1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. Mehmet AKKAYA yazdı: CIA-VATİKAN İŞBİRLİĞİ VE POLONYA ÖRNEĞİ

Mehmet AKKAYA yazdı: CIA-VATİKAN İŞBİRLİĞİ VE POLONYA ÖRNEĞİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

30 Nisan 2025 tarihinde burada “Vatikan’ın Yeni Görevi” başlıklı yazımda, Hıristiyanlığın tarihine kısa bir gezi yapmış, XIV. Leo adını kullanan Papa Robert Francis Prevost’in Türkiye’ye gelişi ile özellikle Türkiye Rusya’ya karşı CIA-Vatikan ortak yapımı önemli bir operasyonun başlatıldığını yazmıştım.

Bu operasyonun hazırlıklarını ayrıntılı olarak ele almayı sonraki yazıya bırakıyorum.

Bugün, CIA-Vatikan ortak yapımı başka bir operasyonu hatırlayacağız. Vatikan’ın emperyalizmin amaçları için nasıl kullanıldığını, Papalık makamı kullanılarak ülkelere, devletlere karşı nasıl belalar taşınabildiğini görmeden, Papa XIV. Leo’nun gelişinin gerçek sebebini yeterince anlamak zor olabilir.

Gelin önceki melaneti birlikte hatırlayalım;

POLONYA’DA NAZİ SOYKIRIMI

Hitler’in Nazi Almanya’sı, 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal ederek dünya savaşını başlatır.

İşgal edeceği diğer ülkelerde planladığı kitlesel katliamların provasını burada, Polonya da yapacaktır.

Öğretmenler, doktorlar, hukukçular, profesörler, Katolik papazlar, siyasi parti yöneticileri, sendikacılar katledilir…

Yahudi’ler, Roman’lar, Polonyalı Alman’lar ve sakatlar katledilir.

Sayısız halkı, kitleyi, meslek mensubunu katleder.

Her ırktan on binlerce Polonyalı kadına tecavüz ederler.

Polonya, vahşetin her türlüsü için bir bakıma laboratuar da olacaktır Nazilere

Slav kökenlidir Polonyalılar.

Hitler, Slav’lardan Yahudiler kadar nefret etmektedir.

Yahudiler, Slavlar, Çingeneler, komünistler ve engelliler, “yeryüzünden temizlenmelidir”.

Öldürdükleri kadarını öldürmek ve her şekilde öldürmek, kalanın da üzerlerinde tıbbın bütün deneylerini yaparak öldürmek, kalanı  köleleştirmek, sürmek, ezmek lazımdır.

Öyle de yaparlar.

İşgalin daha ilk dört yılında, 60.000 Polonyalıyı öldürür Naziler.

Başkent Varşova’ya ve çok sayıda şehre, yerleşim merkezine, uçaklardan zehirli gaz bombaları atarlar.

Bir milyon dolayında Polonyalıyı ülkeden sürgün ederler.

Lehlerin (Polonya halkı) kitlesel olarak katledilmelerinin ötesinde, bir amaç daha vardır.

Polonya işgali, Nazi imparatorluğuna gidecek büyük işgal planının ilk adımı, provasıdır aynı zamanda.

Baş hedef Sovyetler Birliği’dir.

Sovyetler Birliği’nin işgali için, saldırı üssü olacaktır Polonya.

Ayrıca Polonya’da, Nazi vahşeti ile sindirilen diğer topraklardan toplanan, yok edilmesi düşünülen insanlar için, deney üsleri, gaz odaları ve fırınlar da kurulacaktır.

Öyle de yapar Naziler.

Sadece Auschwitz’deki fırınlarda ve gaz odalarında 1,1 milyon kişiyi yok ederler.

Kızıl Ordu, 27 Ocak 1945 günü Nazi işgalinden kurtardığı Polonya’nın Auschwitz şehrine girdiğinde, geride, yalnızca 7 bin esir kalmıştır.

Auschwitz ve diğer bölgelerdeki fırınlarda ve gaz odalarında, 3 milyondan fazla kişi öldürülmüştür.

Dünya tarihinin en büyük katliamıdır Polonya’da yapılanlar.

Polonya’nın işgal edildiği 1 Eylül günü, 1981 yılında Birleşmiş Milletler tarafından emperyalist katliamları anımsatması için “Dünya Barış Günü” olarak ilan edilir.

GİTTİ NAZİLER, GELDİ ABD

Sonuçta Polonya’yı Nazilerin zulmünden, 1945 yılında Sovyetler Birliği kurtarmıştır.

Gel zaman git zaman ABD, Nazi vahşetinden ilk kurtulan bu ülkedeki Sovyetler Birliği’nin de desteği ile kurulan devrimci iktidarı devirmek amacıyla, Vatikan’daki Papalığı ele geçirerek, ilk turuncu darbelerinden birini başlatır

Nazilerin bıraktığı yerden, ABD devam etmektedir artık.

Amerika, 2. Dünya Savaşının büyük savaşın nasıl sonuçlanacağı belirginleşinceye, taraflardan birinin yenileceği anlaşılıncaya kadar, savaşı sadece seyretmiştir.

Almanya-Japonya-İtalya ittifakının yenileceği kesinlik kazanınca da, Nazileri aratmayacak bir vahşetle savaşa dahil olmuş, ganimet paylaşmasına yönelmiş, aslan payına göz dikmiştir.

Japonya’ya attığı atom bombalar ile dünyaya korku salar.

Yeni Nazi olduğunu ilan etmektedir böylece.

ABD, Japonya ve Almanya’ya imzalattığı anlaşmaları ile bu ülkeleri, hala etkileri süren sömürgeye dönüştürür.

Kapitalizmin ileri seviyelerine ulaşan bu ülkelerin ekonomik ve askeri birikimlerinin üzerine çöker.

Kaçırdığı Alman uzmanların yardımı ile nükleer silah üretimini hızlandırır.

Kaçırdığı ya da yüklü paralarla devşirdiği Nazilerin istihbarat kadrosu ile Alman İstihbarat birikiminin üzerine CIA’yı inşa eder. Bütün dünyaya kan kusturan bir CIA yaratır.

Goebbels’in propaganda teknikleri, ABD’nin yeni yönelişindeki yalan imparatorluğunun temellerini oluşturur.

Özetle dünya Jandarması Amerikan emperyalizmi, Nazi Almanya’sının, Japon İmparatorluğu’nun ve İtalyan faşizminin birikimleri üzerine inşa edilmiştir.

VATİKAN’A ABD DARBESİ VE POLONYALI PAPA

Yeni jandarma ABD, Nazilerin Polonya planlarını da devralır.

Dün Nazilerin ileri karakolu olan Polonya, kendisini kurtaran Sovyetler Birliği’nin varisi olan Rusya’ya karşı, şimdi de ABD’nin ileri karakolu olacaktır.

Bunun için ilk olarak sosyalist sistemi yıkmak gerekmektedir.

Ancak Polonya’ya giden yol Vatikan’dan geçmektedir.

Polonya’da kiliseler güçlüdür, halkın çoğunluğu Katolik’tir.

CIA 1978 yılında, sadece bu amaçla, Vatikan’da darbe yapar.

O tarihte Vatikan’daki Papa, daha 33 gün önce göreve gelen I. Ioannes Paulus’dür.

33 günlük Papa’yı öldürür CIA.

Yerine, 455 yıllık Katolik tarihinde ilk defa, İtalyan olmayan biri getirilir.

Yeni Papa, aynı zamanda Polonyalıdır.

Polonyalı yeni Papanın Karol Jozef Wojtyla olan isimi değiştirilir, II. Ioannes Paulus yapılır.

Artık operasyona başlanabilir.

CIA-VATİKAN ORTAK YAPIMI TURUNCU DARBE

CIA, II. Paulus için ilk görev yeri olarak Polonya seferi planlar.

Polonya’da CIA desteğinde kapsamlı propagandalarla hazırlanan büyük bir miting düzenlenir.

 Sosyalist Polonya’da Amerikancı turuncu darbenin işaret fişeği atılmaktadır.

1980 yılında liman kenti Gdansk’da “Dayanışma” adıyla sendika kurulur. Başına Lech Valesa getirilir.

Vatikan’ın ve Polonya’daki kiliselerin açık desteği ve CIA’nın planlaması ile eylemler yapılır, genel grevler uygulanır.

Sonuçta hükümet istekleri kabul eder.

Hükümet talepleri kabul etmiştir ama CIA ve Papa destekli ayaklanma durmaz.

Dayanışma örgütü, yasal sendika sayılır ve 10 milyon üyeye ulaştırılır.

Sonra partiye dönüştürülür bu sendika.

Grevler ve eylemlerle 1990 yılında hükümet devrilir, Valesa Cumhurbaşkanı yapılır.

Amerikan darbesi ile başa getirilen Valesa’nın ilk işi, efendisi ABD’nin arzusuna uygun olarak Polonya’yı NATO zincirine bağlamak olur.

Darbe tamamlanmış, sosyalist iktidar devrilmiş, Polonya NATO zincirine bağlanmıştır artık.

DARBE SONRASI POLONYA

ABD için Polonya planının ikinci evresi başlar.

Rusya’ya karşı Avrupa’daki savaş üssüne dönüştürülecektir Polonya.

Öyle de yapılır.

Polonya ekonomik büyüklüğüne göre NATO’ya en büyük parasal destek sağlayan ülke haline getirilir.

Namlularını Rusya’ya çeviren füzeler, nükleer bombalar yerleştirilir Polonya’ya.

Nazi işgalinden, Nazi vahşetinden kurtaran eski Sovyetler Birliği’ne çevrilmiştir namlular.

Polonya’daki 500 dolayında ABD askeri, nükleer silahları kullanmak, uçakları uçurmak içindir artık.

Rusya’ya karşı savaşta ölecek Polonya askerleri de oluşmuştur artık.

Böylece Polonya, NATO’nun kölesi yapılır.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDA POLONYA

Rusya-Ukrayna savaşı başlayınca, Polonya, Ukrayna’yadan geri kalmayan bir iştahla Rusya’ya karşı konumlanır.

Savaş başlar başlamaz Ukrayna’ya, geçmişte Rusya’nın verdiği MiG-29 savaş uçaklarını, Leopard 2A4 ana muharebe tankları ve Mi-24 taarruz helikopterleri hibe olarak gönderir.

Trump’un, seçim propagandası döneminde Ukrayna-Rusya savaşı konusundaki “barış” söylemlerini bilmesine rağmen Başkanlık görevini devraldığı günlerde bile, Ocak 2025’te Ukrayna’ya ZU-23-2 uçaksavar sistemlerini veriyordu.

Kraldan fazla kralcıdır artık Polonya’nın yeni idaresi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk, bununla da yetinmez.

23 Ocak 2025 tarihinde Zelenskyi ile ortak basın toplantısı düzenleyerek şunları söyler;

“Polonya, Ukrayna’nın AB’ne tam üyeliğinin hızla gerçekleşmesi için AB’ye katılım sürecinin her alanında yardımcı olmaya çalışacak. Ukrayna-Polonya ticari projelerinin yanı sıra silah ve mühimmat üretimine yönelik ortak yatırımlar çok önemli. Polonya, Ukrayna’nın yeniden inşasında yer almayı planlıyor ve Polonya hükümetinin bu konudan sorumlu bir komiser atayacak.”

Bu da yetmez Polonya Başbakanı için.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan Avrupalı ve Amerikalı efendilerine bir çağrı yapar;

“Yeterince konuşuldu, Rusya’ya karşı harekete geçme zamanı geldi”.

DEVLETLERİN NANKÖRLÜĞÜ

Sonuç olarak Polonya’nın son Amerikancı Başbakanı Donald Tusk, “devletlerin nankörlüğünün” örneklerinden birini sergilemektedir.

Ancak, sadece biridir bu örnek.

Dünya tarihi, özellikle de yakın tarihimiz, devletlerin nankörlüğünün sayısız örnekleri ile doludur.

Halkların ve insanların çektiği acılar içinde, bu tür nankörlüklerin oranı küçümsenmeyecek düzeydedir.

YENİ CIA-VATİKAN OPERASYONU

Gelelim günümüze.

8 Mayıs 2025 tarihinde Vatikan’da yeni bir Papa seçimi yapılır.

1978 yılında 33 günlük Papa’nın, I. Ioannes’in öldürülmesiyle papa yapılan II. Ioannes Paulus’den sonra, İtalyan olmayan yeni bir Papa getirilir başa.

 XIV. Leo adını kullanan Papa Robert Francis Prevost, Amerikalıdır ve bu da CIA operasyonu ile Vatikan’ın başına oturtulmuştur.

Vatikan, bir kez daha Amerikan operasyonlarında piyon olacaktır.

Nitekim II. Ioannes Paulus’in ilk ziyaretini Polonya’ya yaparak Polonya’da turuncu darbe düzenlenmesi gibi, XIV. Leo için de ilk ziyaret Türkiye’ye gerçekleştirildi.

ABD’nin, CIA’nın operasyon karargâhına dönüşen Vatikan ile ne planladığını sonraki yazıda ele alacağız.

Mehmet Akkaya

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Mehmet AKKAYA yazdı: CIA-VATİKAN İŞBİRLİĞİ VE POLONYA ÖRNEĞİ
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin