1. Haberler
  2. KÖŞE YAZISI
  3. BU “HAKEM KURULLARI” NEYİN NESİDİR?

BU “HAKEM KURULLARI” NEYİN NESİDİR?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Örnek Resim

Daha geçtiğimiz ay, 700 bin kamu işçisinin çerçeve sözleşmesi Yüksek Hakem Kuruluna gitti, gidecek derken Sendikalar ile Kamu işvereni adına iktidar imzaladı.

Bugün de memurların ve memur emeklilerin kaderleri Hakem Kurulu’nun önünde.

3 milyon 475 bin memur,

439 bin sözleşmeli personel

ve memur emeklileri ile sayıları 6,5 milyona varan emekçinin kaderine, Hakem Heyeti karar verecek.

Hakem Kurullarının kaderlerini belirlediği kitle bu kadar da değil.

2 milyon 429 bin 527 sendikalı işçinin, sözleşme kapsamında olan 2 milyon kadarını saymak lazım.

6-5 milyon memur ve memur emeklisini de eklediğimizde 8 milyondan fazla kişi.

Aileleri ile 20 milyondan fazla emekçi kitlesi.

İşte Hakem Kurulları, bunların ne kadar ücret alacaklarına, sosyal haklarının ne olacağına, daha açık ifade ile nasıl bir hayat yaşayacaklarına kadar verenlerin adı.

“Hakem Kurulları’nın işçiler için olanının tam adı “Yüksek Hakem Kurulu”(YHK),

Memur ve memur emeklileri için olanının adı ise “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” (KGHK) dur.

KARARLARININ KESİNLİĞİ

Yüksek Hakem Kurulu, yani işçilerin kaderine karar veren kurul konusu, 5356 Sayılı “Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”nun 54. Maddesinden başlayarak 57. Maddesine kadar devam eden bölümde yer almaktadır.

Memur ve memur emeklisinin kaderine kadar veren Kamu Görevlileri Hakem Kurulu ise, 4688 Sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu”nun 34. Maddesinde yer alıyor.

Her iki kurulda da oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılmaktadır.

Her iki kurulda da çekimser oy kullanılamaz. Kurul üyeleri evet ya da hayır demek zorundalar.

Her iki yasada da Kurulların verdikleri kararlar kesindir, toplu sözleşme hükmündedir.

Kararlara itiraz edilmesi, yargıya taşınması söz konusu değildir.

O halde, işçisi memuru, emeklisi ile milyonlarca insanımızın hayatına kimlerin nasıl karar verdiğine bakmak gerekmez mi?

Gelin birlikte bakalım;

YÜKSEK HAKEM KURULUNUN YAPISI

• İşçiler için yetkilendirilen Yüksek Hakem Kurulu (YHK), sekiz kişiden oluşmaktadır.

• Cumhurbaşkanlığı sistemi öncesinde kurul üyelerinin bazılarını Bakanlar Kurulu görevlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanı, Bakanlar kurulunun görevlendirdiği herkesi, yetkili olduğu her işi, tek başına o belirlemekte, o yapmaktadır.

• Yüksek Hakem Kurulunun başkanı, Yargıtay’ın “uyuşmazlıklara bakmakla görevli dairelerinin başkanları arasından”, başkanlık süresi en fazla olandır.

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Çalışma Genel Müdürü kurul üyesi olmaktadır.

• Ekonomi, işletme, sosyal politika veya iş hukuku alanından bir kişi Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.

• Üniversitelerin iş ve sosyal güvenlik hukuku alanından, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenecek bir öğretim üyesi kurulda yer alıyor.

• En çok üyesi olan işveren sendikasının belirleyeceği 2 kişi.

• Ve en çok üyesi olan işçi sendikasının belirleyeceği 2 kişi kurul üyesi olarak katılıyor.

• Böylece kurul sekiz kişiden oluşmaktadır.

*

• Görüldüğü gibi işçi tarafı, kurulda sadece iki kişidir.

• Görüşülecek konu işçinin talepleridir. İşçinin nasıl yaşayacağıdır.

• Ama işçi tarafı sekiz kişinin içinde sadece iki kişidir.

• Gelelim diğer üyelere;

• Bir kişiyi YÖK belirlemektedir.

• Peki YÖK nedir?

• 2547 Sayılı YÖK Yasasına göre, yönetim kurulu 21 üyeden oluşuyor.

• Bu 21 kişinin 14’ünü Cumhurbaşkanı atıyor. Yönetim Kurulunun 2/3’ü yani…

• Yönetim Kurulunun üçte ikisini Cumhurbaşkanının atadığı YÖK birini atıyorsa, atanan o kişinin Yüksek Hakem Kurulunda Cumhurbaşkanlığının görülerinden farklı bir yol izlemesi mümkün olmayan biri olacağı kesindir.

• Çalışma Genel Müdürü de, sadece iktidarın değil, Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanlığının bürokratı durumundadır.

• AKP’nin parti devletine dönüştürdüğü devlet sisteminde, Cumhurbaşkanlığının yargı üzerindeki ağırlığı da dikkate alındığında Yargıtay görevlisinin de Cumhurbaşkanı ile hem fikir olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

• Böylece sekiz kişilik kurulun dördü cumhurbaşkanlığın etkisi altındadır.

• Eşitlik halinde kurul başkanının 2 oya sahip olması, iktidar tarafının oylarının beşe çıktığını gösteriyor.

• İki oya sahip olan işveren temsilcilerinin işçi temsilcileriyle birlikte hareket ettiğini düşünsek dahi, beş oyla iktidar karar çıkartabilmektedir.

• Kurulun bileşimi buna göre hazırlanmış.

• Kaldı ki, işçi taleplerinin görüşüldüğü kurulda, işveren temsilcileri de iktidarla birlikte hareket edecektir ve etmektedirler.

• İşçiler için kurulan Yüksek Hakem Kurulunun yapısı böyle.

KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULU’NUN YAPISI

4688 Sayılı, Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu’na göre, “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” şu şekilde oluşmaktadır;

• Kurul başkanı, Yargıtay, Danıştay veya Sayıştay Başkanı, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen bir kişi

• Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen dört kişi,

• Üniversitelerin, kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşıyanlar arasından, Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek bir kişi

• En fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere, yine Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek bir kişi,

• En fazla üyeye sahip memur konfederasyonu tarafından belirlenecek iki kişi,

• Üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan memur konfederasyonlarından birer üye olmak üzere,

toplam on bir üyeden oluşur.

*

• Görüldüğü gibi on bir üyeli kurulun yedisini, Cumhurbaşkanı belirliyor.

• Öyle ki, sendikalar adına bir öğretim üyesinin katılma şansı olacaktır. Ama onun kim olacağına bile sendikalar karar veremiyor.

• Sendikalar yedi öğretim üyesi öneriyorlar. Bu yedi kişiden hangi bir kişinin olacağına dahi, cumhurbaşkanı karar veriyor.

*

• Kurul üyelerinin dışında, oy kullanma yetkisi olmamakla birlikte, kurul çalışmalarında yer alacak görevlileri de Cumhurbaşkanı belirliyor.

• Hem Yüksek Hakem Kurulunda, hem de Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda, sekretarya hizmetlerini yürütecek kişiyi Cumhurbaşkanlığı belirliyor.

• Kurulların görüşlerine başvuracağı uzmanların kim olacağını, kurulun yazacağı raporu kimin yazacağına da Cumhurbaşkanlığı karar veriyor.

• Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenen kişilerce yürütülecektir.

KURULLARIN PARA KAYNAĞI

Bir kurulun kimlerden ve nasıl oluştuğu kadar, o kurulun para kaynağı da önemlidir.

Hatta daha önemlidir.

“Parayı veren düdüğü çalar”, ya da “kimin ekmeğini yiyorsan onun kılıcını çalarsın” gibi atasözleri, paranın kaynağının önemini anlatmaya yetecektir.

*

İşçiler için oluşan Yüksek Hakem Kurulu’nun toplantılarına katılacak olan asil ve yedek kişilerin ve sekretarya işlerini yapacak olanların alacakları harcırahlar ve kurul toplantı masrafları için, Yüksek Hakem Kurulu’nun yapısını belirleyen 5356 Sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu şöyle diyor;

“…yapılacak ödemeleri karşılamak üzere gerekli ödenek Bakanlık bütçesine konulur”

Demek ki kurulun masraflarını iktidar bütçesi karşılayacak.

*

Memurlar için oluşan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu ise, kurul masraflarının nasıl karşılanacağını biraz daha ayrıntılı belirtiyor.

Şöyle diyor;

“Her toplantı günü için toplantıya katılan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanına (5000), üyelere (4500) gösterge rakamının, memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda, toplantı ücreti ödenir.

Toplu sözleşme görüşmeleri ile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu çalışmalarına katılacak olanların ağırlama, konaklama, yolluk ve gündelikleri ile diğer her türlü giderleri sekretarya hizmetlerini yürüten kurum bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”

*

Görüldüğü gibi her iki yasada da, kurulların masrafları ve kurullardaki fertlere yapılacak ödenekler, iktidarların hazırladığı bütçeler tarafından karşılanmaktadır.

Masrafları iktidar tarafından karşılanan, kurul üyesi herkese ayrı ayrı ödeme yapılan, konaklama ve ağırlama giderleri karşılanan, “yolluk ve gündelik” adıyla ödemelerin de yapıldığı bir kurulda, emekçilerin iktidardan taleplerinin görüşüldüğü bir ortamda, iktidar aleyhine bir karar çıkması mümkün müdür?

Bir kurulun bağımsız çalışabilmesi için, mali bakımdan da bağımsız olması şarttır.

Bu tür kurullar için bağımsız fonlar oluşur.

Fonların yönetiminde ve denetiminde, işçi ve memur sendikalarının da bulunması halinde, bağımsız bir hakem heyeti için gerekli şartlardan biri, ancak o zaman oluşmuş demektir.

SONUÇ

• Her iki yasada da Hakem Kurulları, Cumhurbaşkanlığı sisteminin şubesi gibidirler.

• Kurullardaki kişilerin çoğunluğunu Cumhurbaşkanlığı atamaktadır.

• Kurulların sekretaryasını, kurulların görüşüne başvuracağı uzmanları, görev yapacak rapor yazıcıları dahi Cumhurbaşkanlığı belirlemektedir.

• Kurulların bütçesi, Cumhurbaşkanlığı iktidar sisteminin bütçesinden karşılanmaktadır.

• Kurullardaki bireylerin ağırlama, konaklama, yolluk ve gündelikleri ile Cumhurbaşkanlığı iktidar sisteminin bütçesinden karşılamaktadır.

• Toplamda, Cumhurbaşkanlığı sisteminin şubesi durumundaki kurullara, itiraz hakkı olmayan karar yetkisi de verilerek, işçi sınıfının önüne, grev yasakları ve örgütlenme engellerine ek olarak, bir engel daha getirilmektedir.

• Kapitalizmin yasa yapıcıları, emekçilerin pazarlık şansında bile bir gedik bırakmamaya çalışmışlar.

• Emekçiler ve sendikaları, masaya üç sıfır farkla oturmaktadır.

• Hakem Kurulları ise,, görüldüğü gibi emekçilerin aleyhine düzenlenmiştir.

• Bu gerçeğe gözün kapatılması, her defasında duvardan geri dönmeyle sonuçlanmaktadır.

• Anayasanın 90. Maddesinden doğan haklar için mücadele bu durumda daha da önem kazanmaktadır.

• Yasalardaki emekçiler aleyhine hükümlerin değiştirilmesi için mücadele bu durumda daha da önem kazanmaktadır.

• Ücret ve sosyal haklar için mücadele, anti demokratik yasalara, sisteme karşı mücadele sorunu haline gelmiştir.

• Ancak sendikalarımız, Hakem Kurullarının bu emekçi karşıtı yapısını bile toplumun önüne getirmediler. İşçiye, memura bunları anlatmadılar.

• Kurulların yapısının değiştirilmesi için mücadeleyi bile gündemlerine almadılar.

• Bunca olumsuzluk arasında bir ayrıntı; Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu, 11 kişiden oluşan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanır” demektedir. Sendikaların kuruldaki dört üyesinin katılmaması halinde toplantı yeter sayısı oluşamıyor. Sanırım yasa yapıcıların gözden kaçırdığı bu ayrıntı, sendikaların elini kuvvetlendirecek önem haline gelebilir.

BU “HAKEM KURULLARI” NEYİN NESİDİR?

Mehmet Akkaya / 26 Ağustos 2025

Daha geçtiğimiz ay, 700 bin kamu işçisinin çerçeve sözleşmesi Yüksek Hakem Kuruluna gitti, gidecek derken Sendikalar ile Kamu işvereni adına iktidar imzaladı.

Bugün de memurların ve memur emeklilerin kaderleri Hakem Kurulu’nun önünde.

3 milyon 475 bin memur,

439 bin sözleşmeli personel

ve memur emeklileri ile sayıları 6,5 milyona varan emekçinin kaderine, Hakem Heyeti karar verecek.

Hakem Kurullarının kaderlerini belirlediği kitle bu kadar da değil.

2 milyon 429 bin 527 sendikalı işçinin, sözleşme kapsamında olan 2 milyon kadarını saymak lazım.

6-5 milyon memur ve memur emeklisini de eklediğimizde 8 milyondan fazla kişi.

Aileleri ile 20 milyondan fazla emekçi kitlesi.

İşte Hakem Kurulları, bunların ne kadar ücret alacaklarına, sosyal haklarının ne olacağına, daha açık ifade ile nasıl bir hayat yaşayacaklarına kadar verenlerin adı.

“Hakem Kurulları’nın işçiler için olanının tam adı “Yüksek Hakem Kurulu”(YHK),

Memur ve memur emeklileri için olanının adı ise “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” (KGHK) dur.

KARARLARININ KESİNLİĞİ

Yüksek Hakem Kurulu, yani işçilerin kaderine karar veren kurul konusu, 5356 Sayılı “Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu”nun 54. Maddesinden başlayarak 57. Maddesine kadar devam eden bölümde yer almaktadır.

Memur ve memur emeklisinin kaderine kadar veren Kamu Görevlileri Hakem Kurulu ise, 4688 Sayılı “Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu”nun 34. Maddesinde yer alıyor.

Her iki kurulda da oyların eşitliği halinde Başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılmaktadır.

Her iki kurulda da çekimser oy kullanılamaz. Kurul üyeleri evet ya da hayır demek zorundalar.

Her iki yasada da Kurulların verdikleri kararlar kesindir, toplu sözleşme hükmündedir.

Kararlara itiraz edilmesi, yargıya taşınması söz konusu değildir.

O halde, işçisi memuru, emeklisi ile milyonlarca insanımızın hayatına kimlerin nasıl karar verdiğine bakmak gerekmez mi?

Gelin birlikte bakalım;

YÜKSEK HAKEM KURULUNUN YAPISI

• İşçiler için yetkilendirilen Yüksek Hakem Kurulu (YHK), sekiz kişiden oluşmaktadır.

• Cumhurbaşkanlığı sistemi öncesinde kurul üyelerinin bazılarını Bakanlar Kurulu görevlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanı, Bakanlar kurulunun görevlendirdiği herkesi, yetkili olduğu her işi, tek başına o belirlemekte, o yapmaktadır.

• Yüksek Hakem Kurulunun başkanı, Yargıtay’ın “uyuşmazlıklara bakmakla görevli dairelerinin başkanları arasından”, başkanlık süresi en fazla olandır.

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Çalışma Genel Müdürü kurul üyesi olmaktadır.

• Ekonomi, işletme, sosyal politika veya iş hukuku alanından bir kişi Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.

• Üniversitelerin iş ve sosyal güvenlik hukuku alanından, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından belirlenecek bir öğretim üyesi kurulda yer alıyor.

• En çok üyesi olan işveren sendikasının belirleyeceği 2 kişi.

• Ve en çok üyesi olan işçi sendikasının belirleyeceği 2 kişi kurul üyesi olarak katılıyor.

• Böylece kurul sekiz kişiden oluşmaktadır.

*

• Görüldüğü gibi işçi tarafı, kurulda sadece iki kişidir.

• Görüşülecek konu işçinin talepleridir. İşçinin nasıl yaşayacağıdır.

• Ama işçi tarafı sekiz kişinin içinde sadece iki kişidir.

• Gelelim diğer üyelere;

• Bir kişiyi YÖK belirlemektedir.

• Peki YÖK nedir?

• 2547 Sayılı YÖK Yasasına göre, yönetim kurulu 21 üyeden oluşuyor.

• Bu 21 kişinin 14’ünü Cumhurbaşkanı atıyor. Yönetim Kurulunun 2/3’ü yani…

• Yönetim Kurulunun üçte ikisini Cumhurbaşkanının atadığı YÖK birini atıyorsa, atanan o kişinin Yüksek Hakem Kurulunda Cumhurbaşkanlığının görülerinden farklı bir yol izlemesi mümkün olmayan biri olacağı kesindir.

• Çalışma Genel Müdürü de, sadece iktidarın değil, Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanlığının bürokratı durumundadır.

• AKP’nin parti devletine dönüştürdüğü devlet sisteminde, Cumhurbaşkanlığının yargı üzerindeki ağırlığı da dikkate alındığında Yargıtay görevlisinin de Cumhurbaşkanı ile hem fikir olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

• Böylece sekiz kişilik kurulun dördü cumhurbaşkanlığın etkisi altındadır.

• Eşitlik halinde kurul başkanının 2 oya sahip olması, iktidar tarafının oylarının beşe çıktığını gösteriyor.

• İki oya sahip olan işveren temsilcilerinin işçi temsilcileriyle birlikte hareket ettiğini düşünsek dahi, beş oyla iktidar karar çıkartabilmektedir.

• Kurulun bileşimi buna göre hazırlanmış.

• Kaldı ki, işçi taleplerinin görüşüldüğü kurulda, işveren temsilcileri de iktidarla birlikte hareket edecektir ve etmektedirler.

• İşçiler için kurulan Yüksek Hakem Kurulunun yapısı böyle.

KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULU’NUN YAPISI

4688 Sayılı, Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu’na göre, “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu” şu şekilde oluşmaktadır;

• Kurul başkanı, Yargıtay, Danıştay veya Sayıştay Başkanı, Başkanvekili, Başkan Yardımcısı veya Daire Başkanları arasından, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen bir kişi

• Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen dört kişi,

• Üniversitelerin, kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşıyanlar arasından, Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek bir kişi

• En fazla üyeye sahip konfederasyon tarafından üç, üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan konfederasyonlar tarafından ikişer olmak üzere, yine Üniversitelerin kamu yönetimi, iş hukuku, kamu maliyesi, çalışma ekonomisi, iktisat ve işletme bilim dallarından en az Doçent unvanını taşımak kaydıyla, önerilecek toplam yedi öğretim üyesi arasından, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek bir kişi,

• En fazla üyeye sahip memur konfederasyonu tarafından belirlenecek iki kişi,

• Üye sayısı açısından ikinci ve üçüncü sırada bulunan memur konfederasyonlarından birer üye olmak üzere,

toplam on bir üyeden oluşur.

*

• Görüldüğü gibi on bir üyeli kurulun yedisini, Cumhurbaşkanı belirliyor.

• Öyle ki, sendikalar adına bir öğretim üyesinin katılma şansı olacaktır. Ama onun kim olacağına bile sendikalar karar veremiyor.

• Sendikalar yedi öğretim üyesi öneriyorlar. Bu yedi kişiden hangi bir kişinin olacağına dahi, cumhurbaşkanı karar veriyor.

*

• Kurul üyelerinin dışında, oy kullanma yetkisi olmamakla birlikte, kurul çalışmalarında yer alacak görevlileri de Cumhurbaşkanı belirliyor.

• Hem Yüksek Hakem Kurulunda, hem de Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda, sekretarya hizmetlerini yürütecek kişiyi Cumhurbaşkanlığı belirliyor.

• Kurulların görüşlerine başvuracağı uzmanların kim olacağını, kurulun yazacağı raporu kimin yazacağına da Cumhurbaşkanlığı karar veriyor.

• Cumhurbaşkanlığı tarafından belirlenen kişilerce yürütülecektir.

KURULLARIN PARA KAYNAĞI

Bir kurulun kimlerden ve nasıl oluştuğu kadar, o kurulun para kaynağı da önemlidir.

Hatta daha önemlidir.

“Parayı veren düdüğü çalar”, ya da “kimin ekmeğini yiyorsan onun kılıcını çalarsın” gibi atasözleri, paranın kaynağının önemini anlatmaya yetecektir.

*

İşçiler için oluşan Yüksek Hakem Kurulu’nun toplantılarına katılacak olan asil ve yedek kişilerin ve sekretarya işlerini yapacak olanların alacakları harcırahlar ve kurul toplantı masrafları için, Yüksek Hakem Kurulu’nun yapısını belirleyen 5356 Sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu şöyle diyor;

“…yapılacak ödemeleri karşılamak üzere gerekli ödenek Bakanlık bütçesine konulur”

Demek ki kurulun masraflarını iktidar bütçesi karşılayacak.

*

Memurlar için oluşan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu ise, kurul masraflarının nasıl karşılanacağını biraz daha ayrıntılı belirtiyor.

Şöyle diyor;

“Her toplantı günü için toplantıya katılan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Başkanına (5000), üyelere (4500) gösterge rakamının, memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda, toplantı ücreti ödenir.

Toplu sözleşme görüşmeleri ile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu çalışmalarına katılacak olanların ağırlama, konaklama, yolluk ve gündelikleri ile diğer her türlü giderleri sekretarya hizmetlerini yürüten kurum bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.”

*

Görüldüğü gibi her iki yasada da, kurulların masrafları ve kurullardaki fertlere yapılacak ödenekler, iktidarların hazırladığı bütçeler tarafından karşılanmaktadır.

Masrafları iktidar tarafından karşılanan, kurul üyesi herkese ayrı ayrı ödeme yapılan, konaklama ve ağırlama giderleri karşılanan, “yolluk ve gündelik” adıyla ödemelerin de yapıldığı bir kurulda, emekçilerin iktidardan taleplerinin görüşüldüğü bir ortamda, iktidar aleyhine bir karar çıkması mümkün müdür?

Bir kurulun bağımsız çalışabilmesi için, mali bakımdan da bağımsız olması şarttır.

Bu tür kurullar için bağımsız fonlar oluşur.

Fonların yönetiminde ve denetiminde, işçi ve memur sendikalarının da bulunması halinde, bağımsız bir hakem heyeti için gerekli şartlardan biri, ancak o zaman oluşmuş demektir.

SONUÇ

• Her iki yasada da Hakem Kurulları, Cumhurbaşkanlığı sisteminin şubesi gibidirler.

• Kurullardaki kişilerin çoğunluğunu Cumhurbaşkanlığı atamaktadır.

• Kurulların sekretaryasını, kurulların görüşüne başvuracağı uzmanları, görev yapacak rapor yazıcıları dahi Cumhurbaşkanlığı belirlemektedir.

• Kurulların bütçesi, Cumhurbaşkanlığı iktidar sisteminin bütçesinden karşılanmaktadır.

• Kurullardaki bireylerin ağırlama, konaklama, yolluk ve gündelikleri ile Cumhurbaşkanlığı iktidar sisteminin bütçesinden karşılamaktadır.

• Toplamda, Cumhurbaşkanlığı sisteminin şubesi durumundaki kurullara, itiraz hakkı olmayan karar yetkisi de verilerek, işçi sınıfının önüne, grev yasakları ve örgütlenme engellerine ek olarak, bir engel daha getirilmektedir.

• Kapitalizmin yasa yapıcıları, emekçilerin pazarlık şansında bile bir gedik bırakmamaya çalışmışlar.

• Emekçiler ve sendikaları, masaya üç sıfır farkla oturmaktadır.

• Hakem Kurulları ise,, görüldüğü gibi emekçilerin aleyhine düzenlenmiştir.

• Bu gerçeğe gözün kapatılması, her defasında duvardan geri dönmeyle sonuçlanmaktadır.

• Anayasanın 90. Maddesinden doğan haklar için mücadele bu durumda daha da önem kazanmaktadır.

• Yasalardaki emekçiler aleyhine hükümlerin değiştirilmesi için mücadele bu durumda daha da önem kazanmaktadır.

• Ücret ve sosyal haklar için mücadele, anti demokratik yasalara, sisteme karşı mücadele sorunu haline gelmiştir.

• Ancak sendikalarımız, Hakem Kurullarının bu emekçi karşıtı yapısını bile toplumun önüne getirmediler. İşçiye, memura bunları anlatmadılar.

• Kurulların yapısının değiştirilmesi için mücadeleyi bile gündemlerine almadılar.

• Bunca olumsuzluk arasında bir ayrıntı; Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu, 11 kişiden oluşan “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanır” demektedir. Sendikaların kuruldaki dört üyesinin katılmaması halinde toplantı yeter sayısı oluşamıyor. Sanırım yasa yapıcıların gözden kaçırdığı bu ayrıntı, sendikaların elini kuvvetlendirecek önem haline gelebilir.

Mehmet Akkaya / 26 Ağustos 2025

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
BU “HAKEM KURULLARI” NEYİN NESİDİR?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin