Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Gazze’nin Refah kentindeki askeri operasyonlarını, saldırılarını ve diğer faaliyetlerini acilen durdurması gerektiğine hükmetti. 2’ye karşı 13 oyla alınan karara gerekçe olarak, İsrail’in askeri faaliyetlerinin Filistin halkı için “acil risk” teşkil etmesi gösterildi.
Mahkeme, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki sivillerin ve özellikle yakın zamanda Refah’ta yerlerinden edilenlerin güvenliğini artırmak için üstlendiğini beyan ettiği tahliye çabaları ve aldığı önlemlerin yeterliliği konusunda ikna olmadığını bildirdi.
Mahkemenin İsrail’den talepleri şu şekilde:
- Gazze’deki askeri operasyonlarını durdurması
- Bölgeye insani yardımlarını girişi için Mısır ve Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı’nı açması
- Soruşturma ve inceleme yapacak heyetlerin Gazze’ye girişine izin vermesi
- Bu önlemleri alma konusunda ne kadar ilerleme sağladığına yönelik raporunu 1 ay içinde Uluslararası Adalet Divanı’na iletmesi
Mahkeme ayrıca İsrail’in olası kanıtların kaybolmaması için bağımsız uzmanların araştırma yapmak amacıyla Refah’a girmesine izin vermesi gerektiğine de hükmetti.
Hukukçulara göre bu, İsrail’in delilleri yok etmesini önlemek için alınmış çok önemli bir tedbir kararı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada kararın memnuniyetle karşılandığı belirtildi, “Dünyada hiçbir ülke hukukun üstünde değildir. Divan’ın aldığı tüm kararların İsrail tarafından süratle yerine getirilmesini bekliyoruz. Bunu teminen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni üzerine düşeni yapmaya davet ediyoruz” denildi.
Karar ne anlama geliyor?
Mahkeme Başkanı Nawaf Salam, Refah’ta insani durumun Divan’ın 28 Mart’taki son ara kararı sonrası “daha da kötüleştiğini” söyledi.
Salam, İsrail’in 7 Mayıs’ta Refah’da askeri harekata başladığını hatırlattı, 18 Mayıs itibarıyla bölgede yaklaşık 800 bin Filistinlinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını söyledi.
Uluslararası Adalet Divanı, Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla İsrail aleyhine açtığı davada, 5 ay içinde üç kez ara karar verdi.
Uluslararası mahkeme, Güney Afrika’nın talebi üzerine Ocak ve Mart aylarında verdiği ara kararlarda, İsrail’in Gazze’deki sivil nüfusu korumak ve insani yardımların bölgeye ulaşmasına izin vermek için elinden gelen her şeyi yapması gerektiğine hükmetmişti.
Uluslararası Adalet Divanı, son kararında, bu kararların altını bir kez daha çizerek, İsrail’in bölgedeki askeri faaliyetlerini derhal sona erdirmesini istedi.
Kararın okunması sırasında, Gazze’deki duruma ilişkin “felaket”, “olağanüstü derecede vahim” gibi tanımlamalar dile getirildi.
İsrail’in bir ay içinde, kararların uygulanıp uygulanmadığına ilişkin mahkemeye açıklama yapması gerekiyor.
Kararın uygulanması mümkün mü?
Uluslararası mahkemenin kararı bağlayıcı. Temyiz hakkı bulunmuyor.
Ancak İsrail, daha önce mahkemenin vereceği kararı tanımayacağını duyurdu.
Uluslarası Adalet Divanı’nın kararı her ne kadar bağlayıcı olsa da, mahkemenin kendisine bağlı kolluk gücü olmadığı için, bunun uygulanması zor.
Ancak hukuk çevrelerine göre, İsrail bu kararı tanımasa bile, uluslararası hukuk açısından oldukça büyük öneme sahip.
Buna göre, Uluslararası Adalet Divanı’nın, İsrail’in askeri faaliyetlerinin Filistin halkı için “acil risk” teşkil ettiği yönündeki kararı, dünya kamuoyunda İsrail üzerindeki baskının daha da artmasına yol açacak.
Hukukçular, mahkemenin kararından sonra özellikle batı ülkelerinin, Binyamin Netanyahu başkanlığındaki İsrail hükümetine koşulsuz destek konusunda eskisi kadar rahat hareket edemeyeceğini savunuyor.
Lahey’deki kaynaklara göre, Uluslararası Adalet Divanı’nın bu kararı, Başsavcı Karim AA Khan’ın, bu hafta başında Netanyahu hakkında tutuklama talebinde bulunduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) açısından da yol gösterici olabilir.
Güney Afrika neden ek önlem talebinde bulunmuştu?
Güney Afrika, 10 Mayıs’ta Uluslararası Adalet Divanı’na başvurarak, İsrail’in Gazze’nin Refah kentindeki saldırılarının acilen durdurulmasını istemişti.
Başvuruda, “İsrail’in Refah’ta ve Gazze’nin diğer yerlerinde yürüttüğü askeri operasyonların kendisi soykırım niteliğindedir” ifadelerine yer verilmişti.
Uluslararası mahkeme, bugüne kadar görülmemiş bir uygulama ile 4 gün içinde talebin ele alınmasına karar vermişti.
“Acil tedbir” talebi, Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’na sunulan ve İsrail’i “soykırımla” suçlayan ana davanın parçası niteliğinde.
İsrail ise Güney Afrika’nın, 1948 tarihli BM Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği iddiasını reddederek bunun “soykırım suçuyla alay etmek” anlamına geldiğini öne sürüyor.
Uluslararası Adalet Divanı nedir?
Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde olan Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler’in (BM) başlıca yargı organı.
Uluslararası Adalet Divanı, BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi tarafından seçilen 15 yargıçtan oluşuyor.
Mahkeme, BM üyesi ülkeler arasındaki sorunlarda yasal olarak bağlayıcı kararlar alabiliyor.
Ancak mahkemenin bu kararların uygulanmasını sağlamaya yönelik mekanizmaları sınırlı. (BBC Türkçe)
Yorumlar kapalı.