1. Haberler
  2. AK PARTİ
  3. Fethullahçı Eski Adalet Bakanı SADULLAH ERGİN’in CHP Listelerinden Milletvekili Adayı Yapılması Tartışmaları Alevlendirdi!

Fethullahçı Eski Adalet Bakanı SADULLAH ERGİN’in CHP Listelerinden Milletvekili Adayı Yapılması Tartışmaları Alevlendirdi!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

AKP’nin eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin‘in DEVA Partisi kontenjanından CHP Ankara 1. Bölgeden 4. Sırada milletvekili adayı gösterilmesinin ardından tepkiler sürüyor.

Sadullah ERGİN, önce deprem bölgesi HATAY’dan aday yapılmak istenmiş, ancak Hataylıların tepkisi üzerine son anda ANKARA’dan aday yapılmıştı.

weKlN_1680895085_6029

Ergenekon, Balyoz gibi kumpas/iftira davalarının Adalet Bakanı Sadullah ERGİN’in CHP listelerinden milletvekili adayı yapılması başta CHP örgütü olmak üzere tüm muhalif kamuoyundan tepki görmeye devam ediyor.

Eski Adalet Bakanı Sadullah ERGİN, AKP’den kopan eski Ekonomi Bakanı Ali BABACAN’la birlikte DEVA Partisi’ni kurmuştu.

Türkiye’de çıkan seçim ittifakı yasıyla beraber siyasi partilerin oluşturduğu ittifaklar, partilerin hem ilkelerine hem de siyasi ahlaka aykırı kararlara yol açıyor.

İşte Sadullah ERGİN Tepkileri

___________________________________________________

Gazeteci/yazar Saygı ÖZTÜRK

Sadullah Ergin’in söyledikleri ve istifa ettirilen üye

Milletvekili aday listeleri açıklandıktan sonra bazı adaylarla ilgili memnuniyetsizlikler de ortaya çıktı. Bu konuda kuşkusuz en büyük sıkıntı Millet İttifakı’nda, CHP listeleri içinde diğer siyasi partilerin adaylarından 59’unun CHP listesinden aday gösterilmesi, dolayısıyla CHP’lilere yer kalmaması da eleştiri konusu oldu.

CHP’ye dönük en önemli eleştiri ise eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in, Ankara Birinci Bölge dördüncü sıradan aday gösterilmesi oldu. Ergenekon, Balyoz soruşturmaları, bazı kumpas davaları Ergin’in bakanlığı dönemine rastlıyor. O yüzden, CHP listesinde Ergin’in yer alması eleştiriliyor.

HEP BİRLİKTE YAPTIK

Sadullah Ergin, AKP’den istifa etmişti. Kumpas soruşturmaları ve CHP listesinden Ankara’dan aday gösterilmesiyle ilgili kendisine dönük eleştirileri hatırlattığımda şunları söyledi:

“O tartışmaların içerisine girdiğimiz zaman tamamını ortaya koymamız lazım. 2002’den 2013 yılı sonuna kadar mecliste bulundum. Bunların hepsini ortaya koyup tek tek deşersek konuşabiliriz. Ama şu an bulunduğumuz pozisyonda, biz DEVA partisini 2020’de kurduk. Ben bu partinin kurucularındanım. DEVA partisi yaklaşık bir buçuk yılı aşkın süredir Millet İttifakı’nın öncesi,  altılı masanın bir parçasıydı. Daha sonra Millet İttifakı’na dahil olduk. Bu masada Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş çalışmasını ekiple birlikte hazırladık. 2 bin 300 maddelik ‘Ortak Politikalar Mutabakat’ metnini hazırladık. 84 maddelik Anayasa değişiklik metnini 6 parti beraber yaptık.

DEVA partisi olarak biz 81 il ve 87 seçim çerçevesinde kendi listelerimizi hazırladık. Evet ittifakın içerisindeyiz ama kendi listelerimizle seçime girmeye hazırlandık. Bizim listemiz Yüksek Seçim Kurulu’na verilmeye hazırdı.

ÖNERİ CHP’DEN GELDİ

12-13 gün önce CHP bir teklif getirdi. Dedi ki ‘Cumhurbaşkanını seçiyoruz ama mecliste salt çoğunluk noktasında eksiğimiz kalabilir. Bu şekilde ayrı listelerle gidilirse mecliste 300’ün altına düşeriz. Onun için tek çatı altında seçimlere gidilmesini, öneriyoruz. Bu parlamentoya daha çok sandalye taşıyacak.’

Bunu partimizin yetkili kurullarında görüştük. Yapılan değerlendirmelerde CHP’nin teklifinin makul ve mantıklı olduğu ve buna destek verilmesi konusunda karar oluştu. Masadaki 5 parti gibi bizde kendi partimizin listesini hazırlayıp CHP’ye takdim ettik.

Burada yapılan, seçim işbirliği protokolünün bir parçası. Buradan CHP’ye olumsuz bir gönderme yapmak kanaatimce doğru değil. Ama DEVA partisinin ve diğer partilerin bu masada kendi tüzel kişiliği, kendi programları var. Kendi kimlikleriyle bulunuyorlar. Bu partilerin aynılaşması da mümkün değil. Farklı partileriz, farklı programlarımız var.

İŞ BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

Türkiye’nin bugün iş birliğine ihtiyacı var. Bu iş birliği içerisinde beraber çalışma zemininde oldukça da olumlu, güzel, derinlikli çalışmalarda, üretimlerde yapıldı. Seçimlere 33 gün var. Biz seçimlerden sonra otururuz şimdi bu sizin söylediğiniz konuları bütün boyutlarıyla oturup tartışalım konuşalım. Kimin eksiği varsa, kimin yanlışı varsa hem özeleştirisini yapalım, hem de bunun gereği neyse yerine getirelim.

Seçimlere 33 gün kalmış ‘Vay bu niye listede’ deniliyor. Bunun orada olması CHP’nin iradesiyle değil DEVA partisinin yetkili kurullarının iradesiyle yapılmış bir tasarruftur. Onun için olayın mahiyetini, çerçevesini, bağlamını buraya koyayım. Benim söyleyeceklerim bunlar.”

Adaylar belirlenmiş, şu aşamada kavganın kime yarayacağını siz de çok iyi biliyorsunuz.

Meclis üyesini “Yukarının emri” deyip istifa ettirdiler

Ankara‘nın Sincan İlçesi’nin MHP’li Belediye Meclis Üyesi Hamdi Yılmaz, 9 yıldır bu görevi yürütüyor. Belediye Meclisi’nin geçen Cuma günü yapılan toplantısı öncesi, Hamdi Yılmaz, AKP’li Belediye Başkanı Murat Ercan’dan randevu istedi. Başkan randevu vermedi.

Hamdi Yılmaz, meclis toplantısında, belediye meclis üyelerinin hiçbir yetkisinin olmadığını, 1.5 milyon lira bütçeleri olmasına rağmen bunun nerelere harcandığı konusunda da bilgiye sahip olamadıklarını belirtti. Yılmaz, “Yerel basın parayla susturuluyor. 20 bürokrat işe gelmeden maaş alıyor. Vallahi vebal altındayız” dedi. Acaba, bu üyenin başına bu sözlerinden dolayı bir şey geldi mi diye merak ettim. Hamdi Bey’i telefonla aradım. “Konuşmak istemiyorum” dedi. Başka bir meclis üyesi neler yaşandığını şöyle aktardı:

GECE GELEN TELEFON

“O konuşmanın yapıldığı günün gecesi Hamdi Yılmaz’ı, gece saat 24.00 civarında MHP Sincan İlçe Başkan Yardımcısı Mustafa Yılmaz arıyor. Hamdi Bey, bu telefona cevap vermiyor. Az sonra diğer başkan yardımcısı Mustafa Uyar arıyor. Hamdi Yılmaz’a, ‘Konuşmalarında Cumhur İttifakı’na zarar veriyorsun. Bize yukarıdan emir geldi, belediye meclis üyeliğinden istifa etmen istendi. Partide ise kalabileceğin söylendi’ diyor. Hamdi Yılmaz da, başına bir şey gelebileceğini dikkate alıp sabah hem belediye meclis üyeliğinden, hem de MHP üyeliğinden istifa dilekçelerini veriyor. 9 yıldır meclis üyeliği yapan Hamdi Yılmaz’ın belediye meclis üyeliği ve parti üyeliği de ‘Belediyede 20 bürokrat işe gitmeden maaş alıyor’ dediği için bitiyor.”

Hamdi Bey 20 bürokratın işe gelmeden maaş aldığını sorguladığı için görevden alınıyor. İnanıyorum ki, “Yukarıdan” böyle bir emir verilmemiştir. MHP Genel Merkezi’nin bu konu üzerinde durup, isimlerinin kullanılıp kullanılmadığını, kullanılıyorsa bunun altında çıkar ilişkileri olup olmadığını araştırmasında fayda var.

___________________________________________________

Gazeteci/Yazar Nihat GENÇ’in Yazısı

FETÖ’yü, PKK’yı ve liberalleri kutluyorum

Fetö dönemi Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Çankaya’da, PKK destekçisi Yüksel Taşkın’ın İzmir birinci sırada (ve nicesinin, onlarcasının) gösterilmesi ihanet fotoğrafını çok net ortaya koydu!

Kabus başladı!

Bay bay Türkiye!

Türkiye Cumhuriyeti’nin infilak edeceği o meşum saate geri sayım başladı!

Şimdi pimi çekelim!

Tarikatçılar PKK’lılar Fetöcüler ve AKP artıklarıyla oluşan mecliste, AKP, Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirme hamlesi yaptığında, şu an CHP’ye doldurulan bu ihanet odakları AKP’ye destek verirse ne olacak?

Türkiye Cumhuriyeti yok olacak!

Aynı ihanet odakları daha önce Türk Ordusu ve hukukunun işini bitiren yetmez ama evet’e oy verdi mi, verdi. Şimdi yarım kalan hesapları CHP sayesinde nihai huzura ermelerinin önünde hangi engel kaldı!

CHP’ye doldurulan ihanet odakları Anayasa’nın değiştirilmez maddeleri için zaten AKP’yle aynı fikirde olduklarını seçim sürecinde alenen meydan okuyarak defalarca deklare ettiler!

Bu ihanet odaklarını artık kim durduracak, hangi parti, hangi sivil kurum, hangi halk hareketi, hangi medya gücü, hangi akademi, hangi sendika?

Meclis aritmetiği ortada, Anayasa’nın yıkımı ve ülkenin anahtar teslim işgali için yol açılmıştır!

CHP’ye doldurulan ihanet odakları kendine Atatürkçü diyenler ve CHP tarafından Türkiye’nin kaderini ele geçirmiş oldular!

İhanet odakları artık ‘kilit’ pozisyondalar, balık oltaya gelmiştir, bundan sonra bir iki çırpınır, hepsi bu, gerilim had safhadadır ve Cumhuriyet’in işi bitmiştir!

Atatürkçü yazarlar ve CHP sayesinde CHP’li seçmen Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırtacak ihanet odaklarını şimdi tıpış tıpış kendi elleriyle seçiyor!

İşte ihanetin tarihi gözlerinin önünde canlı canlı gerçekleşti CHP’li seçmeni Cumhuriyet’in infaz idam ipinin celladı yapıverdiler!

Nasıl yaptılar, kimler yaptı?

Halk TV, Tele 1, Cumhuriyet ve Sözcü vb. yazarları ve gazetecileri fonladılar ve satın aldılar ve CHP’den Cumhuriyetçiler’in kovulup ihanet odaklarının yerleştirilmesini alkışlattırdılar. Emre Kongar’ı, Orhan Bursalı’sı, İsmail Saymaz’ı, İsmail Küçükkaya’sı, Fatih Portakal’ı, Barış Terkoğlu’su, Ayşenur Arslan’ı, Uğur Dündar’ı (gerisini siz sayın yoruldum). Hepsinin içinden birer Nagehan Alçı Sevilay Yılmaz cahil sinsi böceği çıkartmayı başardılar!

Bu yazarlarla CHP artı PKK artı Fetö artı Tarikatlar eşittir iktidarı alıyoruz algısının rızasını her gün her gece yayınlar yaparak oluşturdular!

CHP’nin önünü kesmeyin diye aralıksız yayın yaptılar, aksini söyleyeni haşladılar kovdular, hangi CHP soran olmadı, denize düşen yılana sarılır yani başka şansımız mı kaldı, diye yayın yaptılar, başka alternatifleri üstelik kendileri imha ederek, parayla maaşla fonla önlerini açtılar, ekranlara yerleştirdiler, ve sonuç: PKK ve Fetöcüler ve tarikatçılar CHP listelerinin en başında!

Bu sizin eseriniz, eser derken küçümsemiyorum, Çankaya seçmenini Fetöcüye İzmir seçmenini PKK’lıya razı etmek muhteşem incelikte filozofide sanat eseri!

Ağlamaya hayıflanmaya dövünmeye zamanın da yok artık!

Mal batıya kaydı, güvendiğiniz dağlara karlar yağdı!

Bir de nasıl kurnaz nasıl pişkinler, nasıl bir anda üste çıkmayı başarıyorlar, bakın, İsmail Saymaz listelerden sonra twit atıyor, mecliste artık iki tane AKP var, diye! PKK’yı ve Fetö’yü ekranlarda CHP’ye yamayan bu ihanet yollarını döşeyen siz değil misiniz? Seçmeni de nasıl enayi bulmuşlarsa?

Uğur Dündarcığımız da çok incinmiş, Fenerbahçesine kumpas düzenleyen Sadullah Ergin’den rahatsız olmuş twiti atmış, Aziz Yıldırım’la cevap verelim, memleket gitti, memleket, şimdi, ihanetinizin gazını mı almaya çalışıyorsunuz!

Ve Veryansın’da saygıda kusur etmediğimiz Ahmet Yavuz adlı yazarımız da bu süreçte hem önümüzü hem hızımızı kesti ve siz CHP’nin önünü kesiyorsunuz diye bir de bizi bir güzel fırçalayıp işbirlikçilerin gazetelerine yanına ekranlarına koştu, baktım, Ahmet Yavuz bey de rahatsızmış!

Şu yazar cinslere bakın, anlaşılan delirmeden kafalarında şimşekler çakmıyor, ya da şimşekleri bile kafalarında çaktıran bir ince tezgah ayarın içinden gaz alıyorlar! Ha şimdi sırası biraz delirelim, diyorlar!

Geçti anam babam, geçti, artık Cumhuriyet türbesinde bir mum yakın, o güzelim çokbilmiş beyinlerinizi fazla heder etmeyin!

Artık film kopmuş iş bitmiştir, bu saatten sonra Fetöcü ve PKK’lı yapılanmaya işbirlikçilerle el ele destek verenler benim için Cumhuriyet düşmanıdır!

Bizleri burada yalnız bırakan ve tezvirat yapan ve aklınca bizi haşlayan döven  ve işbirlikçilerin saflarına koşan her kimse yaşadıklarımız tane tane ve isim isim hepsi tarafımdan ifşa edilecek.

Ve bu saatten sonra hepsi benim tarafımdan Fetöcü ve PKK’lı muamelesi görecektir, saygımızı ve nezaketimizi zayıflığımıza yoranların alayının işbirlikçi süreçleri teşhir edilecektir, el mi yaman bey mi, bu kaleme bu sütunlara yemin olsun, şahit olacaksınız!

Napolyon Waterloo’da yenilince, ki, yenilgiyi hiç kabullenmedi, Fransa’ya dönerken, Fransa’yı savunabiliriz, Paris etrafında bir direniş örgütleyebiliriz düşüncesindeydi, ve ama en güvenilir mareşalı ‘Grouchy’ ihanet etti ve kralcıların safına geçti, ve Fransa o gün teslim oldu!  Ve bugün Fransız argosunda ‘Grouchy’ artık ihaneti dile getiren bir deyim oluverdi! Ve bugüne kadar hiçbir Napolyoncu Waterloo’da Fransa’nın yenildiğini kabul etmedi tarihler ihanet yüzünden yenildi diye yazdı!

Napolyon yenilgi sonrası gücünü aldığı Fransız İhtilalini de eleştirir, Fransa milleti on yılda değişmez, dedi.

Şu meşhur onuncu yıl marşımız, on yılda onbeş milyon yetiştirdik her yaşta, mısrasını da masaya yatırmalı, demek ki ‘yetişmemiş!’

Cumhuriyet’i idrak edememiş!

Millet, ortak yasa altında yaşayan, topluluğa denir!

14 Mayıs sonrası hepimizi altında toplayacak ‘ortak yasa’ ve içinde Cumhuriyetçi vekili olan bir meclis olmayacak!

Kendine Cumhuriyetçi diyen gazeteler aydınlar kendilerini rezil rüsvay etti, kendilerini bedenen ve fikren öldürdüler, intihar ettiler!

Cumhuriyet’in ve Türk Milleti’nin milli refleksleri ve milli direnişini işbirlikçiler safına geçip çürüttüler, yok ettiler!

Posterci Atatürkçüler sayesinde cehenneme giden yola taşlar döşenmiştir, milletçe azap içindeyiz, ölümcül sona yaklaşıyoruz, Fetö ve PKK ve liberaller henüz seçim olmadan büyük bir zafer kazanmıştır, ülkenin bekası akademiyi medyayı ve yazarlarını susturmuş ve boyun eğdirmiş ve milli iradeyi teslim almıştır!

Bizi de anlayın denize düştük yılana sarılıyoruz diyen seçmen de kıstırılmış çaresiz ve tıpış tıpış kıvamına bu kahraman(?) yazarların sayesinde kırbaçlanarak taşlanarak imha edilerek yok sayılarak getirilmiştir!

Bu saatten sonra artık lanet beddua küfür hakaret beş para etmez, atı alan PKK ve tarikatlar ve Fetö Üsküdar’ı Çankaya’yı İzmir’i geçmiştir!

Yetmez ama evet ve Fetö sonrası zaten ordunuz hukukunuz hak getire, şimdi, Cumhuriyet’in son kalesi anayasanın ilk maddelerine sıra geldiğinde, düşünün, PKK, Fetö, tarikatlar legal, sizler yani Cumhuriyetçiler yasadışı ilan edileceksiniz, ve PKK gibi arkanızda size silah ve para verecek dış güçleri de bulamayacaksınız!

Düşman uyumaz, yazarlarınızı gazetelerinizi medyanızı akademilerinizi ve ordunuzu ve hukukunuzu, gün gün çalışarak, önündeki engelleri tek tek linç ederek imha ederek şeytanlaştırarak kamuoyu ve algı yaratarak yok edip hepinizi PKK ve Fetö’ye mecbur bıraktı!

Ve o meşum gün: aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş…

Ve hatta hıyanet içinde, bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler, ve millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir..!

Bilfiil işgal edildi ve bitap düştük.

Oldu, büyük Atatürk!

Türkiye Cumhuriyeti’ni muhafaza edecek askerin yazarın medyan akademin ve meclisin kalmadı!

Ne yazsak ‘uydurma’ dediniz ne söylesek linç ettiniz!

Dirençli duyarlı iradesi ve milli refleksi olan bir kitlemiz olsun diye bu köşede yırtındık AKP artıklarını listelerde ekranlarda baş tacı edip üstelik bize AKP’lisiniz iftiraları attınız, buyrun sayenizde Fetö’nün Apo’nun donları CHP listelerinde bayrak sancak oluverdi!

Sayenizde artık insanımızın güven duyacağı parti gazete ekran kalmadı!

Yaşadığımız bir hayal kırıklığı tüh be şanssızlığı hiç değil, başından beri profesyonelce hazırlıkla bile bile göz göre göre kasıtla tasarlanıp ‘çaresizlik’ ‘çıkışsızlık’ ve ‘yıkım’a mahkum edilmiş kitleler algı ve manipülelerinizle inşa edildi!

İhanet odaklarının emriyle seçmenin boynuna demir halkayla Fetö ve PKK ve tarikatların tasmasını yazılarınız ve ekranlarınızla takan sizlersiniz!

İhanet her yere nüfuz etmiştir artık ürpertici bir sessizlik herkesi sardı!

Arkadaş ya da Cumhuriyetçi bildiklerimizin ihanet hançeri sırtımızda daha derine gömülmüştür!

Ordusuz ve hukuksuz ve şimdi anayasasız kalınca, bizlere de yumruk yumruğa göğüs göğüse bir intihar eylemi gibi boşu boşuna direnmekten başka ne kalıyor!

Bir ‘yumruk’un gücü nedir, bir karakol polisi anında sizi derdest ediverir!

Çokta inanarak söylemiyorum ama insan bir umut arıyor: bakalım, gün doğmadan neler doğar, bu sinsi işgal manzarası karşısında bir Türk Milleti var mı yok mu tepkisi protestosu isyanı olacak mı?

Sevinç içindeki PKK ve Fetöcüler ve Tarikatlar, bu zafer bu bayram sizindir, siz düşmanlığınızı harfiyen yaptınız, suç bizde, bizimkiler şerefsiz çıktı, cepheyi terk edip beyaz bayrak sallayıp düşman safına geçtiler!

Siz de sevgili işbirlikçi yazarlar, bu hanı yağma sizindir, tıksırıncaya geğirinceye delirinceye patlayıncaya kadar maaşlarınızı höpürtünüz!

Ve CHP’yi PKK ve Fetöcülere teslim eden güya siyasiler güya gazeteciler!

Ünlü efsane Serpil Hamdi Tüzün, antrenörlük yaptığı genç takım Almanya’ya ağır bir skorla yenilince, soyunma odasında genç futbolcuları karşısına dizip…. Tek tek karşılarına geçerek… Senin de ananı ….., senin de ……., senin de…. Senin de….

Hırsını alamaz ve sonunda sıra yedek kaleciye gelir, yedek kalecinin yüzüne: ‘senin de ananı …..’ deyince…

Yedek kaleci: Hocam bana niye küfrediyorsun, ben kaleye bile geçmedim!

Serpil Hamdi Tüzün: Sen de kaleciyi kesip yerine geçecek kadar çalışmadığın için senin de ……  !

___________________________________________________

KUMPAS DAVALARININ ADALET BAKANIYDI. SİLİVRİ’DE SUÇSUZ YERE HAPİS YATAN ve HAYATINI KAYBEDEN AYDINLARIN SORUMLUSUYDU…

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in DEVA Partisi kontenjanından CHP listesinden aday gösterilmesine tepkiler sürüyor. Kumpas davalarını hatırlatıp CHP’ye sert eleştiriler yöneltildi. CHP’li isimlerden de Sadullah Ergin’li listelere ‘işgal listesi’ benzetmesi yapıldı. Posta Gazetesi’nden Murat Çelik’e konuşan Sadullah Ergin ise eleştirilere yanıt verdi. Ergin, “Ben DEVA Partisi’nin genel başkan yardımcısıyım ve bu partinin milletvekili adayıyım. Bu tablo üzerinden CHP’ye sitem edilmesini doğru bulmam,” dedi.
CHP’nin milletvekili listesinde en güçlü olduğu yerlerden biri olan Ankara 1. bölgede DEVA Partisi’nin kontenjanından Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e 4. sıradan yer verildi. Tepkiler peş peşe geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, tepkilere “Tepkiler olacaktır, CHP hiçbir siyasi partiyle iş birliği yapmasa kendi listelerini çıkarsaydı da yine tepkiler olacaktı,” yanıtını verdi.
________________________________________________
İREM ÇİÇEK: CHP SEÇMENİNİN UNUTMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek’e iftira suçu nedeniyle, FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla suçlanan ve aralarında Sadullah Ergin‘in de olduğu bazı isimlere suç duyurusunda bulunulmuş ve 7 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Dursun Çiçek’in kızı ve aynı zamanda avukatı olan İrem Çiçek de davayı hatırlattı. İrem Çiçek, “Bir Sadullah Ergin dönemi FETÖ yargısı dosyası hazırlayabilirim. Bugün demokrat görünüp o günleri aklamaya çalışanların geçmişte aldığı konumu hatırlayın isterim. Unutmayın ki geleceği doğru inşa edebilelim. Ankara’da CHP seçmeninin unutmayacağını ve bu listeye gerekli cevabı vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Sadullah Ergin Kimdir?

Sadullah Ergin (d. 6 Temmuz 1964; Antakya), Türk siyasetçi ve eski Adalet Bakanı. Bakanlık görevini 1 Mayıs 2009–8 Mart 2011 ve 6 Temmuz 2011-25 Aralık 2013 yılları arasında sürdürmüştür.

Sadullah Ergin 6 Temmuz 1964 tarihinde Hatay‘ın merkez Antakya ilçesinde Mehmet İsmet ve Hatice çiftinin çocuğu olarak doğdu. İlk ve orta öğrenimini Antakya‘da tamamladı. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve Sosyal Bilimler Fakültesinde 1 yıl okudu. 1983 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1987 yılında mezun oldu. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde 5 yıl süreyle kurum avukatı olarak çalıştı. 1995 yılında istifa ederek serbest avukatlığa başladı. Çeşitli dernek ve cemiyetlerde yöneticilik yaptı.

Refah Partisi ve Fazilet Partisinde Hatay İl Başkanı olarak görev yaptı. 1999 yerel seçimlerde Fazilet Partisinden Antakya belediyesi Başkan Adayı olarak seçimlere girdi. Adalet ve Kalkınma Partisi Hatay Kurucu İl Başkanı oldu. 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan 22. dönem milletvekili genel seçimlerinde 1. sıradan Hatay milletvekili olarak TBMM’ye girdi. 3 dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili olarak görev yaptı. 2006 yılında Ali Dibo skandalında adı geçti. 60. Cumhuriyet Hükûmeti’nde Adalet Bakanlığı görevini yürüttü. 61. Cumhuriyet Hükûmeti’nde yeniden Adalet Bakanlığı görevine getirildi. 25 Aralık 2013 tarihinde 2014 Türkiye yerel seçimlerinde AK Parti‘den Hatay Büyükşehir Belediye başkan adaylığı nedeniyle Adalet Bakanlığı görevinden ayrıldı. Ancak yerel seçimlerde 5000 oy farkla Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nı CHP‘li Lütfü Savaş‘a karşı kaybetti.

AK Parti’den ayrıldıktan sonra, 9 Mart 2020 tarihinde Ali Babacan tarafından kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA)‘nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Fethullahçı Eski Adalet Bakanı SADULLAH ERGİN’in CHP Listelerinden Milletvekili Adayı Yapılması Tartışmaları Alevlendirdi!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin