Öncelikle Millet olarak yaşadığımız deprem faciası nedeniyle yaşamını yitirenlere rahmet, dertli ve kederli ailelerine ve dostlarına da başsağlığı diliyorum. Bu ve buna benzer felaketlerin ülkemizden uzak kalması en büyük temennimdir.
Bu duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaştıktan sonra bu yazının konusuna gireyim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuda olduğu gibi, önümüzdeki seçimin tarihi konusunda da kendini görevli bildi ve karar verdi. Seçimler 14 Mayıs 2023 günü yapılacak. Bu tarih 1950 yılında Demokrat Parti’nin “yeter söz milletin” sloganı ile sembolleştiği ve seçimi kazandığı tarihtir. Erdoğan da meydanlara çıkıp elinin 5 parmağını değil, parmaklardan birini avuç içine alarak ve “Rabia Selamı” ile “yeter söz milletindir” dedi. Belki bundan sonra da diyecek… Bu slogan aslında iktidar değil, muhalefet partilerinin kullanması gereken bir slogandır. Nitekim 1950’de yapılan seçimde Demokrat Parti muhalefet partisi olarak seçime katılmıştı. CHP de uyanık davranıp bu sloganı kendine mal etti ve kullanmaya başladı… Akp ise feryat figan : “Vay efendim sen bunu benden çaldın”… Sormak gerek; Eeeeyy akp, sen o sloganı bizzat mi yarattın? Yooo, sen de DP’den çalmadın mı? Güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. Sanki Türk siyaset sahnesinde bir “tiyatro” izler gibiyim…
Bu girişten sonra, konunun ciddi yanına geleyim. “Seçimler hangi tarihte, ve daha da önemlisi hangi yasaya göre yapılacak” ???
10 Haziran 1983 tarihli ve 2839 sayılı seçim kanunu, 6 Nisan 2022 tarihinde değiştirildi ve TBMM’nde temsil edilecek partiler için %10’luk baraj, %7’ye çekildi. Bunun yanı sıra il ve ilçe seçim kurullarının hâkim olan başkanlarının belirlenme yöntemi de değiştirilip, kıdem esası yerine kur’a usulü getirildi. Bu ve buna benzer değişikliklerin uygulamaya geçmesi için 3.10.2001 tarih ve 4709 sayılı yasanın 24. maddesiyle anayasanın 67. maddesine bir ek yapıldı. Buna göre:
“seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz”.
Anayasamızın 67. maddesine 3.10.2001 tarihinde eklenen bu fıkra sanki önümüzdeki seçimler için konulmuş. Öyle ya anayasamıza göre 6 Nisan 2022 tarihli bu değişiklik ancak ve ancak 6 Nisan 2023 tarihinden sonra yapılacak seçimlerde uygulanır. Şimdi diyeceksiniz ki; “iyi ya seçim tarihi, henüz kesinleşip resmi gazetede yayımlanmadı ama Erdoğan 14 Mayıs’ı işaret etti… Bu tarih 6 Nisan 2023’den ileri bir tarih, yani 6 Nisan 2022’nin üzerinden 1 yıl geçti işte”… O iş öyle değil işte. Konunun can alıcı noktası tam da buradadır. Seçim asla ve kat’a sadece oy verme günü değildir. Seçim bir süreçtir. Bu sürecin ne zaman başlayacağı da yasalarda belirlenmiştir. Nitekim 6271 sayılı ve 19.1.2012 tarihli Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunun 3. maddesinin 3. fıkrasında şu hüküm yer almaktadır:
“Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak altmış günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir”.
Bu hukuksal tablo karşısında, eğer önümüzdeki seçimler 14 Mayıs 2023 günü yapılacaksa, bu seçimin başlangıç tarihi 14 Mart 2023 olacaktır… 14 Mart 2023 tarihi ise, yeni seçim kanununun yürürlüğe gireceği 6 Nisan 2023 tarihinden öncedir. Bir başka deyişle, yeni kanunun yürürlüğe girmesinden öncedir. Bu nedenle 1 yıl dolmadığı için bu seçimlerde yeni kanun değil, eski seçim kanunu uygulanacaktır. Dolayısıyla da seçim barajı %7 değil, %10 olacak, seçim kurulu başkanları yine kıdem usulüne göre seçilecektir.
Seçim tek bir günlük oy verme güne değildir. Bu bir süreçtir. O süreçte il ve ilçe seçim kurulları toplanıp yapılacak işlemlere karar verecektir. Seçmen listeleri askıya çıkacak, itirazlar varsa bunlar yapılacak ve sonuçlandırılacak, seçimde kullanılacak birleşik o pusuları bastırılıp gerekli yerlere dağıtılacak, partilerden milletvekili adayı olacak kişileri içeren listeler YSK’ya verilecek, itirazlar varsa yapılacak, bu konuda YSK son ve kesin kararını verecek, Partiler seçim propagandalarını yapacak, oy verme gününden bir gün önce propaganda yapılamayacak, seçim günü içki satılmayacak ve kimi yasaklar uygulanacak. Tüm bu uygulamalar “seçim süreci” içinde olacaktır. Dolayısıyla seçimi sadece oy verme günü olarak asla değerlendirmemek gerekir.
Sonuç olarak şunu söylemem gerekir. 14 Mayıs 2023 günü seçimin yapılmasına karar verilip de bu karar Resmi Gazetede yayınlandığı günden 60 gün önce başlayacak seçim süreci 6 Nisan 2023 tarihinden önce olacağı için, anayasaya göre “hukuken” yeni değil, eski seçim yasasına göre seçimler yapılacaktır.
Milletvekili seçimleri de yine anayasa ve seçim yasalarına göre, cumhurbaşkanı seçimleriyle birlikte yapılacaktır. Mevcut cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın anayasanın 116. maddesine göre TBMM, üye tam sayısının 3/5 çoğunluğuyla (360 oyla) karar almadıkça, hukuken kesinlikle aday olamayacağını, kısa bir süre önce Sözcü Gazetesi’nde Ruhat Mengi ile yaptığım röportajda ve KRT Televizyonunda Saygı Öztürk ile yaptığım söyleşide tüm hukuksal kanıtlarıyla ortaya koyduğum için burada aynı konuya girmeyeceğim. Bu konuda gerçekten yoruldum. Anayasa hükümleri son derece açıktır ve ispata dahi gerek yoktur. Okumak ve okuduğunu anlamak yeterlidir. Sadece Mecelleyi Ahkamı Adliye isimli taaa Osmanlı döneminden gelen bir kanundaki kuralı buraya alayım. O kural şudur:
“Meşhur ve maruf bir hadisatın kabili ispatı caiz değildir”…
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına bir kere daha aday olamayacağı o kadar net ve kesindir ki, “hukuken” ispatına gerek dahi yoktur… Buna karşılık kendisinin milletvekili adayı olmasına da mâni bir durum da yoktur. Aday olursa muhtemelen seçilir ve ileride parlamenter rejime geçilir ve akp de birinci parti olursa “başbakan” olabilir… Ama “hukuken” bir daha asla cumhurbaşkanı olamaz… YSK adaylığını kabul ederse “anayasa suçu” işlemiş olur. Bunun da hesabı kolay, kolay verilemez…
Sağlıcakla kalın…
Prof. Dr. Haluk Günuğur
Doğru Parti Dış Politika Başkanı ve Parti sözcüsü
Yorumlar kapalı.