1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. KÜRDİSTAN DEVLETİNİ KURDULAR

KÜRDİSTAN DEVLETİNİ KURDULAR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Ulus Devletin temellerini her gün kopardılar, yıktılar, hukuku bitirdiler, insanları korkutmak için cezaevlerine attılar. Soydular, çaldılar insanları açlığa mahkum ettiler. Sonunda, Barzani Başkanlığında BİRİNCİSİNİ, YPG Başkanlığında İKİNCİ parçasını kurudular. Türk Devletine yapılabilecek en büyük ihaneti yaptılar ve hala ihanete devam ediyorlar!

Aziz Türk Milleti;
Bu yazı, önümüzdeki dönemde DOĞRU Parti tarafından başlatılacak “Devr-i Sabık” yani hesap sorma faaliyetinin hukuksal manifestosunun temeli olacaktır…

Devletlerin, tarihlerinden ve coğrafyalarından kaynaklanan ve asla değişmeyen temel politikaları vardır. Olaylar hangi yönde gerçekleşirse gerçekleşsin, o devletin var olması ve yaşaması için bu politikaları değişmez, değişmemeli!
Fakat o devletin başına, “İhanet” ile yoğrulmuş, yabancı devletlerin oyuncağı olmuş, cahil yöneticiler gelirse, devletin temel politikaları saptırılır ve sonuç o ülke için felaket olur!
Büyük Atatürk bu konuda şunu söylemiştir;
“Muhterem milletime tavsiyem odur ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanında cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin.”

İsrail Devletinin “Büyük İsrail Projesi” denilen stratejisi, Oded Yinyon tarafından “Dünya Siyonist Dergisinde” yayınlandı. İsteyen alır, okur!

ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi” ise “Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisinde” Ralph Peters imzasıyla yayınlandı. İsteyen alır, bunu da okur!

Bu iki planın bölgeye, İslam Dünyasına ve Türkiye’ye etkileri için başka ve önemli kaynak da 39 bölümden oluşan “TANAH” ve bunun ilk 5 bölümü olan “Tevrat’tır.

Tevrat’tan beslenen bu iki projenin temeli, İsrail’in çevresindeki Müslüman ülkelerin parçalanarak, kontrol edilebilir küçük devletçiklere bölünmelerini sağlamak ve bölgenin tüm zenginliklerine el koymaktır.
Bunun için önce Evanjelizm yaratıldı. Tanah/Tevrat ile İncil, “Kitab-ı Mukaddes” adıyla birleştirildi. Hedef Hıristiyan ve Yahudi toplumlarını din kutsalları altında birleştirerek, Ortadoğu’daki emperyalist kıyımın çirkinliğini kutsal bir örtü ile gizleyip, kamuoyu desteği sağlamaktı…

BOP ve BİP (Büyük İsrail Projesi) planlarının en hassas bölümü ve olmazsa olmazı Kürdistan Projesidir! Yıllardır bu plan, ABD-İngiltere-İsrail tarafından ilmek-ilmek örüldü!

Emperyal devletlerin yönettikleri Kürdistan projesinin iki elemanı vardır.
-PKK’nın patronu Öcalan,
-Peşmerge patronu Barzani! (DEM’ciler niçin Barzani’ye gittiler dersiniz?)
1990’a kadar Özal, sadece çıplak ve zavallı bir Peşmerge olan eşkıya Barzani’yi “Özerk Kürdistan Bölgesel Yönetim Lideri” yaptı. Ona “Kırmızı Pasaport” verip, dünyayı dolaşmasını sağladı. Eline Türk Devletinin pasaportunu, cebine Türk Milletinin parasını koydu!
PKK 1. Körfez savaşından sonra (2 Ağustos 1990) sayısı on binleri aşan silahlı bir örgüt haline geldi. Özal; ABD- İsrail- İngiltere çizgisinde hareket ederek, küresel güçlerin yanında yer aldı! Özal eceliyle ölmese idi, muhtemelen Yüce Divan’da yargılanacak ve Ağırlaştırılmış Ömür Boyu hapse mahkum edilecekti!

2003 yılındaki 2. Körfez Savaşı sırasında (20 Mart 2003) dönemin Başbakanı Erdoğan, izlediği Özal benzeri politika ile Barzani’yi “Kürdistan Federe Devleti Başkanı” konumuna yükseltti. Bununla da yetinmeyen Erdoğan, Barzani’yi AKP Kongresine davet ederek “Onur Konuğu” ilan etti. AKP’liler Barzani’yi
“Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlayıp, bağırlarına bastılar!
PKK ise tüm dünyada silahlı güçten daha fazla siyasi gücüyle anılır oldu.
Erdoğan’ın izni ile, PKK bölgede kilometrelerce barikat-tünel inşa etti.
Erdoğan’ın Suriye politikası ise, kurulacak Kürdistan Devletinin Suriye ayağının planlanandan önce oluşmasını sağladı…

Tüm bunlar, kendi ulusal çıkarlarımızı yok saymak ve ulusal bütünlüğümüzü parçalamak için yapıldı. Yani ihanetin dik alasını yaptılar!
Bazı insanlar niçin kendi ülkelerine ihanet ederler?
Bu sorunun yanıtını yine Büyük Atatürk’ün sözlerinde buluyoruz;
“İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. Bu bedel bir gün mutlaka ödettirilir…”

Eski Ülkücü yeni Saray Türkücüsü Bahçeli, siz bunları bilmezsiniz
değil mi? Yoksa siz Netanyahu’nun yardımcılığına da aday mısınız?

Sağlık ve başarı dileklerimle

20 Şubat 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

NAMUS / DEMOKRASİ / ŞAPKA

Bahçeli Dayım hastalandığından bu yana, MHP Grup Toplantıları yalan oldu.
Kulis bilgisi ama doğru! Bahçeli; “Gidersem, yalnız gitmem. Ortaklarımı da yanımda götürürüm” demiş! Aman Dayım, önce bu Hüda-Par ortağını yanına mutlaka al. Azıttı bu yobazlar. Hadi göreyim seni! Yanında fazla yer varsa,,, anladın sen onu…

Yaşlı Karı-Koca şehrin oldukça uzağında bahçeli bir evde yaşarlarmış.
Tüm varlıkları olan ineği sırayla otlatırlar, sütünden tereyağı yaparlar, 1 kilo olunca da yakındaki bakkala götürüp satarlarmış. Aldıkları parayla da evin diğer ihtiyaçlarını temin edip, geçinip giderlermiş.
Bir gün bakkalın aklına kurt düşmüş, acaba tereyağı gerçekten 1 kilo mu diye!
Yaşlı adam ertesi gün tereyağını getirmiş, bakkal “amca şunu bir tartalım” demiş. Tartmış, tereyağı 900m gram gelmiş! Bakkal sinirle “Amca bu ne iş, düpedüz hırsızlık bu” diye hakaret etmiş!
Adam sıkılarak şunu demiş; “Evlat bizim terazimiz var ama dirhemimiz yok. Senden 1 kilo şeker almıştık ya, işte onu dirhem yaptık onunla tartıyoruz”…

Hava sıcak mı sıcak! Trafik Polisi ter içinde, Diyarbakır Dağkapı Meydanında yoğun trafiği yönetmeye çalışıyor. Kadının biri, kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen araçların içine dalar. Ortalık karışır, Polis düdük çalar ve bağırır;
“Bacı, bacı nereye?”
Kadın yanıt verir; “Kaynımgillere gidiyim, saa ne, yasaktır?”
Trafik Polisi önce düdüğü, sonra da şapkayı yere atar ve çeker gider…

Kişinin kendi namus kantarında arıza varsa, o hiçbir zaman doğruyu tartmaz. Tıpkı Bademler gibi!
Sen yıllarca Fethullah Gülen ile yan yana, can cana, iç içe çalış, adama methiyeler düzüp göklere çıkar, ne istedilerse ver şimdide suçu gariban memurların, ana kuzusu zavallı erlerin üzerine at!
Üstelik bir de “Demokrasi Kahramanı” diye hava at! Böyle uyanıklık olur mu?
Bu olay, hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği, hiçbir Savcının da üzerini asla örtemeyeceği kadar büyük ve organize bir suçtur.
Türkiye şu an, en az FETÖ/PKK/PYD terör örgütü kadar tehlikeli, devlet destekli bir organize suç örgütünün tehdidi altındadır. Türkiye’de hukuk-adalet-özgürlük askıdadır. Erdoğan’ın ağzından çıkacak her laf, maalesef “kanun” hükmündedir, İstediği adamı zindana attırabilir, istediğini çıkartabilir. Böylesine kontrolsüz güç, dikta rejimlerinde bile yoktur.
Diyarbakır’daki kadın için trafik kuralı ne ise, Erdoğan için de demokrasi odur.
Erdoğan, FETÖ/PDY adlı terör örgütüne neler verdiğini Savcılara ve Türk Milletine anlatmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 84 milyonda 1 hisse sahibi olarak, bunu devletimden talep etmek, en doğal hakkımdır…

Gelelim “ŞAPKA” meselesine! Sevgili Gençler;
Güzel ülkemizde Bademlerin yaptığı üç beş tane, yapımında kesin şaibe bulunan eser haricinde ne kadar dünya çapında, baraj- demir çelik-petrokimya-boru hatları-otoyollar-enerji hatları-sanayii tesisi-istihdam ve katma değer üreten tesisler varsa, yapımında Demirel’in emeği, teri, bilgisi ve katkısı vardır.
Demirel, Bademler gibi taklitçi değildi. O bir proje adamıydı.
Düşünür, projelendirir, devletin uzmanlarını çalıştırır, finans problemini çözer ve yatırımı başlatırdı. Devletin olanakları elverdiğince de tamamlatırdı.
Cennetmekân Demirel çok zeki ve çok esprili biriydi..
Gazeteci, Demirel’e sorar; Efendim her darbeden sonra şapkanızı alıp gittiğiniz söyleniyor. Ne dersiniz?”
Demirel yanıt verir; “Şapkayı bırakıp öyle mi gideydim kardeşim!”

Demirel, Türk Milletini onun kurumlarını, gözü gibi sever ve üzerlerine titrerdi. Özellikle Cumhurbaşkanlığı zamanında Türk Ordusunun değerli komutanları ile sık-sık sohbet eder ve ordumuzun da demokratlaşması ve modernleşmesi için insanüstü gayret sarf ederdi. Demirel aynı zamanda halkla çok iyi iletişim kurabilen mükemmel bir meydan hatibiydi. Hiçbir darbe sonrası halkı sokaklara çağırmadı. İsteseydi bunu çok rahat yapabilirdi. Hiçbir vatandaşının burnu kanamasın diye bunu asla ve bilerek yapmadı.
Demirel için, 6 defa darbe yoluyla gittiğini söyleyip alay eden Bademler, Demirel’in 7 defa demokratik seçimle, Türk Milletinin desteğiyle geldiğini söylemezler.
Demirel, sıkıntıyı kendi çekti, dava arkadaşları seve-seve çekti ama Türk Milletine sıkıntı çektirmedi.

Demirel namuslu bir Devlet Adamıydı. Maruz kaldığı darbelerin hiçbiri ona tek bir kuruşun hesabını soramadı…
Demirel’i yaşamı boyunca iki yeğeni çok üzdüler ve istismar ettiler.
Demirel Başbakan iken “Hayali İhracat Kaçakçılığından” aranan Yahya’yı hapse kendisi attırdı.
Cumhurbaşkanı iken, Yeğen Murat’ın bankasına el koymak isteyen Bakanlar Kurulu Kararını anında imzalayarak, yürürlüğe koydurdu. Bu olayın canlı şahidi Sayın Hüsamettin Özkan’dır.

Nur içinde yat Sayın Cumhurbaşkanım. Unutulmayacaksınız, unutturmayacağız!

Sağlık ve başarı dileklerimle

19 Şubat 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

BU YEZİDLERİ SUSTURMALISINIZ

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyetin Başsavcıları, sizlere sesleniyoruz!

Aşağıda yazacağımız, Türk Devleti-Türk Milleti-Anayasa düşmanlarının belgeli suçlarını inceleyip, gereğini yerine getirmek sizlerin öncelikli görevinizdir.
Eğer, gerek iktidarın, gerekse, yurtiçindeki baskı gruplarının etkisiyle bu suçları görmezden gelirseniz, ülkede yaşanacak kaosun sorumluları olursunuz.

Türk Milletinin de sabrının bir sınırı var!
Türk Devletinin, başta Büyük Atatürk olmak üzere kurucuları, vatanın bütünlüğü, Ulus Devlet ve Üniter Yapı ve Anayasamız olmak üzere bizim namusumuzdur. Bunlara dokunulduğu an, dokunan kim olursa olsun, derhal VATAN MÜDAFASI başlatırız. O satıh bütün vatandır…

T. C Devletini her türlü saldırıdan korumakla GÖREVLİ Sayın Başsavcılar;
Size, herbiri birer Anayasa İhlal suçu olan HÜDA-PAR Çalıştayının sonuç raporunu göndermeyi bir zül sayarım. Sizde vardır nasılsa!

Bir de şu gerçeği göz önünde bulundurmanızda yarar var!
Hizbullah’ın “Siyasi Kanadı” olan Hüda-Par, AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından TBMM’ye taşınmıştır. Hüda- Par Anayasamızın laiklik ilkesinin düşmanı ve “Laiklik karşıtı eylemlerin tam odağıdır. Genel Başkanları daha geçen ay, kürsüye Hizbullah’ın Kassam Tugayları Üniforması giyinmiş militanların eşliğinde kürsüye çıkmıştı!

AKP ise, Anayasa Mahkemesinin 2008 yılındaki kararı ile 1’e karşı 10 oyla “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı kabul edilmiş ve MAHKUM edilen bir SABIKALI bir partidir..

Sayın Başsavcılar;
DEM Partisi Yetkilileri, Kürt Sorununun Çözümü için Barzani denen eşkıyayı ziyarete gittiler. Sizce, Türkiye’nin bir iç güvenlik konusunun DEM’liler tarafından PKK hamisi bir aşiret reisi ile konuşup, çözüm aranması, ülkemizin egemenlik hakkının zedelenmesi anlamına gelmez mi?

Aziz Türk Milleti;
Hüda-Par adlı Hizbullahçıların bu yaptığı kelimenin tam anlamıyla, Türk Devletine, Demokratik Cumhuriyet ve Anayasal Rejime başkaldırmaktır.
Hüda-Par böylesine pervasızca bir çalıştayı ve raporu, kimlere güvenerek söylemektedir? Kimler bu Yezidlere; “Korkmayın, arkanızda biz varız. Size Yargı dahi dokunamaz” demektedir?
Bu Yezidlere, bugün bu “Siyasi Koruma Kalkanını” sunanlar, yarın emperyal devletlerin “Kalkın, silahlarınızla ayaklanın ve bu dinsiz düzeni yıkın, Şeriat düzenini yeniden kurun” emrine karşı ne yapacaklar?

Hüda-Par’ın açıkça kamuoyuna ilan ettikleri talepleri için CHP yönetimi ne düşünmektedir?
MİT, bu konudaki verileri, delilleri Cumhurbaşkanına sunmuş mudur?
Genelkurmay Başkanlığı bu tehlikeyi, MGK Toplantısında gündeme getirmiş midir?
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, bu konudaki açıklama ve raporları İçişleri Bakanına iletmiş midir?

Bu soruların her birinin ağırlığı tonlarcadır.
DOĞRU Parti olarak bizler her olayı takip edip kayda alıyoruz.
Sadece bu kadar da değil. Ayrılıkçılar, Hainler, Yezidler, Yobazlar HARİÇ, tüm Türk Milletini BİR ve BÜTÜN hale getirmek üzereyiz.
Atatürk Cumhuriyetini korumak için öyle bir birlik yaratacağız ki aynen Atatürk’ün “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” gerçeği gibi…
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…

Sağlık ve başarı dileklerimle

18 Şubat 2025

Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Kurucu Genel Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
KÜRDİSTAN DEVLETİNİ KURDULAR
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin