1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. ERDOĞAN SİYONİZMİN KASİYERİDİR (N. ERBAKAN)NETANYAHU İLE ERDOĞAN AYNIDIR. (D. BAHÇELİ)

ERDOĞAN SİYONİZMİN KASİYERİDİR (N. ERBAKAN)NETANYAHU İLE ERDOĞAN AYNIDIR. (D. BAHÇELİ)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926’da doğdu, 27 Şubat 2011’de vefat etti. Türk Yüksek Mühendisi idi. Milli Görüş İdeolojisinin kurucusudur.
Milli Nizam Partisi-Selamet Partisi-Refah Partisi-Fazilet Partisi-Saadet Partisi adlı partileri kurdu. Saadet Partisi hariç, kurduğu 4 parti, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.

R. T. Erdoğan siyasette varsa, başlıca sebebi Erbakan Hocadır.
Adeta onu yoktan var etmiştir. İl Gençlik Kolu-İl Başkanı-MV Adayı- Beyoğlu Belediye Başkan Adayı-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yapan o’dur.
Erbakan istemeseydi, Erdoğan bugün bir HİÇ’Tİ, HİÇ!

Hiçbir kariyeri, eğitimi, siyasette ağırlığı, tek kuruşluk birikimi olmayan, evinin kirasını bile partililerin ödediği bir partici elemanının önünü Rahmetli Erbakan açmasaydı, gelebileceği yüksek makam Belediye Meclis Üyeliği idi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrıldığında, Hürriyet Gazetesi
manşetten “Erdoğan’ın 1 MİLYAR Doları var” diye yazdı. Erdoğan, iddia sahibi Rahmi Koç’u ve Hürriyet’i dava edemedi!

2001 yılında Türk Siyasi Tarihinin önemli ihanet olaylarından biri yaşandı.
Her şeyini Erbakan’a borçlu olan Erdoğan, Liderini sırtından hançerleyerek, arkadaşlarıyla birlikte istifa ettiler ve AKP’yi kurdular.

Erbakan 2011 yılındaki vefatından önce şunları söyleyip, tarihe not düştü;
“Erdoğan, Batılı Siyonist dünya düzenine destek oluyor. Vergi ve borçlarla Siyonistlere para kazandırıyor. Erdoğan Siyonizm’in Kasiyeridir…”

Dewlet Bahçeli’nin, tüm siyasi hayatı boyunca, en çok yerdiği ve en çok koruduğu kişi Erdoğan’dır.

Gün gelmiş onu “Kandil Uşağı-Hazine Soyguncusu-Yalancı-Hırsız” diye yerden yere vurmuş, gün gelmiş böylesine ağır şekilde hakaret ettiği Erdoğan’ı, MHP’nin CUMHURBAŞKANI ADAYI olarak göstermiştir.

Bahçeli’nin, Erdoğan’a yaptığı en ağır hakaret olarak şu cümlesini görebiliriz;
“Netanyahu ile Erdoğan Aynıdır…”

Bahçeli, Erdoğan’ı bir soykırımcı, bir çocuk katili, bir kadın katili ile aynı tutmaktadır. Ne zaman? Anaokuluna giderken mi bu hakareti yapmıştır?
Yoksa, Bahçeli dönem- dönem aklını mı kaybetmektedir?

Nasıl bir vicdan, nasıl bir karakter, nasıl bir akıl, nasıl bir ahlaktır ki, kişi
MHP Genel Başkanlığı koltuğunda otururken, aynı şahsı, yani Erdoğan’ı,
T.C Cumhurbaşkanını, bir eli kanlı katil ile, bir soykırımcı ile eşdeğer tutar ve hemen sonrasında Erdoğan’a “Çekilemezsin Erdoğan, Devletin sana ihtiyacı var” diyebilir.

Aziz Türk Milleti;
Düşünmenizi ve karar vermenizi istirham ediyoruz!
Bahçeli DELİRMİŞ olabilir mi? Elbette ki HAYIR!
Vücut sağlığı çok bozuk ama, konuşmalarından akıl sağlığının yerinde olduğunu görüyoruz!

O zaman Bahçeli’ye, bir öyle bir böyle davranmaya-konuşmaya iten nedir?
Kimdir? Orası hangi makamdır ki, Bahçeli’yi istediği gibi konuşturmaktadır?

Bu arada unutulmaması gereken çok önemli bir konu şudur;
Bahçeli’nin “Netanyahu ile aynı olduğunu” söylediği konuşması, MHP TBMM Grubuna katılan tüm MHP’li Milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı!
Bahçeli’nin “MHP’nin CB Adayı Erdoğan’dır” diye konuşma da, aynı MHP Milletvekilleri tarafından yine ayakta alkışlandı?

Soru şu; MHP adlı Siyasi Parti de, aklı başında, vatan menfaatini parti menfaatinden önde tutan BİR KİŞİ bile kalmadı mı?
Ne dersiniz?

Sağlık ve başarı dileklerimle

16 Haziran 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

RABBİN DE MİLLETİN DE SİZİ AFFETMEYECEK

Tüm TV kanallarında, uzmanlar (!) konuşuyor!
Oturduğu Apartmanı yönetemeyecek dayılar, yanında bir silah patlasa altına kaçıracak kabadayılar, Ordulara taktik veriyor, eleştiriyor!
Bununla da yetinmiyor, Nükleer Teknoloji, Süpersonik Uçaklar ve Füzelerle
ilgili bilgi de veriyorlar!

Ben siyasetçiyim. Bir Kurmay Subayın aldığı eğitimi almadım. Orduları yönetmedim, Piyade Asteğmen ve Alayın Merasim Takım Komutanı idim.
Ben gerçekleri görür ve düşüncelerimi, ilgililerle aktarırım, gerekirse kamuoyu ile paylaşırım ve verdiğim kararların sorumluluğunu baştan kabul ederim!

Gördüğüm ve Türk Milleti ile paylaşmak istediğim gerçekler şunlardır;
-AKP’nin temsil ettiği ve asla Cumhuriyetin Değerlerine ve Anayasal çerçeveye oturtulamayacak olan Siyasi Ümmetçilik sonucu, Türk Ordusu “Milli Ordu” vasfından uzaklaştırıldı ve Tarikatların etkin olduğu, Komutanın değil Askeri Birlik İmamının emirleri geçerli olduğu bir duruma dönüştürüldü. Takkeli Paşalar bile gördük!
Resmi Üniformasıyla, Türk Devletinin Kurucu Önderi Atatürk’e küfreden yobazları ziyaret eden Genelkurmay Başkanları-MİT Başkanları gördük. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen subayların, Erdoğan öyle istediği için Ordudan atıldığı günleri gördük. Asker sayısı azaltıldı. Paralı hale getirildi.
Apayrı bir uzmanlık alanı olan “Savaş-Muharebe Doktoru” yetiştiren Askeri Hastanelerimiz, mevcut Komuta Heyeti tarafından kapatıldı.

-Irak ve Suriye Politikalarımız baştan beri hatalıydı. Irak’ın parçalanmasına, Suriye’nin çökertilmesine biz destek verdik. Bölgede, İsrail’in çekindiği IRAK-SURİYE’NİN yıkılmasına destek olduk.

-En az 10 Milyon Sığınmacı ve 2 Milyon Afganlı ülkemize kaçak girdi ve bunların şu an nerede oldukları, kaçının vatandaş yapıldığı bilinmiyor!
Yarın bunların bir kaos çıkarmayacaklarının garantisi yok!
2011 yılından bu yana, ülkemize maliyeti milyarlarca dolar olan bu sığınmacılar, sadece demografik yapının değil, ekonomik yapının da bozulmasına sebep oldular.

-Türkiye’yi yönetenler, Anayasa’yı, Cumhuriyetin Temel Değerleri olan
Laiklik İlkesini, Sosyal Hukuk Devletini, Demokrasiyi yerle bir ettiler.

Yapmanız Gerekenler;
Öncelikle ve ivedilikle, Anıtkabir’e gidip (15 Temmuz Paşalarını da yanınıza alarak) Atatürk’ten özür dileyeceksiniz.
Sonra onun yaptığını yapacaksınız.
Balkanlardan gelebilecek tehlikeleri önlemek için 9 Şubat 1934’te kurduğu “Balkan Paktının” benzerini kuracaksınız.
8 Temmuz 1937’de kurduğu Sadabat Paktının güncelini kurup, Doğu’dan gelebilecek tehlikeleri önleyeceksiniz.
Atatürk’ün Rusya ile imzaladığı “Saldırmazlık Antlaşmasının” benzerini Rusya ile imzalayacaksınız.

Doğal olarak size güvenmeyecekler. Çünkü bugüne kadar günü kurtarmak uğruna, herkesi kullandığınızı zannederek, aldattınız.

İşte o zaman, gerçek kafanıza dank edecek.
Efendi gibi, emaneti Türk Milletine iade edeceksiniz ve emanetin sahibine
vekalet eden Türk Yargısına hesap vereceksiniz.
Çünkü sizleri ne Rabbiniz ne de Milletiniz asla affetmeyecek…

Sağlık ve başarı dileklerimle

15 Haziran 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

ORTADOĞU BATAKLIĞINA GİRMEYİN DEDİK

Yapmayın, Türk Ordusunun genleriyle oynamayın. Türk Ordusunu, İslami rejimlerin ordularına benzetmeyin. Türk Ordusuna TARİKAT-CEMAATLERİ sokmayın dedik, dinlemediniz.

Girmeyin! Bakın Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” nasihatini iyi anlayın ve dinleyin. Dinlemediniz! Üstten İsrail ile kavga ediyor göründünüz ama masa altından İsrail ile işbirliği yaptınız. Filistin ve Gazzelileri sattınız!
Küresel Çetenin emirlerini yerine getirdiniz de ne oldu?
İsrail tarafından yönetilecek Bölücü Terör Devleti ve HTŞ Lider kadrosunun başında olduğu Cihatçı Terör Devleti dibimize geldi. 2 adet Terör Devleti komşumuz oldu. PKK ne mi oldu? O şimdi asker! Suriye İslam Cumhuriyeti Ordusunun askeri oldular…

ABD ve Avrupa ülkelerine göre İsrail demokratik bir devlettir!
Zaten Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi’ne göre İsrail demokrasisinin, ABD tarafından 22 Arap ve 4 Müslüman ülke için örnek gösterilmesinin sebebi budur!

İsrail, kendini Ortadoğu’nun tek lâik ülkesi olarak tanımlar.
Halbuki tüm liderler ve partiler Tevrat ideolojisine taparlar. İsrail, din devletidir ve Yahudi din şeriatı ile yönetilir. İsrail devletinin tamamı Siyonizm idealine inanmıştır ve Filistin düşmanıdırlar.
Ezan yasağı ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasındaki ısrar bunun kanıtıdır.

İsrail, Müslüman coğrafyası içine çeşitli oyunlarla zorla sokulduğu için, varlık sebebini kargaşa-kaos-savaş stratejilerinde aramaktadır. Yaşamak için çevresindeki Müslüman devletlerin bir ve beraber olmamaları gerekmektedir. Özellikle Araplar, maddi menfaat uğruna kendi dindaşlarını satmaya, Müslümanları arkadan hançerlemeye çok müsaittirler.
İsrail elbette ki bu durumdan yararlanmaktadır.

Kendi gücü yetmediği zaman devreye ABD ve İngiltere girer ve İsrail’in yolunu “Demokrasi getiriyoruz” bahanesiyle ölüm ve yağma yaparak açarlar.
Nasıl Yunanistan Avrupa’nın şımarık çocuğu olarak kabul edilir ve her zaman korunur kollanırsa, İsrail de ABD ve İngiltere tarafından korunmaktadır.

İsrail devleti nükleer silaha sahip olabilir ama hiçbir Müslüman ülke bu silaha sahip olamaz! İsrail devleti her devletin iç işlerine müdahale edebilir ama ona kimse karışamaz!
İsrail’in şımarıklığının nedeni, ABD ve İngiltere’nin verdiği karşılıksız destektir.

Barzani, bağımsızlık için referandum yaptı. Türkiye’nin güneyini de kapsayacak “Kürt Devletinin” kurulmasını ilk önce ve en güçlü olarak İsrail devleti destekledi. İsrailli subaylar yıllarca PKK militanlarını eğittiler ve Türk Askerlerinin ölümüne sebep oldular.
İsrail devletinin “kendi güvenliği” için, bölgede ikinci İsrail olacak Kürt devletinin kurulmasına çalışmak bir haktır (!) ama Türkiye’nin bunu engellemek için PKK terör örgütüyle savaşması, tüm dünyaya en azından “İnsan hakları ihlali” olarak aktarılır! İsrail Devleti “Kürt Devleti kurulmasını” desteklediğini açıkladığında,
Yahudi kökenli T.C vatandaşlarından “Vatanımızı böldürmeyiz” diye bir açıklama duydunuz mu?

İsrail devleti bu yayılmacı ve saldırgan politikalarına kaynak olarak “Tevrat’ı” göstermektedir. O zaman bizde ilişkilerimizi, Kur’an-ı Kerim’deki İsrail için gönderilen 41 ayete göre mi düzenleyeceğiz?
Dünya yeniden orta çağın barbar din savaşlarına mı dönsün? İstenen bu mu?

İsrail’in en büyük başarısı, içten çürüteceği ülkelerde hain yetiştirmekteki becerisidir. Özellikle zayıf karakterli siyasetçileri avlamakta çok ustadırlar. Bazılarına “Yahudi Cesaret Madalyası” bile verirler. Bu madalyalar, Yahudiliğe ve Yahudilere hizmet etmiş, savunmuş, muhafaza etmiş kişilere verilir.

ABD-İngiltere-İsrail kendi ülkelerindeki hainleri anında yok ederler ama kendi hesaplarına çalışan hainleri çok bonkörce beslerler…

Atatürk boş yere “Yurtta sulh, cihanda sulh” dememiştir.
DOĞRU Parti olarak düşüncemiz şudur;
Biz kendimiz her konuda güçlü olacağız. Tarihimizden ders alarak geleceğimizi akıl-bilim ve cesaretle hazırlayacağız. Kendi barışımızı koruyacak, dünya barışına da destek olacağız. Dosta dost gibi, düşmana da düşman gibi davranacağız.
Bunu yapabilmek için dürüst-bilgili-vatansever-çağdaş ve yürekli devlet adamlarına ihtiyaç var. Madalya alıp, palavradan nutuk atan ve el altından İsrail ile gizli anlaşmalar imzalayan siyaset cambazlarıyla bu işleri olmayacağını artık herkesin, özellikle üst seviyedeki bürokratların görmesi lazım.

Sağlık ve başarı dileklerimle

14 HAZİRAN 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
ERDOĞAN SİYONİZMİN KASİYERİDİR (N. ERBAKAN)NETANYAHU İLE ERDOĞAN AYNIDIR. (D. BAHÇELİ)
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin