Örnek vereceğim dört KADININ, içlerinin karasını, karaktersizliklerini, kötülüklerini sergiledikten sonra, yalana başvurup inlerine sığınmaları, Türk Kadınlarını sakın üzmesin!
Kötülük-karaktersizlik-yalancılık-ahlaksızlık-hırsızlık denen çirkinliklerinin cinsiyet ayrımı yoktur! Kötü kötüdür, ister Kadın ister erkek, ister karışık olsun!
Fakat bu kötülerin en kahpeleri siyasetteki “Fikir Fahişeleridir.”
Yıllarca Atatürkçüdür, Milliyetçidir, Sosyal Adaletçidir, Eşitlikçidir, Dürüst görünür, hooop bir bakarsınız yok olmuş!
Nerede bu diye ararken, karşınıza siyasi rakibinizin kucağında, sırıtarak çıkıverir. Bu Erkek-Kadın Fikir Fahişeleri, alınacak yasal tedbirlerle önlenemez. Birkaç örnek vermek isterim!
Prof. Dr. Tansu Çiller/Meral Akşener/Prof. Dr. Serap Yazıcı/ Özlem Çerçioğlu!
Bunların dördü de, akıllı-vicdanlı-dürüst hiçbir insanın kabul edemeyeceği çok iğrenç davranışlarda bulundular.
İlginç olan, dördünün de dönüp dolaşıp geldiği toplandığı yer aynı, Saray!
Kötüye nereye gidiyorsun diye sormuşlar, daha kötünün yanına, demiş!
Saraydan kastımız elbette ki AKP’NİN yönetim tarzıdır.
Saray trenine binenlerden en sonuncusu 2 dönem CHP MV, 4 Dönem de Aydın Belediye Başkanı oldu! Yani 24. Yılına giren AKP İktidarı ile yaşıt.
Özlem Çerçioğlu, Saray’da, kendi Bakanlığına, kendi işyerinden dezenfektan satın almaktan utanmayan bir Kadın Bakan görecek.
Erkek çocuklarının tecavüze uğradığı tarikatları korumak için “Bir kereden bir şey olmaz” diyen bir Kadın Bakan görecek.
İstanbul Belediyesinin bursuyla yurtdışında fink atan Kadın MV’i görecek…
Bundan böyle Özlem Çerçioğlu’nun hayatı korkarak, saklanarak geçecek.
İnsan için çıkamayacak, Otobüs-Tren-Uçak kullanamayacak.
Bir eğlence yerine gidemeyecek…
İyi de bunlar nasıl olacak?
Bizler yani Türk Milleti, olması gereken gibi davranırsak!
Ben bunlara nasıl davranırım, anlatayım!
Bunlarla asla selamlaşmam. Gördüğüm yerde, onları yüzlerine tükürmekten beter ederim. Onları halkın içine çıktıklarına bin pişman ederim. Atatürk’e, Türk Milletine, seçmenlerine ihanetle suçlarım.
İnanın 5-10 kez böyle davranılsın, ne bunlar bir daha sokağa çıkabilir, ne de sayıları artar.
Ama, klasik yağcılığımız depreşir de bunları gördüğümüz yerde yalakalık yaparsak, bunlar şöyle düşünürler; “Oh ne güzel be! Hem ihanet ediyorum, hem bu kerizleri soyuyorum, yine de alkışlıyorlar. Bunlar eşek olmayı çoktan kabullenmiş, bir de ben sırtlarına bineyim…”
Yapmayın lütfen, herkese sadece hak ettiğini verin!
Kişi, Türk Milletini satıyor, bir tecavüzcüyü CB Adayı olarak meydan-meydan dolaştırıp, üstüne milyonlarca dolar alıyorsa, sen de bunu görüyorsan, alkışlamayacaksın arkadaş!
Kişi, mala çökmüşse, gençliğinde mafya tetikçiliği yapmışsa, ondan medet beklemeyeceksin arkadaş.
Kişi, oğluyla telefonda rüşvet pazarlığı yapıyorsa, camiye binlerce koruma ile gidiyorsa, konvoyunu alkışlamayacaksın, kıçını döneceksin arkadaş!
Bu soysuz ve hırsız takımı sana BAĞ mı bağışlıyor? Uyan artık, uyan!
Kişi hem seni soyuyor, hem de köle gibi seni kullanıyor.
Ayağa kalk ve arkadaş. Dürüst, doğru evlatlarına görev ver ve mutlaka hesap sor. Hesap sormazsan, sürünmeye devam edersin…
Daha ne diyeyim, benim güzel kardeşim. Yine de sen bilirsin…
Sağlık ve başarı dileklerimle
17 Ağustos 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
DAMADI SERBEST BIRAKMAYACAKSIN!
Son günlerde AKP’liler baya dikleşti. Çoğu yeni damat gibi giyindiler, bitleri yeniden kanlandı. Yolsuzlukla malul Belediye Başkanları AKP’ye katılınca, hizmet için geldiklerini sanıp sevindiler. Bilmiyorlar ki, AKP’ye gidenler daha büyük çalmak ve korunmak için gidiyorlar! Günah işleme özgürlüklerini kullanıyorlarmış! Yandaş besleme basın ise, “Yolsuzluk, Hırsızlık Var” diye nasıl bağırıyorlar, değil mi!
Sadece damadın götürdüğü 128 Milyar Dolar, tüm Belediyelerde yapılan hırsızlığın BİN KATI. Bu yüzden damadı, yanından ayırmayacaksın arkadaş…
Ne diyor bir ata sözü; kızını serbest bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır!
Sanki davulculuk ve zurnacılık kötü bir işmiş gibi!
Biz, davulcuya varıp Jaguar arabayı hediye diye kabul eden Cumhurbaşkanı kızı gördük, bu ülkede!
Zurnasını zevkle dinlediğimiz hemşerim Hüsnü Şenlendirici, kötü bir iş mi yapıyor? Davulcu ve zurnacıyı yanlış tanıtan bu sözüm ona atasözüne karşı olduğumuzu açıkça beyan ediyoruz!
O zaman sizlerin de izninizle bu yanlış atasözünü düzeltiyor ve oylarınıza sunuyorum;
“Damadını serbest bırakırsan ya FETÖ’ne ya IŞİD’e ya da Reza Zarraf’a varır!”
Kabul edenler, etmeyenler! Oy birliği ile kabul edilmiştir…
Bu sebepten damadını dizinin dibinden ayırmayacaksın arkadaş!
Haram para ile medya grubu mu aldın taaak, damadı Genel Müdür yapacaksın!
Sen aniden zenginleşiyorsan, azıcık da damada koklatacaksın, yoksa en zayıf anında bıçağı saplayıverir!
Sen en tepeye mi çıktın? Ayıpmış, olmazmış diyenlere kulaklarını tıkayıp şaaak diye damadı Bakan yapıp, yanında çanta gibi taşıyacaksın…
-AKP’li Bakanların, onların veletlerinin hırsızlıkları-yolsuzlukları-rüşvetleri belgeleriyle, ses ve görüntüleriyle ortaya düştü, bir tane AKP Milletvekili, bir tane haram medya yazarı “hoop ne oluyor yahu” diyemedi.
Bakan TV Canlı yayınına çıktı ve “Ben niçin istifa edecekmişim, Başbakan ne emrettiyse ben onu yaptım, o istifa etsin” dedi ne bir tane AKP Milletvekili ne de bir yandaş yazar, “Arkadaş bu kadar da olmaz ki, hiç mi utanma kalmadı” diye soramadı!
-Adam TV’ye çıktı, Türk Milletinin yüzüne baka-baka “Başörtülü Bacımı dövdüler, üzerine işediler” diye yalan söyledi ne bir tane AKP Milletvekili ne bir tane yandaş yazar “Ayıp oluyor ama yalanın böylesi de hiç görülmedi” diyemedi! Aksine bazı reziller “Evet doğru, ben de görüntüleri izledim” dedi!
-Adam TV’ye çıktı, tüm dünyanın gözü önünde, üzerine yemin edip göreve başladığı anayasayı askıya aldım, ben anayasa mahkemesini tanımıyorum ve kararlarına uymuyorum” dedi!
AKP’deki anayasa profesörleri ve yandaş yazarlardan bir tane olsun “Yapamazsın, sen böyle yaparsan, millet de seni tanımaz” diyemedi!
-Adam telefondan TV’ye çıktı ve “darbeyi eniştem haber verdi” dedi!
Kimse sormadı; “MİT Müsteşarı manav dükkânı mı açtı? MİT ne iş yapar?”
-Bu ülkede son referandumda 2,5 milyon mühürsüz zarf, yasaya rağmen geçerli kabul edildi, bir tane AKP Milletvekili veya bir tane yandaş yazar “Milli irade çalınmıştır, oylar yeniden sayılmalıdır” diyemedi…
Şimdi tüm bu rezilliklere, CHP’li Belediyelerde neler olmuş neler diye yazı yazan yazana, konuşan konuşana!
Bu neye benzer bilir misiniz?
Genel Evde çalışıp, insanlara namuslu olmayı öğretmeye!
De s.ktirin gidin be!
Sağlık ve başarı dileklerimle
18 Ağustos 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı
HIRSIZLIK O HIRSIZLIK
Damat Beyi (Zampik) dün anlattık ve sahip olun damada, dedik!
Oldular mı? Olamadılar! O da ne yaptı? Aldı kırığını sağ yanına, sol yanına da Gay Bar sahibi erkek arkadaşını ve onun da erkek arkadaşını, gittiler Türk Milletinin Ata’sına armağan ettiği SAVARONA Yatında, pudra çekip alem yaptılar!
Şimdi siz diyeceksiniz ki; “Efendim bu kadarı da olmaz. O YAT Türk Askerinin korumasında. Orası Manukyan’ın evi mi? İzin vermezler!
Ah be kardeşim, o ORDU eski Türkiye’de kaldı, hem o zaman Askeri Vesayet vardı! Şimdi, yani yeni Türkiye’de, Ümmetçi Takımı, tüm Askerimizi vesayet altına almış. Damada engel olacaklar ha! Damat “Yat ulan aşağı” dediğinde, emriniz olur, diyecek bir Komuta heyeti var! İnanmayan dürüst bir Müslüman zengini olan Emine Hanıma sorsun…
Bugün de iki evlattan anlatalım. “Bizde yalaka çoktur, çocuklarınızın aklını alır bizdeki bürokrasi. Sahip çıkın bu salak çocuklara, dedik, dinletemedik!
İlk rezaleti Ocak ayında Erzurum’da yaşadık. 1000 Ali’nin Gebeş oğlu oturmuş, karşısına da Menemen bardağı gibi dizilmiş Valisi, Komutanı, Müdürü! Hiçbirinin aklına şu gelmemiş;
“Ulan biz bu gebeşin, karşında ne arıyoruz? Biz Türk Devletinin mi, bu gebeşin mi emir kuluyuz? Biz de hiç mi onur kalmamış ki, hakkında uyuşturucu ile çok sayıda şaibe olan bir gebeşin, bir kumarbazın karşısında esas duruştayız?”
İkinci rezaleti, Bursa Valisinin makamında yaşadık.
İtibar görmesinin tek sebebi “Babasının Çükünden” düşmek olan
Bilal Oğlan (Karavana Bilal-Okçudur, ama henüz hedefi vuramadı) babasının bile oturamayacağı bir koltuğa, Vali’nin koltuğuna oturdu!
İkisinin babasına da defalarca nasihat ettim.
“Bakın, burası bir hukuk devleti. Sizler de ne Şah ne Padişah ne de Sultansınız. Her gün Mehter dinlerseniz, kafayı yersiniz. Bakın Bahçeli en sonunda Apo da Apo diye dolaşır oldu!
Türk Milletinin emanetçisisiniz, yarın millet size verdiği yetkiyi alır, sizler de demans geçirdiğiniz için donsuz sokağa çıkan ihtiyarlar gibi cıscıbıl orta yerde kalırsınız. Siz Osmanlı’daki Lale Devrini bile geçtiniz, aynen SÜLALE devrinde yaşıyorsunuz” dedim, dinlemediniz.
Şimdi bırakın da şu kopillere ben nasihat edivereyim!
Kopiller, Veletler, sonradan görmeler, dinleyin bakayım!
Sizler babalarınızı yanlış anlamışsınız. Onların makamını kullanamazsınız.
O makamlar babalarınızın değil, Türk Milletinin. O yüzden kullanamazsınız.
Birgün gerçek bir DEVLET VALİSİNE denk gelirsiniz, çarpılırsınız!
Bilal! Sen babanla telefonda sıfırlama çalışması yaparken, baban ne dedi? Hatırlatayım mı?
“HIRSIZLIK OĞULDAN BABAYA DEĞİL, BABADAN OĞULA GEÇER” dedi, demedi mi? Hah işte siz de babalarınızın dediğini yapacaksınız.
Gebeş, senin baban nasıl şu an Hollanda’nın en zenginlerinden oldu?
Bilal, baban dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biri nasıl oldu?
İkisi de babalarını dinlediler, yahu!
Demek ki neymiş, babalarınızın sözünden çıkmayın, sizler de çocuklarınızı kendiniz gibi yetiştirin. Türk Milleti sizi de sever nasılsa…
Sağlık ve başarı dileklerimle
19 Ağustos 2025
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı