Yasal olmayan bahis oynatan ve tutuklanan kişinin şikayetiyle gözaltına alınan gazetecilerin bulunduğu ülke neresidir?
Bu mafya bozuntusuna “BANKA AÇMA RUHSATI” hangi ülke verdi?
Utanın- utanın! Ülkemizin alnına öyle bir kara leke sürdünüz ki…
Nereden nereye geldik. “Askeri Vesayetten” kurtuluyoruz diye TSK Komuta heyetini FETÖ-AKP ile beraberce darmadağın ettiler.
Çocuklarını sahte çürük raporları ile askerden kaçıran kim? AKP önderliği!
AKP yöneticilerinin ve iktidarın uygulamalarına itiraz mı ettin?
AK Polis-AK Savcı timi hemen harekete geçer ve kendini hapishanede bulursun!
Neden? Çünkü AKP Politbürosuna göre sen T.C Devletine ihanet etmiş bir vatan hainisin!
Peki, AKP DEVLET midir? T.C Devletini AKP mi temsil eder?
AKP’nin Türk Devleti ile uzaktan yakından bir ilgisi, görevi yoktur.
Lâik Cumhuriyet karşıtı, Atatürk düşmanı kişilerin yönetim kademelerinde olduğu “organize suç örgütü gibi çalışan”, şaibeye bulaşmış olanların çoğunlukta olduğu sabıkalı bir partidir, AKP!
Erdoğan nedir? Şah mıdır, Sultan mıdır, Padişah mıdır? Ağzından çıkan her kelimeye biat etmek zorunda mıyız? Elbette ki değiliz.
Erdoğan, belli bir dönem için ülkeyi yönetmek üzere Türk Milleti tarafından seçimle göreve getirilmiş bir fanidir! Üçüncü kez seçilmesi “Anayasa İhlal” suçudur. Bugün var, yarın olmayacak ve o da hesap verecektir!
Erdoğan’ın uygulamaları kamuya açıktır ve eleştirilir. Eleştiri suç değildir.
Demokratik rejimlerde muhalefet ve eleştiri sistemin olmazsa olmazıdır.
Erdoğan demokrat mıdır? Demokrasi anlayışı nasıldır?
“Temel seyahatten gelir, evinde karısını bir adamla yakalar ve adamı tam alnında vurur! Sonra silahı kendi şakağına dayar, tam tetiği çekecekken karısı ‘yapma Temel’ der. Temel büyük bir ciddiyetle “Seni unuttum sanma, önce kafama sıkayım, sonra sıra sana gelecek!”
Erdoğan’ın demokrasisi aynen böyledir. O gün Erdoğan’a ne yarıyorsa onu söylemek ve Türk Milletine hesap vermemek, sonunda yanlış yapıp hem ülkeye hem de kendisine zarar vermek!
Ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi, bu dertleri başımıza saran sanki kendileri değilmiş gibi yeni senaryoya geçip, kandırılmayı beklemek!
T.C Devleti 23 yıldır, kaptanı olmayan, dümeni kırılmış bir gemi gibi rüzgârın yönüne göre savrulup duruyor!
Her geçen gün kaybeden fakirleşen borçlanan itibar kaybeden Türk Milleti, her gün semiren zenginleşen kulaklarından dolar fışkıranlar ise AKP ve yandaşları…
Değerli Okurlar;
PKK’yı dirilten ve şehir yapılanmasını kurmasını sağlayan kim? AKP!
Oslo’da-Kandil’de-İmralı’da PKK ile pazarlık yapan kim? AKP!
Habur rezaletini yapan kim? AKP!
FETÖ’yu devlete sokan kim? AKP!
Şimdi, Öcalan ve Kandille görüşen kim? AKP Genel Başkanı!
Yargıyı FETÖ’nün emrine veren kim? AKP!
Yahudi Cesaret Madalyası ile Eşbaşkanlık makamını savunan kim? AKP!
Irak’ı işgal eden ABD askerleri için dua edenler kim? AKP!
PKK/PYD’ye verilen ağır silahlar kim gönderdi? ABD!
Allah sonumuzu hayra çevirsin! Böylesi ne görüldü ne de duyuldu!
Sözün bittiği, eşkıyanın hükümdar olduğu bir zamandayız…
Not; Uzun zamandır iki konuda hiç haber alamıyoruz;
-Ahlaksız Reza! Neredesin ulan casus! Gel seni ATV’ye çıkaralım da kıçımızın cari açığını kapatıver. Bitsin bu hasret. Reisin hayırseveri!
-Mankafa MAN Adası ve Mal gibi MALTA Adası Belgeleri! Nereye kayboldunuz? Ailenin milyon dolarlarını ne yaptınız?
Sağlık ve başarı dileklerimle
12 Nisan 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
KADIN HAYIR DERSE!
Geçen hafta DOĞRU Parti TOKAT İli Kongresini yaptık. Tokat’lı KADIN kardeşlerimiz Kongreye çok ilgi gösterdiler ve Tokat Merkez İlçe Başkanlığına Türkan Suna kardeşimizi seçtiler.
Türkiye’ye KADIN ELİ değerse, her şey çok güzel olur…
“Bu yazı, Türk Kurtuluş Savaşında erkeği ile yanyana savaşan, cepheye mermi taşıyan, gönülleri Atatürk sevgisi ile dopdolu, Türkiye’nin kalkınması için gece-gündüz çalışan, sadece yaratılan değil aynı zamanda yaratıcı sıfatı da taşıdığının bilincinde olan Türk Kadınlarının bugünkü nesli için yazılmıştır. Ülkemizin size çok ama çok ihtiyacı var…”
Cumhurbaşkanı; Kadın-Erkek eşitliği, olmaz öyle şey yaradılışa ters!
E. Başbakan; Ne o öyle kızlı-erkekli okumak? Ben burada okuyamam!
Kadın Bakan; Çocuk tecavüzleri için, “Bir kereden bir şey olmaz!”
Bademlerin sözde ulemaları;
-Kadın kahkaha ile gülemez, günahtır!
-Hamile kadının sokağa çıkması yasaktır!
-9 yaşındaki kız evlendirilebilir!
-Kadının çalışması, iş hayatına atılması olacak şey değildir!
-Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur!
-Kadın dövmenin usulü vardır, görünmeyen yerine vuracaksın!
-Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün!
-Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek!
Değerli Türk Kadınları;
İster Üniversite’de kürsü sahibi Profesör, ister mahkemede adalet dağıtan Yargıç, ister çocuklarımıza iyi insan olmayı anlatan öğretmen, ister sağlık dağıtan doktor-hemşire-sağlık çalışanı, ister fabrikada-tarlada çalışan, ister ev kadını, ister iş kadını, ister öğrenci olun,
AKP-MHP-HÜDA PAR-DEM tarafından Türk Milletinin boynuna geçirilmek istenen boyunduruk öncelikle sizlerin boyunlarınıza geçirilecektir. İndirilen son din olan İslam’ı bilerek tahrif eden, mütedeyyin insanlarımızı sömürmeyi meslek edinmiş din bezirganları ve tarikat-cemaat artıkları kadını “Köle” olarak görmektedirler.
Bu ülkenin erkeklerinin bir kısmı maalesef sizler kadar cesur değil!
Aile sorumluluğu mu desem, geçim derdi mi desem, iktidar baskısı mı desem bir türlü “Demokrasi’yi, Özgürlüğü, Hukuk Devletini ve Lâiklik ilkesini” ön plana alamadılar.
2002 yılından beri iktidarda olan Bademlerin tüm tehditlerini, baskılarını, sinerek-korkarak kabul ettiler! Özellikle iş dünyası bu konuda sınıfta kaldı. Baş Badem TÜSİAD’a geldi. Oradaki erkeklerin yüzlerine karşı hakaret etti. İçlerinden bir kişi bile “Bana hakaret edemezsiniz” deyip salonu terk etmedi. Bu hakaretler kadınlara yapılsa idi inanıyorum ki, o salon bomboş kalırdı! Sonra da değerli bir kadını kendilerine kalkan olsun diye Başkan seçtiler!
Yıllardır Türk İş Dünyası, Sivil Toplum Kuruluşları, Medya grupları temsilcilerine yanlış yaptıklarını, öncelikli görevlerinin Demokrasi-Hukuk Devleti ve Lâikliğe sahip çıkmak olduğunu aksi davranışın felaket olduğunu anlatmaya çalıştım.
Ülkemiz 23 yılda bakın ne hale geldi;
-Anayasamız ve Anayasa Mahkemesi bizzat Devleti yönetenler tarafından paspas yapıldı.
-Hukuk Devleti ilkesi çok ağır yara aldı. Bademlerin desteğiyle darbe yapacak güce kavuşan FETÖ, TSK Komuta heyetine kumpas kurarak zindana attı.
-Hırsızlık yapanlar, Devleti soyanlar ülkeyi yönetenler tarafından korundular ve kanundan kaçırıldılar.
-Türban artık ilkokullara kadar indi. Karma eğitime son verilmekte.
-Çevremizde ve Avrupa’da kavgalı olmadığımız kimse kalmadı.
Dibimize bir TERÖRİSTAN bir de CİHATİSTAN olan 2 devletçik kuruldu.
-Ekonomi bıçak sırtında, bir krizlik canımız kaldı.
Tüm bu çöküşe bilerek ve planlayarak sebep olan 23 yıllık iktidar şimdi ülkemizi İran benzeri, bir tarafı Kürdistan olacak Federe İslam Devletine götürmek için Türk Milletine TERÖRÜ dayatıyor.
Değerli Türk Kadınları;
Çare de umut ta sizlersiniz. Bu tuzağı ancak sizler bozabilirsiniz.
Lütfen her biriniz, kandırılan bir kadını aydınlatıp ikna ediniz. Gerekiyorsa kapı-kapı dolaşıp hemcinslerinize gerçekleri anlatınız.
Büyük Atatürk’e ve Türk Devletinin kurulması için hiç düşünmeden canlarını veren şehitlerimize bu kadarcık borcumuz yok mu?
Hadi bir gayret! Kadın elinin değdiği her iş bereketli olur hayırlı olur. Gelecek nesillerimiz sizlerle gurur duyacak…
DOĞRU Partinin GÖNLÜ ve KAPISI sizlere hep açık olacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
11 Nisan 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
HACIMI SEVEN SEVENE!
Hacım, “Kızılcık Şerbeti” dizisinin NURSEMA’SI gibi oldu!
Nasıl ki Nursema şimdiye kadar üç kocada mutluluğu yakalayamadı ve dördüncüye doğru koşuyorsa, Hacım da gerçek dostluğu yakalamak ve artık aldanmamak için, kendisini yalandan değil ama gerçekten sevecek yeni gönüldaşlar arıyor.
Siyasetin Nursema’sına benzetilen Hacım, gerçekte çok yumuşak kalpli, yüreği sevgi-merhamet-iyilik dolu bir delikanlı idi!
Kendisine bir adım gelene o beş adım giderdi! Gerçi bazen fazla adım atar ve kişiyi ezer geçerdi ama olsun, o kadar kusur kadı kızında bile olurdu.
Kalbini kıra-kıra, onu aldata-aldata pamuk kalpli Hacımı delirtecekler yahu!
Onu önce Hocaefendisi FETÖ sevdi zannettik!
Sevdiğine öylesine inandırdı ki, Hacım da onu çok sevdi ve Türk Devletinin taa kalbine kadar girmesine izin verdi. Hocaefendisi gak dese Yüksek Yargıyı, guk dese Kozmik Odayı onun emrine verdi. Hocaefendisi ağzını (Ü) harfiyle açsa “Emriniz olur Hocam, alın size 15 tane Üniversite dedi!
Saf ve temiz kalpli Hacım, Hocaefendi’sinin esas sevdiğinin CIA denen şeytan bozması olduğunu, kendisinin para-güç için stepne olarak kullanıldığını çok sonra fark etti! Edince de yıkıldı gitti.
O yumuşak delikanlı gitti, yerine Ahmet Tarık Tekçe gibi “Kötü Adam” rollerinin 1 numarası gibi biri geldi…
Hocaefendi gitti, göbeğine kadar sakalı olan Maocu Ethem Sancak geldi!
Sakallı Maocu, Hacımı öylesine sevdi ki, şu sözleri utanmadan söyledi;
“Hacının dürüstlüğü ve yiğitliğini görünce ona aşık oldum. Böyle bir aşk iki erkek arasında olabiliyormuş!”
Bu uyanık da, Erdoğan’ın severse tam seveceğini anlayınca, hemen yanaştı.
Tank-Palet, BMC gibi tesisleri üç otuz paraya kapattı. Hacımdan tam tamına 166 ihale alıp 1,1 Milyar doları cebe indiriverdi.
Sevgisi sahte olan Sakallı Maocu, en sonunda ihanetini de yaptı ve Erdoğan’ı satarak, Maocu-Apo’cu görünen, esasında fikri başka olan BATI PERİNÇEK’İN yanına kaçıverdi! Hacım üzüntüsünden üç gün Sarayından çıkamadı…
Hacıma sevgisini tüm dünyanın önünde en son açıklayan ve “Ben onu çok seviyorum” diye Sarı Kafa Trump oldu.
Oldu olmasına ama, bu aşık, gel-git bir akla sahipti! Deli gibiydi yani.
Bir gün seviyor, ertesi gün “Aptal Olma” deyip Hacıma sopa gösteriyor ve
tehdit ediyordu. Sarı kafa; “Ya benimsin ya kara toprağın” şeklindeki manyakça bir sevgiye sahipti. Üstelik her türlü emri sonucunda kaybeden hep Hacım oluyordu! Sanki Sarı Kafa Efendi SAHİP, Hacım ise köle imiş gibi, rehin alınmış bir durum çıkıyordu ortaya.
Hacım, Kasımpaşa’da bitirimler mahallesinde yetişmiş namlı bir delikanlı idi ama, şimdi Sarı Kafanın önünde uysal bir kediciğe dönüşmüştü…
Bak Hacı! Deneyimli büyüğün olarak sana öğüt veriyorum. Öğüdümü tutarsan belki esaretten kurulursun. Hem sen kurtulunca, ortağın Püskevitçi de, İngiliz malı prangalarını kırar ve belki o da kurtulur.
Gelelim Hacıma bedavaya vereceğim öğüde;
“Eğer biri kafana silah dayayıp, sana emrediyorsa, önünde iki yol vardır;
İlki, silah tutan o eli kırıp, özgürlüğünü kazanacaksın!
İkincisi, Buna yüreğin yetmiyorsa, ömür boyu köle gibi yaşayacak, öldükten sonra adın unutulacak ve DOĞRU Partinin kuracağı İHANET MÜZESİNDE yerini alacaksın. Sen bilirsin Yaa Hacı…
Sağlık ve başarı dileklerimle
10 Nisan 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı