Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na hitaben yaptığı konuşmanın ardından temaslarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis‘in New York’taki görüşmesinde Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı‘nın gelecek yıl Türkiye‘de yapılması kararı alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere gittiği ABD’nin New York kentinde, yaptığı ikili görüşmeler kapsamında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis‘i kabul etti.
Görüşmede Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın 2025 yılının ilk aylarında Türkiye’de yapılması kararlaştırıldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye ile Yunanistan ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan’ın iyi komşuluk esası ekseninde geleceğe emin adımlarla ilerleyebileceğini, iki ülke arasındaki diyaloğun güçlendirilmesinin ve Atina Bildirgesi’nin lafzı ve ruhu doğrultusunda hareket etmenin iki ülkeye de kazandıracağını ifade etti.
Erdoğan, İsrail’in Gazze başta olmak üzere çeşitli bölgelerdeki saldırılarının masum sivillerin yanı sıra bölgenin huzurunu hedef aldığını, krizin bölgeye yayılması riskinin bulunduğunu, insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaştırılması için İsrail’e baskı yapılmasının önemli olduğunu söyledi.
Erdoğan, Genel Kurul’da yaptığı konuşmasında, Gazze ve Kıbrıs’a dikkat çekti
Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in soykırımının durdurulması için uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletler’i harekete geçmeye davet etti. Ayrıca Kuzey Kıbrıs’ın BM tarafından tanınmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
BMGK binasında katılımcı ülkelere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan ”Dost ve kardeş Filistin’in temsilcisinin üye ülkeler arasında hak ettiği yerde görmekten memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Filistinli tanımayan diğer devletleri de bu kritik dönemde tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an evvel tanımaya davet ediyorum. Buradaki dostlarımın çoğunun ekranlarda seyrettiği krizleri biz an be an yaşıyor ve yönetmeye çalışıyoruz. Sizlere gerilimin uzağında değil kalbinde yer alan ülkenin lideri olarak sesleniyorum” dedi.
Birleşmiş Milletler’in yetersiz kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan”Şu an BM milyonlarca insanın hayatını kaybettiği II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası barışı ve güvenliği korumak amacıyla kuruldu. Küresel istikrar, huzur ve adalete beklentiler yeniden yeşermişti. Ancak üzülerek görüyoruz ki son yıllarda BM kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalıyor, giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor” ifadesinde bulundu.
Gazze’de 41 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan ”Dünya beşten büyüktür şiarının temsil ettiği değerlere bugünlerde daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. 7 Ekim’den beri aralıksız süren İsrail tarafından saldırılarda 41 bin hayatını kaybetti. Çocuk, kadın 41 can hayattan koparıldı. 10 binden fazla Gazzeli’nin nerede olduğunu kimse bilmiyor. 100 bine yakın insan yaralandı, sakat kaldı” dedi.
‘172 gazeteci öldürüldü’
Gazze’de yaşanan ölümlere ve saldırıya uğrayan dini yapılara değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:
172 gazeteci öldürüldü. Hayat kurtarmak için çalışan 500’ü aşkın sağlık görevlisi öldürüldü. Savaşta dahi dokunulmaması gereken 820 cami, 3 kiliseyi vurdular. Onlarca hastane, yüzlerce okul, hasta taşıyan 130’dan fazla ambulansı vurdular. BM şartını parçalayarak utanmadan tüm dünyaya, vicdan sahibi tüm insanlara bu kürsüden meydan okudular. Dostlarım, İsrail’in temerküz kampına çevirdiği hapishanelerden sızan görüntüler nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğumuzu net bir şekilde gösteriyor. Gazze dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı haline gelmiştir. 17 binden fazla çocuk kurşun ve bombaların hedefi oldu. Recep sadece 6 yaşındaydı, yakınlarıyla güvenli yer ararken araçları İsrail güçleri tarafından vuruldu. Dayısı, yengesi, kuzenleri herkes ölmüş sadece o hayatta kalmıştı. 12 boyunca çaresizce kurtarılmayı bekledi. ‘Beni almaya gelecek misiniz, korkuyorum’ diyerek yardım elinin kendisine uzanmasını bekledi.
‘Yüzlerce Gazzeli çocuk öldü ve halen ölüyor’
Yüzlerce Gazzeli çocuğun ölümü ile BM sisteminin işlevini kaybettiğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:
Dünyamızın geldiği seviyeye, teknolojiye rağmen çatısı altında binlerce personel çalıştıran devasa bütçeli kuruluşlarımıza rağmen 8 milyarlık insanlık ailesi olarak 6 yaşındaki kız çocuğu, yaralı bir serçeyi maalesef kurtaramadık. Bir lokma kuru ekmek, su, çorba bulamadığı için yüzlerce Gazzeli çocuk öldü ve halen ölüyor. Gazze’de aynı zamanda BM sistemi ölüyor, hakikat ölüyor. Batı’nın savunduğunu iddia ettiği değerler ölüyor. İnsanlığın daha adil dünyada yaşama umudu tek tek ölüyor. Ey insan hakları örgütleri, Gazze’dekiler, Batı Şeria’dakiler insan değil mi? Filistin’deki çocukların okuma, yaşama, sokakta oynama hakkı yok mu? Ey uluslararası basın kuruluşları İsrail’in canlı yayında katlettiği gazeteciler sizin me meslektaşınız değil mi? Ey BM Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme dur demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Gazze, Ramallah ve Lübnan’da ölen bebekler olduğunu belirterek İsrail’e kayıtsız kalan ülkelere şunları söyledi:
Ey İsrail’e kayıtsız, şartsız destek verenler, bu katliamı seyretmenin, vahşete ortak olmanın utancını daha ne kadar taşıyacaksınız. Gazze, Ramallah, Lübnan’da çocuklar ölürken, bebekler küvezde can verirken, maalesef uluslararası toplum da çok kötü sınav vermiştir. Filistin’de yaşananlar çok büyük ahlaki çöküşün göstergesidir. Ülke liderlerin, uluslararası kuruluşların bu acı tablo üzerine düşünmesi gerektiğine inanıyorum. İsrail yönetimi temel insan haklarını hiçe sayarak bir millete, halka karşı etnik temizlik, apaçık soykırım uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir. Özgürlük, bağımsızlığı, temel hakları gasp edilen Filistinliler haklı biçimde bu işgale, etnik temizliğe karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır. Sergilediği haklı direniş gayrimeşru gösterilemeyecek kadar asildir, onurludur, kahramancadır. Buradan bir kez daha canları pahasına vatanlarını savunan Filistinli kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırganlığının tek nedeni bir avuç ülkenin İsrail’e olan kayıtsız şartsız desteğidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan etki sahibi ülkelerin katliama ortak olduğunu belirterek şunları söyledi:
Etki sahibi ülkeler tavşana kaç, tazıya tut politikasıyla bu katliama açıkça ortak oluyor. Sahne önünde güya ateşkes için uğraşanlar arka planda İsrail’e silah ve mühimmat göndermeye devam ediyor. Bu tutarsızlık ve samimiyetsizliktir. Mayıs ayından beri gidip gelen bir kâğıt var. Hamas ateşkes teklifini kabul ettiğini defalarca ilan etti. Ama İsrail hükümeti işi sürekli yokuşa sürerek ateşkese en yakın olduğunu özellikle müzakere ettiği muhatabını kalleşçe öldürerek, barışı istemeyen taraf olduğunu net bir şekilde gösterdi. İsrail’in oyalama ve aldatma hamlelerine daha fazla prim verilmemelidir. 2735 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanmadığı ortamda İsrail’e yönelik zorlayıcı tedbirler gündeme alınmalıdır.
Netanyahu’ya Hitler benzetmesi
Kış mevsimine kadar Gazze halkına yardımların ulaştırılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: ”İsrail’in tutumunun uluslararası toplumun Filistinli sivillere yönelik bir koruma mekanizması geliştirilmesi zaruridir. Nasıl Hitler insanlığın ittifakı ile durdurulmuşsa, Netanyahu ve cinayet şebekesi insanlığın ittifakı ile durdurulmalıdır. Barış için birlik kararında mevcut olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisinin bu süreçte mutlaka değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Nasıl Hitler insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa Netanyahu da insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır. Acil ateşkes sağlanmalı, rehine takası gerçekleşmelidir. İnsani yardımlar Gazze’ye ulaştırılmalıdır. Kış mevsiminden önce zor koşullar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze halkına yardım eli uzatmamız şarttır” dedi.
Gazze’de İsrail saldırıları nedeniyle milyarlarca dolarlık zarar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Şu an Gazze’deki su kaynaklarının yüzde 70’i, fırınların yüzde 75’i tahrip edildi. Sağlık merkezlerinin yüzde 95’i kısmen veya tamamen zarar gördü. 150 bin konut tamamen, 200 bin konut kısmen yıkıldı. 80 bin konut oturulamaz hale geldi. Çocuk felci, hepatit ve bulaşıcı hastalıklar giderek artıyor. Gazze halkı ihtiyacı olan yardım miktarının dörtte birine ancak ulaşabiliyor. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerini sürdürdük, sürdürüyoruz. Türkiye Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülke konumundadır. İsrail’le olan ticari işlemleri durdurarak konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk. Lübnan halkının ve hükümetinin de yanındayız. Artık hepimiz şu gerçeği görebiliyoruz. 41 bin insanı katledenler talimatı verenden, tetiğini çekene, bombayı bırakana kadar işledikleri suçların hesabını vermeden vicdanlar rahata kavuşamaz. Yıkılan yok edilen, enkaza çevrilen şehirlerde oluşan milyarlarca dolarlık hasarın faturası faillerden mutlaka tazmin edilmelidir ve edilecektir. İsrail’in işlediği suçların cezasız kalmaması için Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan davayı destekliyoruz. Adaletin tecelli etmesi için her türlü adımı atacağız. Nablus’ta İsrail askerleri tarafından başından vurulan Ayşenur Ezgi Eygi kızımızın da kanının yerde kalmaması için her türlü mücadeleyi veriyoruz, vereceğiz” Gazze’de ateşkes acil ihtiyaç olsa da asıl sorun Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesidir. Bağımsız, egemen, coğrafi bütünlüğe haiz Filistin devletinin vücut bulması daha fazla ertelenemez. Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif’ eyönelik saldırıları da yakından takip ettiğimizi belirtmek isterim.”
‘Hitler’in toplama kampından kaçan yahudilere de kucak açtık’
Musevi toplumuna kucak açıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘‘Tayyip Erdoğan olarak bu kürsüde hamasetin diliyle konuşmuyorum. Vicdandan, ecdadımın duruşundan aldığım cesaretle konuşuyorum. Tarih boyunca daima mazlumun yanında, zalimin ve zulmün karşısında olmuş bir milletiz. Bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan musevilere de Hitler’in toplama kampından kaçan yahudilere de kucak açtık. Ülke ve millet olarak İsrail halkına yönelik herhangi düşmanlığımız yoktur. Müslümanların inançlarından dolayı hedef alınmasına nasıl karşıysak antisemitizme aynı şekilde karşıyız. Sorunumuz İsrail hükümetinin katliam politikalarıyladır, zalimle ve zulümledir. Şunu herkes bilsin ki; hakkı haykırmaktan çekinmeyiz. Birileri rahatsız olsa da doğruları söylemekten korkmayız. Haklının yanında durmaya, doğru bildiklerimizi acı da olsa söylemeye devam edeceğiz” dedi.
‘Üniversiteli gençlere teşekkür ediyorum’
Filistin halkıyla dayanışma sergileyen, her hafta sokakları doldurarak Gazze’deki katliama sesini yükselten tüm yürekli insanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
“Buradan inanç, ülke, dil, din ayrımı yapmadan Filistin halkıyla dayanışma sergileyen, her hafta sokakları doldurarak Gazze’deki katliama sesini yükselten tüm yürekli insanlara, özellikle üniversiteli gençlere teşekkür ediyorum. Suriye maalesef istikrardan uzaktır. Ekonomik ve insani durum vehametini koruyor. 2254 sayılı BMGK kararının temelinde milli uzlaşısının sağlanmasını temenni ediyoruz. Komşumuz Irak terörle mücadelesini sürdürürken, kalkınma, yeniden imar ve bölgesiyle bütünleşme yolunda kararlı adımlar atıyor. Uluslararası toplum Irak’ın bu faaliyetine destek vermelidir. Kalkınma Yolu gibi girişimlerin hayata geçirilmesi çok ama çok önemlidir. Tüm bunlar PKK başta olmak üzere Irak’taki terör tehdidin bertaraf edilmesine bağlıdır.”
Rusya-Ukrayna savaşına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan ”Ukrayna’daki savaş üçüncü yılını bitirirken adil ve kalıcı barışın tesisinden hala uzaktayız. Silahlanma yarışı hızlandıkça diplomasinin alanı giderek daralıyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde savaşın sona erdirilmesine yönelik çabalara desteğimizi daha da artıracağız” dedi.
‘Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uygulamaya devam edeceğiz’
BM Genel Kurulu’nda dış politika hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Savaşın Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesi için olan çabaları artıracağız. Montrö Boğazlar Sözleşmesi‘ni uygulamaya devam edeceğiz. Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış sürecini destekliyoruz. Türkiye-Ermenistan kulvarında adımlar atıyoruz. Ayrılmaz parçası olduğumuz Balkanların refah ve huzuru için yapıcı rol oynuyor, bölgedeki tüm aktörlerle yakın işbirliği içinde hareket ediyoruz. Bosna Hersek’in egemenliği, siyasi birliği, toprak bütünlüğünün önemini her platformda vurguluyoruz. Belgad-Priştine diyalog sürecini destekliyoruz. Ege Denizi’nde tüm tarafların menfaatlerine saygı duyulan bir istikrar bölgesi olmasını istiyoruz. Türkiye enerji ve çevre başta olmak üzere her konuda yapıcı işbirliğine hazırdır. Komşularımızdan aynı yaklaşımı bekliyoruz. Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin anahtar rolü yadsınamaz. Kıbrıs adasında Türkiye’nin, Kıbrıs Türkleri’nin hakları vardır. Kıbrıs meselesine adil, kalıcı, sürdürebilir barış için samimi irade koyan taraf Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’ydi. Federasyon modeli artık geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tecil edilmeli ve tecrit artık son bulmalıdır.”
‘Kıbrıs’ı tanımaya davet ediyorum’
Kuzey Kıbrıs hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan BM tarafından yavru vatanın tanınmasını istedi. Kuzey Kıbrıs’ı tanımaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Bugün uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum. Libya’da ülkenin birlik ve muhafazasına aktif destek sağlıyoruz. Tüm devletleri Libya’nın yanında samimi şekilde yer almaya davet ediyoruz. Sudan’daki çatışmaların sona ermesi için daha fazla çaba harcamalıyız. Yerlerinden edilmiş milyonlarca Sudanlıya insani yardım ulaştırılması noktasında hepimize sorumluluk düşüyor. Eşit ortaklık ve karşılıklı saygı ilkeleri temelinde Afrika halklarıyla kıtanın barış, istikrar ve kalkınma çabalarına destek veriyoruz. Afrikalı kardeşlerimizle tam bir dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz.”
‘BRICS’le ilişkilerimizi geliştirme irademizi canlı tutuyoruz’
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda BRICS için konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:
“Yükselen ekonomileri bir bir araya getiren BRICS’le ilişkilerimizi geliştirme irademizi canlı tutuyoruz. Orta Asya ülkeleri ile işbirliğimizi ikili ve çok taraflı zeminde daha da güçlendiriyoruz. Türk devletleri teşkilatımız giderek cazibe merkezine dönüşüyor. Türk dünyası olarak birlik ve beraberliğimizi daha da tahkim edeceğiz, Çin’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı çevresinde güçlü tarihi, kültürel, beşeri ilişkilerimizin bulunduğu Uygur Türkleri’nin temel hakları için Çin’le yakın ilişki halindeyiz. Latin Amerika ülkeleri ile dostane bağları daha da güçlendirmeye gayret ediyoruz. Üyesi olduğumuz G-20 başta olmak üzere adil, kapsayıcı, büyüme ve kalkınmayı temin edecek çalışmalara destek veriyoruz. Hiçbir ülke emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum sürecini tek başına göğüsleyemez. Gelişmekte olan ülkeler için en önemli hususlar, finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirmedir. Bakü’deki zirvenin bu meselelerin çözülmesine katkı yapacağına inanıyorum. İslam ve yabancı düşmanlığı ile ırkçılığın zehirli sarmaşık gibi dünyayı sarmakta olduğunu görüyoruz. Camilere ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılara şahit olmadığımız neredeyse tek bir gün yok. İnsanların evleri ateşe veriliyor, hayatlarına kast ediliyor. En temel hakları göz göre göre gasp ediliyor. Büyüyen bu tehlikeyi kimse daha fazla görmezden gelemez. 15 Mart’ta kabul edilen karar tasarısının en yakın zamanda BM’de islamofobi ile mücadelede özel temsicilik atanmasını bekliyoruz.”
‘2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen rezalet’
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2024 yılında düzenlenen Paris Olimpiyatları’nın cinsiyetsizleştirme çalışması olduğunu belirterek şöyle seslendi:
“Toplumun temel direği olan aile kurumuna yönelik saldırılar giderek yoğunlaşıyor. 2024 Olimpiyat Oyunları’nın açılışında sahnelenen rezalet insanlık olarak karşı karşıya olduğumuz tehdidin boyutlarını gözler önüne sermiştir. Masum çocukların her yaştan ve inançtan yüz milyonlarca insanın izlediği spor etkinliği çok çirkin şekilde cinsiyetsiz hale getirilmiş, propagandasına alet edilmiştir. Cinsiyetsizleştirme meselesi tercihden ziyade küresel dayatmaya, kutsala ve fırsata karşı savaşa dönüşüyor. Bu yıkım projesi karşısında ses çıkaran, tepki gösteren herkes susturulmakta, linç kampanyalarının hedefi olmaktadır. Ne pahasına olursa olsun Türkiye bu kuşatmayı yarmakta, yıpratmakta kararlıdır. Diğer üye ülkelerle dayanışma içinde aileyi, insanı, fıtratı savunmaktan geri duymayacağız. Bizimle aynı endişeleri paylaşan ülkeleri de bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyorum.”
Erdoğan ve Paşinyan New York’ta görüştü. Gündem: Normalleşme süreci, Ermenistan-Azerbaycan barış anlaşması çalışmaları
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan BM Genel Kurulu’nun 79. oturumuna katılmak üzere New York’a çalışma ziyaretinde bulunuyor. Erdoğan ve Paşinyan Salı günü biraraya geldi. Görüşmede normalleşme süreci ve Ermenistan-Azerbaycan barış anlaşması çabaları ele alındı.
Ermenistan Başbakan Nikol Paşinyan ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York’taki BM Genel Kurulu’nun 79. oturumunun çalışmalarına katılıyor.
İki lider 24 Eylül Salı günü New York’ta Türk Evi’nde bir araya geldi.
Türkiye resmi makamlarından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Görüşmede Türkiye ve Ermenistan arasındaki normalleşme, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış süreçleri ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışın sağlanmasını ve yeni dönemde iki ülke arasında sağlam bir dostluğun tesis edilmesini desteklediğini, bunu kolaylaştırmak için gayretlerin devam ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Ermenistan arasında ön koşulsuz normalleşme yolunda önemli bir mesafe alındığını, diyalog sürecinin devamına yönelik samimi desteklerini belirtti.”
Ermenistan medyasına yansıyan haberlere göre muhataplar, Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşme süreci çerçevesinde atılan adımlara ve mevcut anlaşmalara ayrıntılı bir şekilde değindi.
Çözüm sürecini ön koşulsuz sürdürme ve ilişkilere yeni bir ivme kazandırma isteği vurgulandı. Taraflar ayrıca bölgesel konulara da değindi.
Söz konusu haberlere göre Paşinyan, Erdoğan’a Ermenistan-Azerbaycan çözüm sürecinin mevcut durumunu aktardı, Ermenistan’ın çözüme ilişkin anlaşmayı imzalamaya hazır olduğunu ifade etti ve Ermenistan hükümetinin “Barış Kavşağı” girişimi hakkında bilgi verdi.
Paşinyan’a Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Başbakanlık Sözcüsü Nazeli Bağdasaryan, Dışişleri Bakan Yardımcısı Vahan Gostanyan eşlik etti.
Erdoğan’a Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın eşlik etti. Görüşme basına kapalı gerçekleşti.
Erdoğan, görüşmede Paşinyan’a kendi yazdığı “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabını hediye etti.
Bu arada görüşme öncesinde Erdoğan BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Azerbaycan-Ermenistan ve Ermenistan-Türkiye temaslarına da değindi.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecini desteklediklerini aktaran ve çalışmaların en kısa sürede müjdeli haberlerle neticelenmesini temenni eden Erdoğan, Türkiye-Ermenistan kulvarında da karşılıklı olumlu adımların atıldığını vurguladı.
Erdoğan Azerbaycan-Ermenistan barış sürecinde kaydedilebilecek gelişmelerin, Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecine de olumlu yansıyacağını söyledi.
Ermenistan Başbakan Nikol Paşinyan ise, BM Genel Kurulu oturumu aralarında (Güney) Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulu ile bir araya geldi.
Muhataplar, Ermenistan ile Kıbrıs arasındaki dostane ilişkilerin istikrarlı bir şekilde geliştiğini vurgulayarak, tüm alanlarda işbirliğinin derinleştirilmesi gerektiğini vurguladılar.
Nikol Paşinyan, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barış sürecine değinerek, Ermeni tarafının barış gündemine olan bağlılığını vurguladı. Paşinyan, barış anlaşması taslağının % 80’i üzerinde mutabakata varıldığını ve Ermenistan’ın mutabık kalınan maddeler temelinde anlaşmayı imzalamaya ve daha fazla görüşmeye devam etmeye hazır olduğunu kaydetti.
AA, Haber Ajansları
Yorumlar kapalı.