1. Haberler
  2. Eğitim
  3. INSTAGRAM YASAĞI

INSTAGRAM YASAĞI

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

İlk başta şunu belirteyim;

Hayatım boyunca yasakların karşısında, özgürlüklerin de savunucusu oldum.

Çoğunlukla paylaşımların ilk satırları okunduğu için kimi insan basıyor hakareti ve devamını okumadan geçiyor.

Zaten temel sorunumuz da bu.

Öncelikle yurdumuz insanının Facebook ve Instagram ‘da en çok neler paylaştığına ve hangi paylaşımlarının çok etkileşim aldığına ve komleri takip ettiğine, nelere ilgi duyduğuna bir bakalım.

1. Karşı cinse kur yapmak,

Bu her zaman açık ara birincidir benim ülkemde.

Siz altın değerinde paylaşım da yapsanız, photosop ile dudağını büyütmüş ve burnunu düzeltmiş bir kadın fotoğrafı kadar ilgi çekemezsiniz.

Uçkur meselesi, memleketin birinci meselesidir.

Dünya yansa nafile, yurdumun erkeği o photosoplu ablaya selam çakacak.

2. Ölüm Haberleri,

Bak bu konuda hassastır yurdumun insanı.

Ölen kişi ünlü biri ise ve kendisiyle bir fotoğrafı varsa paylaşır ve altına da ” Ah Sadullah abim ah,…, ölüm sana hiç yakışmadı abi…,” yazar. His durumunda ise, kendini paramparça olmuş hissediyor emojisini koymayı ihmal etmez.

Cenazeye saygı gibi değerler de öldüğü için, cenaze törenine katılacak ünlülerle fotoğraf çektirmek için mezarlıklara akın eder yurdumun insanı.

DİKKAT; Sonra fotoğraftaki ünlüyü yakın arkadaşı gibi gösterip çeşitli paylaşımlarına konu edecektir. Bunlara kısaca TENEŞİR SOYTARISI diyorum.

Sosyal medya kullanıcılarının ise paylaşılan ölüm haberlerine tepkisi fixtir.

Allah rahmet eylesin,

Mekanı cennet olsun.

Bu tarife hiç değişmez, ne bir eksik ne bir fazla hep aynıdır.

Farklı bir şey yazmak, bir hatırasını paylaşmak gibi şeylerden hoşlanmaz yurdumun insanı.

Hatta neden ve nasıl öldüğünü dahi merak etmez ve sormaz.

Ona göre ” festen başsağlığı diledim ” tamamdır.

Depremde 52 bin insanımız da ölse, 20 yerinden bıçaklanarak bir kadın da öldürülse, bir katil veya tecavüzcü de ölse tarife değişmez, tepki hep aynıdır;

Allah rahmet eylesin,

Mekanı cennet olsun, bu kadar.

3. Hastane Paylaşımları

Bak hakkını yemeyelim, bu konuda da çok hassastır yurdumun insanı.

Sedyede poz vermeye de, altına yorum yapmaya da bayılır adeta.

Hatta o kadar duyarlıdır ki, fotoğraf paylaşılmasa ve hiç bir açıklama yazmasa bile sadece hastane konumu atan birine de ” Çok geçmiş olsun, Allah şifalar versin ” yorumunu hemen yapıştırır altına.

Ne oldu, niçin hastanedesin ?

Yahu belki bir doktor arkadaşını ziyarete gitmiştir.

Soru sormayı sevmez yurdumun insanı.

Dönelim sedyeye.

Sedye önemli.

Gözler kapalı, bitkin görünmeye çalışıyor ama rol yapma yeteneği yok.

En merak ettiğim şey, sedyede can çekişirken bu fotoğrafı kim çekiyor ve kim paylaşıyor.

İlgi çekmek için bu konuda çok hassastır yurdumun insanı.

4. ” Bugün de böyle olsun dedik “

Bu cümleyi çok sever yurdumun insanı. Hiç bir konu bulamazsa bile, paylaşımsızlık huzursuzluğu girmiştir içine bir kere. Mutlaka bir şey paylaşacaktır.

5. ” Bacanakla mangal selfisi “

Bak bu benim 1 numaralı favorimdir.

Mangal başında bilhassa bacanakla tavuğun bacaklarını kızartırken yağlı ellerle paylaşım yapmak efsanedir yurdumda.

Yediklerini paylaşmak, kurbanlık tosunun vücuduna baş harflerini yazdırmak, hayvanın kanlar içindeki fotoğrafının yanında pişmiş kelle gibi sırıtmak bir gelenek olmuştur.

6. BÜYÜK HARFLERLE YAZMAK

Bu da sadece yurdumun insanına mahsustur.

Nokta, virgül, ünlem, cümle, tümce hak getire.

Büyük harflerle hiç düşünmeden dümdüz gider.

7. Klavye Kabadayılarının Subniminal mesajları

Yurdumun insanının hatırı sayılır bir miktarı, klavye kabadayısıdır.

” Pandoranın kutusunu açıyorum, az kaldı bekleyin ” tarzında kime ve niçin gözdağı verdiği anlaşılmayan paylaşımlar yapmaya bayılır yurdumun insanı.

Aslında hedefinde birisi vardır ama direkt isim verecek cesareti yoktur.

Hedef aldığı kişi, ” kime yazdın ulan ” demiş olsa cevap hazırdır ; ” Yok abi deli misin , sen niye üzerine alındın? ..nenin birisine yazdım. Sen sıkma canını. Bir emrin var mı ? demeye hazırdır.

8. Kendini farklı gösterme hastalığına yakalananlar

Ne kadar serseri, berdüş varsa bu açığı onlar tamamlıyor.

Özel hayatta da tanıdığınız bu kişiler, bütün küçük dağları yaratmış pozları ile hava atma derdinde.

Bu örnekler uzar gider. Uzun uzun yazsam okunmayacak.

Sonuç:

Sosyal medya da bir yayıncılıktır.

Herkesin kendi gazetesi ve kendi televizyonudur.

Yayıncılık ise gelişmiş toplumlarda bilimdir, sanattır, edebiyattır, spordur, tarihtir, aktüeldir.

Bu anlayışa dayalı paylaşımlar oldukça azdır.

Sosyal medya da denizlerimiz gibi, ormanlarımız gibi, sokaklarımız ve caddelerimiz gibi, toplu taşıma araçlarındaki koltuk altlarımız gibi kirlenmiş ve kokmaktadır.

Adliye koridorlarına gidin ve görün, davaların çok büyük bölümü sosyal medya üzerinden yaşanan ihtilaflardan oluşmaktadır.

Şahsen beni sosyal medyada tutan şey, insanlığa yararlı olsun diyerek yaptığımız çalışmalar ve MESAM üyeleridir.

” Acaba Başkan bugün ne paylaşacak ” şeklindeki beklentiler ve olumlu her gelişmenin paylaşılmasıyla duyulan mutluluk benim mutluluğumdur, benim sevincimdir.

Yoksa bırakın sosyal medya kullanmayı, gider Bozcaada’ya yerleşir telefon bile kullanmazdım.

Yasak çözüm değildir.

Zaten yasaklayan da bu nedenle yasaklamıyor.

Sorun, insanımızın kişisel gelişimi ve doğal olarak da eğitim ile ilgilidir.

Not : Fotoğraflı paylaşımlar daha çok etkileşim aldığı için paylaşımlarıma bu nedenle fotoğraf koyuyorum. Halkımız portre fotoğraflara karşı hassastır. Yazıyı okumazsa bile fotoğrafın altına yapıştırıverir beğeniyi🙂.

Hadi çok uzattım.

Gününüz güzel geçsin.

Recep Ergül MESAM Yönetim Kurulu Başkanı

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
INSTAGRAM YASAĞI
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin