1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. KEMAL BEYLER ARTIK OLMAMALI

KEMAL BEYLER ARTIK OLMAMALI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Türk Siyaseti son 23 yılda çok kirlendi.
Özellikle 2002’de doğanlar, 2002’de 5-10 yaşında olanlar, maalesef
“Devlet Adamı” kalitesine sahip siyasetçiler görmediler.
Gözlerini açtılar, “Babalar Gibi Satarız”, “Biz Devleti Şirket Gibi Yöneteceğiz”
“79 Yıllık (1923-2002) reklam arası bitti”, “Çalıyor ama Çalışıyor”, “Biraz da Biz Yiyelim”, “Bizimkiler Hiç Olmazsa Besmele ile Çalıyor”, “Suç İşleme Özgürlüğümüzü Engelleyemezsiniz”, “Saatin parasını Ben Ödedim. Bakın Peçeteye, Hem de İmzalı” diyen ahlak fukarası, karakterleri, tıynetleri bozuk,
yüzleri köseleye, mideleri işkembeye dönmüş kasaba particilerini, iktidarda gördüler.

Muhalefet olarak da, Cumhuriyetin kuruluş değerlerine karşı, Türkiye ve Atatürk düşmanı, beceriksiz, eğitimsiz temsilcileri gördüler!

AKP ile gelen, ilk işi kendisini zenginleştirmek olan çakalların, Türk Milletini etnik kökenine, mezhebine, inancına göre ayrıştıran zararlıların tamamının
siyasetten elenmesi şarttır.
Bugün, elenecekler sınıfından olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sistemden nasıl eleneceğini anlatmaya çalışacağım…

Önce bir haber;
Kayseri Kocasinan İlçesi Uğurevler Mahallesindeki 32 Dairelik binanın, İKİ YIL önce yapılan yönetici seçimine bazı malikler “Usule uygun olmadığı” gerekçesiyle itiraz ettiler. Sulh Hukuk mahkemesi, seçimi iptal edip, yönetici olarak bir Kayyım atadı ve kendisine 6 ay süre verdi…

Gelelim Kemal Bey’e;
1)CHP 37. Olağan Kurultayı 25-26 Temmuz 2020’de yapıldı. Kemal Bey seçildi.
2)CHP 38. Olağan Kurultayı 4-5 Kasım 2023’te yapıldı. Özgür Özel seçildi.

2820 Sayılı Siyasi Partiler Yasasının 14. Maddesi;
(Değişik Fıkra; 28.03.1986-3270/3)
Büyük Kongre (Kurultay), parti tüzüğünün göstereceği süreler içinde toplanır. BU SÜRE İKİ YILDAN AZ, ÜÇ YILDAN FAZLA OLAMAZ…

Bu durumda 38. CHP Olağan Kurultayı, YASANIN EMRETTİĞİ süreden ÜÇ AY
sonra yapılmıştır.

Yapılması gereken, Sulh Hukuk Hakimliğine müracaat edilecek (Müracaat edecek kişi 38. Olağan Kongre Delegesi olmalı) ve Kemal Bey’in, Genel Başkan olarak, Olağan Kongresini yasanın emrettiği sürede yapmadığı için
YASAL GENEL BAŞKAN OLMADIĞININ tespiti istenecek!

Hakimin yapacağı iş bellidir. Hemen Çankaya/Ankara İlçe Seçim Kuruluna yazıyla 37-38. Olağan Kurultaylarının tarihlerini soracak. Usulsüzlüğü görüp,
38. Olağan Kurultayı İPTAL edecek ve CHP’ye Kayyım atayacak ve 45 gün içinde Olağan Kurultayı tamamlamasını emredecektir…

Hakim, kendisine yapılan talepte belirtilen kişiyi Kayyım olarak atayabileceği gibi, uygun gördüğü kişiyi atar. Ama bu kişi Kemal Bey olamaz.

Ayrıca seçimde oyunu kullanmayı beceremeyen ve Olağan Kurultayını yasal sürede tamamlayamayan bir Genel Başkan, Kayyım olsa ne olur, Zakkum olsa ne olur. Süpürün gitsin…

Haa, efendim 38. Olağan Kongre, YSK tarafından onaylanmıştı. YSK kararlarına itiraz edilmez, diyorsanız şunu unutmayın!
CHP’ye açılan, 38. Olağan Kongre, YSK tarafından onaylandı ise, bu mutlak butlan davası nasıl açıldı?

CHP, eğer bu dönemde gerçekten Cumhuriyet ve Demokrasi mücadelesi vermek istiyorsa, 16 Nisan 2017 Referandumu sırasında kullanılan ve geçerli sayılan, “MÜHÜRSÜZ ZARFLARDA OLAN 2,5 MİLYON oyun iptali için dava açması gerekir. Butlan ise BUTLANIN HASI budur.
Eyy CHP, açın bu davayı ve Türkiye’yi TEK ADAM FAŞİZMİNE sürükleyen AKP’den, MUTLAK BUTLAN’IN hesabını sorun…

Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Temmuz 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

KEMAL BEY’İ HOŞÇA TUTUN!

Pir Sultan Abdal’ın çiftçilere verdiği öğüdü bilir misiniz? Şöyle der;
“Öküzün damını alçacık yapın/Yaş koman altına kuruluk serpin/
Koşumdan koşuma gözlerin öpün/İreçberler hoşça tutun öküzü!”

Neden böyle demiş? O dönemde Traktör mü vardı da çiftçiler kullanmadı?
Öküz olmasa, ne tarla sürülüp ekilecek, ne ürün biçilecek, ne karın doyacak! Bu yüzden, o zamanlarda Öküz, servet gibi idi.
Hoşça tutun deyişi bundandır, Pir Sultan Abdal’ın…

23 Mayıs 2010’da, CHP’nin başına Kemal Bey oturtuldu!
İşte o zamandan bu yana CHP Örgütü, Kemal Bey’i hep hoş tuttu.
Kemal Bey, sap yeyip saman çıkardı, fakat CHP’liler alkışladı!
Bizler eleştirince “Yapma be Serdaroğlu” hiç muhalefete muhalefet
edilir mi? AKP’ ye mi çalışıyorsunuz, dediler!

Genel Başkan oldu, ilk işi Tunceli’de Miting düzenledi. Tunceli’de,
“Genel Affın Yolu, herkes için açılsın” dedi. Sordular, “Öcalan’a da mı?
Biz ayrımcı değiliz” dedi.

Hemen Türban’a özgürlük çağrılarını başlattı. Oysa CHP, 2008 yılında konuyu Anayasa Mahkemesine taşımıştı. İmzalardan biri Kemal Bey’e aitti.

12 Eylül 2010’da, Yüksek Yargıyı FETÖ’ya bağlayacak Anayasa değişikliği referandumu yapıldı. Ama Kemal Bey oy kullanamadı. Taşımayı unuttuğu için nüfus kütüğü İstanbul’da kalmıştı!

AYM, AKP’yi “Laiklik Karşıtı Eylemlerin Odağı” olduğu için mahkum etti, ama Kemal Bey “Türkiye’de Laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum” dedi.

2011’de Sivil Toplum Raporunda; “Tarikatlara saygılı olacağız. Onlar insanların manevi doyuma ulaşmalarını sağlayan kuruluşlardır” diyerek, şimdiki sahte diplomalı M. Eğ. Bakanı Yusuf Tekin gibi, tarikatları sivil STK’lar
olarak tanımladı.

CHP’li gençlere “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganını yasakladı.
Bugün kendisi ile beraber olan Bursa MV, Atatürk’ü “Katliamcı” ilan ederek,
“Dersim’in hesabını soracağız” dedi. Kemal Bey bu adamı öptü!

2014 Cumhurbaşkanlığı Adaylığında, babası ATATÜRK düşmanı olan, 27 yaşına kadar Türkiye’ye uğramayan bir İhvancıyı CHP’nin Cumhurbaşkanı yaptı.

16 Nisan 2017 Referandumu, Cumhuriyetin ve Demokratik rejimin yıkılmasına giden yolu açan bir oylamaydı. Oy kullanma günü saat 16.00 da
2,5 Milyon oy MÜHÜRSÜZ ZARFLARA konuldu, geçerli sayıldı. Kemal Bey, İTİRAZ BİLE ETMEDİ!

2023 CB Seçimlerinde, tüm itirazlara rağmen kendi aday oldu, kaybetti.
Erdoğan’ın 3. Kez Cumhurbaşkanı Adayı olmasına yine itiraz ETMEDİ.

Kemal Bey’in en büyük ihaneti şudur;
14 Mayıs 2023 birinci tur CB seçimi sonuçları Kemal Bey’in ikinci turda da kaybedeceğinin kanıtı idi. DOĞRU Parti olarak kendisine şunu dedik;
“Kemal Bey, ikinci turda da kaybedeceksiniz. İkinci tur adaylığınız kesinleşince adaylıktan istifa edin. Seçim tek adaylı referanduma döner. Birleşik oy pusulası kullanılır. Siz, Türk Milletine seslenin ve deyin ki;
“Aziz Türk Milleti! Anladım beni seçmeyeceksiniz. Bu yüzden istifa ediyorum. Seçim referanduma dönecek. Sığınmacıların Türkiye’de kalmasını ve milyonlarcasının daha gelmesini ve ülkemizin bir Arap Ülkesi haline dönüşmesini istemiyorsanız, aksine Tek Adam Faşizminin bitmesini ve Parlamenter Demokrasiye dönmemizi istiyorsanız, Erdoğan’a, geçerli oyların %50’sinden azını verin. Ülke 45 gün sonra seçime gider.
Ben de size söz veriyorum ki, aday olmayacağım, Mansur Yavaş’ı veya Ekrem İmamoğlu’nu CB Adayı olarak göstereceğim. Ülkemizi beraberce Parlamenter Demokrasiye döndürelim. Gelin bu tarihi fırsatı kaçırmayalım,” dedik, anlamadı bile! Hala da anladığını zannetmiyorum.

Kemal Bey, bir Genel Başkan için en ağır yenilgiyi kendi Kurultayında yaşadı.
Kendi seçtiği delegelerin ve kendi oluşturduğu Milletvekillerinin oylarını alamadı ve seçimi kaybetti.

Beklenen, köşesine çekilip partisini desteklemesi idi. Ama maalesef olmadı. Bir kez daha hırsı, aklının üstüne çıktı, kendi partisine Kayyım olmak utancını yaşamak istedi. Hayırlısı olsun, demiyorum! Çünkü;

Sayın Prof. Dr. Şahin Filiz son yazısında bakın ne güzel demiş;
“Türkçenin kültürel bilinçaltına bir ur gibi işlemiş “Hayırlısı Olsun” ifadesi, masum bir temenninin çok ötesinde, derin bir toplumsal patolojinin ve teolojik bir açmazın dilsel semptomudur.
Görünüşte bir dua, derinde sorumluluğun topyekûn reddi.
Görünüşte bir tevazu, özünde iradenin ve aklın gönüllü idamıdır.
Bu söz bir iyi niyet değil, bir düşünsel iflas beyanı, bir irade iptal fermanıdır.”

Sözü uzattık, özür dilerim.
Kemal Bey’in ne CHP’ye, ne de Türkiye’ye katacak bir şeyi olmadığı gibi, kötülük yapacak bir gücü de yoktur. Kemal Bey, aynen Erdoğan gibi, aynen Akşener gibi, aynen Bahçeli gibi, aynen Çiller gibi, aynen Mehmet Ağar (vs) gibi, Türk Siyasetinde olmayacak! Bu konudaki düşüncelerimi Sayın Yılmaz Özdil ile paylaştım. Salı günü de izninizle ben yazacağım.

Sağlık ve başarı dileklerimle 30. Haziran 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

BUNLAR ÇİĞNENMEK İÇİN Mİ VAR?

Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı!

T.C Devleti, Cumhuriyetin değerlerini yok etmek isteyen birkaç hainin,
“Siyasi Parti” ismini de taşıyan sapkın kuruluşların oyuncağı değildir.
Yasa Koyucu, bu konuda gerekli denetimleri yapmak, yasalara karşı çıkan Partileri, Anayasal Çerçeve içine oturtmak, yanlışta ısrar ederlerse, bunlar hakkında kapatma davası açmak, gerekiyorsa kapattırmak gibi Türk Milletinin ve Türk Demokrasisinin korunması görevini size ve sizin yanınızda
çalışan Cumhuriyet Savcılarına vermiştir.

T. C. Devleti, Cumhuriyet Tarihinin içten ve dıştan kurgulanan en büyük saldırısı ile karşı karşıyadır. Anayasa İhlal Suçları alenen işlenmekte, TBMM’de Türk Devletine, Türk Milletine utanmazca hakaret edilmekte,
PKK Narko-Terör Örgütü gibi 54 Bin insanımızın yaşamını çalan eli kanlı Bebek Katilinin TBMM’ gelip konuşma yapması istenmiştir.

Bu Genel Başkanlar, akıllarını ve vatanımıza bağlılıklarını kaybetmiş olabilirler. İhanete düşmüş, kendi şahsi açıkları karşılığında tehdit ediliyor olabilirler. Bunları kontrol etmek, bu sapkınlara T.C Devletinin bir Ulus Devlet ve Üniter Yapıya sahip olduğunu hatırlatmak, sizin görevinizdir.

Türk Milletinde oy ve temsil bazında çoğunluğunu kaybetmiş,
“Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Anayasamızın başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik-laik ve sosyal bir hukuk devletini” REDDEDEN bu siyasi partiler, nasıl böylesine serbestçe davranabiliyor?

Türk Devleti, bu üç-beş çapulcunun elinde oyuncak mı oldu?
Yoksa bir savaş oldu ve Türk Devlet- Türk Milleti yenildi mi?

Siyasi Partiler Kanununun,
-78. Md; Demokratik Devlet Düzeninin korunması ile ilgili yasaklar,
-79. Md; Bağımsızlığın Korunması,
-80. Md; Devletin Tekliği İlkesinin Korunması,
-81. Md; Azınlık Yaratılmasının Önlenmesi,
-82. Md; Bölgecilik ve Irkçılık Yasağı,
-83. Md; Eşitlik İlkesinin Korunması,
-84. Md; Atatürk İlke ve Devrimlerinin Korunması,
-85. Md; Atatürk’e Saygı,
-86. Md; Laiklik İlkesinin Korunması ve Hilafetin İstenemeyeceği,
-87. Md; Dini ve Dince Kutsal Sayılan şeyleri İstismar Yasağı,
-88. Md; Dini Gösteri Yasağı,
-89. Md; Diyanet İşleri Başkanlığının Yerinin Korunması,
-94. Md; Üniforma Giydirme Yasağı.

Bu Yasa Maddeleri, T.C Devletinin düşmanı olan Siyasi Partiler tarafından, çiğnenmek için mi TBMM’de kabul edildi ve yürürlüğe girdi?

Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı;
Sizin bu makama geliş şekliniz, ister liyakatinizden olsun, ister AKP-MHP Genel Başkanlarının anlaşmalarından olsun, görev yaparken devlete karşı işlenen suçları görmezden gelmenize izin vermez.
Göreve geldiğiniz andan itibaren gerek Anayasa İhlal Suçları, gerek Siyasi Partiler Yasasının yukarıdaki maddeleri, bazı Siyasi Partiler tarafından defalarca işlendi. Bunlar hakkında herhangi bir inceleme-soruşturma yapıldığı hakkında kamuoyuna şu ana kadar herhangi bir bilgi verilmedi…

Sayın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı;
Siz, Türk Devletine-Türk Milletine-Anayasaya bağlısınız. Size, hasbelkader Genel Başkan olmuş, akıl-ruh ve vücut sağlığını kaybetmiş Genel Başkanlar emir veremez. Hele, hele emperyalist devletler tarafından rehin alınmış sapkın Genel Başkanlar asla emir veremez.
Lütfen bir basın toplantısıyla, suç işleyen partileri ve suç unsurlarını açıklayın, ve gereğini yapın.
Yoksa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının girişine büyük harflerle,
“Anayasa ve Yasalar Uyulmak İçin Değil, Çiğnenmek İçin Vardır” diye
yazdırın…

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Haziran 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
KEMAL BEYLER ARTIK OLMAMALI
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin