Her şey İkinci Dünya Savaşı sonrasında müttefik ABD, Rusya ve İngiltere’nin 11-14 Şubat 1945 tarihinde Yalta konferansında dünya güvenliği bahane edilerek Roosevelt, Stalin ve Churchill tarafından alınan küresel paylaşım kararıyla başladı.
Alınan karar gereği, Türkiye’nin de içinde olduğu Ortadoğu bölgesinin muhtariyeti ABD’ye verildi ve ABD ise bölge hakimiyetini İsrail üzerinden yapmaya karar verdi. Adını BOP koydukları plan uygulamaya geçirildi ve yıllar sürecek aleni bir işgal süreci başlatıldı. (İsrail’in Suriye işgali karşısında Rusya’nın sessiz sakin çekilmesi bu nedenledir..)
Ortadoğu’da yıllarca yaşananlar, çığlıklar ve gözyaşları hepimizin malumudur. Nihayet sıra, taşeron terör örgütleriyle ve kurgulanmış siyasi aktörlerle alt yapısı çok önceden hazırlanmış son ülkeler olan İran ve Türkiye’ye gelmiştir!
Türkiye ayağındaki süreç yerel seçimlerin hemen ardından düğmeye basılarak şu şekilde başlatıldı?
1. ABD’den talimat geldi ve çok önceden deklare edilerek gizlice kaleme alınmış olan federal anayasa gündeme getirildi. PKK tarafıyla bu doğrultuda her türlü pazarlık tamamlandı ve içeriği açıklanmayan bir çok husus karara bağlandı..
2. Ana muhalefet partisi CHP ile de bu konuda yumuşama/normalleşme bahanesiyle mutabık kalındı.
3. Sıra milleti ikna etme aşamasına geldi ve birinci ağızdan, “İsrail’in hedefinde Türkiye var, durum çok vahim, devletin bekası için biran evvel iç güvenliği ve toplumsal barışı sağlamak zorundayız” şeklinde milli bir gerekçe ortaya atıldı.
4. Milliyetçi ve muhafazakar kesimin asla itiraz etmeyeceği Devlet Bahçeli’ye bu minvalde, “APO’nun şartlı serbest kalması, bunun karşılığında PKK’nın silah bırakması, bu şekilde toplumsal barışın ve iç güvenliğin tesis edilmesi devlet bekası için önemlidir” söylemi yaptırıldı, Özgür Özel’de el yükseltiyorum söylemiyle tarafgirliğini ve desteğini beyan etti ve diyalog görevi hep birlikte DEM Parti’ye verildi..
5. Bu şekilde asıl içeriği gizli tutulan bir senaryo ana muhalefetin de desteği ile ustalıkla sahneye konmuş oldu..
6. Şu anda oynanan tiyatro bunun bir tezahürüdür ve millet PKK’nın koşulsuzca silah bıraktığını, bunun karşılığında sadece APO’nun serbest bırakılacağını, toplumsal barış ve huzurun sağlanacağını sanmaktadır.. PKK sempatizanı bazı sol kesim ise sırf anayasa değişsin ve özerklik verilsin diye sessiz kalmaktadır..
7. Bu algıyı pekiştirmek, aslında PKK cephesi ile bir uzlaşma yapılmadı görüntüsü vermek ve kafaları karıştırmak için de DEM’li belediyelere belli sürelerle kayyum atamaları yapılmaya başlanmıştır..
Anlayacağınız oyun da tiyatro da çok büyüktür.!
Gelelim içeriği gizli tutulan ve ileriye matuf hususlara ve detaylarına.!
1. Elbette ki öncelikle APO’nun umut hakkından faydalandırılıp serbest bırakılması ve olacakları rahatlıkla yönetebilmesi..
2. Sonrasında ise meclisteki çoğunluk sağlanarak referanduma gerek kalmaksızın Anayasanın (10. 42. ve 66. maddelerinin) hep birlikte PKK’nın arzuladığı şekilde iki uluslu devlet altyapısına uygun olarak değiştirilmesi, bu yapılırken de Cumhurbaşkanının önündeki bir daha seçilemez engelinin kaldırılması, seçilebilme barajının düşürülmesi, baskın bir genel seçim kararının alınması, seçimlerde DEM’li bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarılarak muhalefet oylarının bölünmesi, eğer ki seçim ikinci tura kalırsa da Cumhur ittifakı adayının desteklenmesi..
3. PKK’nın silahlı gücünün duruma göre İran’a, Irak’a ve Suriye’ye kaydırılması konusunda her türlü desteğin verilmesi.
4. Suriye’de kurulacak PKK/PYD garnizon terör devletçiğinin kurulmasına itiraz edilmemesi, Irak örneğinde olduğu gibi tanınması ve gerekirse her türlü lojistik ve imar desteğinin verilmesi ve sınır ötesi operasyonların sınırlı tutulması..
Sonrasında olacak ise hepimizin malumudur.!
1. Ülke bir AKP parti devletine dönüşür, ana muhalefet (CHP) diye bir şey kalmaz ve seçimler artık şekli olur..
2. BOP projesi tüm hızıyla devam eder ve ucu Türkiye’ye uzanır.
3. Kürtler PKK dayatmasıyla özerklik talep eder ve Türkiye direnmediği takdirde toprak kaybeder.
4. İran, Irak, Suriye ve Türkiye’deki özerk yapılar birleşir ve Kürt devleti kurulur.
5. Kurulan Kürt devleti İsrail’e ilhak eder ve ABD komutasındaki BOP ya da diğer bir tabirle Ortadoğu’daki Büyük İsrail Projesi tamamlanmış olur..
6. Ülkeyi bu hale getirenler bir şekilde zorda kalırlarsa yakınları ve yandaşları ile birlikte önceden yatırım yaptıkları ABD ve İngiltere’ye yerleşir. Her manada büyük bir zarara ve toprak kaybına uğramış olan Türk Milleti ise gerçeği görememiş olmanın pişmanlığı içinde makus kaderine mahkum olur..
(Yazdıklarım tamamıyla şahsi görüşümdür ve umarım yanılıyorumdur..)
Bu melun hesapları göremeyenler olduğu kadar yıllardır görebilen Türk evlatlarının sayısı da elbette ki çoktur!
Onlardan biri olarak diyorum ki; “Hasan dağı arpalıkmış eğer sapan yürürse, her köyden bir tavuk eğer köylü verirse, iyi gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse..”
Kimse bu milleti Irak, Afganistan, Libya, Suriye ve İran gibi ülkelerin milletleriyle karıştırmasın.!
T.C. Anayasası kanla yazıldı ve kapı kapı dolaşan üç şarlatanın dayatmasıyla ve üstü kapalı tehditleriyle değiştirilemez.!
Tarih tekerrür eder yanlış hesap Bağdat’tan döner.!
Dr. Vecdet Öz
(13 Ocak 2025)