1. Haberler
  2. Dünya
  3. Mehtap KAYNAK yazdı: ÇOCUKLAR VATANIN GERÇEK SAHİPLERİDİR

Mehtap KAYNAK yazdı: ÇOCUKLAR VATANIN GERÇEK SAHİPLERİDİR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

‘Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.’ Mustafa Kemal Atatürk

Çocuk hakları, her çocuğun insana yakışır bir şekilde yaşamasını ve potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirmesini sağlayan temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması anlamına gelmektedir. Çocukların doğuştan sahip olduğu öncelikle yaşam hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanabilme, eğitim, beslenme, barınma, psikolojik ve cinsel sömürüye karşı korunma, ifade ve katılım gibi evrensel insan haklarının hepsini içerir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisinin 9.maddesi, çocukların her türlü istismar, ihmal ve sömürüye karşı korunmasını ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamasını beyan etmektedir. Ayrıca, çocukların çalıştırılmamasını, sağlık ve eğitimini tehlikeye sokacak, fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişmesini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmaması gerektiğini ifade etmektedir.

ILO çocuk işçiliğini, çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişmelerine zarar verici işlerde istihdam edilmesi olarak tanımlamaktadır. Çocuk işçiliği, çocuğun gelişiminin önündeki en büyük engellerden biridir. Çocuğun sosyal, fiziksel, psikolojik ekonomik ve kültürel olarak istismarına neden olan insan hakları ihlali ve emek hırsızlığıdır.

‘Dünyada çocuk haklarına ilişkin ilk metin 1924’te Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi’ dir. Büyük devrimci Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu metni imzalayan ilk 5 dünya liderinden birisidir.’(Cydd.org.tr, Dünya Çocuk Hakları Günü) Devrimci Cumhuriyet çocuk haklarının önemini kavramış ve bu hakları devlet güvencesi altına almak için büyük bir çaba göstermiş, çocuğun insanca yaşamasını öncelikli bir mesele olarak görmüştür.

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, çocuk hakları ve bu hakları korumak için yapılması gerekenler, dönemin popüler dergisi Gürbüz Türk Çocuğu’nda ve dönemin önemli gazetecisi Sabiha Zekeriya Sertel’in yazılarında sıklıkla yer almaktadır. Sertel şöyle diyor; ‘Bir cemiyetin istikbali çocuklarıdır. Yarınki cemiyeti bugünkü çocuklara bakarak tahmin edebiliyorsunuz. Bir memlekette çocukların yüzde yirmi beşi ölüm tehlikesine, büyük bir kısmı irfansızlık, sıhhatsizlik, gıdasızlık tehlikesine maruzsa istikbal korkunç demektir’(Atatürk Dönemi’nde Türkiye’de Aile Hukuk ve Çocuk Hakları, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Gül Çakır, s.363)

Gürbüz Türk Çocuğu dergisinde, 8 maddede özetlenen çocuk haklarının 5. maddesi’nde  çocuğun çalıştırılması konusu yer alıyor; ‘Çocuğun diğer bir hakkı bedenen ve fikren ilerlemiş olduğu bir yaşa gelinceye kadar bir sanat meslekte iş görmekten istisna edilmesi, tehlikeli sanatlara girmeye icbar olunmaması ve sıhhat ve ahlakını ihlal edecek şartlar altında çocuğun çalıştırılmamasıdır.’(Gül Çakır, s.363)

Ülkemiz kuruluşunun ilk yıllarında güçlü, sağlıklı, eğitimli ve medeni bir millet oluşturabilmek için kadını ve çocuğu Cumhuriyetin temel ögeleri olarak görmüştür. Çocuk işçiliği ile ilgili yasal düzenlemelerini oluşturmuş, ayrıca uluslararası sözleşmelere katılmıştır. Ulusal düzenlemelerin başında T.C Anayasası gelmektedir. Anayasamızın 50. Maddesinde ‘Kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar, çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar’ denmektedir.

Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden, ahlakından ve vicdanından uzaklaştığımız günümüz Türkiye’sinde uygulamada ne olmaktadır? Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisinin 9.maddesi’nde tanımlanan çocuk hakları ve çocuğun çocuk olma hakkını elinden alan çocuk işçiliği konusunda ülkemizde durum nedir?

Karşı devrim süreci ülkemizde çocukların sorunlarına her gün yenisini eklemiş, gelir dağılımı adaletsizliği ve eğitim sisteminde yapılan değişiklikler okulda olması gereken iki milyon çocuğu güvencesiz ve tehlikeli işlere savurmuştur. Her geçen gün derinleşen yoksulluk, çocuk işçiliğini arttırmakta, denetimsiz ve güvencesiz çalışma koşulları çocuk işçi ölümlerine neden olmaktadır.

Çocukların çalıştırılmasının insan hakları ihlali olmasına rağmen, AKP iktidarı Çıraklık Yasası’yla çocuk işçiliğini teşvik etmiş, ‘Mesleki Eğitim’ adı altında çocukların ağır sanayi dahil olmak üzere pek çok sektörde ucuz işçi olarak çalışmasının önünü açmıştır. Böylece,  bir buçuk milyon çocuk Meslek Eğitim Merkezleri aracılığı ile staj adı altında denetimsiz ve kontrolsüz şekilde hemen her sektörde çalışmaya başlamıştır. 12 yıllık kesintisiz eğitimin 4+4+4 şeklinde bölünmesi ile kesintisiz eğitimin yok edilmesi çocuk işçiliğine zemin hazırlamıştır. İktidar eğitimini sağlamakla yükümlü olduğu çocukları eğitim sürecinden koparıp çalışmaya teşvik ederek anayasanın çocukların korunmasıyla ilgili hükmünü ihlal etmektedir.

CHP İzmir milletvekili Rıfat Nalbantoğlu çocuklarımızın içine sürüklendiği durumu şöyle anlatıyor,‘2002 yılında başlatılan MESEM projesi ailelerin eğitim masraflarını karşılayamamaları nedeniyle örgün eğitimin yerini almaya başlamıştır. Bugün itibariyle yaklaşık 1.5 milyon öğrenci haftanın bir günü okulda, dört günü işyerinde ucuz işgücü olarak çalıştırılmaktadır. Asgari ücretin %30 ‘u karşılığı ücretli olarak çalıştırılan bu öğrencilerin ücretlerinin üçte ikisinin devlet tarafından karşılanıyor olması iş yerleri açısından çocuk işçiliğini cazip kılmaktadır.’

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği verilerini aktaran Nalbantoğlu, Güvenlik ve denetim eksikliği nedeniyle her ay 4-5 çocuğun, geçen yıl ise en az 54 çocuğun iş kazalarında hayatını kaybettiğini, Mesem’in neredeyse bir ölüm makinasına dönüştüğünü ifade ediyor. Nalbantoğlu, çocukların ve ailelerin içine sürüklendikleri yoksulluğu şöyle aktarıyor; ‘Yoksulluk riski altında olan çocukların oranı toplam çocuk nüfusu içinde % 34.2’ye ulaşmıştır. Bugün ülkemizde her üç çocuktan biri yoksulluk tehdidiyle karşı karşıyadır. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin doğal olarak eğitim, sağlık, beslenme gibi toplumsal yansımaları olmaktadır. Ekmek veya makarna gibi yiyecekleri her gün tüketen çocukların oranı % 62.4 iken, her gün et, tavuk ve balık tüketenlerin oranı % 12.7’dir.Bütün bunlar da çocuk işçiliğini arttırmakta, iş güvenliği yetersizliği ve denetimsizlikten dolayı ölümlere yol açmaktadır. Eğitim ve oyun çağındaki çocuklar ne yazık ki ucuz işçi olarak görülmekte, sömürü düzenine kurban edilmektedir.’

Nalbantoğlu’nun aktardığı vahim tabloya, İSİG’ in çocuk işçilerin sektörel dağılımına ilişkin verilerini eklediğimizde, çocukların % 30.8’i tarım,%23.7’si sanayii, % 45,5’inin hizmet sektöründe çalıştığı, kalan yüzbinlerce çocuğun sokakta, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırıldığı ortaya çıkmaktadır.(Tek gıda iş sendikası 12 Haziran 2023)

Avrupa’nın en kalabalık çocuk nüfusuna sahip olan ülkemizde sermayenin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik gözü dönmüş politikalar, çocuk hayatını değersizleştirmiş, çocuk yoksulluğunu derinleştirmiş ve çocuk işçi sayısını arttırmıştır. ‘TUİK’ in 2020’de açıkladığı rapora göre ülkemizde 7.5 milyon çocuk yoksuldur. Yoksulluğa diğer aile fertlerini de dahil ettiğimizde nüfusun en az üçte biri yoksulluk içinde yaşamını sürdürmektedir.’(politik yol.com)

OECD,  çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ülkelerini sıralarken  %27.4 oranıyla birinci sırada Kosta Rika’ya, %22.4 oranıyla ikinci sırada Türkiye’ye yer vermiştir. OECD verilerine göre, ülkemiz çocuk yoksulluğunda dünyada ikinci sırayı almıştır.

Yoksulluğun bu kadar yüksek olmasının ve her geçen gün derinleşmesinin çocukları üretim sürecinde yer almaya sürüklediğini, iş ortamında alınmayan önlemlerin de ölümlere neden olduğunu söyleyebiliriz.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 2023’de hazırlanan son raporuna göre 2023 yılında en az 54 çocuk işçi, son 10 yılda en az 671 işçi çocuk hayatını kaybetmiştir. Rapor da çocuk ölümlerinin en fazla olduğu işkolu 380 çocuk işçinin yaşamını kaybettiği tarım sektörü olmuştur. Bunu 71 çocuk cinayetiyle inşaat sektörü,46 çocuk cinayetiyle metal işkolu izlemektedir. Raporda ölüm nedenleri arasında trafik ve servis kazalarından bahsedilmekte , ‘mevsimlik tarım işçisi çocuklar tıka basa dolu minibüslerde, traktör kasalarında veya açık kasa kamyonetlerin yaptıkları kazalarda yollara savrulmaktalar’ denilmektedir.

Traktör kazalarında yollara savrulan, iş makinalarının altında kalarak, inşaatlardan düşerek iş cinayetlerine kurban edilen, istismara uğrayan, çocuk yaşta evlendirilen, tarikat köşelerinde kaderine terk edilen, eğitim süreçlerinden dışlanan, görmezden gelinen, hayatları çalınan yoksul çocuklarımız vatanın gerçek sahipleridir.

Çocuklarımıza mutlu bir çocukluk, güzel bir gelecek, sağlam bir ahlak ve güçlü bir kişilik kazandırmamız gerekirken, vahşi liberal politikaların neden olduğu rant ve iş cinayetlerinden, derinleşen yoksulluğun bedelinin küçük bedenlere yüklendiği vahim bir tablodan söz ediyoruz.

Çocuk işçiliğine neden olan liberal politikaları, devletçi, planlı ekonomik model ile değiştirmediğimiz, Cumhuriyetin kuruluş ayarlarına dönmediğimiz sürece çocuklarımızın hayatından ve ülkemizin geleceğinden çalınmaya devam edilecektir.

Kaynakça:

Tümtis,22 Ocak 2024

Tek Gıda İş Sendikası,12 Haziran 2023

Anka Haber Sitesi,9 Şubat 2024 Rıfat Nalbantoğlu: ’Her ay yaklaşık 4-5 çocuk işçi yaşamını yitirmektedir. MESEM adeta ölüm projesine dönüşmüştür.

Politik yol, Özgür Hüseyin Akış. ‘Kapitalizmin çocuk yoksulluğu, ardından gelen çocuk işçi cinayetleri’

OECD, Child Poverty

https://www.oecd.org/

Cydd.org.tr Dünya Çocuk Hakları Günü.

Atatürk Dönemi’nde Türkiye’de Aile Hukuk ve Çocuk Hakları, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Gül Çakır.

Mehtap Kaynak

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Mehtap KAYNAK yazdı: ÇOCUKLAR VATANIN GERÇEK SAHİPLERİDİR
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sonsöz Gazetesi | İlkeli Gazeteciliğin Yerel Öncüsü ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin