AKP Organize Suç Örgütü, girdiği her yeri berbat ettiği gibi basın özgürlüğünü de bitirdi. Devlete iş yapan yandaş müteahhitlerden 1000 Ali aracılığıyla 630 milyon dolar avanta ile, medya grubunu satın aldılar.
Kamu Bankalarının hem kredi dağıtımını hem de reklam harcamalarının tamamını kendi yandaş TV ve Gazetelere akıttılar. (Ağır Cezalık suç)
Aynı sistem zor ve tehdit yoluyla özel sektöre, emir yoluyla da tüm kamu kuruluşlarına yaptırıldı.
Muhalif kanallar ve gazetelere uygulanan “Maddi İşkence”, RTÜK ve Yargı yoluyla katmerleşti. Cübbelerini ve onurlarını Siyasal Ümmetçilerin emrine veren Yüksek Yargının çoğunluk üyeleri yasadışı kararlar verdiler ve uluslararası antlaşmalar gereği uymak zorunda olduğumuz Yargı Kararlarına uymadılar.
(Yüce Divanlık suç)
Bu tutum, ülkede Basın Özgürlüğünü bitirmekle kalmadı. Sarayın emirlerine uymayan çok sayıda gazeteci işsiz kaldı. İşsiz kalan gazetecilerin bir kısmı sosyal medya kanalıyla yayın yapıp, ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışıyor. Desteklenecek, takdir edilecek bir emek!
Fakat içlerinde AKP’ye yalakalık yapmış, çok sayıda dürüst gazeteciyi işten atmış tiplerin şimdi birer “Laik Cumhuriyet savunucusu ve Toplum Lideri” gibi hareket etmesi ve her konuda bilgi sahibi imiş gibi davranması, insanı çileden çıkartıyor. Ertuğrul Özkök, Akif Beki, Fatih Altaylı, Nagehan Alçı vs gibiler…
Bazı gazetecilerin tarihi gerçekleri çarpıtmaları kabul edilemez.
Bir konuda yanlış bilgi veriyorsanız, ya yanlış bilgi sahibisinizdir, ya da yalan söylüyorsunuzdur!
Benim takdir ettiğim, değer verdiğim, Laik Cumhuriyete bağlılıklarından emin olduğum Yılmaz Özdil ve Merdan Yanardağ’dan iki örnek verelim;
-Prof. Dr. Emre Kongar’ın program ortağı Merdan Yanardağ 18 dk programında konuşuyor;
İddia; “İsrail 1948 yılında kuruldu. İsrail’i ilk önce Sağcı ve Dinci Demokrat Parti tanıdı!”
Gerçek; İsrail ile Türkiye, Mart 1949 yılında “ikili anlama” imzaladılar.
Türkiye Devleti, Müslüman ülkeler içinde ilk olarak 7 Ocak 1950’de rahmetli İsmet İnönü döneminde İsrail’i resmen tanıdı…
-Yılmaz Özdil, Kanal blabla’da;
İddia; “Demokrat Parti, Türkiye’yi ABD’nin kucağına oturtan partidir” dedi!
Gerçek; Bakalım kim Türkiye’yi, ABD’nin kucağına oturtmuş?
Her biri için TARİHİ PRANGALAR diyeceğimiz ABD ile yapılan antlaşmaların tamamı CHP ve İnönü döneminde imzalanmıştır.
Yıl 1946 Kahire’de imzalanan ABD ile 10 Milyon dolarlık Kredi Anlaşması.
Yıl 1947 Truman Doktrini ile ABD Askeri Yardım Antlaşması.
Yıl 1948 Marshall Planı ile ABD Ekonomik Yardım Antlaşması.
Yıl 1949 Fullbright-Eğitim Antlaşması. (Türk Eğitimine sokulan hançer.)
İddia; Demokrat Parti, NATO’ya girmek için ilk müracaat eden iktidardır!
Gerçek; CHP, Genel Seçimlere üç gün kala, 11 Mayıs 1950 tarihinde NATO Üyeliği için resmen başvurdu! DP tarafından Kore’ye asker gönderilmesiyle NATO Üyeliği kesinleşti.
Asker gönderilmesine rahmetli İnönü, karşı çıkmadı…
Geçmişle ilgili yazarken çok dikkatli olmalıyız. O dönemin şartlarını doğru kaynaklardan öğrenip, DOĞRU yazmalıyız.
Hele bu dünyadan göçmüş, yanıt verme olanağı bulunmayan kişileri hırslarımıza kapılarak yalan bilgilerle karalamak, kimseye bir fayda sağlamaz.
70 yıl öncesini yanlış olarak eleştirirseniz, bizler Türk Milletinin bütünlüğünü nasıl koruyacağız. İlla eleştirmek istiyorsanız, seçimi AKP’ye armağan eden, emekli Amirallere ZEVZEK diyen İYİ Parti orada duruyor!
O da yetmedi mi? 13 seçim kaybeden, Davutoğlu-Babacan-Said-i Nursi talebesini, Sivas katliamının Belediye Başkanını kucaklayan, Atatürk düşmanı
Ekmeleddin’i CB Adayı yapan, Diyanet Akademisine evet oyu veren YCHP var!
DOĞRU yavaştır ama mutlaka galip gelir…
Sağlık ve başarı dileklerimle
14 Ekim 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.