Bunu anlayabilmek için önce ‘ulus’ kavramının neyi ifade ettiğini bilmek gerekir.
Ulus; aynı sınırlar içinde, aynı bayrak altında yaşayan insan topluluğuna denir. Her ulus adını kurucu milletinden alır. Türk ulusunun kurucusu Türk milletidir ve bu topraklarda yaşayan topluluğa bu nedenle ‘Türk Ulusu’ denir. Bu durum Almanya için de böyledir, İngiltere için de böyledir, Fransa için de böyledir. Her ülkede onlarca etnik yapı vardır lakin hepsi tek bir ulus bayrağı altında yaşarlar, ulus ismini ifade eden kimliği taşırlar ve bundan da büyük bir mutluluk duyarlar. Bu ülkelerde ayrı bir kimlikten, devlet okullarında ayrı bir dilde eğitimden, ayrı bir bayraktan, etnik kökene bağlı özerk bir bölgeden bahsedemezsiniz. Hangi etnik kökene sahip olursa olsun Alman ulusunun kimliğini taşıyana Alman, İngiliz ulusunun kimliğini taşıyana İngiliz, Fransız ulusunun kimliğini taşıyana Fransız denir. Aynı şekilde Türk ulusunun kimliğini taşıyana da Türk denir…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Ne mutlu Türküm diyene” derken Türk ırkını değil Türk ulusunu kastetmiştir. Bu yüzden de ‘ne mutlu Türk ırkındanım diyene’ dememiştir. Mutluluk, Türk ulusuna mensup olmanın ve aidiyet duygusunun naif bir ifadesidir. Bu mesele sürekli yanlış anlaşılmaktadır ya da bazıları tarafından özellikle yanlış anlaşılması istenmektedir.
Soruyorum sizlere; Türk ulusuna mensup olmaktan memnun ve mutlu olmayanın bu ülkede ne işi vardır?
Türkiye Cumhuriyeti, emperyalistlerin Ortadoğu coğrafyasında tanzim ettikleri Lübnan modeli çok uluslu uyduruk bir himaye devlet değil emsalleri Avrupa’da olan tek uluslu medeni ve tarihi kanla yazılmış güçlü bir devlettir…
Çok uluslu devlet dayatması içinde olan her kim varsa emperyal maşasıdır ve vatanına hıyanet içindedir!
Türk ulusunun bir ferdi olmak büyük bir mutluluktur ve o yüzden diyorum ki “Ne mutlu Türküm diyene…”
Dr. Vecdet Öz