1. Haberler
  2. Kategori Dışı
  3. TAYYARE ULEMASI

TAYYARE ULEMASI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

AKP Genel Başkanı Erdoğan ne zaman tayyareye binip ayaklarını yerden kesse, içindeki ulema katsayısı tavan yapıyor!

Hele ABD Başkanlarını taşıyan “Air Force One” uçağından daha muhteşem görünen, uçaktaki toplantı masasının başındaki tahta kurulup, kendi elemanları olan gazetecileri karşına alınca öyle bir coşuyor ki, bizim Tayyare Ulemasının yanında, cümle gerçek ulemalar çırak kalıyor!

FETÖ hırsızlık şebekesinin yerini alan ÖSYM, “Çalmak öyle olmaz, böyle olur” deyip kurum olarak kendisi çalmaya başlayınca, Perinçek’in ortağı Erdoğan, acaba bu defa tayyare’de ne diyecek diye çok merak ettim! Dedi ki;
FETÖ’cu grup mu desek, 6’lı masa mı desek, bir de masanın altı var, yedi. Şimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar. Yani biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içindeler. Tabi bu tutmadı. Çünkü biz durumu gördük! ÖSYM Başkanı olan arkadaşımızı zan altında bırakmamak noktasında görevden aldık ve derhal üst düzey bir ekip kurduk.”
Ne dediğini, soruları kimin çaldığını, gençleri kimlerin aldattığını, hırsızın ÖSYM’mi, 6’lı Ganyancılar mı yoksa Reza Zarrab mı olduğunu anlayamadım ama, tayyare’deki “satın alınamayan kalemler” hımmm deyip kafalarını sallayınca, “galiba bir tek ben anlayamadım” deyip sustum!

Bahçeli’nin ortağı Erdoğan için “sipariş kitap” yazıp köşe dönen yazarcıklara önerim şudur;
Erdoğan’ın havada iken söylediklerini kitap haline getirsinler. Kitap, satış rakamı olarak Yılmaz Özdil’in kitaplarının satışına nal toplatmazsa, ben de bir şey bilmiyorum, demektir.
Kitap ismi olarak önerilerim şunlardır;
“Tayyare Uleması”, “Allaha Yakınken”, “Cumhur’un Başı Bulutlara Değdi”, “Reyis Bizi Göklere Götür”, “Uçur bizi Reyis”, “Uçan Halıyı Biz Bulduk”

17 Aralık 2013 de, Türk Tarihinin en büyük Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet olayları yüzünden çok bunalan dönemin Başbakanı, gerekli sıfırlamaları yaptırdıktan sonra Pakistan’a gitmişti. 24 Aralık 2013’te dönüşe geçti.
Dört Bakanı henüz istifa ettirilmemişti! Hala el ele tutunarak, otobüsün üstünde sırıtarak, popolarını sallayarak milletle alay ediyorlardı!
Destici’nin ortağı Erdoğan, büyük ve özel uçağının toplantı salonundaki kristal camdan yapılmış masasının etrafına, eleman gazetecileri dizdi ve sorulara cevap vermeye başladı;

-Halkbank Genel Müdürünün evinden çıkan milyonlarca dolar için;
Halkbank Genel Müdürünün dürüstlüğünden EN UFAK BİR ŞÜPHEM yoktur.
Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur! Olayı farklı yerlere çekme gayreti var. Süleyman Bey’de o parayla ilgili makbuz var mı? Ortada makbuz varsa kimsenin söyleyecek bir şeyi kalmaz…

-Reza Zarrab hakkında da tarihe geçecek şu sözleri söyledi;
Altın ihracatı yapan bir zat. Ülkeye katkısının olduğunu BİLİYORUM.
Hayır hasenat işlerine girdiğini BİLİYORUM…

-Zarrab’ın, AB Bakanı Bağış’a çanta ile para taşıdığı görüntüler için şöyle dedi;
AB ofisine çantayla girdi, çantasız çıktı, diyorlar. Teslim edilirken bir görüntü
var mı? “Çantayla girdi, çantasız çıktı” gibi bir yaklaşım olabilir mi?
Böyle bir hukuk var mı? Belki o çantayla kitap falan götürülmüştür…

Dönemin Başbakanının dediklerini dikkatle incelerseniz, ne derin bir felsefi düşünce ürünü olduğunu görürsünüz. Tüm sözleri hem bir filozof, hem bir müneccim, hem de bir ulemanın ağzından çıkmış gibi!

*Evinin dolaplarında ayakkabı kutuları içinde, kaynağı belli olmayan milyonlarca dolar-avro bulunan bir bankanın genel müdürünün ne kadar dürüst olduğunu şapadanak anlamış!
Ağzından bakınca dibi görünecek kadar “AK” olan müdürün birazcık saf olduğunu “Sinir Hastalıkları Uzmanı” olarak bilmiş.

*Zarrab denen İran ajanı piçin ne kadar hayırsever bir insan evlâdı olduğunu, Zarrab’ın işini, altın ihracatı yaptığını, “ermiş” seviyesine ulaşmamış biri nasıl bilebilir ki? Ama o bilir!
84 Milyon kişinin tek tek ne iş yaptığını, ülkemizdeki yerli-yabancı hayırseverleri o bilir, bilmese o yüce makamlarda oturabilir miydi?

*O kadar derin görüşlü ki; rüşveti alan-veren, paraları çantaya eliyle yerleştiren, takibi yapıp görüntüleyen Polisler çantadaki kitapları “Dolar-Avro” olarak görüyorlar, ama o İran hava sahasında bile, çantalarda kitap olduğunu görebiliyor. Göz, göz değil, Hubble uzay teleskopu adeta…

İşte böyle değerli okurlar;
Abdullah Gül ile aralarında “Kardeşlik Hukuku” bulunan AKP Genel Başkanı ile ne kadar övünsek azdır. Dünyada eşini, bulmak mümkün değildir. Bana bir tane olsun, damadını-şoförünü- şarkıcısını-futbolcusunu Milletvekili yapabileni gösterebilir misiniz? Nah gösterirsiniz!
Yüz yılda bir gelir böyle kıymetlisi. Kıymetini bilin, yanınızdan ayırmayın…

Sağlık ve başarı dileklerimle
Rifat Serdaroğlu / 07 Ağustos 2022

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
TAYYARE ULEMASI
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin