Saygıdeğer Vatandaşlarımız,
Biliyorum çok müşkül durumdasınız, onurunuz kırık ve içiniz kan ağlıyor..
Ailenize, evlatlarınıza, sevdiklerinize yetemiyor ve büyük bir mahçubiyet içinde yaşamın kenarına tutunmaya çalışıyorsunuz..
Ülkemizde meydana gelen ve alışık olmadığınız garip olayları şaşkınlık içinde izliyorsunuz..
Gündüz yaşadıklarınız gece kabusunuz oluyor ve güne sağlıklı başlayamıyorsunuz..
Hiçbir sosyal hayatınız ve tebessüm ettiğiniz bir gün dahi kalmadı..
Sürekli arafta yaşıyorsunuz..
Elbette ki bu hale tesadüfen gelmediniz..
Toplum olarak hep birlikte 23 yıl süren bir korku tünelinden geçtik ve çok acı tecrübeler yaşadık..
Asrın en büyük tahribat ve yıkımına uğradık..
Geleneksel çekirdek aile yapımız büyük bir yara aldı ve binlerce boşanma davasının önüne geçemedik..
İcralar, iflaslar ve bu yüzden patlak veren gerek bireysel gerekse toplu onur intiharı vakaları yaşadık..
İcra ve iflas daireleri devletin en iyi çalışan kurumları haline geldi..
Bu yıkım ülkemizde; 3 Trilyon Dolar’ın üzerinde bir servet kaybına, binlerce cana, demografik yapının tahrip olmasına, başta devlet yapısı, milli değerler, adalet, ahlak, eğitim ve kültür olmak üzere yaşamın her alanında derin bir çöküşe, kriminal olaylarda anormal artışa, telafisi çok zor olan tarihi bir ekonomik krize, ödenemez bir dış borcun oluşmasına ve dolayısıyla toplumsal bir sefalete ve yaygın ruhi çöküntüye, binlerce beyin ve milyarlarca dolarlık sermaye göçüne mal oldu..
Milletimizin artık biran evvel bu acı gerçekle yüzleşmesi, avutucu ve hayali söylemler ile hizmet adı altında sunulan çoğu ranta dayalı vaatlere kanmaması, bu felaketin müsebbiplerinden biran evvel kurtulması, en sert şekilde hesap sorması ve bunu yaparken de iktidara gelmesi gereken yeni siyasi unsurların kim olması gerektiği hususunda son derece seçici ve dikkatli davranması, çakma Milliyetçileri, çakma Atatürkçüleri ve çakma Müslümanları ayırt edici olması icap eder..
En önemli husus ise siyasi liderleri seçerken; icazeti ABD’den, İngiltere’den, Vatikan’dan, Chatham House gibi emperyal bağlantılı dış kuruluşlardan ve onların ülkemizde faaliyet gösteren başta büyükelçilikler olmak üzere bağlantılı iç kuruluşlarından değil Büyük Türk Milletin’den, milli kuruluşlardan ve Atatürk’ün manevi şahsiyetinden alan, Atatürk yaşasaydı ne yapardı diyerek icraatını o yönde planlayan, Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkan, biyografisi dolu olan liyakat sahibi siyaset ehlini muhatap almak gerekir..
İşimizin kolay olduğu söylenemez ancak her şeye rağmen başarmak zorundayız..
Sizlerden ricam bu minvalde yaptığımız çalışmalara kulak vermeniz ve her türlü ideolojik görüş farklılıklarını bir kenara bırakarak manevi desteğinizi esirgememenizdir. Zira bu çalışmaları vatan, millet ve evlatlarımız adına, hiçbir mevki ve makam beklentimiz olmadan, binbir zorluk içinde ve cansiperane bir şekilde vermekteyiz..
Çok kısa bir sürede milli bir ittifak seçeneği ortaya koyacağız..
Bu çabaların köprüden önce son çıkış olduğunu asla unutmayın.!
Yoksa hepimize geçmiş olsun..
Saygılarımla