Siyaset biliminde kavramlara çok dikkat etmek gerekir. Hangilerinin bilim açısından “terim” statüsünde, hangilerinin “siyasi propaganda sloganı” olduğu özellikle çok iyi araştırmalı. Yoksa şakkadanak (!) yakalanırsınız!
Siyasi ümmetçiler topluma baktıklarında, ideolojilerinden dolayı “Türk Milletini görmezler. Sadece ırklar, kavimler, etnisiteler görürler.
Erbakan “Milletimiz” derdi. Erdoğan çoğunlukla “Milletimiz-İbrahim Milleti-İslam Milleti” der. FETÖ’cular da “Osmanlı Milleti” der.
Siyasi Ümmetçilerin ortak noktası, “Türk Milleti” diyememektir!
Millet, bir ortak yüksek kültürün, devlet eliyle teşkilatlandırılan bir eğitim sistemi vasıtasıyla aktarılmasıdır. Bu aktarma halkınızın yaşadığı coğrafyada, mekan üzerinde yayma şeklinde gerçekleştirilir. Aynı zamanda bu aktarma, nesilden nesile, yani zaman içinde gerçekleştirilir.
İşte millet budur. Bu ortak, yüksek ve çekirdeği standart kültürdür.
Toplumu “Millet” yapan ortak yüksek kültür kaybedilince, millet öncesi alt kimlikler etnisite-cemaat-tarikat-aşiret olarak ortaya çıkar ki, bu ölümcül bir problemdir. Bunu yaparsanız, Türk Milletini paramparça edersiniz.
Bu talep, Öcalan’ın dolayısıyla PKK’nın özlemidir.
6 Partinin yayınladığı deklarasyonda yer alan “Herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapması” talebi, Türk Milletinin parçalanması sonucunu doğurur.
Bu uygulama Irak’ta yaptırıldı! Irak’ta bugün, Sünnilerin partisi var, Şiilerin var, Arapların var, Türkmenlerin var, Kürtlerin var! Var olmasına var fakat
“Irak Milleti” yok! Irak’ta devlet var mı? Yok! Barış ve huzur var mı? Yok!
Aynı uygulamayı Türkiye’ye getireceklerini söyleyen 6 partiye sormak gerek;
Türkiye’de, her tarikatın bir partisi olursa, her cemaatin bir partisi olursa, her etnik kökene göre bir parti kurulursa, Türkiye’nin bütünlüğünü nasıl koruyacaksınız?
Üstüne üstlük, bir de 1921 Anayasasını önerirseniz, “1921 Anayasasının Türkiye’de yaşayan herkesin, her düşüncenin, her inancın, her anlayışın yansıdığı bir toplumsal sözleşme metni olduğunu” söyleyen,
Haznevi Tarikatının elini öpen eski Adalet Bakanı ile aynı seviyeye düşmüş olduğunuzu görürsünüz!
1921 Anayasasında “Türkiye Milleti”, “Devletin dini İslam’dır”, “Kuvvetler Birliği”, “Vilayetlere göre Muhtariyet Verilmesi” öngörülür! Soru şu;
6 Partinin deklarasyonuna “Kendi Kimliğiyle Siyaset Yapmak” ve “1921 Anayasasını” öngörmek, tesadüfen mi girdi?
6 Genel Başkan Yardımcısı aylarca çalıştılar, Türkiye’yi yönetmeye talip
6 Genel Başkan okudu-imzaladı! Bu çalışmaya tesadüf, yanlışlıkla olmuş demek,
Türk Milletiyle alay etmek demektir.
1921 Anayasası fikrinde Abdullah Gül-Ahmet Davutoğlu-Ali Babacan etkisi vardır ve onlar istediği için deklarasyona konulmuştur.
Kılıçdaroğlu’nun görüşünün de, “CHP ve AKP’nin 1921 Anayasası temelinde uzlaşmak” olduğunu, siyaseti takip edip de bilmeyen yoktur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1923 yılında Cumhuriyeti ilan etti. TBMM’de 1924 Anayasasını kabul etti ve ülke birliğini sağladı. Son Padişah Vahdettin döneminde kabul edilen 1921 Anayasasını da iptal etti.
Aziz Türk Milleti;
Bu yazılanlara itirazı olan var ise diledikleri her ortamda konuşmaya hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz. Lütfen şunu iyi bilelim;
Yamuk ağaçtan düz baston da düz masa da çıkaramazsınız! Kursağından haram geçen siyasetçiden dost olmaz! Fikri olgunluğa erişmemiş, okuduğunu anlayamayacak seviyede zekaya sahip siyasetçiye görev verilmez.
DOĞRU Parti olarak sizi bilgilendirmeye devam edeceğiz!
Yarın Hatay’dayız. Doğruları, Hatay’lı kardeşlerimizle paylaşacağız. Bekleriz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 04 Mart 2022