacağız ve bu tüm Orta Doğu’nun gurur duyabileceği bir şey olacak” dedi ve ABD’nin “uzun vadeli bir sahiplik pozisyonunun” “Orta Doğu’ya büyük bir istikrar getireceğini” ekledi.

Trump, orada kimin yaşayacağı sorulduğunda, “Dünya insanlarının orada yaşadığını hayal ediyorum, dünya insanlarının. Orayı uluslararası inanılmaz bir yere dönüştüreceksiniz. Gazze şeridindeki potansiyelin inanılmaz olduğunu düşünüyorum” ve “Orta Doğu’nun rivierası” olabilir dedi.

“Filistinliler orada yaşayacak. Birçok insan orada yaşayacak” diye ekledi.

Devlet Başkanı, egemen bir toprağı esasen ele geçirmenin yasallığına ilişkin soruları yanıtlamadı.

Netanyahu, hedeflerinden birinin Gazze’nin bir daha asla İsrail için tehdit oluşturmamasını sağlamak olduğunu ve “Trump’ın o toprak parçası için farklı bir gelecek gördüğünü” söyledi.

Netanyahu, Trump’ın Gazze Şeridi önerisi hakkında “Bunun hakkında konuşuyoruz” dedi. “Bunun tarihi değiştirebilecek bir şey olduğunu düşünüyorum ve bu yolu gerçekten takip etmeye değer.”

Trump, Netanyahu’nun ziyareti sırasında Gazze’yi defalarca “yıkım sahası” olarak niteledi ve orada yaşayan Filistinlilerin başka yere yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Başka bir yerde yaşamaktan “çok mutlu olacaklarını” ve sadece “alternatifleri olmadığı” için orada kaldıklarını iddia etti.

Trump, İsrail-Hamas savaşının harap ettiği Gazze için “Her şey karmakarışık” dedi.

“İnsanların Gazze’ye geri dönmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bence Gazze onlar için çok şanssızdı. Cehennem gibi yaşadılar; sanki cehennemde yaşıyormuşsunuz gibi yaşadılar. Gazze insanların yaşayabileceği bir yer değil. Geri dönmek istemelerinin tek nedeni, buna kuvvetle inanıyorum, başka alternatiflerinin olmaması. Alternatif ne? Nereye gitmeli? Bir alternatifleri olsaydı, Gazze’ye geri dönmeyi ve güvenli, güzel bir alternatifte yaşamayı çok daha fazla tercih ederlerdi,” dedi.

Trump, yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin, “barış içinde yaşayabilecekleri” Mısır veya Ürdün gibi diğer Arap ülkelerindeki yeni bir yere veya yerlere taşınması gerektiğini söyledi.

Trump, Mısır ve Ürdün için “Onları kabul etmeyeceklerini söylüyorlar. Ben kabul edeceklerini söylüyorum ama diğer ülkelerin de kabul edeceğini düşünüyorum” dedi.

Trump, Filistinlilerin yeni bir topraklara gitmesinin “onlarca yıl ölümlerin yaşandığı Gazze’ye geri dönmekten çok daha iyi olacağını” söyledi.

“Güzel bir hayat yaşayabilecekleri bölgelere yerleştirilecekler” dedi.

Trump, bunun insanları zorla yerlerinden etmek anlamına gelip gelmediği sorusuna, “Sanmıyorum” yanıtını verdi.

Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zührî, Trump’ın açıklamalarını eleştirerek, “Bunu bölgede kaos ve gerginlik yaratmanın bir reçetesi olarak görüyoruz” dedi.

“Gazze Şeridi’ndeki halkımız bu planların gerçekleşmesine izin vermeyecektir ve yapılması gereken halkımıza yönelik işgal ve saldırganlığın sona erdirilmesidir, onları topraklarından sürmek değil” dedi.

Netanyahu ile görüşme, Trump’ın ikinci döneminin başlangıcından bu yana yabancı bir liderle yaptığı ilk görüşme oldu.

Trump’tan Netanyahu’ya tutuklama kararı çıkaran UCM’ye yaptırım

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ilgili tutuklama kararından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) yaptırım öngören başkanlık kararnamesini imzaladı.

Trump'tan Netanyahu'ya tutuklama kararı çıkaran UCM'ye yaptırımABD Başkanı Trump, yazılı açıklama yaparak, UCM yetkililerine yaptırım öngören bir başkanlık kararnamesine imza attığını duyurdu.

Trump, söz konusu kararnameyle ilgili açıklamasında, UCM’nin, Amerika’yı ve İsrail gibi yakın müttefiklerini “temelsiz ve gayrimeşru şekilde” hedef aldığını savundu.

UCM’nin, Netanyahu aleyhinde Gazze’deki savaş suçlarına atıfla çıkardığı tutuklama kararını kabul etmediklerini kaydeden Trump, şu ifadeleri kullandı:

“UCM, meşru bir dayanağı olmaksızın, ABD ve İsrail de dahil olmak üzere bazı müttefiklerinin personeli üzerinde yargı yetkisi iddia etmiş ve ön soruşturmalar açmıştır; ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı hedef alan asılsız tutuklama kararları çıkartarak yetkisini kötüye kullanmıştır. Her iki ülke de Roma Statüsü’ne taraf veya UCM üyesi olmadığı için UCM’nin ABD veya İsrail üzerinde herhangi bir yargı yetkisi bulunmamaktadır.”

UCM’nin ABD ile İsrail gibi yakın müttefiklerini “hedef aldığını” savunan Trump, kararnamesiyle bu kurum yetkililerine yaptırım uygulanacağını belirtti.

Söz konusu kararname, UCM yetkililerinin Amerikan vizesi almalarını ve ABD ile finansal işlemler yapmalarını bloke edecek.

UCM, geçen yıl kasım ayında, Gazze Şeridi’nde İsrail’in işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı İsrail Başbakanı Netanyahu ile o günkü Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.

ABD’li yetkililer söz konusu kararı tanımadıklarını ifade etmiş, bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri UCM’ye yaptırım uygulanmasını önermişti.

UCM, yaptırım kararını kınadı

UCM’den yapılan yazılı açıklamada ise “UCM, ABD’nin mahkeme yetkililerine yaptırım uygulamayı, bağımsız ve tarafsız yargı çalışmalarına zarar vermeyi amaçlayan başkanlık kararnamesinin yayımlanmasını kınıyor.” ifadesi kullanıldı.

“Mahkeme, personelinin yanında sağlam şekilde durmakta ve dünyadaki milyonlarca masum mağdura adalet ve umut sağlamaya devam edeceğini taahhüt etmektedir.” ifadesine de yer verilen açıklamada, 125 üye ülke, sivil toplum ve dünyadaki tüm uluslar, adalet ve temel insan hakları için birlik olmaya çağrıldı.

UCM, açıklamayı İngilizce, Arapça ve İspanyolca olmak üzere mahkemenin farklı çalışma dillerinde de yayımlarken, İsrail ile ilgili açıklamalarda İbraniceyi de kullanıyor.

Bergusi: Trump’ın UCM’ye yaptırım uygulaması uluslararası hukuka saldırıdır

Filistin Ulusal Girişim Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, AA’ya yaptığı açıklamada, Trump’ın, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere karşı savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle 21 Kasım 2024’te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında tutuklama emri çıkaran UCM’ye yaptırım uygulama kararını kınadı.

Açıklamasında “Trump’ın UCM’ye yaptırım uygulama kararının, uluslararası hukuka bir saldırı ve İsrail’i ve yöneticilerini tüm uluslararası hukuk ve normların üstünde tutan orman kanunlarının uygulanması anlamına geldiğini” ifade eden Bergusi, kararın, “İsrail’in hesap vermeksizin savaş suçları işlemesini meşrulaştırdığına” dikkati çekti.

“Bu karar, ne kadar uzun sürerse sürsün, savaş suçu faillerini uluslararası tecritten ve kaçınılmaz olarak hesap vermekten kurtaramayacak.” değerlendirmesinde bulunan Bergusi, “gülünç olanın ise, savaş suçları işlemekle suçlanan, siyasi ve ahlaki açıdan yozlaşmış Netanyahu’nun, UCM’yi yolsuzlukla suçlaması olduğunu” kaydetti.

Netanyahu yaptığı yazılı açıklamayla, UCM’ye yaptırım öngören kararnameyi imzalaması nedeniyle Trump’a teşekkür etti.

İsrail Başbakanı, UCM’nin “ABD’ye karşı bir eylem denemesi olarak İsrail’e karşı acımasız bir kampanya başlattığını” iddia etti.

Netanyahu, Trump’ın UCM’ye yaptırım kararının “İsrail ve ABD’nin egemenliğinin yanı sıra her iki ülkenin askerlerini koruduğunu” savundu.

AB’den yaptırım kararına tepki

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, UCM Başkanı Tomoko Akane ile Brüksel’de yaptığı görüşmenin ardından sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

UCM’nin “dünyanın en korkunç suçlarının” mağdurlarına adaleti ulaştırmada önemli rol oynadığını belirten Costa, “Bağımsızlık ve tarafsızlık, Mahkemenin çalışmalarının önemli özellikleridir.” ifadesini kullandı.

AB’nin dokunulmazlığı sona erdirme ve uluslararası hukukun tüm ihlalleri için hesap verebilirliği sağlama konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Costa, “UCM’ye yaptırım uygulanması, Mahkemenin bağımsızlığını tehdit eder ve uluslararası ceza adalet sistemini bir bütün olarak zayıflatır.” değerlendirmesinde bulundu.

AB Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Anouar El Anouni ise AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada “AB, ABD’nin UCM’ye yaptırım uygulanmasına izin veren yürütme emriyle ilgili üzüntüsünü dile getiriyor.” ifadesini kullandı.

UCM’nin, uluslararası ceza adaletini ve dokunulmazlığa karşı mücadeleyi desteklemede kilit öneme sahip olduğunu belirten El Anouni, AB’nin, UCM’yi ve Roma Statüsü’nde belirtilen ilkeleri desteklediğini vurguladı.

El Anouni, “Yürütme emri, Ukrayna ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere devam eden soruşturmaları ve işlemleri etkileme riskiyle UCM’nin çalışmalarına ciddi bir meydan okuma oluşturabilir. Dünya çapında hesap verebilirliği sağlamak için yıllardır devam eden çabaları etkileyebilir” değerlendirmesinde bulundu. Sözcü, AB’nin yürütme emrinin etkilerini izleyeceğini ve olası diğer adımları değerlendireceğini kaydetti.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) da Trump’ın, UCM yetkililerine yönelik kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “UCM’nin bağımsız çalışmalarının, yargı yetkisi içindeki tüm durumlarda tam olarak desteklendiği” kaydedildi.

“Dünyadaki ülkelerin 3’te 2’sinin desteklediği UCM, uluslararası ceza adalet sisteminin merkezi bir kurumudur.” ifadesinin kullanıldığı açıklamada, UCM’nin, Ukrayna, Sudan, Myanmar, işgal altındaki Filistin toprakları veya başka herhangi bir yerde işlenmiş en ciddi suçlar için adaleti sağlama ve hesap verebilirliği sağlamada temel bir kurum olduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada, “(ABD tarafından) Dün UCM personeline karşı duyurulan bireysel yaptırımlardan derin bir üzüntü duyuyoruz. Bu tedbirin geri alınmasını talep ediyoruz.” denildi.

UCM’nin, Roma Statüsünde belirtildiği gibi, bir ülkenin soruşturmayı veya kovuşturmayı gerçekten yürütmek istemediği veya yapamadığı durumlarda bağımsız çalışmayı tam anlamıyla üstlenebilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, UCM’nin insan hakları altyapısının temel bir parçası olduğu aktarıldı.

Açıklamada, hukukun üstünlüğünün, kolektif barış ve güvenlik için temel oluşturmaya devam ettiğinin altı çizilerek, “Küresel anlamda hesap verebilirlik arayışı, dünyayı herkes için daha güvenli bir yer haline getirir.” ifadeleri kullanıldı.

BM Sözcü Yardımcısı Farhan Haq da günlük basın toplantısında konuya ilişkin açıklama yaptı.

UCM’nin, dünyada yaygın olan “cezasız kalma” durumuyla mücadelenin temel unsuru olduğunun altını çizen Haq, “UCM’nin görevlerini tam bağımsızlıkla yerine getirmesine izin verilmeli.” ifadelerini kullandı.

Haq, Trump’ın yaptırım kararının, New York’taki BM karargahına gelen kişilere uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin soruya, “Ev sahibi ülkenin (ABD) kişilere yönelik atacak adımlarını BM Karargah Anlaşması uyarınca atmasını bekliyoruz.” cevabını verdi.

BM Karargah Anlaşması’nın ev sahibi ülkeye bazı yükümlülükler getirdiğine dikkati çeken Haq, ABD’nin bunlara uymasını beklediklerini vurguladı.

BM ve ABD arasında 1947 yılında imzalanan BM Karargah Anlaşması, New York’ta bulunan BM merkezinin statüsü, ayrıcalıklar ve dokunulmazlık gibi hususlar için yasal çerçeve sunuyor.

Uluslararası Af Örgütü: “Trump’ın UCM’ye yaptırım kararı, uluslararası adalet sistemine saldırıdır”

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, Trump’ın kararına tepki göstererek, “Bu pervasız eylem, İsrail’in hukukun ve uluslararası adaletin evrensel ilkelerinin üzerinde olduğu mesajını veriyor. Trump’ın İsrail hükümetinin işlediği suçları onayladığını ve cezasızlığı benimsediğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın kararının, uluslararası toplumun yüzyıllar boyunca inşa ettiği “uluslararası adalet sistemine yönelik saldırı” olduğunun altını çizen Callamard, bu yaptırımları “ortak insanlığa karşı bir başka ihanet” olarak niteledi.

Callamard, ABD’nin, uluslararası hukuka göre işlenen suçlardan sorumlu kişilerin adaletten kaçmasını engellemeyi amaçlayan kurumu cezalandırmaya hazır olduğunu vurgulayarak, “Hiçbir kişi, işlediği uluslararası suçlar nedeniyle hesap vermekten muaf tutulmamalı. Özellikle de bu tutum, Trump’ın siyasi müttefiklikleri nedeniyle ABD hükümeti tarafından desteklenmemeli.” değerlendirmesinde bulundu.

Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım, Ukrayna’ya karşı Rusya’nın saldırganlığı ve birçok cepheden küresel hukukun tehdit altında bulunduğu tarihi bir dönemde, UCM gibi kurumların her zamankinden daha gerekli olduğuna işaret eden Callamard, bu yaptırımların, adaletin bağımsız takibini zedelediğini ve failleri cesaretlendirdiğini belirtti.

UCM’nin, uluslararası hukuka göre işlenen suçları soruşturarak faillerin sürekli cezasız kalmasının önüne geçtiğini vurgulayan Callamard, “Yaptırımlar, mahkemenin bağımsız yargı işlevlerini etkili şekilde yerine getirmesini engelliyor ve UCM’nin 125 üye devletinin toplu iradesine aykırı adım teşkil ediyor.” ifadesini kullandı.

Callamard, hükümetlere ve bölgesel organizasyonlara, Trump’ın yaptırımlarının etkisini azaltma ve engelleme çağrısı yaparak, “UCM üyesi devletler kolektif ve uyumlu eylemler yoluyla mahkemeyi ve personelini koruyabilir. Daha önce hiç olmadığı kadar acil eyleme ihtiyaç var.” açıklamasını yaptı.

UCM Blokaj Yasası’nın kullanılmasını istedi

Uluslararası Ceza Mahkemesi, ABD’nin yaptırım tehditlerine karşı Avrupa Birliği’nden, Blokaj Yasası’nı kullanarak Mahkemenin korunması ve desteklenmesini talep etti.

UCM’den yapılan yazılı açıklamada, Mahkeme Başkanı Yargıç Tomoko Akane’nin, Birinci Başkan Yardımcısı Yargıç Rosario Salvatore Aitala ve Yazman Osvaldo Zavala Giler ile AB yetkilileriyle görüşmek üzere Brüksel’de bulunduğu belirtildi.

UCM heyetinin AB Konseyi Başkanı António Costa ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile bir araya geldiği bilgisi verilen açıklamada, Mahkemenin varlığını sürdürebilmesi için AB Blokaj Yasası’nın en önemli araçlardan biri olduğu ifade edildi.

Açıklamada, Akane’nin, AB Konseyi Uluslararası Ceza Mahkemesi Çalışma Grubu’na (COJUR-ICC) yönelik yaptığı konuşmada, “Mahkeme ve AB, hukukun üstünlüğü ve uluslararası suç mağdurları için adalet gibi ortak değerleri paylaşıyor. Mahkemeyi korumak için şimdi harekete geçmelisiniz.” dediği aktarıldı.

UCM Başkanı Yargıç Tomoko Akane de yaptığı yazılı açıklamada, ABD’nin yaptırım kararına ilişkin, “Milyonlarca masum mağduru adaletten ve umuttan mahrum bırakmayı amaçlayan bu kararı derin üzüntüyle karşılıyorum.” ifadesini kullandı.

Akane, “Dünya savaşları, Holokost, soykırımlar ve zulümlerin mirasını temsil eden UCM, bugün dünyanın dört bir yanındaki davalarda Roma Statüsü’ne sıkı sıkıya bağlı kalarak görevini sürdürüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Mahkemenin, personelinin yanında sağlam bir şekilde durduğunu vurgulayan Akane, 125 üye ülkeye, sivil topluma ve tüm dünya uluslarına, Mahkemeyi savunma çağrısı yaptı.

UCM üyesi 79 ülkeden karşı ortak bildiri

Bu arada Uluslararası Ceza Mahkemesine üye 79 ülke, ABD’nin Mahkemeye yaptırım uygulama kararına karşı ortak bildiri yayımladı.

Lüksemburg, Meksika, Sierra Leone, Slovenya ve Vanuatu’nun öncülüğünde hazırlanan ve Sierra Leone’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliğinin internet sayfasında yayınlanan yazılı bildiride, “UCM’nin bağımsızlığına, tarafsızlığına ve bütünlüğüne olan desteğimizi yeniden teyit ediyoruz.” ifadesi kullanıldı.

Mahkemenin benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya olduğu vurgulanan bildiride, UCM’ye ve personeline yönelik yaptırımların, uluslararası hukuk düzenini aşındırma tehdidi oluşturduğu belirtildi.

Bildiride, yaptırımların mağdurlar, tanıklar ve mahkeme yetkilileri dahil tüm ilgililerin güvenliğini tehlikeye atabileceği ve mahkemenin soruşturma yürüttüğü ülkelerdeki saha ofislerini kapatmak zorunda kalabileceği uyarısında bulunuldu.

Bildiriyi Almanya, Fransa, Belçika, Kanada, Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç ve İsviçre imzalarken UCM üyesi ülkelerden İngiltere, Çekya, Japonya ve Avustralya’nın imzalamaması dikkati çekti.

Hollanda Dışişleri Bakanı Veldkamp karardan üzüntü duyduğunu belirtti

Sosyal medya platformu X’ten açıklamalarda bulunan Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, “Hollanda, UCM’ye yaptırım getiren başkanlık kararnamesinden üzüntü duymaktadır. Mahkemenin çalışmaları, cezasızlıkla mücadelede çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

Hollanda’nın önemli uluslararası hukuk kurumlarına ev sahipliği yapmakla bilinen güçlü bir itibara ve sorumluluğa sahip olduğunu vurgulayan Veldkamp, “Ülkemiz, uluslararası hukuk düzeninin ve çok taraflı işbirliğinin güçlendirilmesine aktif katkıda bulunmakta ve iyi niyetle bağlayıcı uluslararası hukuk ve antlaşma yükümlülüklerini yerine getirecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya Başbakanı Scholz: “UCM’ye yaptırım uygulanmasını doğru bulmuyorum”

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ludwigsburg kentinde yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın UCM’ye yönelik yaptırım öngören başkanlık kararnamesini imzalamasını eleştirdi.

“UCM’ye yaptırım uygulanmasını doğru bulmuyorum.” diyen Scholz, bir şeylere kızmanın veya münakaşa etmenin normal olduğunu belirtti.

Ancak yaptırımların yanlış araçlar olduğunu vurgulayan Scholz, “Bu, dünyada diktatörlerin insanlara zulmedememesini ve savaş başlatamamasını sağlaması gereken bir kurumu tehlikeye atıyor.” diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da karara tepki göstererek, hiç kimsenin uluslararası hukukun üstünde olmadığını belirtti.

Baerbock, kurallar geçerli olmadığında herkesin kaybedeceği uyarısında bulunarak, “Uluslararası hukuk düzenini ve onun mahkemelerini birlikte korumak bizim en iyi hayat sigortamızdır ve aynı zamanda refah ve barışın temelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Slovenya: “ABD, uluslararası ceza hukukunun temellerini zayıflatıyor”

Slovenya Cumhurbaşkanı Natasa Pirc Musar, yerel basına, Trump’ın UCM yetkililerine yönelik kararına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Yaptırım kararını endişeyle karşıladığını dile getiren Pirc Musar, “ABD, uluslararası ceza hukukunun temellerini zayıflatıyor. Yaptırımların kapsamı ve gerekçeleri, tarihi inkar etmek ve hukuku göz ardı etmekten başka bir şey değildir.” dedi.

Pirc Musar, Trump’ın dünyaya tehlikeli mesaj gönderdiğini belirterek, verilmesi gereken mesajın insanlığa karşı suçların işlenmemesi yönünde olması gerektiğini vurguladı.

Slovenya Dışişleri Bakanlığı da resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi:

“Slovenya, UCM yetkililerine yaptırım kararını derin üzüntüyle karşıladı. Adaletin sağlanması için yargı kurumlarının bağımsız hareket etmelerine olanak sağlanmalıdır. Adalet çalışanları her türlü tehdit ve dış etkenlere karşı korunmalıdır.”

Fransa: UCM’ye koşulsuz desteğimizi bir kez daha dile getiriyoruz

Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine, haftalık basın toplantısında AA muhabirinin, “ABD Başkanı Trump’ın Gazzelilerin zorla yerinden edilmeleri ve Gazze’nin devralınmasını öngören açıklamaları tepki çekti. Birçok Avrupa ülkesinden buna karşı çıkan açıklamalar yapıldı. Fransa, Trump’ın planına karşı ortak bir Avrupa inisiyatifine öncülük etmeyi düşünüyor mu?” sorusuna dcevap verdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bu haftaki ziyareti sırasında Trump’ın basın toplantısında yaptığı açıklamalara hızlı tepki verdiklerini belirten Lemoine, “Bu açıklamalar, hem uluslararası hukuka hem de Filistinlilerin topraklarında kalmaya yönelik meşru taleplerine ciddi bir ihlal teşkil ediyor. Bunun da ötesinde, uzun zamandır desteklediğimiz iki devletli çözümün önünde ciddi engel teşkil ediyor.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın bu açıklamalarının, bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurgulayan Lemoine, ABD Başkanı’nın Gazze planına karşı Paris hükümetinin öncülüğünde bir Avrupa girişimi olup olmayacağı konusunda ise şunları kaydetti:

“Teyit edemem ancak bunun şubat ayındaki bir sonraki (Avrupa Birliği) Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda görüşüleceğini düşünüyorum. Bu görüşmelerden ne çıkacağını söyleyemem ancak bunun gündemdeki bir konu olacağını düşünüyorum.”

Lemoine, Fransa’nın, Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım uygulama kararı hakkında ise “Cezasızlıkla mücadelede temel bir görevi olan Uluslararası Ceza Mahkemesine ve personeline koşulsuz desteğimizi bir kez daha dile getiriyoruz.” dedi.

Bu konudaki tutumlarının değişmediğini ifade eden Lemoine, Fransa’nın, Avrupalı ve Roma Statüsü’ne taraf ortaklarıyla beraber UCM’nin görevini bağımsız ve tarafsız şekilde üstlenmeye devam edebilmesi için seferber olacağını belirtti.

Haber ajansları

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Trump’ın Filistinlileri sürgün hamlesi, Netanyahu lehine UCM yetkililerine yaptırım…
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin