Böyle yanlış işler, hiçbir demokratik ülkede yapılamaz!
Yapmaya kalkan olursa, önce o ülkenin kamuoyu bu kişileri tükürük manyağı yapar sonra yargılanır ve en kısa yoldan cezaevine gönderilir.
Konumuz, 6 Şubat depremi ile can evinden vurulan Hatay’ımızın Havalimanı!
Hatay Havalimanı pistinin inşaatı İNTAŞ tarafından gerçekleştirildi.
Hatay Havalimanı, 9 Aralık 2007’de hizmete alındı.
Pistlerin büyütülme işi 2008 yılında AKP Yandaşı YDA tarafından 2011’de bitirildi.
Uzmanların sürekli uyarılarına rağmen (Burada havalimanı olmaz, zemin Amik Gölünün kurutulan yeri, kışın su basar) AKP “İnadım inat, kıçım iki kanat” dedi ve yapıldı.
2019 yılında Hatay Havalimanı su bastı ve havalimanı kullanılmaz hale geldi.
6 Şubat depreminde pist ağır hasar alınca, Hatay Havalimanı uçuşa kapatıldı.
Depremden sonra pistin onarımı için yardım eden Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri kovalandı ve İstanbul Havalimanı İşleticisi İGA işe el koydu!
Şimdi ise, pistin 2 metre yükseltilerek, su baskınlarından korunması işi İHALESİZ olarak yine İGA’ya verildi! Uzmanlar bu iş için en az 8 Milyar TL daha harcanması gerekeceğini söylemekteler…
Amik gölünün oluşmasını sağlayan ovanın düşük kotlarında taşkınlar hala yaşanıyor. Hatay Havalimanının AYNI YERE kurulması, yaşanan EKOLOJİK-EKONOMİK ve UÇUŞ GÜVENLİĞİ risklerinin devamı anlamına gelmektedir.
Bu konuda Bayındırlık Afet İşleri Dairesi, Devlet Su İşleri, Kandilli Rasathanesi, Fırat Üniversitesi işbirliğince bu alan için hazırlanan raporlarda, inşa edilecek havalimanı pistinin FAY HATTI, ve kurutulan Amik Gölü üzerinde olduğu ve bu alana havalimanı yapılmasının MÜMKÜN OLMADIĞI belirtirmiştir.
2022 yılında Kahramanmaraş merkezli depremlerin araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Veysel Eroğlu (Eski Bakan), Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün, havalimanı yapılacak bölge için “UYGUN DEĞİL” raporu verdiğini açıkladı.
Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı, tüm itirazlara ve mahkeme kararlarına rağmen iki kez ÇED için olumlu karar vermiştir! Oysa ÇED raporunda teknik eksiklikler olduğunu ifade eden bilirkişiler, depremsellik etkisi çalışmasının eksik olduğunu belirterek büyük riske dikkat çekmiştir.
Erdoğan’ın “Ayakbağı” olarak gördüğü Kuvvetler Ayrılığı İlkesinin, demokrasinin olmazsa olması olduğu şimdi anlaşıldı mı? Parlamenter sistem olsa idi, Erdoğan bu işi yapamaz ve ülke bu kadar büyük bir zarara uğramazdı!
22 yıldır, özellikle 16 Nisan 2017 referandumundan bu yana işler nasıl yürüyor?
Kanun-kitap-ihale hak getire! Her şey Reyiz’in dediği gibi oluyor. Padişahlarda olmayan yetki, CB Erdoğan’da var.
Bu sistemin adı Türkiye’de “Sen-Ben-Bizim Oğlan”, hür dünyada ise Nepotizm-Klientelizm’dir.
Sen(YDA), Ben (AKP), Bizim Oğlan (İGA)…
Koskoca ülkeyi arpalık haline çevirdiler. Allah belalarını verecek…
Not; Bu ve benzeri yamuk işlerin dosyaları hazırlanmış ve Türk Milletinin uyanmasını beklemektedir. Uyanır mıyız? İnşallah…
Sağlık ve başarı dileklerimle
12 Aralık 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.