Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın imzasıyla gönderilen tezkerede, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan gelişmeler ve süre giden çatışma ortamının, milli güvenlik açısından taşıdığı risk ve tehditlerin artarak devam ettiği dile getirildi.
Türkiye’nin, komşusu Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkat çekilen tezkerede, “Diğer taraftan Irak’ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye’de, sınırımıza mücavir alanlarda PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere mevcudiyetini sürdüren terör örgütleri, ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik eylemlerini sürdürmektedir” ifadesine yer verildi.
Tezkerede, bu gelişmeler çerçevesinde terör ile Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye’nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınmasının, milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği belirtildi.
Tezkerenin içeriği
“Ayrıca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak, DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye’nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır.
Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye’nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 02.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı TBMM kararı ile verilen ve son olarak 26.10.2021 tarihli ve 1310 sayılı TBMM kararı ile 30.10.2023 tarihine kadar uzatılan iznin süresinin, 30.10.2023 tarihinden itibaren iki yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım.”
CHP lideri Kemal KILIÇDAROĞLU: Hayır diyeceğiz! Kim bu yabancı askerler?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta asker bulundurma süresini 2 yıl daha uzatan tezkereye, “Yabancı askerlerin Türkiye’de bulunabilmesinin önünün açıldığı” gerekçesiyle TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamada “Hayır”diyeceklerini açıkladı.
Kılıçdaroğlu, İsrail-Filistin savaşıyla ilgili şunları söyledi:
Bugün dünyada 138 devlet Filistin’i bir devlet olarak kabul ediyor. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler’de de gözlemci devlet olarak görevini bir şekli ile yerine getiriyor. Gazze ise İsrail çekildikten sonra Hamas’ın kontrolüne girdi. Hak aramak ayrı bir şeydir. Gazze’de 2-2,5 milyon Filistinli yaşar. Çok zor koşullarda yaşıyorlar. Açlık var, sefalet var, gıda dışarıdan geliyor, yoksa aç kalacaklar. Bir sürü sorunları var. Dünyanın büyük kesimi bu sorunlara ilgisiz kaldı, onun da altını özenle çizmek isterim. Filistin halkının haklı davasını savunmak elbette ki her demokratik ülkenin hakkıdır. 1970’lerde yanlış hatırlamıyorsam devrimci gençler de Filistin Kurtuluş Örgütü’ne destek vermek için gittiler ve Filistin’de mücadele ettiler. Onların mezarlarının Filistin’de olduğunu hiç unutmadık. Onlar da saygı ile anmak isteriz. Ama hiçbir haklı dava sivillerin öldürülmesine haklılık kazandırmaz. Sivillerin, kadıların, çocukların, yaşlıların öldürülmesi asla ve asla doğru değildir. Sizin haklı davanızın üzerine gölge düşürür. Özellikle uluslararası kuruluşların bu konuda, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bu sorunun çözülmesi için çaba harcaması gerekir. Eğer bir sorun çözümsüzse genelde, Filistin- İsrail örneği verilir. Artık bu sorunun 21. yüzyılın dünyasında çözülmesi gerekiyor. Olayların büyümeden, siviller öldürülmeden, çocuklar öldürülmeden bu davanın bir şekliyle sonlanması gerekiyor.
Önümüzde bir tezkere var. ‘Terörle mücadele edeceğiz’ diyorlar. Hiçbir zaman terörle mücadelenin karşısında olmadık, tam tersine ‘terör nereden, kimden gelirse gelsin her türlü mücadeleyi yapın’ dedik. Bu kadar açık. Sınır ötesi operasyon, zaten uluslararası hukuk bana o yetkiyi veriyor. Terör varsa giderim ve vururum. Bitti, o kadar. Şimdi önümüze bir tezkere gelecek. Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her yetkiye biz evet deriz. Ama anlamadığım bir şey var. ‘Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması’ diyor. Tezkerede Cumhurbaşkanı isterse yabancı silahlı kuvvetleri Türkiye’ye davet edecek. Birinci sorum Bahçeli’ye. Partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tezkereye evet diyeceğini söylüyorsun. Sana bir soru, yabancı asker postallarının Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine evet diyor musun, demiyor musun? Bu kadar açık. ‘Milliyetçiyim’ diyorsun. Bu kardeşiniz de milliyetçi, altı okumuzdan birisi de milliyetçilik. Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye’ye gelmesini istemiyorum. Bahçeli’ye ikinci sorum, bu yabancı askerler kimler? ABD’liler mi, Ruslar mı, Japonlar mı, Yunanlar mı? Hangi askeri terörle mücadele için Türkiye’ye davet edeceksiniz. Bu ülkede terörle mücadeleyi Türk Silahlı Kuvvetleri, polislerimiz verdi. Binlerce şehidimiz var. Bir tane yabancı asker bile gelmedi. Şimdi beyler; ‘terörle mücadele edeceğiz, yabancı askerleri davet edeceğiz.’ Kim bu yabancı askerler?”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Cumhur İttifakı olarak her ikimizin parlamentodaki oyları bu işi çözer.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nın ardından Meclis’ten ayrılırken, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Gelecek hafta Meclis Genel Kuruluna tezkereler gelecek ama muhalefet şimdiden ‘hayır’ oyu vereceğini söyledi. Anayasa konusunda da ‘hayır’ diyecekler. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna Erdoğan, “Devlet Bey dün konuşmasında her şeyi söyledi mi? Cumhur İttifakı olarak biz de ne diyoruz? ‘Evet’ diyoruz. Cumhur İttifakı olarak her ikimizin Parlamentodaki oyları bu işi çözer mi? Çözer. İki kere iki dört.” yanıtını verdi.
“Cumhur İttifakı’na yeni partilerin katılması söz konusu olur mu? Bir çağrınız oldu, bu İyi Parti’ye mi yönelikti?” sorusu üzerine Erdoğan, “Katılmak isteyen herkese kapımız açık. İyi Parti de olabilir. Zaten diğerleri Cumhur İttifakı’nda belli. Ne kadar katılım güçlü olursa, ülkemizin menfaatine o denli hayırlı olur” ifadesini kullandı.
Yorumlar kapalı.