Einstein şöyle der; “Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir!”
Devlet, kötü olarak yönetiliyorsa, Anayasa Yasalara uyulmuyorsa, devlet kademeleri ve halk görevlerini yapmıyor, seyirci olarak sadece seyrediyorlarsa, o ülke çok tehlikeli bir yöne döner!
Orada ne adalet kalır ne de özgür ve çağdaş bir yaşam!
Seyircilere beraberce bakalım;
CB Hükümet Sistemi denen sistemsizlikte, ne Anayasa’ya ne de yasalara uyuluyor. Anayasa’da yazılı ve Erdoğan’ın üzerine YEMİN ettiği bu Anayasa’daki Cumhuriyet değerlerine saygılı davranılmıyor.
Bu durumda önce, Anayasal kuruluşların devreye girmesi gerekir.
Yani Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, AKP yönetiminin her gün ve defalarca işlediği “Anayasa’yı İhlal” suçlarını belgeleyip, Anayasa Mahkemesine
“AKP’yi Kapatma” davası açmak zorundadır. Ayrıca bu parti daha önce, aynı Anayasa Mahkemesi tarafından “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu gerekçesiyle mahkum edilmişti!
Bu olmuyorsa muhalefet partileri, kanunsuzluğu yargıya taşımalıdır.
Buna rağmen sonuç alınamıyorsa, toplumsal muhalefete geçip, Türk Milleti ayağa kaldırılmalıdır.
Muhalefet partileri, bizdeki gibi sisteme uymuşlar ve muhalefette kalmaktan memnun iseler, geriye tek çare kalır.
Türk Milletinin kendi kaderine el koyması…
Bu, Türk Milletine Anayasa’da verilmiş bir haktır.
Nasıl ki AKP- Ortakları- Tarikat ve Cemaatler “Demokrasiyi ve Cumhuriyeti yıkmayı” kendileri için bir hak olarak görüyorsa, Türk Milletinin de Cumhuriyeti ve Demokrasiyi, yobazlara ve emperyal devletlerin piyonlarına karşı, SAVUNMAK görevi vardır.
Bu görev hem yasaldır, hem de Cumhuriyeti kuran büyüklerimize karşı bir vatan görevidir ve anamızın ak sütü gibi helaldir.
Türk Milletinin görevini yapmasını engelleyen kişi ve kurumlar ise, emsal olması için mutlaka yargılanmalıdır.
Aziz Türk Milleti;
Her millet, hak ettiği yönetimle yönetilir.
Biz DOĞRU Parti olarak Türk Milletinin, Bademlerin İhvan Yönetimiyle yönetilmesine sonuna kadar karşıyız. Bu yolda, Anayasamızda olan “Demokratik Direnme Hakkımızı” mutlaka kullanacağız.
Büyük Kongremizden sonra tüm vatan sathında eylemli muhalefet başlatacağız.
Devlet memurlarından makamı ne olursa olsun, yasa dışı davranışta bulunanlar, karşılarında bizi bulacak.
Bizler Türk Milletinin silahsız Kuvvacılarıyız.
Kim ki Cumhuriyetimize, Demokrasimize, Atatürk’ümüze kastedecek,
iyi bilsinler ki, karşılarında DOĞRU’LARI bulacaktır…
Not;
İBB Başkanı İmamoğlu’nu dikkatle izliyorum. Onu hazırlayanlar kimler, geldisinde (kökünde) neler var henüz net olarak bilmiyorum, ama mutlaka çözeceğim! Bu noktada onun ciddi bir uyarıya ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
Partisinde bu uyarıyı yapacak donanımda biri varsa uyarsın. Ben bir giriş yapayım ki, Türk Siyaseti bu genci, erken kaybetmesin…
Sayın Başkan, bir Belediye Başkanının başarılı olup olmadığı, görevini bıraktıktan sonra anlaşılır. Size ilk tavsiyem, sadece İstanbullunun size verdiği göreve odaklanın. Atina’da Sirtaki, Diyarbakır’da renkli tabutların altında Halay başı,
Trabzon’da Horon, Glasgow’da vals yaparak, gönülleri kazanamazsınız, magazin medyasına malzeme olursunuz! Bakın, AKP dönemindeki “Kupon Arazi” ve “İmar Yolsuzluklarını” hala açıklayamadınız!
İBB olarak, “Hatıratlarla Karşılaştırılmalı NUTUK” bastırıp yayımlamışsınız!
Siz kendinizde, Atatürk’ün hepsi belgeye dayalı NUTUK adlı eserini, başkalarının hatıratı ile karşılaştırma hakkını nasıl buluyorsunuz?
Yaptığınız bu çalışmanın, Atatürk’ün Türk Tarihine armağan ettiği NUTUK’u
yıpratmak olduğunun farkında değil misiniz?
Lütfen sadece işinizi yapın, işinizi…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 02 Kasım 2021