100 Yıl önce Cumhuriyet’in kuruluşu ile ulus devletimiz devrimci ve evrensel yapısını
tüm dünyaya göstermiştir. Kurtuluşla birlikte Atatürk önderliğinde çağdaş Türkiye’nin
varlığı ve sürekliliği için de ilerici, devrimci kararlara gereksinim doğmuştur.
Atatürk, yalnızca yaptığı yeniliklerle değil, 3 Mart’ta devrimin ve aydınlanmanın
önündeki engelleri ortadan kaldırarak da devrimciliğini ortaya koymuş, Cumhuriyeti
sonsuza kadar yaşatmak için üç devrim yasasını gündeme getirmiştir.
Bu yasalarla, halifelik kaldırılarak laiklik güvence altına alınmıştır. Türkiye
Cumhuriyetinde halkın işleri ile ilgili yasaları yapma ve yürütme yetkisi TBMM ile
hükümete verilmiştir. Böylece egemenlik hakkı, milletin ve onun seçtiği yetkili
organlarındır.
Şer’iye ve Evkaf (Din İşleri ve Vakıflar) Vekâleti ve Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Vekâleti
kaldırılarak yerine Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay
Başkanlığı kurulmuş, böylelikle din ve ordu siyaset dışında tutulmuştur.
Diğer ve çok önemli bir yasa da Tevhîd-i Tedrîsât (Öğretim Birliği Yasası) yasasıdır.
Böylece eğitim ve öğretim birliği sağlanmış; uluslaşma yolunda önemli bir adımla
mektep ve medrese ayrımı ortadan kaldırılarak birbirinden farklı eğitim sistemleri
birleştirilmiştir. Kadın erkek ayrımı olmaksızın aklın, hukukun ve bilimin önündeki ulema
ve medrese engeli de aşılarak aydınlanma süreci hızlanmıştır.
Günümüzde ise; özellikle 1946 Kahire anlaşması sonrası, adım adım eğitim sistemimiz
ABD ye devredilip içerigi boşaltılarak ve son 20 yılda laik, ulus devleti hedef alan tüm
uygulamalar tırmanarak devam etmektedir.
Dini inançlar doğrultusunda yönetilmeye çalışılan eğitim, paralı hale getirilmiş, eğitim
hakkı baskılanmış, niteliği zayıflatılmıştır. Kadın haklarına yönelik saldırılar artmıştır.
Eğitim sistemi 4+4+4 ile bozulmus ve özellikle de kız çocuklarını okuldan uzaklaştırmak
hedeflenmiştir. Yatılı bölge okulları kapatılarak çocuklarımız tarikat ve cemaat yurtlarına
mecbur bırakılmıştır.
3 Mart 3 Devrim Yasası‘nın yok sayıldığı bir süreç yaşanmaktadır.
Tüm Atatürkçülerin, yurtseverlerin görevi özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan
Devrim Yasalarını korumaktır.
Şu bilinmelidir ki, Kurtuluş Savaşı ile emperyalistleri dize getiren Türk milleti
bölünmeyecek, zorbalığa, dinsel ve siyasal baskılara boyun eğmeyecektir.
Öncelikle milletimize güveniyoruz. Atatürkümüze, Cumhuriyet devrimlerine ve
vatanımıza birlikte hareket ederek sahip çıkacağız.
Türk milleti; teslim alınamayacak, köleleştirilemeyecek ve emperyalizmin maşaları
tarafından yürütülen bu yıkıcı faaliyetlere izin vermeyecektir.
Türk Kadın Hareketi
Poyraz–Mavi Vatan Grubu
Türk Milli Hareket
Yorumlar kapalı.