Prof. Dr. İlyas Yılmazer, 14 Mayıs Genel Seçimleri ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı 2.Tur Seçiminin ardından CHP ve yönetimine yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu ve Politbürosu Elbette Gitmeli!
CHP‘nin hem Parlamentoda milletvekili sayısının düşmesi, hem de Millet İttifakı‘nın ortak adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı yarışını kaybetmesi üzerine CHP’de değişim tartışmaları sürüyor.
Konuya ilişkin değerlendirme yapan bilim insanı Prof. Dr. İlyas Yılmazer yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
Değerli Aydınlık Dostlar merhaba,
Haberler inanılmaz sıkıcı.
Kılıçdaroğlu ve politbürosu elbette gitmeli. Ancak, bugünkü örgütlenme biçimi nedeniyle hiçbir şey değişmez. Ekte sunulan örgütlenme biçimi veya benzerini yaşama geçirmeden başka çözüm yok.
Neden mi?
Baykal-Kılıçdaroğlu ve politbürosu ekibinden birkaç anıyı anımsatmak isteriz
- Yüz kızartıcı suçlardan hüküm giymiş olan RTE’nin Muhtar bile seçilemeyeceği Yüksek Mahkeme başkanlarınca yüksek sele haykırıldığı bir dönemde Baykal RTE’yi Başbakan yaptı. CHP’nin aydınlık yüzü isyan edince Baykal gitmeliydi. Çok daha kullanışlı birisini getirilmeliydi. Öyle de oldu. 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan kurultayda, Kılıçdaroğlu, tek aday olarak girdiği kurultayda 1.249 delegeden 1.189 delegenin oyunu alarak CHP’nin 7. genel başkanı oldu.
- Bu senaryoların hazırlanıp kurgulandığı Aynı Merkez, ezilen halkların kanını emen Soros’un Türkiye şubesinin kurucu üyesi Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına geçirdi. Birkaç aydın görünen köşe yazarı da destek verince çok kolay oldu. CHP gizli oturumda sorulduğunda “Bugün kurulsun yine kurucu üyesi olurum.” diyerek suçunu katmerledi.
- Kılıçdaroğlu da aynı merkezin emriyle; 1982’de kurulan Fakülteden 1981 şubatında mezun olduğunu belgelemek üzere sahte resimsiz bir suretten suret hazırlatan RTE’ye Cumhurbaşkanlığı koltuğunu altın tepside sundu. Neymiş..? RTE’yi seçimde yenecekmiş. Yok yahu….!
- Otelde ABD Büyükelçisiyle görüşüp çıkışta ismini bile doğru söyleyemediği “Ekemelettin Cumhurbaşkanı adayımız” diye kustu. “Tıpış tıpış gelip oy vereceksiniz ve benzeri uşak açıklamalarını” yaptı. Yurtdışından gelip yine de oy verdik. Önceliğimiz: RTE’nin binlerce aydınımızı zindanlarda ve işkencelerde tutmasına son vermekti.
- “Artık CHP 1930’ların CHP’si değil ….. (11.09.2019 Diyarbakır konuşması)” diyen Kılıçdaroğlu daha onlarca ihanet tümcelerini peş peşe kullanmıştır. 1930’larda ulu Önderimiz M.K. Atatürk ve birbirinden değerli arkadaşları vardı. İsmail Hakkı Tonguçlar vardı. Eğitimde yıldırım hızıyla ilerleniyordu. Baykal ve Kılıçdaroğlu’nun kırdığı yumurtalar kırkı çoktan geçti.
- Son seçimde de gecemizi gündüzümüze katarak CHP için, daha doğrusu RTE’den kurtulmak için, çalıştık. Yine sandık kurulu üyeliğinde ailecek yer aldık. Kılıçdaroğlu’nda zerre kadar bir yurtseverlik kırıntısı olsaydı özür dileyip hem partiden hem de emperyalizmin TESEV’den (uşağı olmaktan) istifa ederdi. Bırakın onurlu davranış olan istifayı 17 MYK üyesinin 12’sini değiştirip MYK’ya G. başkanın belirlenmesi yetkisini verdi. Tam bir faşist ve uşak yaklaşımı. Yazıklar olsun….!
- Aşağıdaki habere bakınız. Kılıçdaroğlu ve politbürosu üyelerinin birbirinden farklı olmadığını görürsünüz. 20+ senedir RTE’nin bilim ve sanat dışı uygulamaları, işkenceleri, Ülkeyi 1500 yıl geri götürmesi ve benzeri faşist diktatörlük uygulamalarının ana itici gücü, emperyalizmin Baykal-Kılıçdaroğlu ve 3-5 kişilik ekiplerini CHP yönetimine getirmesidir.
Saygılarımızla,
Eğitim – Enerji – Ekonomi – Estetik ve çevre – Doğal kıyımlar (afetler) – Ulaşım (EDU) Ulusal Çalışma Grupları adına Prof.Dr. İlyas YILMAZER
Prof. Dr. İlyas YILMAZER
Prof. Dr. İlyas Yılmazer
Yorumlar kapalı.