Eğer ki Atatürk, Kurtuluş Harbi’ni başlatmak için milli irade deyip fikrini sormak üzere halkın önüne sandık koysaydı, hiç şüphesiz referandumdan emperyal güdümlü padişah iradesi çıkardı ve bugün Anadolu topraklarında tek bir Türk kalmazdı.!
Bu topraklardaki varlığımızı ve bağımsızlığımızı, milli şuuru her şeyin üstünde tutarak durumdan vazife çıkaran büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, vatansever dava arkadaşlarına ve bu uğurda canını veren kahraman şehitlerimize borçluyuz..
Gençliğe Hitabe, böyle bir tehlikenin her an olabileceğini işar eden, tarihe not düşülmüş, vasiyetname niteliği taşıyan önemli bir vesikadır ve milli şuur içinde olan tüm vatanseverlerin önünde duran vazgeçilmez bir yol haritasıdır..
Ne demişti Gazi Paşa;
“Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz. Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir..”
Geçmişte olduğu gibi bizlerin de bu karakterden taviz vermesi asla mümkün değildir..
Milli çizgiden taviz vermeyen siyasi partilerin ve her türlü müdahaleden uzak demokratik bir seçim sisteminin ulusal güvenliğimizin ve bağımsızlığımızın yegane teminatı olduğunu unutmamak ve ısrarla bu yolu sonuna kadar denemek gerekir..
Lakin siyaseten çarelerin tükendiği; laik, demokratik Cumhuriyet rejiminin ve anayasal düzenin ortadan kalktığı, bu düzene sahip çıkması geren yargı mekanizmasının tefessüh ettiği, demografik yapının dönüştürüldüğü, milli düğümlerin tamamen çözüldüğü, sınırlarımızın kuşatıldığı, yabancı iradenin dolaylı yollarla iktidar üzerinde hâkimiyet kurduğu, her türlü zulüm, baskı ve korku ile toplumun sindirildiği, milli üretim ve ekonomik imkanların tamamen ortadan kaldırıldığı, toplumun tamamının işsizliğe, açlığa, sefalete onulmaz bir çaresizliğe mahkum edildiği, Türk insanının gelecekten umudunu kestiği an tarih tekerrür etmeye başlamış demektir ve istikamet Atatürk’ün yoludur. Böyle bir durumda milli çizgide siyaset yapan tüm partilere düşen görev birer “Müdafaa-i Hukuk Hareketi” olarak görev yapmaktır..
Umarım iş bu raddeye erişmez ve milli sabırları zorlayan bazı sorunlar aklıselimle ve demokratik yollarla nihayet bulur da Sine-i Millet’e giden mücbir yollar açılmaz..
Allah bu milleti bir daha istiklal mücadelesi yaşamak zorunda bırakmasın..
Dr. Vecdet Öz