Değerli okurlar, Hukukun terazisinin şaştığı, demokrasinin temel kolonlarının sarsıldığı ve adalete olan inancın tarihin en kırılgan seviyelerine gerilediği günlere tanıklık ediyoruz. Yaşadığımız sıkıntılar göstermektedir ki, AKP Devletinin; yargı-yasama ve yürütmeyi tek elde toplayınca sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda çöküş kaçınılmaz olmuştur. Güç sarhoşluğu yaşayan AKP iktidarı ve koşulsuz destekçilerinin gündeminde milletin olmadığını uygulamalarından görmekteyiz. İtiraz eden muhalif siyasetçiler, gazeteciler ve sade vatandaşları yargı yoluyla etkisizleştirme, iş adamlarını ekonomik açıdan yok etmek ve tüm varlıklarına el koymak gibi uygulamalarla iktidar, toplumun her kesiminde yarattığı korku ikliminden nemalanmaktadır.
Ülkemiz için fayda sağlanmak isteniyorsa, milletimiz doğru bildiğini, inandığımı söyleyerek korku bulutunu dağıtmalı. Biliniz ki korku bulutunun esiri olmakla; çarşıda, pazarda, mutfakta yangın sönmek bilmezken, emeğin değersizleştiği, orta direğin yok olduğu ve yoksulluğun derinleştiği günümüzde gelir dağılımı bozuldu, ücretler eridi, gençler gelecek planı yapamaz hale geldi, emekliler geçinmeyi değil hayatta kalmayı hesaplar oldu. Millet gerçekten sindirilmiş durumdadır. Nasıl sinmesin ki, karşısında ekonomik ve silahlı güçlerden yani oturduğu koltuğun gücünü kullanan bir anlayış var. Bu anlayış;
- AYM’nin verdiği kararları kabul etmiyor ve tanımıyor, Karar verenlere de saygı duymuyor,
- Uygulamalarında başarısız olduğunda başkalarını suçluyor, FETÖ ile ters düştüğünde aldatıldığını ve kandırıldığını, milletimiz ve yaratandan affını istiyor,
- Mafya devlet, devlet mafya olmuş, Yolsuzluk, Hırsızlık, Rüşvet, Kara Para aklama yasal hale gelmiş, yasadışı bahis oyunları ve uyuşturucu baronları ülkede cirit atıyor, yuvalar yıkılıyor,
- “Terörsüz Türkiye” oyunu sahneye konarak bebek katili APO’yu kahraman yapmaya çalışıyor, devletin üniter yapısının değiştirilmesi taleplerine kayıtsız kalınıyor, emperyal güçlerin oyunlarına alet olunuyor.
- 18 adanın Yunan tarafından işgal edilmesini seyrediyor, alınan S-400 depoda çürüyor, F-35 projesinden atılıyor parasını ödediğimiz F-35’ler alınamıyor,
- Geçiş garantili Köprüler, yollar, tüneller ile yocu garantili lHavalimanları ve hasta garantili şehir hastaneleri gibi hizmet projelerinin bedelleri, vatandaşın sırtına yükletilirken yabancı ülkelerden faizli borç paralar alınıyor.
Öyle ki, Gürültünün alkışlandığı, suskunluğun makbul sayıldığı bu korku bulutunun hakim olması sonuıcu; Demokrasinin yerine tek adam yönetiminin, laikliğin yerine gericiliğin, sosyal devlet anlayışı yerine tarikat-cemaat ve mafya ilişkilerinin ve hukukun üstünlüğü yerine parti devleti anlayışının egemen olduğu günümüz Türkiye’sinde her alanda sömürülüyoruz.
Kamu kurumları bu ucube sistem sayesinde tek kişinin emrinde ve milletin yaşam tarzlarına müdahale eden bir parti teşkilatı gibi çalışıyor. 23 yıllık AKP iktidarının uyguladığı politikalar temelinde saray ve eşrafı dışında kimse yok. Çünkü; AKP, 23 yıllık iktidar dönemi boyunca, oval ofisten başlayarak günümüze kadar emperyalist güçlerin güdümünde, saray ve eşraflarının çıkarları doğrultusunda emekçilerin içinde yer aldığı toplumun büyük bir kesimine düşman bir siyasal programın sadık uygulayıcısı oldu. Bu uygulamalarda reform adı altında yapılan yasal değişikliklerle halkın temel hakları olan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik hizmetleri ticarileştirildi.
Değerli okurlar, Sosyal-siyasal ve ekonomik kriz içinden çıkılmaz bir hal alınca, AKP iktidarı ve koşulsuz destekçileri içerde ve dışarda baskı ve zorbalık politikalarına yöneldi. Dış politikada izlenen müdahaleci, saldırgan politikalar nedeniyle tüm komşularımızla ilişkilerimiz bozulurken, içeride kimsenin kimseye güvenmediği, herkesin birbirine kuşkuyla yaklaştığı, korku bulutuna esir edilen bir toplum oluştu. Tüm muhalif gruplar düşman olarak hedef haline getiriliyor ve sırasıyla hedef olanlar, yargı eliyle baskı altına alınarak cezaevi tehdidi ile susturulmaya çalışılıyor. Bu durum toplumun her bir ferdinin tepesindeki korku bulutu…
Çinli filozof, siyasetçi Konfüçyüs’ün “Devlet gemiye, Halk da suya benzer; gemiyi taşıyan sudur, ama gemiyi deviren de sudur.” sözünden hareketle mevcut iktidar Rotası belli olmayan bir gemi durumundadır. Çift maaşları ile 600 vekil; çakarları, havalı makam arabaları, korumaları, danışman ordularıyla her gün keyif çatarken, milletin dertlerini görmez, duymaz, işitmez. Bizler DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak milletimizle birlikte gerçek gündemden kopuk sefa sürenlerin yer aldığı TBMM’ni geri alarak rotası kayan bu gemiyi, olası felaketlere sebep olmasını önlemek adına milletimizin gür sesi olmaya devam edeceğiz. 22.Aralık.2025
Selam ve saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)


















