DOĞRU Parti siyasi sorumluluk aldığında, ülkemizin Başkenti Ankara’ya İHANET MÜZESİ kuracak ve T.C Devletinin kararıyla, Türk Devletine-Türk Milletine ihanet edenlerin belgeleri burada sergilenecektir. Türk Devletine ve Türk Milletine ihanet edenlerin isimleri-resimleri her yerden silinecektir. Ortaokul öğrencilerinden başlayarak tüm Türk Gençleri İhanet Müzesini gezecek-görecek ve hainleri öğrenecektir.
Bir insanı aldatabilirsiniz!
Bazı insanları da bir süre için aldatabilirsiniz!
Fakat tüm ülke insanını sonsuza kadar aldatamazsınız…
AKP Genel Başkanı, sürekli yalan söylemektedir.
Bunu vücut ve ruh sağlığındaki bozukluğa verebilirsiniz.
Ne zaman ki, seçimle ve belli bir zaman için göreve gelen biri kendisini Padişah veya Sultan yerine koyar ve “Buyruğumdur” diye ferman yayınlamaya kalkarsa, durum çok ciddi demektir. İvedi olarak tedbir alınmalıdır.
Demokratik rejimde, ne devlet bürokratlarına ne de vatandaşlara “BUYRUK” verecek bir makam-kişi yoktur. Aklı başında bir yönetici, Bakanlarından-Bürokratlarından veya milletinden bir şeyin yapılmasını istiyorsa ancak rica eder. Siyasette esas olan zarafettir, saygılı bir üslup kullanmaktır.
Yönetici terbiyesini ve ağzını bozarsa, bizden aynı ağırlıkta karşılık görür…
AKP Genel Başkanı Kütahya’da konuştu; Dedi ki;
“Milletimiz 28 Şubat’ta birliğine, beraberliğine, demokrasisine, iradesine kasteden darbecileri ve onlara destek verenleri hiçbir zaman unutmayacaktır. Ülkemizde bir daha hiç kimsenin 28 Şubat’ın karanlık zihniyetini hortlatmasına izin vermeyeceğiz.
Bunlar, uzaya mekik gönderdi de başörtüsünün ucuna mı takıldı?
Hızlı tren yaptılar da başörtüsü bu treni raydan mı çıkardı?
Marmaray inşa ettiler de başörtüsü tüneli mi tıkadı?”
Bunu söyleyen ağzın sahibini biz hangi eylemlerinden biliyoruz? (Hepsi kayıtlı ve belgeli)
-Tam 11 yıl, CIA uşağı FETÖ ile ortaklık yapmasından ve Türk Devletinin Kozmik Odasına girilmesine izin vermesinden biliyoruz.
-Çözüm Süreci denen İhanet Sürecinde, PKK’lı katillerin serbestçe dolaşması için Vali ve Garnizon Komutanlarına emir vermesinden biliyoruz.
-Türk Milletinin malı olan Ege Adalarının Yunan’a peşkeş çekilmesinden biliyoruz.
-Türk Devletine “TERÖR DEVLETİ” diyen Şivan Perver ile el ele olmasından biliyoruz.
-PKK katillerinin hamisi Barzani eşkıyasını “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlatmasından biliyoruz.
-Türk Ekonomisini batırmasından ve toplumun %80’inin açlık sınırı altında yaşamasına mecbur bırakmasından biliyoruz.
-Türk Askerini-Polisini-İnsanlarımızı katleden PKK Katillerini Habur’da davul zurna ile karşılatmasından ve bu itleri şeref localarında ağırlamasından biliyoruz.
Peki; Hangi sözlerini hatırlıyoruz? (Hepsi kayıtlı ve belgeli)
-TC Devleti Kürtlere yıllarca asimilasyon-inkar-ret politikaları uygulamıştır. (RTE)
-TC Devleti, Dersim’de çocukları bile sinek gibi öldürdü. (RTE)
-TC Devleti, ayrıştırıcıdır. Ulus Devletle hesaplaşma zamanıdır. (RTE)
-TC Devleti Kürtleri ezdi. PKK’lıların yerinde olsam ben de dağa çıkardım. (B. Arınç)
-Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemizdir. Katılıyoruz. (B. Atalay)
-Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti var. Tecrübesine hayranım. (Y. Akdoğan)
Şimdi söyleyin bakalım;
İhanet kokan bu eylem ve söylemlerinizi, başörtüsü örtebilir mi?
Devletin soyulmasını, Gri Listeye alınmasını, ülkemize 13 milyon sığınmacıyı getirip,
Türk Milletinin içine yerleştirdiğiniz demografik bombayı, hangi örtü kapatabilir ki?
Tecavüze uğrayan bebeleri, öldürülen kadınların acılarını hangi örtü kapatabilir ki?
Aziz Türk Milleti;
Biz DOĞRU Partililer, bu ekibin beyin ve ciğer röntgenlerini ve düşüncelerini biliyoruz, tanıyoruz.
Bizler için, yani Atatürk’ün Kuvvacıları için bunlar yok hükmündedir.
Anayasamızın ilk 6 maddesini, Ulus Devleti, Üniter Yapıyı, Atatürk İlke ve Devrimlerini
can pahasına koruyacağız. Cumhuriyeti, Türk Devletinin kuruluş değerlerini ve Türk Ordusunun Kahraman Komutanlarını asla yalnız bırakmayacağız…
Devr-i Sabık yaratılacak, ihanet içinde olanlar Anayasa ve Hukuk çerçevesinde yargılanacak, İHANET MÜZESİ mutlaka kurulacak ve TRT’nin bir kanalı “TRT ADALET” olarak tüm yargılamaları canlı yayınlayacaktır…
AKP Genel Başkanı; Kirli İttifak mı arıyorsunuz?
Hizbullah’ın Siyasi Ayağı olan ortağınıza bir bakın. Binlerce insanın, Gaffar Okkan’ın-Polis ve Askerlerimizin katillerini göreceksiniz. Danışmanlarınız ve dostlarınız Tansu Çiller’e, M. Ağar’a, Sinan Oğan’a, Reza Zarrab’a, Sezgin Baran Korkmaz’a bakın, neler göreceksiniz neler.
AKP Genel Başkanı ve Devlet Bahçeli sizlerin kirli olmayan ittifakını bu mu?
Ne Mutlu Türküm Diyene ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle (28 Şubat 2024)
YARIN, İKİNİZİ DE SATACAKLAR
AKP Genel Başkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli, lütfen dikkatle okuyunuz!
Bekir Bozdağ; 59 yaşında. 6 Dönemdir Milletvekili. AKP Grup Başkan Vekili, Başbakan Yardımcısı, Adalet Bakanı görevlerinde bulundu. Şu an TBMM Başkan Yardımcısı…
Bu kişi, 29 Temmuz 2016 günü (51 yaşında iken) TBMM’de aynen şu konuşmayı yaptı;
“Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz. Ama değerli bir insandır. Bu ülkenin Milli Manevi değerlerine saygılı nesiller yetiştirmek için hizmetini yapıyor. Ona çete diyemezsiniz.”
Aynı kişi 28 Şubat 2024 günü (59 yaşında iken) TBMM’de aynen şu konuşmayı yaptı;
“Ben FETÖ ile mücadele eden adamım. Onları lağıma attım. Fethullah Gülen terörist başıdır.”
Adı geçen kişinin DOĞRU Parti nezdinde zerrece kıymeti yoktur.
Bu dönekliği, ikili konuşması onun karakterini belirtmekte ve FETÖ’yu attım dediği LAĞIMDA yıllarca onlarla birlikte yaşadığının kabulüdür.
Bir diğer gerçekte şudur. Bu ödlek ve dönek tipler, ilerde mutlaka yargılanacaklarını bildiklerinden, şimdiden kendilerini garantiye almak için, köklerini ve sahiplerini satacak karakterde olduklarının işaretlerini verirler.
Yaşayanlar görecektir ki, AKP-MHP-HÜDA PAR ortaklığı, iktidardan düştüğü an Türkiye yeni bir “İtirafçı” dönemine girecektir. En çok suçlananlar Erdoğan ve Bahçeli olacaktır. Hiç şüphesizdir ki, itirafçı ve ihbarcıların tamamına yakını bu iki Genel Başkanın en yakınındaki kişilerden oluşacaktır.
AZİZ Türk Milleti;
22 yıldır görmediğimiz, yaşamadığımız ihanet çeşidi kalmadı.
İhanetin, kötülüğün, ilkelliğin, hırsızlığın, görgüsüzlüğün, ahlaksızlığın binbir çeşidinin yansımasını hem devlet kurumlarında hem de kademe kademe toplumun her kesiminde gördük yaşadık.
Çocuk tecavüzcülerinin, kadın katillerinin siyaset ve yargı tarafından korunduklarını, şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarının Yunan’a peşkeş çekildiğini, milyonlarca ipini koparan serserinin ülkemize doldurulmasını, Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’e devlet katında ve tarikat-cemaat yobazlarının ağzından en ağır hakaretlerin yapıldığını gördük.
Tüm bunlar olurken, Siyasi Partilerin (İktidar-Muhalefet), Yüksek Yargının, Ordunun yönetim kademesinin, bürokrasinin büyük bir kesiminin ihanete ortak olduğunu, bir kısmının ise sessiz kaldığını gördük. Görmedik mi? Gördük ve kayıt altına aldık.
Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri!
Yetki de sorumluluk da sizde.
Bu seçim, belediye hizmetlerini hangi partinin adayından daha iyi hizmet alacağımızın seçimi değildir. Bu seçim, ülkemizi bu hale getiren küreselci çetenin Türkiye’deki işbirlikçilerinin kolunun kanadının kırılması gereken bir seçimdir. Bu bilinçte olmamız ve çevremize bu anlayışı yaymak zorundayız.
Mutlaka sandığa gidip oy kullanmalıyız, kullandırmalıyız. Oyların bölünmesine izin vermemeliyiz.
AKP-MHP-HÜDA PAR gibi Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk düşmanı partilerin adaylarına asla ve asla oy vermemeliyiz. Bu küresel çetecilerin karşısında hangi aday güçlüyse, ona yüklenmeliyiz.
İstanbul’da İmamoğlu’na, Ankara’da Yavaş’a, Bursa’da Bozbey’e, Adana’da Karalar’a, Muğla’da Aras’a vs oy vereceğimiz gibi!
Yobazların, Eşbaşkanların, Küresel Çetenin elemanlarının adaylarına oy vermeyeceğimiz gibi!
Haa, oy vereceğimiz adayların içinde, gönlümüze uymayan adaylar yok mu? Elbette var! Ama bu seçim “Ehemmi mühime tercih etme seçimidir. Türkiye’yi kurtarma seçimidir. Bu defa, bu duvarı mutlaka yıkmalıyız.
Önce ülkeyi kurtaralım, Belediyeler daha sonra!
İnanın bunlardan kötüsü olamaz…
Degüstatörün önüne üç kadeh şarap koyup, hangisinin en kötü olduğunu söylemesini istemişler.
Degüstatör, ilk kadehi tatmış ve “En kötüsü bu” demiş!
Diğerlerini tatmadın ki diye sormuşlar!
Degüstatör; “İnanın ki dünyada bundan kötüsü olamaz” demiş.
İnanın bunlardan daha kötü yönetim olamaz…
Sağlık ve başarı dileklerimle
01 Mart 2024
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Eş Genel Başkanı
Yorumlar kapalı.